Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/184 E. 2023/40 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/184 Esas
KARAR NO : 2023/40

DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 10/04/2013
KARAR TARİHİ : 24/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin eski ünvanı ile … A.Ş de pay sahibi olduğunu, … Sicil Müdürlüğü’ne … no ile kayıtlı olan bu şirketin 100.000 TL kıymete sahip 100 hissesine karşılık hamiline yazılı hisse senetleri le buna bağlı kuponları aldığını, şirketin müvekkilinin pay iktisap tarihinden sonra yapılan değişikliklere uğradığını, birleşme ve ünvan değişikliği sonrasında … A.Ş ünvanını aldığını, nihayetinde şirketin… A.Ş isimli … Ticaret Sicil Müdürlüğüne …sicil numarası ile kayıtlı şirkete tasfiyesiz infisah yoluyla bütün aktif ve pasifi ile devrolduğunu ve … Ticaret Sicil Müdürlüğündeki kaydının silindiğini, müvekkilinin pay sahibi olduğunu, yok sayılmasının hukuka aykırı olduğunu beyanla, müvekkilinin maliki olduğu hamiline yazılı hisse senetlerinin dava tarihi itibariyle davalı şirkette ulaştığı değerin ve pay sahipliği hakkının tespitine ve pay sahipliğinin pay defterine işlenmesine, ayrıca paylara isabet eden tüm mali hakların fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000 TL sinin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davacının hissedarı olduğu şirketin …da kurulmuş bir şirket olduğunu, müvekkili şirket tarafından bu şirketin 2012 yılında devralındığını, bu tarihte yeni ortakların ve yöneticilerin hiç birinin 70 yıllık geçmişin ne olduğunu bilmelerinin mümkün olmadığını, davacının hissedarlığını gösterir herhangi bir iz yada emarenin de bulunmadığını, aradan geçen 70 yıllık zamana karşılık davacı alacağı var ise de zaman aşımına uğramış olacağını beyanla zaman aşımı ve esas yönünden davanın reddini talep etmiştir.
Dava, şirketteki pay sahipliği ile alacağın tespiti, bu tespitin pay defterine işlenmesi ve şimdilik 5.000 TL nin faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce dosya bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş, dosyadaki deliller ve şirket kayıtları üzerinde yaptırılan inceleme sonucunda düzenlenen 27/06/2014 tarihli raporda bilirkişiler, davacının davalı şirkette 18.500.000.000 pay içinde 1.083.915 adet paya sahip olduğunun kabul edilebileceği, bunun nominal değerinin ise 10.839,15 TL 31/03/2013 tarihi itibariyle karşılığının ise 6.002,17 TL olarak belirledikleri yönünde rapor düzenlemişlerdir.
Mahkememizce dosya oluşturulan yeni bir bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş ve 16/04/2015 tarihli rapor aldırılmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itiraza uğramış olmakla, itirazların tartışılması ve yeniden tespitte bulunulması bakımından dosyamız bu kere resen tayin edilen …, …ve …’na tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti 16/04/2015 tarihli raporları ile davalı şirketin 2012 yılında … A.Ş nin nama yazılı tüm paylarını devralırken, … ın ticaret sicili kayıtlarında davacının pay sahibi bulunduğunu gösterenhir hnagi bir kaydın mevcut olmadığını, davalı sicil kayıtlarına güvenerek pay devralma işleminin gerçekleşmediğinin söylenebileceğini, davacının davalıya yönettiği husumetin hukuken geçerli olmadığını, husumet davacıya hamiline yazılı hisse senetlerinin türünü değiştirerek nama yazılı hale getiren, yeni senetleri kendisine teslim etmeyen ve bunlarla ilgili bedelsiz sermaye arttırımı, kar dağıtımı gibi haklardan kendisini yararlandırmayan eski grup şirketleri yöneticilerine davasını yöneltmesi gerektiğini, davacının pay sahipliği sıfatı bulunmadığını bu nedenle pay ile ilgili haklardan yararlandırılmasının da mümkün olmadığını rapor etmişlerdir.
Dosyaya sunulan … A.Ş nin 100 adet hamiline yazılı hisse senedi kupon fotokopileri ve her iki bilirkişi raporunda ki pay sahipliği sıfatı yönünden yapılan tespitler göz önünde bulundurularak; davacının elinde bulundurduğu hisse senedi kuponlarına göre … A.Ş nde pay sahibi olduğu görülmektedir.
Davalı vekili pay sahipliği sıfatı yönünden zaman aşımının gerçekleşmiş olduğu savunmasını getirmiş ise de pay sahipliği sıfatı zaman aşımı ile yitirilmesi mümkün olmadığından, zaman aşımı iddiasının yerinde olmadığı kabul edilmiştir.
Mahkememizce aldırılan her iki bilirkişi kurulu raporunda, davacının … A.Ş hisse senetlerini elinde bulundurduğu zaman dilimi içerisinde bu şirketin birden çok ünvan değişikliği yaptığı, birleşme ve devir gibi hukuki işlemlere konu olduğu, davacının elinde bulundurduğu hisse senetlerini de dahil olduğu hamiline yazılı pay senetlerinin tamamının 1993 yılında nama yazılı hale dönüştürüldüğü, şirket bünyesinde yapılan ünvan değişikliği, birleşme, devirler ve sermaye arttırımları sonucunda … A.Ş nin davalı … A.Ş ye devrolduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde, 2014/832 Esas 2015/571 Karar sayısı ile 15/09/2015 tarihinde,” Mahkememizce kabul edilen 16/04/2015 tarihli bilirkişi raporunda tespit edildiği şekilde, davacının sahip bulunduğu hamiline yazılı pay senetleri 1993 yılında … A.Ş bünyesinde alınan karar ile hamiline yazılı senetlerin nama yazılı senetlere dönüştürülmesi sırasında, şirket kayıtlarına alınıp sahibi belli olmayan senetlerin saklanması yoluna gidilmediği, 1993 yılından sonra şirket bünyesindeki işlemlerde davacıya ait pay sahipliğinin kayıtlarda mevcut olmadığı, davacının şirketi devraldığı sırada da şirket kayıtlarında ve ticaret sicil kayıtlarında davacının pay sahipliğine ilişkin her hangi bir kayıt bulunmadığından, davalının şirket ve ticaret sicil kayıtlarına itibar ederek şirket devrini almış olduğu kabul edilerek, davacının davasının … A.Ş nin hisselerinin tamamının 1993 yılında nama yazılı hale dönüştürülmesine ilişkin şirket yöneticilerine yöneltmesi gerekir iken, davalıya karşı yöneltmesinden dolayı” davacının davasının husumet nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz kararı taraflarca temyiz edilmekle, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/3394 Esas 2017/7392 Karar sayısı ile 19/12/2017 tarihinde “Somut olayda davacı … A.Ş’nin toplam 100.000 TL itibari kıymette, 100 hissesine karşılık hamiline yazılı hisse senetlerinin sahibi olduğunu, unvan değişiklikleri ve birleşmeler sonucu … A.Ş’nin davalı şirkete dönüştüğünü iddia etmiş, yargılama sırasında alınan her iki bilirkişi raporunda da bu husus incelenmiş ve hatta ilk bilirkişi raporunda davacının, davalı şirketteki muhtemel hissesinin karşılığı dahi tespit edilmiştir. Ancak, hükme esas alınan ikinci bilirkişi raporunda, davacının hissedar olduğu … A.Ş’nin hisselerinin tamamının 1993 yılında nama yazılı hale dönüştürüldüğü, bu aşamada şirketin henüz aynı unvan altında varlığını devam ettirdiği, hamiline yazılı hisse senedi sahibinin bu aşamada nama yazılı senetlerini şirketten talep etmemişse şirket tarafından yapılması gerekenin hamiline yazılı hisselerin kime ait olacağı bilinemeyeceğinden kupür numaraları ile bu senetleri tespit edip, ileride ortaya çıkacak malike bunları tevdi etmek üzere saklaması ve bu nedenle davacı taleplerinin … A.Ş. yöneticilerine yöneltilmesi gerektiği, çünkü hisse senetlerinin akibetini, nama çevrilmiş ise, bunların şimdi kimin ya da kimlerin elinde olduğunu şirketin yöneticilerinin bilebileceği değerlendirmesinde bulunulmuş, mahkemece de bu değerlendirme doğrultusunda davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, davacının 1993 yılına kadar …A.Ş’nin ortağı iken, 1993 yılından sonra ortaklığının ne şekilde yok olduğu anlaşılamamaktadır. Bu itibarla, davacının hissedar olduğu … A.Ş. davalı şirkete dönüşmüş ise, … A.Ş’ne yöneltilecek tüm talepler 6762 sayılı TTK 151, 6102 sayılı TTK 136/4 ve 153/1. maddeleri uyarınca külli halefi olan davalıya karşı ileri sürülebileceğinden husumet davalı şirkete yöneltilmelidir. Bu durum karşısında, davacının hisselerinin ketmedilip ketmedilmediğinin incelenmesi, ketmedildiğinin anlaşılması halinde ise, hisselerin kimin elinde bulunduğu da belirlenerek, davacıya işbu kişilere dava açmak üzere süre verilip, açılan davaların da bu dava ile birleştirilmesi sureti ile inceleme yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığı” gerekçesi ile mahkememiz kararı bozulmuştur.
Dava dosyası mahkememizin 2018/184 Esas sırasına kaydedilmiş, Usul ve Yasa hükümlerine uygun olan Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 19/12/2017 tarih, 2016/3394 Esas, 2017/7392 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı vekiline Yargıtay Bozma ilamında açıklanan … A.Ş., …A.Ş.’ye dönüşmüş ise husumet bu davaya yöneltilmelidir, bu durumda davacının hisselerinin ketm edilip edilmediği, edilmiş ise hisselerin kimin elinde olduğu belirlenip, bu kişilere karşı dava açılması gerektiği yönündeki bozma gerekçesi nedeniyle davacıya ait hisselerin ketm edilip edilmediği, ketm edilmiş ise, hisselerin kimin elinde olduğuna dair beyanda bulunması için süre verilmiş, davalı vekilince kayıtlarında davacının pay sahibi olduğuna ilişkin bir bilgiye rastlamadıkları, bu durumun ortaya çıkması için hisseleri bize devreden …’in kayıtlarının incelenmesinin gerektiği beyan edilmiş ve bu nedenle davanın …’e ihbarı için beyanda bulunmak üzere süre talep edilmiş, dava anılan şirkete tebliğ ve ihbar edilmiştir.
Dosyanın bilirkişiler …, … ve …’ye verilerek; davalının defter ve belgeleri üzerinde, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapıp, davacının hisselerinin ketmedilip edilmediği, edilmiş ise kimin elinde olduğuna dair rapor düzenlemelerinin istenmesine karar verilmekle, dosyamız bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ” Davalı şirket kayıtları, pay defteri, genel kurul tutanakları ve sicil kayıtlarının incelenmesi neticesinde, davacıya ait hamile yazılı payların, nama yazılı hale çevrilmesinden sonra, Davacının pay sahipliğine ilişkin herhangi bir kayda rastlanmadığı, 1993 yılında davacının hamile yazılı paylarını elinde bulundurduğu …Tic. A.Ş.’nin 27.04.1993 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan esas sözleşme değişikliği kararı ile hamile yazılı pay senetlerinin nama yazılı hale çevrildiği, … A.Ş.’nin, Bakanlık Komiseri’nin de katılım sağladığı 27.04.1993 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’nda toplantı nisabının 4100 olmasına rağmen hazirun cetvelinde davacının isminin yer almadığı, Hazirun cetvelinin tetkikinden, bu tarih itibariyle davacının şirkette pay sahibi olarak görünmediği, nama yazılı pay senetlerinin bastırılarak pay sahiplerinin pay defterine kaydedildiği dönemde davacının söz konusu payları elinde bulundurup bulundurmadığının, paylarının ketmedilip ketmedilmediğinin; payları elinde bulundurduğunun kabulü halinde ise kendisine teslim edilmesi gereken pay senetlerinin yönetim kurulu tarafından kim/kimler adına düzenlendiğinin saptanmasının mümkün olamayacağı, davacının 27.04.1993 tarihli genel kurul toplantısına yönetim kurulunca yetkisiz kişilerin kabul edildiği ve/veya kendisine teslim edilmesi gereken nama yazılı pay senetlerinin üçüncü kişiler adına düzenlenerek bu kişilere teslim edildiği yönündeki iddianın muhatabının söz konusu işlemleri yürütmüş olan yönetim kurulu üyeleri olduğu, davacı tarafın, davasını; hamile yazılı payların nama yazılı hale çevrilmesine ilişkin işlemleri yürüten, nama yazılı yeni pay senetlerini kendisine teslim etmeyen ve bunlarla ilgili bedelsiz sermaye artırımı, kar dağıtımı gibi haklardan kendisini yararlandırmayan eski şirket yöneticilerine yöneltebileceği, sonuç ve kanaatine ulaşıldığı” 17.12.2019 tarihinde rapor edilmiştir.
Aldırılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itizara uğramış olmakla, mahkememizce aldırılan raporun dava konusu uyuşmazlığı karşılamadığı ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı kanaatine varılmakla, dosyamızın bu kez bilirkişiler…, …, …, … ve …’e verilerek; Davalı ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapmak sureti ile Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda, davacının hissedar olduğu … AŞ’nin davalı şirkete dönüşmesi sırasında davacının hisselerinin ketmedilip ketmedilmediği, ketmedildiğinin anlaşılması ve tespit edilmesi halinde hisselerin kimin elinde olduğunun tespitine yönelik bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor düzenlemelerinin istenilmesine karar verilmiş, yaptırılan inceleme sonunda, bilirkişiler tarafından “davacının talebinin kendi hissesine tekabül eden sermaye artışından kaynaklanan bedelsiz paylarda dahil davalı şirketteki hisse oranının ve bu oranın dava tarihi itibariyle değerinin tespiti, yine hisselerine tekabül eden kar paylarının tespiti istemine ilişkin olduğu, dosyada yer alan belgeler neticesinde, davacının elinde bulundurduğu hisse senedine, davalı şirketin 23/04/1993 tarihli genel kurulda alınan kararından sonra sahip olduğu yönünde kanaat oluştuğu, bir anonim şirketin pay sahiplerinin esas sözleşme ile belirlendiğinden ve belirli koşullarda değişebileceğinden iyi niyetli iktisaptan bahisle anonim şirketin pay sahibi sayısının değiştirilebileceği, ayrıca davacının esas sözleşmenin ile nevi değiştirilmiş bir hisse senedini iyi niyetle iktisabının söz konusu olamayacağı, davacının hisse senedini tahvilden önce elde ettiğini ispatlaması halinde yeniden bir değerlendirme yapılması gerektiği” 04/03/2021 tarihinde rapor edilmiştir.
Aldırılan rapor taraf vekillerine tebliğ edilmekle, dosyanın önceki bilirkişi kuruluna verilerek; davacının sahip olduğu hamiline hisse senetlerine bağlı kuponların nama yazılı hisse senedine çevrilme tarihindeki hisse miktarı, bunların dava tarihi itibariyle değeri, kimin elinde olduğuna dair ek rapor düzenlemelerinin istenilmesine karar verilmiş, bilirkişiler tarafından “Dava konusu hamiline yazılı hisselerin nama yazılı hale getirildiği tarih olan 27.04.1993 tarihi itibariyle adedinin 16.593, dava tarihi olan 10.04.2013 itibariyle ulaştığı miktarın 1.083.915 adet olduğu, dava tarihi itibariyle dava konusu hisselerin değerinin 6.002,17 TL olduğu, dava konusu hisselerin davacı …’in elinde olduğu,” 29/03/2022 tarihinde rapor edilmiştir.
Aldırılan ek rapor da taraflara tebliğ edilmiş, davacı davasında, pay sahipliğinin tespiti ve paylarına ilişkin mali hakların tespit ve tahsilini talep etmiş olduğundan; dosyanın önceki bilirkişi kuruluna verilerek, davacının tespit edilen paylarının 27/04/1993 tarihi itibariyle hisseleri üzerinden alması gereken tüm mali hakların, dava tarihi itibariyle parasal değerinin hesaplanarak rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş, bilirkişiler tarafından ” Dava konusu hamiline yazılı hisselerin nama yazılı hale getirildiği tarih olan 27.04.1993 tarihi itibariyle 29,482,22 TL değerindeki 16.593 adet hissenin, dava tarihi olan 10.04.2013 itibariyle ulaştığı değerin 1.Adi Kanuni Faize göre 21 kuruş, 2.Avans Faizine göre 31 kuruş, 3.Reeskont Faizine göre 27 kuruş, 4.Temerrüt Faizine göre 21 kuruş, 5.Ticari Temerrüt Faizine göre ise 25 kuruş olduğu, Birinci ek raporda da belirtildiği üzere dava tarihi (10.04.2013) itibariyle dava konusu hisselerin özkaynak yöntemine göre yapılan hesaplama sonucu değerinin 6.002,17 TL olduğu, başka deyişle dava konusu hisselerin 10.04.2013 tarihindeki değeri paranın zaman değerine göre 1. maddede verildiği gibi, özkaynak yöntemine göre ise 2. Maddede verildiği gibi olduğu, aradaki farkın özkaynak yöntemi ile paranın zaman değerinin farklı değişkenleri esas almasından kaynaklandığı, Dava konusu hisselerin davacı …’in elinde (mahkeme kasasında muhafaza edilmektedir) olduğu ,sonuç ve kanaatine varıldığı” 12.12.2022 tarihinde rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, maliki olunan hamiline yazılı hisse senetlerinin değerinin ve davacının pay sahipliğinin tespiti istemine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlık; … A.Ş’nin ünvan değişiklikleri sonucunda davalı …Ticaret A.Ş ne dönüşüp dönüşmediği, davacının … A.Ş’nde ki hisse senetlerinin, nama çevrilip çevrilmediği, ketmedilip ketmedilmediğinden kaynaklanmaktadır.
Davacının elinde bulundurduğu hisse senedine, davalı şirketin 23/04/1993 tarihli genel kurulda alınan kararından sonra 27/04/1993 tarihinde sahip olduğu, davacının davalı şirkette 16.593 adet hissenin bulunduğu, hisselerin edinilme tarihine en yakın tarih olan 31/12/1992 tarihli bilonçoda yer alan şirket özvarlıklarına göre hisse değerinin 29.482,22 TL olduğu, dava tarihi olan 10/04/2013 tarihi itibariyle hisse güncel değerinin 6.002,17 TL olduğu, avans faizi esas alındığında talep edebileceği mali hakların 309.848,04 TL olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporunun tarafsız, bilimsel veriler ve dosya kapsamı ile uyumlu, denetine elverişli olduğu; davacının dava tarihi itibariyle davalı … A.Ş de değeri 6.002,17 TL olan 1.083.915 adet pay sahibi olduğu kanaatine varılmakla, davacının davasının kabulüne ve davacının pay sahipliğinin davalı şirket pay defterine işlenmesine, paya isabet eden güncel hisse değerinin taleple bağlılık ilkesi gereğince 5.000 TL nın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE, davacının dava tarihi itibariyle davalı … A.Ş de değeri 6.002,17 TL olan 1.083.915 adet pay sahibi olduğunun TESPİTİNE, pay sahipliğinin pay defterine işlenmesine, paya isabet eden mali haklar toplamı 5.000 TL nın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 341,55‬ TL karar ve ilam harcından 85,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 256,15‬ TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 85,40 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan toplam 15.425,45‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde bakiye avansın ilgilisine iadesine,
dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük sürede YARGITAY YOLU açık olmak üzere karar verildi. 24/01/2023

Katip Hakim
e-imzalıdır e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”