Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/16 E. 2018/1122 K. 13.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/16 Esas
KARAR NO : 2018/1122

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/02/2014
KARAR TARİHİ : 13/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilince davalıya güvenlik hizmeti verildiğini, ancak bir kısım alacaklarının ödenmediğini, bu nedenle … 26. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile takibe geçtiklerini, ancak davalının haksız ve kötü niyetli itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde, takip alacaklısına hiç bir borcu bulunmadığını ve tüm borç ile ferilerine itiraz ettiğini beyan ettiği görülmüştür.
Dava, taraflar arasındaki güvenlik hizmet sözleşmesi kapsamında, alacağa ilişkin düzenlenen fatura kapsamındaki alacağın, tahsili amacı ile yapılan icra takibine itirazın iptali ve % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkememizce dava konusu … 26. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takip dosyası celp edilmiş, tetkikinden; davacı alacaklının davalı borçlu aleyhinde 14 adet fatura toplamı 61.711,08 TL alacağının tahsili bakımından 30/01/2014 tarihinde takibe geçtiği, takip tarihinden itibaren asıl alacağa % 11,75 TL temerrüt faizi işletilmesini talep ettiği, ödeme emrinin davalı borçluya 03/02/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalının süresinde borca ve ferilerine itiraz etmiş ve böylece takibin durduğu ve davanın da süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, icra takip dosyası ve tüm dosya kapsamı ile tarafların ticari defter, kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve Mali Müşavir bilirkişi …; dava konusu 14 adet fatura ile ilgili bir ihtilafın bulunmadığını, taraflar arasındaki ihtilafın davalının ödemeleri hususunda olduğunu, tarafların dava konusu bu ticari ilişkileri haricinde kardeş şirketleri arasında da ticari ilişki bulunduğunu, davacı … A.Ş olup, dava dışı 30/10/2010 tarihli süre uzatım protokolünde … Ltd Şti nin imzası bulunduğunu, öncelikle bu hususun aydınlatılması gerektiğini, anılan iki şirket arasında bir illiyet bağı olmadığı takdirde davalının davacıya ödediği 4 adet ödemesi mahsup edildikten sonra oluşan cari hesaptan dolayı davacının davalıdan 61.711,08 TL alacaklı olacağını ve tarafların tacir olması nedeni ile TCMB avans faiz hesabı yapılması gerektiğini rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflar rapora karşı beyanlarını sunmuşlar ve dosyamız ek inceleme yapılmak üzere yeniden bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişi; dava ve icra takip dosyasını yeniden incelemesi sonucunda kök raporundaki tespitlerinde bir değişiklik olmadığını rapor etmiştir.
Alınan ek raporda taraflara tebliğ edilmiş, davacı taraf davanın kabulünü talep eder iken davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkememizden verilen 2014/987 Esas, 2015/49 Karar sayılı, 03/02/2015 tarihli kararda “…mahkememizce yasaya uygun inceleme ve araştırma yapılmış, alınan bilirkişi raporu bilimsel, tarafsız, denetime elverişli olmakla, mahkememizce karar vermeye yeterli görülmüş ve hükme esas alınmış ve tüm dosya kapsamı da birlikte değerlendirildiğinde, davanın icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, davacının lehine delil niteliği taşıyan ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ve dosya kapsamındaki taraflar arasındaki cari hesap dökümü ve bu hesap kapsamında yapılan ödeme ile cari hesap kayıtları ve defter kayıtları ile örtüşen faturalara göre, davacının talep ettiği üzere davalıdan 61.711,08 TL alacaklı olduğu subuta ermekle ve davacının davasının kabulü ile davalının … 26. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında ki itirazının iptaline ve takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 11,75 oranında faiz uygulanmak üzere devamına, borç likit ve belirlenebilir olduğundan davacının icra inkar tazminatı taleplerinin de kabulüne…” karar verilmiştir.
Mahkememizden verilen 2014/987 Esas, 2015/49 Karar sayılı, 03/02/2015 tarihli karar, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2015/6512 Esas 2017/3138 Karar Sayılı 08/11/2017 tarihli ilamında “…davacı ile davalı arasında 18.04.2009 tarihinde başlayan ve devam edegelen hizmet sözleşmesinin bulunduğu, en son süre uzatım protokolü ile 31.10.2010 tarihinden 31.04.2011 tarihine kadar uzatılan sözleşmenin ise … Şirketi tarafından imzalandığı, hizmetin devam ettirildiği, bilirkişi raporu ile de görüldüğü üzere davalı tarafından 10.01.2014 tarihine kadar ödemelerin devam ettiği, … Şirketine yapılan bu ödemelerin toplamının 267.653,68 TL olduğu sabittir. Mahkemece hizmeti veren şirket ile ödemeyi alan şirket arasında organik bağ kurulmadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, …. Şirketi ile yapılan son sözleşmenin daha sonra devam edip etmediği, yani … Şirketi ile davalı arasında ayrıca bir sözleşme ilişkisinin bulunup bulunmadığı ve yapılan bu ödemelerin başka bir hizmet ilişkisine ait olup olmadığı noktası yeterince aydınlatılmamıştır. Son sözleşme … Şirketi ile yapılmış olması nedeniyle, daha sonraki ödemelerin … Limited Şirketine yapılmış olması doğaldır. Limited şirketine yapılan ödemelerin başka bir hizmet ilişkisine ait olduğu iddia ve ispat edilmez ise, bu ödemelerin dava konusu hizmet sözleşmesi gereğince yapılmış olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle mahkemece yukarıda belirtilen hususlarda gerekli inceleme yapılarak sonuca göre karar verilmesi gerektiği…” gerekçesiyle bozulmuş olup, bozma ilamı kesinleşmekle dosya resen ele alınarak yargılamaya mahkememiz 2018/16 esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Yargıtay bozma sonrası davalı vekili davalı … Ticaret A.Ş.’nin … Ltd. Şti. ile aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını herhangi bir sözleşme yapmadıklarını, ticari ilişkilerinin … ile olduğunu, bu şirketle aralarındaki ticari ilişki kapsamında da tüm borçlarını ödemiş olduklarını bu nedenle davacıya borçlarının bulunmadığını beyan etmiş, davacı … vekili bozma sonrası yapmış olduğu beyanında müvekkili şirketin davalı ile güvenlik hizmeti verilmesi konusunda uzun yıllar ticari ilişkilerinin olduğunu, dava dışı … Ltd. Şti. ile davalı arasında başka bir sözleşme bulunup bulunmadığını bilmedilerini beyan ettiği görülmüştür. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2015/6512esas, 2017/3138 karar sayılı bozma ilamında hizmeti veren şirket ile ödemeyi alan şirket arasında hizmet ilişkinin olup olmadığının aydınlatılması gerektiği ve bu nedenle kararın bozulmasına karar verilmiş olduğu, dosya içerisindeki delillerden davalı ile son güvenlik hizmeti sözleşmesinin dava dışı … Şti. ile yapılmış olduğu, takip konusu alacağa ilişkin davalı ile dava dışı … Şti. arasında herhangi bir hizmet sözleşmesi ilişkisinin bulunmadığı, dosya içerisine bulunan ticaret sicil kayıt örneklerinden davacı … ile … Ltd. Şti.’nin adres ve ortaklarının aynı olduğu, aldırılan bilirkişi raporlarında, dava ve takibe konu fatura ve bu faturalara ilişkin ödeme kayıtlarında ihtilaf bulunmadığının tespit edildiği, davacı … ile dava dışı … Ltd. Şti. arasındaki ilişkinin ve davalı tarafından yapılan ödemelerin aynı sözleşme kapsamında yapılan ödemeler olarak kabul edilmemesi halinde ödenmeyen fatura değeri olan 61.711,08 TL’den davalının sorumlu olabileceği yönünde kök rapor düzenlenmiş olduğu, bilirkişiden aldırılan ek raporda; dava ve takibe konu faturalar ilişkin davalının yapmış olduğu ödemeler itibariyle gerek davacı … gerekse dava dışı … Ltd. Şti.’nin yapmış olduğu ödemelerin bu faturaların ödemesi olarak kabul edilmesi halinde davacının talep edeceği alacağının bulunmadığını rapor edildiği, dosyaya sunulan deliller ve taraf defter ve belgeleri üzerinde yaptırılan incelemede, davalı ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında fatura tarihleri itibariyle herhangi bir güvenlik hizmet alımı sözleşmesi bulunmadığı, davalının takibe konu faturalara ilişkin yaptığı ödemelerin davacı …’nin alacağına ilişkin ödemeler olduğu, davalı ile son hizmet sözleşmesinin dava dışı … Ltd. Şti. ile yapılmış olması da davalının yaptığı bu ödemelerin dava ve takibe konu faturalara ilişkin ödemeler olduğu, bu nedenle davacının davalıdan takibe konu faturalar ödenmiş olması nedeniyle alacağı bulunmadığından davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 35,90 TL’nin, peşin alınan 745,40 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 709,50 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 7.138,22 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük sürede Yargıtaya temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.13/11/2018

Katip …

Hakim …

Harç Beyanı
K.H.= 35,90 TL
P.H.= 745,40 TL
İ.H.= 709,50 TL