Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/149 E. 2020/858 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/149 Esas
KARAR NO : 2020/858

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/02/2018
KARAR TARİHİ : 22/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirket ile davalı arasında, davalının satış lisansına sahip olduğu her türlü sigortacılık ve bireysel emeklilik faaliyetine ilişkin olarak acentecilik ilişkisinin tesisi konusunda, 01.08.2016 tarihli, acentelik sözleşmesi imzalandığını, sözleşmesinin 26. maddesinde taraflar, sözleşmenin 01.08.2016 tarihinden itibaren 1 yıl geçerli olduğununun, sözleşmenin sona erme tarihinden itibaren bir ay önce noter aracılığı ile haber verilmediği takdirde, sözleşmenin otomatik olarak bir yıl daha uzayacağını kararlaştırıldığını, sözleşmenin davalı tarafça bir yıllık süre dolmadan haksız olarak tek taraflı olarak feshedildiğini, haksız fesih nedeni ile müvekkil şirketin kar kaybına uğradığını beyan ile davalı tarafça sözleşmenin haksız olarak feshi nedeni ile müvekkilinin yoksun kaldığı karın, uğramış olduğu zararın, yapmış olduğu masrafların ve tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 16/11/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişilerce yeniden bilirkişi raporu alınmasına, mahkeme aksi kanaatte ise fazlaya ilişkin talep, dava ve ıslah hakkımız saklı kalmak kaydıyla davamızı bilirkişi marifetiyle hesaplanan 52.242,00 TL kar kaybı üzerinden ıslah ederek kaybın avans faizi ile birlikte tarafımıza ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını beyan ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davacının TTK kapsamında tacir sıfatını haiz olup hem TTK hem de taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmesi gereği ticari defterleri ve her türlü kaydı eksiksiz tutmakla yükümlü olduğundan, belirsiz alacak davası açmada hukuki menfaati bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, dava dilekçesindeki vakıaların HMK 119/f fıkrası gereği hangi delillerle ispat edileceği ilişkilendirilmediğinden, HMK 119.maddeye aykırılıktan dolayı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmektiğini, taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden, sözleşmenin eki niteliğinde olmak üzere 01.08.2016 tarihinde ise 2016-16 ve 2016-17 numaraları iki protokol akdedildiğini, davacının fesihten önce, acentelik sözleşmesine aykırı hareket ettiği ve söz konusu ihlalin devamı halinde hukuki süreçlere başvurulacağı konusunda yasal ihtar ile uyarıldığını, söz konusu uyarılar doğrultusunda faaliyete devam edilmemesi ve sözleşmenin ihlali niteliğindeki davranışların sürdürülmesi nedeniyle de müvekkilince acentelik ilişkisi sona erdirildiğini, feshin haklı ve geçerli olduğunu, davacının kendi kusuru ile feshe sebep olduğundan denkleştirme talep edemeyeceğini beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin davalı tarafından feshi nedeniyle davacı acentenin uğradığı kar kaybının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce dosyamız mali müşavir bilirkişi …, sigortacı bilirkişiler Doç … ve Doç. Dr. …’a verilerek taraf defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesi kapsamında davalı tarafından sözleşmenin haksız fesih nedenlerinin oluşup oluşmadığı, haksız fesih nedeniyle davacının kar kaybının oluşup oluşmadığı varsa miktarına ilişkin rapor düzenlenmesinin istenmesine karar verilmiş, dosya bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti 13/06/2019 tarihli raporlarında; dava konusu anlaşmazlığın sözleşme feshinin haklı olup olmadığının ispati açısından kar kaybı miktarının tespiti için defter incelemesi ile ilgili talep değerlendirilerek raporun tamamlanabileceği yönünde görüş bildirmişlerdir.
Mahkememizce dosyanın önceki bilirkişi heyetine yeniden verilerek, dosyada eksik delil olup olmadığı ve bunun toplanıp toplanmayacağının ve buna ilişkin usulü işlemin taktirinin mahkemeye ait olması nedeniyle, önceki ara kararı uyarınca inceleme yapmak üzere önceki bilirkişi kuruluna verilmesine karar verilmekle, dosyamız bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti 03/01/2020 tarihli ek raporlarında; davacı taleplerinden olan kar kaybı ile ilgili yapılan incelemede davalının sözleşmeyi haksız fesih etmiş olması halinde, davacının talep edebileceği kar kaybının davacının kayıtlarına göre 52.242,00 TL, ancak davacının defterlerinin gelişigüzel tutulmuş olduğundan, tazminat hesabında davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olan komisyon bedelleri ile hesaplama yapılıp kar kaybı hesaplaması yapılması gerektiğini, davalı kayıtlarına göre ise haksız fesih nedeniyle kar kaybının iki aylık bakiye süreye istinaden 19.806,00 TL olarak hesaplandığını rapor etmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinden;
Davacı ile davalı arasında 01/08/2016 tarihli acentelik sözleşmesinin akdedildiği, sözleşme ile davacının davalı sigorta şirketinin acentesi olarak faaliyet gösterme edimini üstlendiği, sözleşmenin 1 yıl geçerli olacağının, kararlaştırılan bu tarihten bir ay önce noter kanalı ile bildirim yapılmadığı takdirde, 1 yıl daha uzayacağının kararlaştırılmış olduğu, davalının 15/05/2017 tarihli ihtarı ile sözleşmeyi tek taraflı olarak 11/05/2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tek taraflı olarak feshedilmiş olduğu, davanın, davacının davalının erken, tek taraflı feshi nedeni ile ve feshin haksız olduğu iddiası ile ile sözleşmenin bitimine kadar uğradığı kar kaybının tahsilini talep eder olduğu, davalının feshin haklı nedene dayandığını ve davacıya borçlu olmadığının savunduğu, taraflar arasındaki ihtilafın feshin haklılığı, davacının sözleşmenin bitim tarihinden 2-3 ay gibi bir süre öncesinde bitmesi nedeniyle her hangi bir kar kaybına uğrayıp uğramadığı, uğramış ise bunu talep edip edemeyeceği hususlarından kaynaklandığı, davacının davalı adına bireysel emeklilik sigorta sözleşmesi yapılması hususunda sigorta aracılık hizmeti verdiği, davalı sigorta şirketinin sözleşmelerin katkı payı üzerinden davacı acenteye avans komisyonu vermeyi üstlendiği, mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtlarının inceletildiği, ancak davacının açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun ve süresinde yapılmakla tarafı lehine delil vasfı taşıyan ticari kayıtlarında, davalıdan aldığı komisyonlara karşılık çok sayıda iade komisyonu kestiğinden, kayıtlarındaki bu karışıklık nedeni ile poliçe üretim komisyonunu hesap etmenin mümkün olmadığı rapor edilmiş,, aldırılan kök ve ek raporda davalı acentenin sözleşmeye aykırı sigorta işlemleri yaptığı tespit edilmiş olup, sözleşmenin 26. Maddesine göre, sigorta şirketi sözleşmeye aykırılık hallerinde süreye uymadan sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olduğundan, davalını yaptığı ve denetime açık bilirkişi kurulu raporu ile tespit edilen sözleşmeye aykırı işlemler nedeniyle davalı sözleşmeyi fesihte haklı olduğundan ve davacının bu nedenlerle zarar tazmini isteyemeyeceğinden davacının davasının reddine karar verilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 928,06 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 873,66‬ TL nın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 7.591,46 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede İSTİNAF YOLU açık olmak üzere karar verildi. . 22/12/2020 12:32:39

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”