Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1237 E. 2019/1270 K. 09.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1237 Esas
KARAR NO : 2019/1270

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 09/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile taraflar arasında İngilizce dil eğitimi hizmet sözleşmesi akdedildiğini ve cari hesap ilişkisi doğduğunu, müvekkilince verilen hizmet karşılığı kesilen fatura bedelinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhinde … 6. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı üzerine takibin durduğunu beyan ile itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamış, duruşmalarda hazır bulunulmamıştır.
Mahkememizce davaya dayanak, … 6. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, tetkikinde; dosyamız davacısının davalı aleyhinde 3.299,00 TL nin tahsili bakımından 16/05/2011 tarihinde takibe geçtiği, ödeme emrinin Tebligat Kanunun 35. Maddesine göre 11/04/2012 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, itirazın 17/04/2012 tarihli olduğu görülmüştür.
Dosyamız tüm dosya kapsamı ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere resen tayin edilen Mali Müşavir Bilirkişi …’e tevdi edilmiş, bilirkişi; davalı tarafça ticari kayıtları ibraz edilmediğinden incelenemediğini, davacı şirket nezdinde yapılan incelemede ise fatura fotokopileri ve 2008 yılı ticari defterlerinin sunulduğu, 2007 yılına ilişkin ticari defterlerin ve takibe konu edilen faturaların davalıya teslimine ilişkin bir belgenin sunulmadığını, ticari kayıtların 6102 Sayılı TTK 82. Maddesi hükmüne dayanılarak imha edildiğinin anlaşıldığını, 2007 yılına ait defterler ibraz edilmediğinden cari hesap ilişkisinin başladığı ve davalı şirketin borçlandığı kayıtların tetkikinin yapılamadığını, davacının takibe konu ettiği 9 adet fatura alacağının 8 adedinin 2008 yılı yevmiye kayıtlarına yer aldığını, takip tarihi itibariyle icra safhasına aktarıldığından 17/06/2011 tarihinde 2011 yılı şüpheli ticari alacaklar hesap kodu ile şüpheli ticari alacaklar hesabında izlendiği, 31/12/2011 tarihi itibariyle 461.354,75 TL bakiye verdiğini, bu hesabın alt hesap cari hesap düzeyinde tutulmadığının görüldüğünü, davacının davalıdan 2008 yılı itibariyle 2.933,32 TL alacaklı olduğunın tespit edildiğini, ancak fatura kayıtlarını destekleyen bir sözleşmeye de rastlanmadığını 18/07/2019 tarihinde rapor etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava, davacı tarafın faturadan kaynaklı alacağı olduğu iddiasıyla başlattığı … 6. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine karşı davalı tarafın borçlu olmadığını iddia ederek yapmış olduğu itirazın iptaline ilişkindir.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda, davalı ile davacı arasında imzalanan sözleşmenin bulunmadığı, dava konusu faturanın teslimine ilişkin bir belge bulunmadığı, davacının 2007 yılına ait ticari defter kayıtlarını sunmadığı tespit edilmiştir. Davacı taraf, davalı şirketin çalışanı Hafiz Ilgaz’a kurs hizmeti verdiğini, fatura konusunun buna ilişkin olduğunu beyan etmiştir. Bu durumda yargılama konusu uyuşmazlık, fatura konusu alacaktan davalının sorumlu olup olmadığı, davacı ile davalı arasında akdi ilişkinin bulunup bulunmadığı noktalarındadır. Dosya kapsamında, icra takibine konu edilen faturanın davalı şirkete tebliğ edildiğine dair bir belge bulunmadığı gibi davacı ile davalı arasında akdedilmiş bir sözleşme de bulunmamaktadır.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispat etmekle yükümlüdür. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı ispatlaması gerekir (HMK madde 190). İspat yükü üzerine düşen taraf, hukuki ilişki gereği iddiasını ancak yazılı delil ile ispat edebilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Yazılı delille veya yazılı delil başlangıcı yoksa davanın, ikrar (HMK m.188) yemin (HMK m.227) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır. Somut olayda, ispat yükünün davacı tarafın üzerinde olduğu açıktır. Faturanın varlığı tek başına alacağın ispatı için yeterli olmayıp fatura alacaklısının akdi ilişkiyi, hizmetin ifasını kanıtlaması gerekmektedir. Bu nedenle fatura konusu hizmetin yerine getirildiğini ve fatura konusu alacaktan davalının sorumlu olduğunu davacı tarafın ispat etmesi gerekmektedir. Dosya kapsamındaki tüm belgelerin incelenmesinde; fatura konusu alacaktan davalının sorumlu olduğunu gösterir bir delil bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu sebeple ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; alacağın varlığının ispatlanamadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen 44,40 TL harcın peşin alınan 56,34 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 11,94 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bıkarılmasına,
4-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayacak olan gider avansının davacıya iadesine,
Dair; davacı yüzüne karşı, davalı yokluğunda, malvarlığına ilişkin davalarda 6763 sayılı kanununun 41. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK md. 341/2. maddesi gereğince dava miktarı veya değeri 4.400 TL’lik kesinlik sınırında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/12/2019

Katip … ¸

Hakim … ¸