Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1234 E. 2021/414 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1234 Esas
KARAR NO : 2021/414

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 26/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 31/12/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin firmalara ulusal ve uluslar arası fuarlarda ürünlerini sergileme imkanı sağlayan, fuar organizasyon hizmeti veren bir şirket olduğunu, müvekkilinin organizasyonunu yaptığı 31 Ekim – 04 Kasım 2018 tarihleri arasında …’te düzenlenecek olan … fuarına katılmak isteyen davalı ile fuar katılım şartlarını düzenleyen 18/06/2018 tarihli FUAR KATILIM SÖZLEŞMESİ imzalandığını, bahse konu sözleşmeye göre davalının fuar katılım bedeli borcu toplamı 7.280,00 USD’yi 02/07/2018 tarihinde 2.280,00 USD, 03/08/2018 tarihinde 2.000,00 USD ve 03/09/2018 tarihinde 3.000,00 USD olarak ödemek üzere ödeme planı yapıldığını, müvekkilinin sözleşme ile üstlenmiş olduğu şekilde 31 Ekim – 04 Kasım 2018 tarihleri arasında …’te düzenlenecek olan … fuarını açtığını, davalı firma için fuarda 18 m2 standlı fuar alanı tahsis edildiğini, fakat davalı firmanın fuara katılmadığını, davalının fuara katılmadığına dair… Ticaret Müşaviri … huzurunda 01/11/2018 tarihinde tutanak tutulduğunu, müvekkilinin 03.12.2018 tarihli “standlı nakliyeli” fuar katılım bedeli açıklamasıyla düzenlenen 42.730,51 TL bedelli bir adet e-fatura davalıya tebliğ edildiğini, davalının faturaya itiraz etmediğini, faturayı defterlerine kaydeden davalının bu sefer de iade faturası düzenlediğini, ancak süresi içerisinde iade faturasının iade edildiğini, davalıya fuar katılım bedeli borcunu ödemesi ihtar edildiğini, fuar katılım bedeli borcunu ödemeyen davalı hakkında … 23. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ve durdurduğunu, davalı ile davacı arasında imzalanan 18/06/2018 tarihli fuar katılım sözleşmesinin davalı tarafından kaşelenip imzalandığını, e-mail yoluyla müvekkil şirkete ulaştırıldığını, 18/06/2018 tarihli fuar katılım sözleşmesi, elektronik yazışmalarla kurulduğunu, kurulduktan sonra da iletişim yine e-posta aracılığıyla sağlandığını, taraflar arasında kurulan sözleşmenin geçerli olduğunu, her iki tarafa hak ve yükümlülükler yükleyen bu sözleşmeyle fuara katılması gereken davalının “Almanya merkez ofisin kararını” gerekçe göstererek fuar katılımını iptal ettiğini, davalının müvekkil firma ile arasında bir sözleşme bulunmadığına dair itirazlarının gerçeği yansıtmadığını, taraflar arasındaki sözleşmeye ve düzenlenen faturaya göre davalının ödemesi gereken borcunun belli olduğunu beyan ederek itirazın iptalini takibin devamını, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan 06/02/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Bahse konu 18.06.2018 tarihli “Fuar Katılım Sözleşmesi” altında bulunan kaşe ve imza müvekkili şirket yetkilisi veya müdürü tarafından imzalanmadığını, bu sözleşmenin varlığı gönderilen ödeme emri ile ortaya çıktığını, takibe dayanak 03.12.2018 tarihli, … no’lu, 42.730,51 TL bedelli e-fatura “TEMEL FATURA” olarak düzenlenmiş olup, bu tür faturalar sistemden ret edilemediğini, sistemin sadece “Ticari fatura” niteliğinde kesilenlere ret imkanı tanıdığını, “Temel Fatura” niteliğindeki faturalar otomatikman kabul edilmiş sayılmakta ve ancak iade faturası ile muhasebeden çıkarılabildiğini, müvekkil şirketin 03.12.2018 tarihli e-fatura sistem üzerinden gelir gelmez yasal süresi içerisinde … 4.Noterliğinin … tarih, … yev. no’lu ihtarnamesi ile fatura ve içeriğine itiraz ettiğini, iş bu ihtarnamenin 10.12.2018 tarihinde muhatabına tebliğ edildiğini, davacı yan dilekçesinde bu itirazı ve ihtarnameden hiç bahsedilmediğini, ayrıca muhasebe mevzuat ve prosedürüne uygun şekilde 04.12.218 tarihinde … no’lu ve 42.430,51 TL bedelli “İade faturası” düzenlendiğini ve sistemden yine temel fatura niteliğinde davacı yana gönderildiğini, davacı yanın da iş bu “İade faturası” na … 40.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesi ile itiraz etmiş bulunduğunu, davacı yanın müvekkil şirkete herhangi bir ürün veya hizmet sunmadığı gibi, dava dilekçesine eklenen e-mail yazışmaları müvekkil şirketin resmi e-mail adresi olan … dan gönderilmediğini ve ya bu e-mail adresi üzerinden müvekkil şirketle iletişime geçilmediğini, müvekkil şirketin böyle bir organizasyona katılabilmesi için şirket ortaklarının birlikte karar alması ve yetkili kişinin anlaşmayı imzalaması gerektiğini, bahse konu yazışmalardan müvekkil şirketin haberi olmadığı gibi yazışmaların gerçek olup olmadığı da taraflarınca bilinmediğini, dolayısıyla sahte olması büyük ihtimal olan iş bu yazışmalar ve içerikleri de taraflarınca kabul edilmediğini beyan ederek davanın reddini, takibin iptalini ve davacı yanın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce celp edilen … 23. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında; davacı/alacaklının 42.730,51 TL fatura alacağının tahsiline ilişkin icra takibine geçtiği, davalı 25/12/2018 tarihli dilekçesi ile takibe, borca, faize, borcun tüm ferilerine ve icra takibine itirazı üzerine takibin durduğu görüldü.
Mahkememizce, 27/05/2019 tarihli ara karar uyarınca, … Nöbetçi ATM’ye talimat yazılarak, re’sen seçilecek mali müşavir bilirkişi aracılığıyla davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle, davalı tarafın davacıya borcunun olup olmadığının, defter kayıtlarına göre ticari ilişkisi olup olmadığının tespit edilerek, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı alacaklı ise miktarının tespitinin yapılması konusunda rapor alınmak üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi … tarafından ibraz edilen 01/10/2019 tarihli talimat raporunda özetle; “6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfına sahip olma değerlendirme takdiri Sayın Mahkeme’nize ait olmak üzere; 2018 yılına ait E-Defter şeklindeki yevmiye defterinin beratlarının yasal süresi içinde alındığı tespit edilmiştir. Uzmanlık alanım dahilinde davalının 2018 yılı yasal defterleri incelenmiş ve davacının “TEMEL FATURA” olarak gönderdiği faturayı yasal defterlerine kaydettiği, ardından sekiz günlük itiraz süresinde iade faturası düzenlediği ve noter vasıtası ile de davacıya iade ettiği iş bu iade faturasının da yasal defterlerine kaydedilmesi ile davalının yasal defter kaydına göre davacıya herhangi bir borcunun olmadığı görülmektedir. Sayın Mahkemenizce davacının iddia ettiği gibi 18.06.2018 tarihli fuar katılım sözleşmesinden davalının haberdar olduğu ve kabulünde olduğu kanısına varılır ise sözleşme hükmüne göre davalının fuara katılmaktan vazgeçtiğini sözleşme hükmüne göre 75 gün öncesinden davacıya bildirdiğini ispatlaması gerekeceği, ispatlayamadığı takdirde fatura bedeli olan 7.282,08 Euro kadar davacının davalıdan alacaklı olduğuna, 75 gün öncesinden bildirse dahi sözleşme hükmüne göre %30 2.184 Euro cezai şart bedelinin de Sayın Mahkemenizce dikkate alınması gerekeceğine kanaat getirilebilir. Ancak davacının beyan ettiği 18.06.2018 tarihli sözleşme ile davalı şirketin hiçbir bağı olmadığına kanaat getirilir ise davalının yasal defterlerine göre de davacıya borçlu olmadığı kanaatine varılabileceği” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce, 28/09/2020 tarihli ara karar uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları, mail yazışmaları ve dosya incelenerek öncelikle davacı şirketin yerinde inceleme yapılarak bilgisayar ortamından maillerin incelenmesi, davacı şirketin mail hesabı ile davalı ve davalı şirket yetkilisi … arasında yapılan mail yazışmalarının elektronik ortamda tespit edilmesi, davacı ile … arasındaki tüm mail yazışmalarının incelenmesi, davacı ile davalı arasında sözleşmenin kurulup, imzalanıp, …tarafından mail ortamından davacıya gönderilip gönderilmediğinin tespit edilmesi, sonrasında ticari kayıtlar ve sözleşme kapsamında değerlendirilerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmak üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler … ve … tarafından ibraz edilen 15/02/2021 tarihli raporda özetle; ” Davacı şirketin e-posta hesapları üzerinde yapılan incelemeler neticesinde; davaya konu edilen taraflar arasındaki e-mail yazışmalarının davacı şirket adına … (…) ile davalı şirket adına … (…) arasında gerçekleştiği, her iki tarafa ait kurumsal e-posta hesapları arasında gerçekleşen yazışma içeriklerinden; sözleşmenin kurulumu ve onaylı sureti ile ilgili açık bir bilgiye ulaşılamadığı, yazışma içeriklerinin esasen yapılacak ödemelere ve faturalandırmaya dayandığı, özellikle 03.08.2018 günü 16:12 saatinde …’e ait kurumsal … uzantılı e-posta hesabından …’e ait kurumsal … uzantılı e-posta hesabına gönderilen e-mailde yapılacak ödemenin pazartesi günü (06.08.2018 tarihinde denk gelmektedir) davacı şirket hesabında olacağı bildirildiği, yine 10.10.2018 günü 14:05 saatinde gönderilen bir başka e-mailde ise … fuarına katılımın … merkez ofisinin almış olduğu karar ile iptal olduğu bilgisine ulaşıldığı, davalının inkar ettiği sözleşmeye ilişkin davalı şirket yetkilisi … tarafından … uzantılı e-posta hesabından 20.07.2018 ve 03.08.2018 tarihli davalı şirkete ödeme yapacağına ilişkin mailler kapsamında, sözleşmeye sonradan şirket yetkilisinin icazeti-kabulü olduğu değerlendirilerek sözleşme ile bağlı olacağına ilişkin değerlendirme yapıldığında sözleşmede yazılı bedel uyarınca tanzim edilen takibe konu edilen fatura bedeli 42.730,51 TL ‘den davalının sorumlu olacağı ve diğer davalı tarafın itirazları ile birlikte nihai hukuki tavsifin Sayın Mahkemeye ait olacağı” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; davacı tarafın ticari ilişki kapsamında fatura alacağı olduğu iddiasıyla başlattığı … 23. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibine karşı davalı tarafın borçlu olmadığını iddia ederek yapmış olduğu itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı taraf, organizasyonunun üstlendiği 31/10-04/11/2018 tarihleri arasında …’da düzenlenecek olan…fuarına katılmak isteyen davalı ile 18/06/2018 tarihinde fuar katılım sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmeye göre fuar katılım bedelinin 7.280,00 EURO olduğunu, davalıya fuar için 18 m2’lik standlı fuar alanının tahsis edildiğini, davalının fuara katılmadığını, fuar katılım sözleşmesinin davalı tarafından kaşelenip imzalanıp e-mail yoluyla kendisine gönderildiğini, davalının Almanya merkez ofisinin kararını gerekçe göstererek fuar katılımını iptal ettiğini, bu hususun 20 gün kala mail ile bildirildiğini beyan ederek sözleşme kapsamında fuar katılım bedeline ilişkin 42.730,52 TL bedelli faturanın davalının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı taraf, fuar katılım sözleşmesinin firma yetkilisi tarafından imzalanmadığını, kaşe ve imzanın şirket yetkililerine ait olmadığını, sözleşmenin bu nedenle bağlayıcı olmadığını, faturaya itiraz ettiklerini, davacı taraftan herhangi bir ürün veya hizmet almadığını beyan ederek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. Davalı tarafın itirazlarına karşılık davacı taraf sunmuş olduğu beyan dilekçesiyle fuar katılım sözleşmesine ilişkin görüşmelerin davalı şirket yetkilisi … ile yapıldığını,…’in mail adresinden yazışmalar yapıldığını, sözleşmenin bu suretle kurulduğunu, …’in ödeme için hesap numarası istediğini, fatura gönderilmesi talep ettiğini, …’in davalı şirketin münferiden yetkili temsilcisi olduğu beyan edilmiştir.
Taraflar arasındaki fuar katılım sözleşmesinin incelenmesinde; katılımcı firmanın davalı firma olduğu, yetkili ismin … olduğu, e-mail adresinin … olarak belirtildiği, sözleşme bedelinin toplam 7.280,00 EURO olduğu, sözleşmenin 3. maddesinde katılımcı firmanın ancak fuar tarihinden 75 gün öncesinde yazılı olarak bildirmek kaydıyla fuara katılmaktan vazgeçebileceğinin, ancak bu durumda sözleşme bedelinin %30’unun cezai şart olarak uygulanacağının düzenlendiği, sözleşmenin 9. Maddesinde uyuşmazlık halinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olacağının düzenlendiği görülmüştür.
Davalı tarafından sözleşme üzerindeki imza ve kaşenin inkar edilmesi nedeniyle dava konusu sözleşmenin aslı üzerinde sahtecilik incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Bu hususta ilgili belgeler toplanmış ancak belge aslı temin edilememiştir. Fotokopi belge üzerinde inceleme yapmak mümkün olamayacağından belge üzerinde sahtecilik incelemesi yapılmasından vazgeçilmiştir. Davacı tarafından sözleşmenin suretinin davalıya e-mail olarak gönderildiği, davalı tarafından da kaşelenip imzalandıktan sonra mail aracılığıyla sözleşmenin kendisine gönderildiğini beyan ettiğinden maille gönderilen sözleşme üzerinde sahtecilik incelemesi yapılamayacağından bu hususta mahkememizce inceleme yapmak mümkün olmamıştır.
Davalının ticari defterlerinin incelenmesinde; davacının temel fatura olarak gönderdiği faturanın deftere kaydedildiği ancak 8 günlük yasal süre içerisinde iade faturası düzenlendiği ve davacıya iade edildiği, davalının davacıya herhangi bir borcu olduğuna dair bir kayıt bulunmadığı tespit edilmiştir.
Yargılama sırasında; davacı şirkette yerinde inceleme yapılarak bilgisayar ortamından maillerin incelenmesi, davacı şirketin mail hesabı ile davalı ve davalı şirket yetkilisi … arasında yapılan mail yazışmalarının elektronik ortamda tespit edilmesi, davacı ile … arasındaki tüm mail yazışmalarının incelenmesi, davacı ile davalı arasında sözleşmenin kurulup, imzalanıp, … tarafından mail ortamından davacıya gönderilip gönderilmediğinin tespit edilmesi konusunda bilişim uzmanı ve mali müşavir tarafından inceleme yaptırılmıştır. Bilirkişilerce yapılan incelemelerde; davacı şirketin kurumsal e-posta hesabının … uzantılı olduğu, davalı şirketin kurumsal e-posta hesabının … uzantılı olduğu, davaya konu edilen taraflar arasındaki e-mail yazışmalarının davacı şirket adına … (…) ile davalı şirket adına … (…) arasında gerçekleştiği, …’in e-mail adresinden gönderilen 03/08/2018 tarihli mail ile pazartesi günü ödemenin yapılacağının belirtildiği, taraflar arasındaki mail yazışmalarının yapılacak ödemelere ve faturalandırmaya ilişkin olduğu, yine … tarafından mail adresinden gönderilen 10/10/2018 tarihli e-mailde … fuarına katılımın … merkez ofisinin aldığı karar ile iptal olduğunun bildirildiği, maillerde sözleşmenin kurulması ve imzalanmasına ilişkin bir konuşma olmadığı, ancak sözleşmeden sonra ödemeyle ilgili karşılıklı yazışmalar yapıldığı tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalı tarafından her ne kadar sözleşme üzerindeki imza ve kaşe inkarı nedeniyle sözleşmenin bağlayıcı olmadığı yönünde itirazda bulunmuş ise de davalı şirketin ticaret sicil kayıtlarına göre …’in şirketi münferiden şirketi temsil etme yetkisine sahip olduğu, … isimli mail adresinin …’e ait olduğu, bu konuda davalı şirket tarafından bir itirazda bulunmadığı, davalı şirketin münferiden yetkilisi olan … tarafından davacıya fuar katılımına ilişkin ödeme, fatura ve iptal içerikli mailler gönderildiği, mail hesabının …’e ait olduğu konusunda bir çekişme bulunmadığı, nitekim bu hususun davalı tarafından sunulan belgeyle ikrar edildiği, … tarafından 07/03/2016 tarihinde … CBS’ye verilen ifadede … isimli mail adresinin çalındığına ilişkin suç duyurusunda bulunduğu davalının esas itirazının …’in mail adresinin çalınmasına ilişkin olduğu ancak mail adresinin çalınması halinde mail adresini çalan kişi tarafından böyle bir sözleşmenin kurulmasına ve Almanya merkez ofisinin kararı ile sözleşmenin iptal edilmesine dair mail gönderilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve böyle bir şeyin yapılması davalının borçlanmasına sebebiyet vereceğinden bir menfaat temini söz konusu olamayacağı, ayrıca mail adresinin kendisi tarafından kullanılamayacağı anlamına gelmediği, nitekim şirket adına bir fuar katılımına ve fuar katılım bedelinin ödenmesine ilişkin mail yazışmasını ancak şirket yetkilisinin yapabileceği, mail hesabının çalınması durumunun somut olaya ilişkin yazışmalarla ilgisinin bulunmadığı, keza suç duyurusu tarihinden sonra davalının mail hesabını kullandığı ve sözleşme tarihinde mail hesabını sözleşmede belirttiği anlaşıldığından taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu, akabinde ödemeye ilişkin görüşmeler yapıldığı ve davalı tarafından fuar katılımının iptal edildiği, TBK m.40’da yetkili bir temsilci tarafından bir başkası adına ve hesabına yapılan hukuki işlemin sonuçlarının doğrudan doğruya temsil olunanı bağlayacağının düzenlendiği, davalı şirketin yetkilisi … tarafından sözleşme görüşmeleri yapıldığı, ödemelere ilişkin konuşmalar yapıldığı ve fuara katılmama kararını bildirdiği, davalının şirket yetkilisi … tarafından (…) uzantılı e-posta hesabından 20/07/2018-03/08/2018 ve 10/10/2018 tarihlerinde gönderilen mailler kapsamında davalının şirket yetkilisi ile sözleşmenin kurulduğu anlaşıldığından temsil hükümleri, güven teorisi ve dürüstlük kuralı ilkelerine göre davalının sözleşmeyle bağlı olduğu sonucuna varılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 3. maddesi uyarınca müşteri tarafından 75 gün önceden fuara katılınmayacağının bildirilmesi halinde sözleşme bedelinin %30’u oranında cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davalının fuara katılmayacağına ilişkin bildiriminin fuardan 21 gün önce yapıldığı, fuar organizasyonunun özelliği gereği en az 3 ay önceden hazırlıklar yapılması gerektiği, ortalama 2 ay önceden bildirim yapılması gerektiği yönündeki hükümlerin genel sektör uygulaması olduğu, davalı tarafından fuara 21 gün kala bildirim yapılmış olması nedeniyle davacının yeniden aynı mahiyette sözleşme yapma imkanı olmadığı ve sözleşme hükmü gereği sözleşme bedelinin tamamının davalıdan talep edebileceği anlaşılmıştır. Fuar katılım bedeli sözleşmede 7.280,00 Euro olarak belirlenmiş ise de davacı tarafından bu tutarın 04/12/2018 tarihli fatura ile TL’ye çevrildiği ve ödenecek tutarın 42.730,51 TL olarak belirtildiği, icra takibinde ve davada fuar katılım bedelinin TL karşılığı olan 42.730,51 TL’nin talep edildiği, fuar katılım bedelinin fatura tarihi itibariyle TCMB tarafından yayınlanan kur üzerinden TL’ye çevrildiği ve uygun olduğu görüldüğünden davacının davalıdan 42.730,51 TL talepte bulunabileceği sonucuna varılmıştır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin 42.730,51 TL üzerinden devamına, asıl alacak 42.730,51 TL’ye takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜNE, itirazın iptaline, takibin 42.730,51 TL üzerinden devamına, asıl alacak 42.730,51 TL’ye takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, kabul edilen alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 8.546,10 TL %20 icra inkar tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 2.918,92 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 516,09 TL peşin ve 213,65 TL icra veznesine yatıralan harç olmak üzere toplam 729,74 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.189,18 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 729,74 TL harç (peşin+icra veznesine yatırılan harç) ile 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 765,64 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.638,69 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 6.354,97 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8 -Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı ve davalı tarafın yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/05/2021

Katip …
¸¸

Hakim … ¸¸