Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1224 Esas
KARAR NO : 2019/1361
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 30/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; 01/12/2011 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı traktörün devrilmesi sonucunda tek taraflı maddi hasarlı ve ölümlü trafik kazasının meydana gelmesi sonucu …’nin vefat ettiğini, kaza tarihinde aracın zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmadığından meydana gelen zararın 14 Haziran 2007 tarih 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. Maddesiyle Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri bünyesinde kurulmuş bulunan … Hesabı tarafından karşılanması gerektiğini, müvekkilinin uğramış olduğu zararın davalı tarafından karşılanması gerektiğini, müvekkillerinin çocuklarının kaybı nedeniyle müteveffanın kendisine yönelik maddi desteiğinden yoksun kaldıklarını, müvekkillerinin zararının karşılanması için davalı şirkete 07/12/2018 tarihinde başvuruda bulunulduğunu, ancak davalı şirket tarafından herhangi bir cevap verilmediği gibi müvekkillerine herhangi bir ödemede yapılmadığını bildirmekle fazlaya dair talep ve hakları saklı kalmak kaydı ile 01/12/2011 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle müteveffanın babası davacı … için 100,00 TL, annesi … için 100,00 TL olmak üzere toplam 200,00 TL’nin davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; söz konusu kazanın tek taraflı olduğunu ve müteveffanın kendi kusuru ile vefatına sebebiyet verdiğini, taleplerin teminat dışında kaldığını ve davacının müvekkili şirketten tazminat isteme hakkının bulunmadığını, müvekkilinin bir aracın işletilmesi sırasında, işletenin tehlike sorumluluğu kapsamında meydana gelen doğrudan zararları ZMMS poliçesi kapsamında tanzimle sorumlu olduğunu, davacıların müvekkili şirkete dava tarihi öncesinde herhangi bir başvuruda bulunmadıklarını bu nedenle taleplerin değerlendirilemediğini bildirmekle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkememizce … Asliye Ceza Mahkemesine müzekkere yazılarak … Esas … Karar sayılı dosyadaki kesinleşme şerhli gerekçeli kararının mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … SGK’ya müzekkere yazılarak davacılara davaya konu kazaya ilişkin herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin bilgi ve belgelerin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davaya konu … plaka sayılı araca ait poliçe ve trafik tescil kayıtlarının mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce davalı … Hesabı’na müzekkere yazılarak davaya konu … plaka sayılı araca ilişkin poliçe örneği ile kaza nedeniyle açılan hasar dosyasının mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi makine mühendisi … ve aktüer … ‘a tevdi edilmiş olup bilirkişilerin mahkememize sunmuş olduğu 27/05/2019 havale tarihli raporunda; “Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Meydana gelen trafik kazası sonucu ölen küçük çocuk ölmeseydi 18 yaşına gelmesi ile birlikte gelir elde edeceği ve ana ve babaya bakması muhtemeldir. Desteğin ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babaya %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki eşe iki anne ve babaya birer pay vererek yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16’şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe iki pay eşe bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14’er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya 12,5’er pay verilmesi gerektiği, daha sonra anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek hesaplama yapılması gerekir. Bu hususlar dikkate alınarak … plakalı davalı aracının davalı sürücü …’nin asli ve tam kusurlu olduğu, davacı anne … zararının 104.888,72 TL olabileceği, davacı baba … zararının 31.400,52 TL olabileceği, toplam alacağın 136.289,24 TL olarak hesap edildiği ” görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 07/06/2019 havale tarihli ıslah dilekçesi ile … için talep edilen 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatını 104.888,72 TL’ye, … için talep edilen 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatını 31.400,52 TL’ye arttırdıklarını bildirerek kısmi ıslah yaptığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacılar, 01/12/2011 tarihinde sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile gerçekleştirdiği tek taraflı trafik kazasında yaşamını yitiren müteveffa …’nin anne ve babası olarak desteğinden yoksun kaldıklarını, kaza tarihinde aracın geçerli bir ZMMS poliçesi bulunmaması nedeniyle davalı … Hesabı’nın meydana gelen zararlardan sorumlu olduğunu iddia ederek destekten yoksun kalma tazminatlarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı taraf, trafik kazasının tek taraflı olduğunu, müteveffanın kendi kusuruyla kazaya sebebiyet verdiğini, zararın teminat kapsamı dışında olduğunu beyan ederek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Davacılar müteveffa’nın anne ve babasıdır. Bu nedenle destek durumunun açıklanması gerekir. Doktrinde ve yargısal içtihatlarda belirtildiği üzere; desteğin ölmemesi halinde ileride bakacağı kuvvetle muhtemel kişi farazi destek olarak kabul edilir. Bir başka ifadeyle ölünceye kadar herhangi bir yardımda bulunmamakla birlikte ileride bakım gücüne kavuşarak fiilen ve düzenli olarak başkasına bakması, hayatın olağan akışına göre normal olan kimse destek sayılır. Desteğin, anne ve babasına bakması hayatın normal akışına göre uygun olduğundan farazi desteklik söz konusu olur. Bu nedenle anne ve baba destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilir.
Dosya kapsamındaki belge ve delillere göre; müteveffa …’nin 01/12/2011 tarihinde dava dışı …’in maliki olduğu … plakalı aracın sevk ve idaresindeyken meydana gelen tek taraflı trafik kazası nedeniyle yaşamını yitirdiği, olayın meydana gelmesinde müteveffa …’nin %100 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda da müteveffanın kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Davalı … Hesabı’nın, kaza tarihi itibariyle … plakalı aracın geçerli bir ZMMS poliçesinin bulunmaması nedeniyle … Hesabı Yönetmeliği m.9/1-b ve Sigortacılık Kanunu m.14 uyarınca hukuken sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Burada üzerinde durulması gereken husus; müteveffanın/desteğin kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olmasının davalı … Hesabı’nın sorumluluğunu ortadan kaldırıp kaldırmayacağıdır. Dolayısıyla uyuşmazlık; desteğin kusuruna denk gelen taleplerin teminat kapsamında olup olmadığı noktasındadır.
14.04.2016 tarihinde Karayolları Trafik Kanunu m.90’da yapılan değişiklik ile; zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olduğu hüküm altına alınmıştır. Yargıtay 17 H.D içtihatlarında 01.06.2015 tarihinden sonra meydana gelen trafik kazalarında Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları hükümlerinin uygulanacağını belirtmiştir. Dava konusu olay; 01/12/2011 tarihinde meydana geldiğinden somut olaya 1.06.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları hükümleri uygulanamaz. Bu nedenle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.6 maddesinin (d) bendinde düzenlenen, desteğin kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin teminat kapsamı dışında tutulacağına ilişkin hükmü de somut olay açısından geçerli değildir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. Maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası’nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E, 2011/411 K sayılı ilamında, mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün mirasçılarının açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davasında da, Kanunun kapsam dışılığı düzenleyen 92. maddesinde, araç şoförünün desteğinden yoksun kalanların isteyebileceği tazminatların kapsam dışı olduğuna dair bir düzenlemeye yer verilmediği ve sürücünün desteğinden yoksun kalanların üçüncü kişi olduğu kabul edilerek zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tazminat talep edebilecekleri kabul edilmiştir.
Tüm bu açıklanan hususlar doğrultusunda; Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün tam kusurlu olması halinde, desteğinden yoksun kalan davacılara etkilemeyeceği kanaatine varılarak davalı … Hesabının sorumlu olduğuna karar verilmiştir. (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK.nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1491 Esas 2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca)
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, 104.888,72 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine, 31.400,52 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine, temerrüt tarihi olan 18/12/2018 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, 104.888,72 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine, 31.400,52 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine, temerrüt tarihi olan 18/12/2018 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 9.309,92 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 + 465,00 TL ıslah harcından oluşan toplam 500,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.809,02 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan; 500,90 TL harç ile 1.736,05 TL posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 2.236,95 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 13.653,14 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/12/2019
Katip
¸
Hakim
¸