Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1207 E. 2019/404 K. 15.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1207 Esas
KARAR NO : 2019/404

DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 13/12/2018
KARAR TARİHİ : 15/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 13/12/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; vekil eden murisi …’nin 14/12/2018 tarihinde vefat ettiğini, hayattayken … A.Ş’den kullanmış olduğu ipotekli tüketici kredisi ödemeleri vefat ettiğinde de devam ettiğini, söz konusu krediye ilişkin olarak banka ve sigorta şirketi tarafından muris …’ye … no’lu hayat sigortası poliçesi imzalatıldığını ve poliçeye ilişkin prim ödemeleri yapıldığını, murisin vefatı sonrasında mirasçılar tarafından davalı ile sigorta şirketi ile yapılan görüşme ve yazışmaların, davalı tarafından devamlı surette sürüncemede bırakıldığını ve akdedilen sigorta poliçesinin davalıya yüklemiş olduğu yükümlülük davalı tarafından yerine getirilmediğini, poliçe sureti ve kredi ödeme tablosuna ilişkin belge suretlerini vekil edenlerimize vermekten imtina ettiğini, murisin ölüm sebebinin kanser olması sebebiyle poliçeye istinaden ödeme yapılmasının mümkün olmadığını ileri sürerek poliçe teminatını ödemeye yanaşmadığını, sonradan murisin vefatından yaklaşık 1 yıl sonra poliçe gereği tazminat ödemesi yapacağını bildirdiğini ve vekil edenlere posta yoluyla bildirimde bulunduğunu, davalı sigorta şirketinin vekil edenlere yapmış olduğu bildirimde ödenecek tazminat tutarı bedelinin 3.788,00 TL olduğunun belirtildiğini, çekilen kredi ve kalan taksit ödemelerinin sayısı ve taksit miktarları dikkate alındığında, sigorta poliçesinin teminat altına almış olduğunu ve davalının ödemekle yükümlü olduğu tutarın davalı tarafından bildirilen bedelle örtüşmediğinin açık olduğunu, davalı tarafından vefat tarihindeki kredi ödeme tablosu ve poliçe nüshası vekil edenlerimize ısrarla verilmediğinden iş bu davada talep konusu alacak miktarını ve fazlaya dair talep hakkımız saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL olarak açmak zorunda kalındığını bildirerek; borçlunun itirazının iptali ile yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunduğu 21/01/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlık davacılar murisinin tüketici işlemi olan banka kredisi ile birlikte imzalanan hayat sözleşmesinden kaynaklandığını, dava konusu uyuşmazlıkta görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu, sigorta sözleşmelerinden doğan davalarda yetkili mahkemenin sigortalının veya lehtarın yerleşim yerinin yetkili olduğunu, iş bu dava konusu olayda sigorta ettiren … Bankası T.A.O’nun yerleşim yerinin … olduğunu, kredi çektiği şubenin ise … olduğunu, bu yüzden yetkili mahkemelerin İstanbul Anadolu, Van, Kütahya, Çanakkale mahkemelerinin olduğunu, iş bu dosyada davacılar bahse konu hayat sigortası sözleşmesinin teminat tutarını bildiği için iş bu davayı kısmi dava olarak açamayacaklarını, davacıların dava dilekçesinde müvekkil şirket tarafından yapılan bildirime göre kendilerine ödenecek tazminat tutarının 3.788,00 TL olduğunu bildiklerini beyan ettiğini, davacılara yapılan aynı bildirimde davacılar murisi sigortalının vefat tarihi itibariyle yürürlükte olan poliçenin teminat tutarının bankaya ödenen tutara da yer verdiğini, sigorta sözleşmelerinde şirketin sorumluluğunun teminat bedeli ile sınırlı olduğunu, davacının da teminat bedelini bildiği için dava değerini eksik gösterdiğini, ve dolayısıyla da eksik harç yatırıldığını bildirerek; haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava; davacılar murisi ve davalı sigorta şirketi arasında akdedilen hayat sigorta poliçesine istinaden poliçe kapsamındaki teminat bedelinin ödenmesine ilişkin sigorta davasıdır.
Poliçenin ve davanın niteliği, tarafların sıfatı ile dava tarihi dikkate alınarak, öncelikle dava şartları arasında yer alan mahkemenin görevi ile ilgili dava şartının incelenmesi uygun görülmüştür.
Dosya kapsamından, davacıların murisi … tarafından dava dışı … A.Ş’den kullanmış olduğu tüketici kredilerin teminatı olarak davalı sigorta şirketi ile kredili hayat sigorta poliçeleri düzenlendiği, murisin vefatı ile davalı sigorta şirketi tarafından davacıların tazminat taleplerinin reddedilmesinden sonra iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3.maddesine göre, tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileride dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet ,bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73.maddesi bu Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. 6502 sayılı yasanın 83/2. fıkrasında “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.”düzenlemesine yer verilmiştir, ilgili yasa maddesi ile görev konusunun tartışılmasının önüne geçilmiştir. Somut uyuşmazlık, davacıların miras bırakanı ile davalı sigorta şirketi arasında gerçekleştirilen kredili hayat sigortasından kaynaklanmaktadır. Açıklanan yasal düzenlemer kapsamında uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığından davaya bakmakta görevli mahkeme tüketici mahkemesidir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacılar ile davalı arasındaki davaya konu hukuki ilişki hayat sigorta poliçesine dayandığından, hayat sigorta ilişkisinin tüketici işlemi niteliğinde olduğundan, tüketici işlemlerinden doğan davalara bakma görevi Tüketici Mahkemelerine ait olduğundan, mahkememizin görevsizliğine, görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde, görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde, görevli İstanbul Tüketici Mahkemelerine gönderilmesine,
2-Harç ve masrafların görevli mahkemesinde nazara alınmasına,
3-Kararın kesinleşmesine müteakip 2 haftalık sürede, talep halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/04/2019

Katip … ¸

Hakim …
¸