Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1202 Esas
KARAR NO : 2019/1171
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/11/2013
KARAR TARİHİ : 19/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin eşi … ‘ın sevk ve idaresindeki … plakalı hususi otosu ile 27/04/2011 tarihinde saat 22:00 sıralarında … istikametinden … yolunu takiben … girişinde tek taraflı trafik kazası geçirdiğini ve trafik kazası sonuçu uzun süre yoğun bakımda kaldıktan sonra öldüğünü, davacının eşi ve … ‘ın babası … trafik kazasında 8/8 kusurlu bulunduğunu ve davacı … şirketine zorunlu trafik sigortasına destekten yoksun kalma tazminatı için başvurduunu ve zorunlu sigorta şirketi tarafından tazminatın ödemediğini, trafik kazası sonuucunda ölen … ‘ın sevk ve idaresindeki hususi otosunun … Sigorta şirketine … poliçe no ile sigortalı bulunduğunu, davacıların muris haricinde başka gelirlerinin olmadığını ve destekten yoksun kaldıklarını, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile Trafik kazasında … ‘ın ölmesi sebebiyle destekten yoksun kalan davacıların, destekten yoksun kalma tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline ve ayrıca tüm yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, davaya konu kazanın 27/04/2011 tarihinde meydana geldiğini ancak davanın 15/11/2013 yılında açıldığını, Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A1-1 maddesi gereği, aracı işleten ve sürücünün uğrayacağı zararların poliçe teminatı kapsamı dışı olduğunu, miras bırakan sürücünün kazaya tam kusuru ile sebebiyet verdiğinden dolayı, davacıların ZMSS poliçe teminatından yararlanabilmesinin sözkonusu olmadığını, öncelikle zamanaşımı nedeniyle haksız davanın reddini, her durumda kendi kusuru ile kazaya sebebiyet veren ve sözkonusu kaza sonucu vefat eden davacıların murisinin ( işletenin sorumluluğunun doğup doğmadığı noktasında ) kendi vefatından sorumlu tutulamayacağı gerçeği ve ayrıca davacıların, haksız fiilden direkt zarar gören kişiler olmayıp yansıma yoluyla uğradıkları zararı talep eden kişi olarak, haksız fiilin asıl muhatabı olan müteveffanın kusurundan yararlanmalarının hukuk kaiedeleri ile bağdaşmayacağı hususu karşısında, KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesine istinaden talep edilen tüm istemlerin reddini yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacılara yükletilmesini arz ve talep etmiştir.
Dava; davacıların desteğinin trafik kazası nedeniyle vefat ettiği ve bu nedenle davalı aleyhine ZMMS poliçesine dayalı olarak açılan destekten yoksun kalma tazminat davasına ilişkindir.
Davacı vekilince dava değeri 09/07/2019 tarihinde ıslah ile davacı … için 133.000 TL, … için 27.000 TL olmak üzere toplam 162.000 TL’ye çıkarılmıştır.
Mahkememiz (kapatılan) 38. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden verilen 2013/326 E., 2014/132 Karar sayılı, 29/04/2014 tarihli kararında “… davanın süresinde sunulan zamanaşımı itirazı nedeniyle reddine…” karar verilmiştir.
Mahkememizden verilen 2013/326 E. 2014/132 Karar sayılı 29/04/2014 tarihli karar Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2018/1470 E. 2018/8736 K. Sayılı 08/10/2018 tarihli ilamında; “… KTK’nın 109/II. maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için kamu davasının açılmış veya mahkumiyet kararı verilmiş olması aranmamakta olup, cezayı gerektiren fiilin varlığı yeterli olduğu, ölümle sonuçlanan söz konusu trafik kazası da bu anlamda cezayı gerektiren bir fiil niteliğinde olduğu ve sürücü davacılar desteğinin vefat etmiş olması sonuca etkili olmadığı, Yasa koyucunun amacı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca tehlike sorumluluğunu doğuran olaylarda sorumlulara karşı daha uzun zamanaşımı süresi içerisinde yönelmeyi sağlamak olduğu, KTK’nın 109. maddesinin 2.fıkrasındaki “cezayı gerektiren fiil” ifadesinin seçilmesi zamanaşımı yönünden soruşturma veya kovuşturma yapılması koşullarının aranmadığı sonucunu doğurduğu, buna göre eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 66/1-d maddesinde öngörülen 15 yıllık ceza zamanaşımı süresi dikkate alındığında dava tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığının anlaşıldığı, bu durumda mahkemece zamanaşımı süresinin dolmadığı dikkate alınmak suretiyle işin esasına girilip tarafların delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuş olup, bozma ilamı kesinleşmekle, yargılamaya mahkememiz 2018/1202 Esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmuştur.
Mahkememizce, dosyanın aktüer bilirkişi …’a verilerek, dosya üzerinden inceleme yapıp, rapor düzenlenmesine karar verilmiş olup, bilirkişi tarafından ibraz edilen 28/06/2019 tarihli raporda; kazaya karışan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı altına alındığını, davacının olay gününden yasal faiz talebinde bulunduğu, davacının davalıya 07/032018 günlü dilekçesi ile başvuruda bulunduğu, mahkemece davalı … şirketine başvuru tarihi bu şekilde tespit edilirse bu tarihten 8 iş günü sonrası 20/03/2018 günü olabileceği, araç hususi otomobil olup, yasal faize hükmedilebileceği, davalı poliçe limiti kapsamında davacı … zararının 135.000 TL, davacı … için 27.000 TL alacağa 20/03/2018 gününden yasal faiz işletilebileceği yönünde görüş ve kanaatini takdiri mahkememize ait olmak üzere bildirmiştir.
Kazaya ilişkin kaza tespit tutanağı, sigorta poliçesi, mirasçılık belgesi, … 13. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından verilen… sayılı karar ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davanın trafik kazasında yaralanma ve sonucunda vefat nedeniyle geride kalanlarının destekten yoksun kalmalarına ilişkin zararının kazanın meydana geldiği aracın sigortacısı şirketten tazmini istemine ilişkin olduğu, davacıların murisi …’ın dava konusu 27/04/2011 tarihli kaza sonucunda vefat ettiği, kazanın meydana gelmesinde 8/8 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacıların murisi 1983 doğumlu olup, kaza tarihinde 28 yaşında olduğu, PMF tablosuna göre hesap edilen 39 yıl bakiye ömrünün 32 yılının aktif devreye tekabül ettiği, vefat edenin eşi davacı … ‘ın bakiye ömrünün 40 yıl olduğu ve vefat eden eşinin bakiye ömrü olan 39 yıl bakımından desteğinden yoksun kalacağı, ancak eşin evlenme şansının da gözetilmesinin ve hesap edilecek maddi destek tazminatından bu oran kadar indirim yapılması gerektiği, davacı çocuk …’ın vefat tarihinde 2 yaşında olduğu ve 18 yaşına kadar babasından maddi destek alabileceğine göre 16 yıl bakımından desteğinden yoksun kalacağı, müteveffa …’ın anne ve babasının da sağ olduğu, yine PMF tablosuna göre annesinin 14 yıl babasının ise 12 yıl evlatlarının desteğinden yoksun kalacaklarının hesap edildiği ve elde edilecek destekten yoksun kalma tazminatının eş, oğul, anne ve babası arasında taksiminin gerektiği, destek sağlayan müteveffanın vefat tarihindeki net kazancının 650,86 TL olduğu, mahkememizce yerleşik yargıtay içtihatlarındaki gibi progressif rant metoduna göre arttırım ve tenzilatların yapılması sureti ile hesaplama yapılmasının benimsendiği, bu metedo göre ve ayrıca sigorta poliçesi limiti 200.000 TL olup, hesap edilen toplam 330.474,39 TL zarardan müteveffanın annesi, babası ve davacılar için grame paylaşım yapılması sonucunda, davacı eş …’ın 135.000 TL, davacı oğul …’ın ise 27.000 TL destekten yoksun kalma zararının davalı … şirketinden tahsil ve tazminini talep edebilecekleri anlaşılmakla ve ayrıca davacıların murisinin ölümü ile sonuçlanan kazaya kendisi sebebiyet vermiş olsada, geride kalanların destekten yoksun kalma zararı taleplerinin tıpkı üçüncü şahıslara verilen zararlar gibi değerlendirilmesi gerektiği, davanın 15/11/2013 tarihinde açıldığı, dava konusu kazanın ise 27/04/2011 tarihli olduğu, davalı tarafça zaman aşımı itirazında bulunulmuş ise de, kazanın tek taraflı bir trafik kazası olması, sebep olanın vefatı ile sonuçlanması, dolayısı ile fiilin ceza gerektirmemesi nedeniyle TCK nun 66/1-d maddesinde öngörülen 15 yıllık ceza zamanaşımı süresinin huzurdaki davada uygulanması gerektiği, dolayısı ile davalının zaman aşımı süresine yönelik itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmakla, davacıların davasının kabulü gerektiği kanaatine varılmış ve davacı … yönünden 2.000 TL’nin 15/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile 133.000 TL’nin ıslah tarihi olan 09/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacı … yönünden 2.000 TL’nin 15/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile 25.000 TL’nin ıslah tarihi olan 09/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacı … ‘ın davasının KABULÜNE, 2.000 TL’nin 15/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile 133.000 TL’nin ıslah tarihi olan 09/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Davacı …’a velayeten davacı … ‘ın davasının KABULÜ ile 2.000 TL’nin 15/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile 25.000 TL’nin ıslah tarihi olan 09/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 11.066,22 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 24,30 TL peşin ve 539,65 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 563,95 TL’nin mahsubu ile bakiye 10.502,27 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 563,95 TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 1.012,35 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 19.440,00TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük sürede Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/11/2019
Katip …
E-İMZALI
Hakim …
E-İMZALI
Harç Beyanı
K.H.=11.066,22 TL
P.H.= 563,95 TL( 24,30 TLp.h+539,65 TLıslah h.)
B.H.= 10.502,27 TL
Davacı yargılama gideri
600,00 TL bilirkişi ücreti
412,35 TL posta gideri
1.012,35 TL Toplam yargılama gideri
“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”