Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1191 E. 2022/172 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1191 Esas
KARAR NO : 2022/172

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2018
KARAR TARİHİ : 16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; … hakkında belirtilen 26.044,25 TL alacak hakkında taraflar arasında mutabakata varılamadığı, bu nedenle … 32. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile takip başlatıldığımı, davalının, 26.11.2018 tarihinde yetkiye, asıl alacağa, faize ve icra masraflarının zamanaşımı süresinin dolduğunu iddia edip itiraz ettiğini, borca itiraz üzerine, ilgili icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı tarafın itiraz dilekçesinde, alım-satıma dayalı alacak talebinde bulunabilmek için kanuni zaman aşımı süresi olan 5 yılın geçmiş olması nedeniyle zaman aşımı itirazında bulunduğunu, ancak bu iddianın hukuki dayanakları yoksun olduğunu, nitekim Türk Borçlar Kanunu’nun 147. Maddesi uyarınca beş yıllık zamanaşımına tabi alacaklar sınırlı sayıda sayılmış olup, somut uyuşmazlık bu alacaklar arasında yer almayarak Türk Borçlar Kanunu’nun 146. Maddesi uyarınca on yıllık zaman aşımına tabi bulunmakta olduğunu, söz konusu uyuşmazlığın 16.11.2012 tarihli sevk irsaliyesine göre teslim alınan ancak bedeli ödenmeyen cihazlara ilişkin olması nedeniyle genel alacak zamanaşımı süresinin henüz dolmadığını, davalı tarafın asıl alacağa, faize ve icra masraflarına itiraz ettiğini, uyuşmazlık konusu olan 10 adet … ürün kodlu ve …, …, …, …, …, …, …, …, …. … seri numaralı televizyon …A.Ş. tarafından teslim alınmak üzere fatura ve sevk irsaliyesi düzenlenerek yola çıklığını, ancak 16.11.2012 tarihli sevk irsaliyesinde görüldüğü üzere … Merkezi kaşesi ve imzası ile teslim alındığını, davalı tarafin itiraz dilekçesinde tarafına teslim olunup bedeli ödenmemiş herhangi bir ürün bulunmadığını iddia ettiğini, ancak sundukları veriler uyarınca taraflarının söz konusu cihazların seri numaralarını sorgulayarak cihazlara ilişkin bilgiler tespit ettiğini, bu cihazların açıkça davalı şirket tarafından satışının gerçekleştiğinin tespit edildiğini, kayıtlarda bulunan verilerde görüldüğü üzere söz konusu ürünlerin davalı … şirketi tarafından teslim alınarak tüketiciye satışı gerçekleştirildiğinin sabit olduğunu sevk irsaliyelerinden anlaşıldığını, ürünlerin teslim alınmadığına dair iddialara dayanaktan yoksun olduğunu ve söz konusu cihazlara ilişkin davacı tarafa yapılan ödeme bulunmadığını, bu nedenle borcun varlığının davalı tarafından rededilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel kararında, faturaların dayanağı malların teslim edildiğine dair ispat yükünün davacıya ail olduğu, davacı tarafın söz konusu sevk irsaliyesini sunması ile ispat yükünün yert değiştirdiğini belirttiğini, somut uyuşmazlık bakımından da müvekkil şirketin ticari kayıllarında yer alan ve 16.11.2012 tarihli sevk irsaliyesinde davalı şirket yetkilisinin imzası ve şirket kaşesi vurulmak suretiyle cihazların teslim alındığı açık olduğunu, bu nedenle borcun bulunmadığına yönelik itiraz edilmesinin kötü niyetli olduğunu, sevk irsaliyesinde açıkça imzası ve kaşesi bulunan, seri kodu ile yapılan incelemeler neticesinde teslim alınan ürünlerin faturaya karşılığı satış yapıldığı görülen davalı şirketin cihazları teslim almadığını ve satışının yapılmadığını ispat etmesi gerektiğini, davalı şirket ile mutabakata varmak amacıyla yapılan görüşmelerde cihazların sevk irsaliyesine kaşe vurulmak suretiyle teslim alındığını ikrar ettiğini ancak bunların yanlışlıkla alındığını fark edilerek iade edildiğini iddia ettiğini, ancak kaşe iptali yapılmadığı gibi iddialarını kanıtlayacak hiçbir belge sunmadıklarını, davacı şirket kayıtlarının ortaya koyduğu üzere cihazların teslim alınması, satım ve faturalandırılması davalı tarafından gerçekleştirildiğini. servis kurulum ve seri numaraları bildirilen cihazlara ait bilgiler davalı tarafa gönderilmiş olmasına rağmen aksini ispat edecek delil sunulmadığını, davacı tarafından davalıya borcun ödenmesi hususunda keşide edilen ihtarnameye rağmen, davanın açılış tarihine kadar borçlu tarafından herhangi bir ödemede bulunulmadığını, dolayısıyla, dosya borçlusu likit borca kötü niyetle ve vakit kazanmak üzere itirazda bulunduğunu bildirerek haksız ve dayanaksız itirazın iptaline ve takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline, takip konusu miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; husumet yönünden itirazının bulunduğunu, davaya ve takibe konu cihazların teslim edildiği firmanın müvekkil firma olmadığı davacı tarafın dilekçesinde de beyan ettiğini, cihazların davacının sistem hatası sebebi ile yanlış bir şekilde müvekkil firmaya getirilmesi sonrası davalı firma yetkilisinin davacı firmaya basiretli bir tacir olarak mail yolu ile durumu izah ettiğini ve dahi malların teslim işlemi davalı firma yetkili yetkisiz hiçbir personelince gerçekleştirilmediği gibi sadece kaşe vurulduğuyla kalındığını, mallarda gene kamyona tekrar yüklenerek gönderildiğini ve o gün gelen ürünlerin içerisindeki bir kısım teslimatın…’a bir kısım malların da davalı firmaya teslimatının yapılacağını haber alan davalı firma yetkililerinin durumu derhal ilgilisine ilettiğini, olayın üzerinden 5 yıl geçilmesinden sonra böyle bir taleple bulunulması üzerine davacının dilekçesinde belirttiği yazışmaların geçtiğini, davalı firma yetkilileri iyi niyetlerini göstererek ilgili tarihte gelen …’a ve davalı firmaya diye çıkan ürünlerin tamamının seri numaralarının bildirilmesi üzerine vazife olmasa da servis kayıtlarının tetkik edilerek düzeltebileceklerini bildirdiklerini, kaşe üzerinde yetkili imzası olmadan herhangi bir anlam taşımadığını, kaşecilerin çok cüzi bedellere firma kaşeleri üretilebildiğini, söz konusu cihazların teslim edildiği firmanın davalı firma olmamasından dolayı takibe konu faturaların davalı firmaya izafe edilmesini yersiz bulduklarını, İstanbul İcra Daireleri ve Mahkemeleri bu ilişki alacak iddiası açısından yetkisiz olup … İcra Daireleri ve … Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkili olduğundan davanın usulden reddinin gerektiğini, taraflar arasında söz konusu cihazların alım salımına dair herhangi bir sözleşme mevcut olmadığına göre sipariş edilmeyen malların yanlışlıkla kendisine getirilmesi sonrası teslim almayan davalı firmaya karşı sözleşmeden doğan para alacağının mevcut olduğu şeklindeki haksız ve mesnetsiz iddia ile İstanbul İcra Müdürlüğünden takip başlatılmasının usulsüz olduğunu, taraflar arasında takibe konu cihazların alım satımına dair herhangi bir sözleşme mevcut olmadığını, bu sebeple bir alacağında mevcut olmadığını, 10 yıllık zamanaşımı bulunduğuna ilişkin davacı iddiasını kabul etmelerinin mümkün olmadığını, davacının sunmuş olduğu dilekçesindeki tabloda 18.03.2013 – tarihli faturanın mevcudiyetinin açıklandığını fakat ilgili faturanın ve malların yanlış teslim edilmeye çalışıldığını, be sebeple davalı firma taralınca da teslim alınmadığını belirterek haksız davanın öncelikle usulden, mahkemeniz aksi kanaatle ise esastan reddine, karşı taraf tarafından başlatılan haksız icra takibi nedeni ile davacı aleyhine %20’den az olmayacak şekilde kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce celp edilen … 32. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında; davacı/alacaklının 26.044,25 TL asıl alacağın tahsiline ilişkin icra takibine geçtiği, davalı 26/11/2017 tarihli dilekçesi ile takibe, borca, faize ve borcun tüm ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce verilen 08/04/2019 celse ara kararı uyarınca, … Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak davalı tarafın ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek davacı ile arasındaki ticari ilişki nedeniyle ve özellikle dava konusu faturalarla ilgili kayıtlarının bulunup bulunmadığı, davacı tarafın alacaklı olup olmadığının tespit edilmesi konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, talimat mahkemesince görevlendirilen Mali Müşavir… tarafından ibraz edilen 24/06/2019 tarihli raporda özetle; “Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerle davalıya ait ticari defterlerin incelenmesinden ulaştığımız bulgulara göre; davalının davacıdan 2012 ve 2013 yıllarında toplam 13 adet … ürün kodlu … (…) isimli televizyonlardan satın aldığı ve bunların faturalarının bulunduğu, söz konusu faturaların zaten davalı hesabına işlenmiş olduğu, davacının takip talebinde belirttiği faturanın davalı adına düzenlenmiş fatura olmadığı ve bu faturanın davalının ticari defterlerinde de kaydının bulunmadığı, davalının davacıdan 2012 ve 2013 yıllarında faturalı olarak almış olduğu 13 adet televizyonların tamamının satışını gerçekleştirdiği, bu satışın 7 adedinin davalının ihtarnamede belirttiği kişilere satılmış olduğu, dolayısıyla davacı iddiasının bahse konu 7 adet TV yönünden dayanağının kalmadığının düşünüldüğü, davalının ihtarnamede belirttiği 2 adet televizyon satışının davalı tarafça gerçekleştirilmediği, ayrıca 1 adet televizyon satışına ilişkin alıcı ve satıcının Zamantı Ticaret olarak gözüktüğü, davalının ticari defterlerinde böyle bir kayıt bulunmadığı, davalının ticari defterlerinde dava tarihi itibariyle davacıya borç gözükmediği, aksine 59.289,22 TL alacaklı gözüktüğü, davacının 2012 ve 2013 yıllarında davalıya sattığı 13 adet ürünün kodlarını vermesi ve teknik bilirkişi tarafından bunun incelenmesi durumunda uyuşmazlığın büyük bir ihtimalle çözüme kavuşacağının düşünüldüğü, buna ilave olarak takip konusu yapılan faturanın … adına düzenlenmiş olması sebebiyle bu faturanın … şirketinde kayıtlı olup olmadığının incelenmesinin de uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayabileceği; mevcut delillerle davacı iddiasının ispatlanamadığının düşünüldüğü,” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen 30/09/2019 celse ara kararı uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları, sistem kayıtları, dava dışı Vatan Bilgisayarın sistem kayıtları ve ticari defterleri incelenmek suretiyle dosya kapsamındaki tüm deliller ve raporlar dikkate alınarak uyuşmazlık konusu cihazların kim tarafından teslim alındığı, kimin kayıtlarında yer aldığı, davacının iddialarının doğru olup olmadığı, nihai olarak davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, Mali Müşavir … tarafından ibraz edilen 25/11/2019 tarihli raporda özetle; “Dosyaya sunulan deliller, icra takip dosyası ve davacı şirket (…) defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde: davacı şirketin, Türk Ticaret Kanunu’na göre tutulması gereken ticari defterlerini yasal süreleri içerisinde tasdik ettirdiği, yevmiye defterlerinin kapanış tasdikini de yasal süresi içerisinde yaptırdığı dolayısıyla davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliğini taşıdıkları anlaşılmaktadır. Davacı tarafından, dava dışı şirket adına düzenlenen faluranın, davacı şirket defterlerinde dava dışı şirket carisine işlendiği, dava dışı şirkel tarafından bu faturaya istinaden yapılan bir itirazın ya da kesilen iade faturasının olmadığı görülmüştür. Davacı şirketin, davalı şirketten dava dönemi olan 2018 yılı itibariyle alacağının bulunmadığı, defter kayıtlarına göre davalı şirkete 2.786,84 TL borçlu olduğu hesaplanmıştır. Davacı şirketin, 11.12.2018 tarihinde Sayın Mahkemenize verdiği dava dilekçesinde ve sonrasında dava dosyasına sunduğu diğer dilekçelerde; faturası dava dışı şirkete düzenlenen ancak davalı şirket tarafından teslim alındığı iddia olunan cihazlara ait seri numaralarını verdiği, bu seri numaraları üzerinden davanın ilerlediği, ancak davalı defter ve belgelerinin incelendiği bilirkişi raporuna itirazında bu seri numaralarına ilişkin bir uyuşmazlığın bulunmadığı ve uyuşmazlık konusu cihazların seri numaralarının tamamen farklı olduğunu belirttiği ve dosyaya yeni seri numaraları sunduğu tespit edilmiştir. Sayın Mahkemenizin takdirinde olduğu,” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen 19/10/2020 celse ara kararı uyarınca, dosyanın önceki bilirkişiye tevdi ile dosyaya eklenen evraklar, tarafların ticari defter ve kayıtları, sistem kayıtları, ve dava dışı …’ın sistem ve ticari kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılarak dosya kapsamındaki tüm deliller değerlendirilmek suretiyle uyuşmazlık konusu cihazların kim tarafından teslim alındığı, davacının haklı olup olmadığı, ve nihai olarak alacaklı olup olmadığının belirlenmesi, alacaklı ise miktarının tespiti konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, Mali Müşavir … tarafından ibraz edilen 28/12/2020 tarihli ek raporda özetle;” Dosyaya sunulan yeni bilgiler ve deliller ile dava dışı (…) defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde, kök raporumuza ek olarak aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır. Dava dışı … şirketinin, 2012 dönemi Türk Ticaret Kanunu’na göre tutulması gereken ticari defterlerinin yasal süreleri içerisinde tasdik ettirdiği, yevmiye defterinin kapanış tasdikini de yasal süresi içerisinde yaptırdığı dolayısıyla sahibi lehine delil olma özelliğini taşıdıkları görülmüştür. Dava dışı … şirketinin, davacı şirket ile arasında ilgili yılda yoğun ticari ilişkisinin olduğu görülmüştür. Ancak dava dışı şirketin ticari defter ve kayıtlarında, davaya konu olan ve davacı tarafından düzenlenen 20.11.2012 tarih ve …nolu faturanın bulunmadığı tespit edilmiştir. Dava dışı … tarafından dava konusu Sevk İrsaliyesine ilişkin gönderilen … Sıra Nolu 16.11.2012 tarihli Taşıma İrsaliyesinde ilgili ürünlerin dava dışı …’a taşındığı görülmektedir. İlgili Taşıma İrsaliyesinin içeriğinde İrsaliye No olarak … yazılıdır. Dava dışı … tarafından sunulan, Taşıma İrsaliyelerinin incelenmesi neticesinde, … isimli şirkete düzenlenen … Sıra Nolu Taşıma İrsaliyesi dışındaki diğer beş (5) Taşıma İrsaliyesinde aynı imzanın yer aldığı, bu irsaliyelerden üçünde (3) ise imza ile birlikte “Cihan Turhan” isminin yazılı olduğu görülmüştür. Kök raporumuzda davalı şirket çalışanı olmadığı yönünde görüş hasıl olan ilgili şahsın dava dışı …şirketi çalışanı olduğu kanaati oluşmaktadır. Davaya konu cihazlar, davacı şirket tarafından dava dışı …şirketine fatura edilmiştir ve buna uygun olarak Sevk İrsaliyesi düzenlenmiştir. Dava dışı … şirketinin Sayın Mahkemenizin talebiyle dosyaya sunduğu ilgili Sevk İrsaliyesine ilişkin düzenlenen Taşıma İrsaliyesinin, cihazların ilgili Faturaya ve Sevk İrsaliyesine uygun olarak dava dışı … şirketine taşındığı şeklinde düzenlendiği görülmektedir. Ancak Dava dışı … şirketinin defter ve belgelerinde bu fatura kayıt altında bulunmamakta, ilgili ürünlerin kodları sistemlerinde yer almamaktadır. Dolayısıyla kök raporumuz ekinde yer alan ve işbu ek raporumuz içeriğinde ayrıntılı dökümü yapılan, dava konusu cihazlara ait servis sistem kayıtlarının incelenmesi ve fiili olarak cihazların kim tarafından teslim alınıp satıldığına ait hareketlerin tespit edilebilmesi önem arz etmektedir. İlgili sistem servis kayıtlarının ve doğruluğunun değerlendirilmesinin uzmanlık alanımız dışında olan teknik bir konu olması nedeniyle, seri numaraları belli olan cihazlarla ilgili servis sistem kayıtlarında yer alan bilgiler, tarafımızdan değerlendirilememekte ve bir kanaate varılamamaktadır. 28.12.2020 tarihinde 3 (üç) nüsha olarak düzenlediğim işbu bilirkişi raporunu takdiri ve değerlendirmesi Sayın Mahkemenize ait olduğu,” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen 24/02/2021 celse ara kararı uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, davacının bildirmiş olduğu servis ve sistem kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılarak ve dosya incelenerek davalının cihazlara yönelik itirazları değerlendirilerek, faturaya ve ihtarnameye konu cihazlar ile davacının ıslah dilekçesinde belirtmiş olduğu cihazların sistem ve servis kayıtları üzerinden seri numaraları, model bilgileri, satın alan müşterilerin isim ve soyisimleri, satış yapan bayiinin ismi, kurulum yapan yetkili servisin ve kurulum yapıldığı yerin tespiti ile cihazların davalı tarafından teslim alınıp alınmadığı, teslim alınmış ise hangi cihazların teslim alındığının ayrıntılı bir şekilde tespit edilmesi konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, … tarafından ibraz edilen 13/04/2021 tarihli raporda özetle;”Davacı firmanın yetkili servisleri ile ortaklaşa kullandıkları … (…) sistemindeki kayıtlar incelenmiş ve biri davalının mekânına diğer 6 adet TV’ nin de davalının bayi olarak satış yaptığı müşteri adreslerine kurulduğu,” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen 22/09/2021 celse ara kararı uyarınca, dosyanın önceden rapor hazırlayan bilirkişilere tevdi ile öncelikle teknik bilirkişi … tarafından 24/02/2021 tarihli duruşmanın 2 nolu ara kararı uyarınca bütün cihazlar yönünden tespit yapılması, 23 adet cihazın da müşteri ve satıcısının tespit edilmesi, dayanak belgelerin rapora eklenmesi, seri numarası belirtilen tüm cihazlar tespit edildikten sonra mali müşavir bilirkişi tarafından bu teknik tespitler uyarınca fatura ile kayıtların karşılaştırılması suretiyle mali yönden değerlendirme yapılması, dosyada bulunan davalı kayıtlarının incelenmesi ve toplam 23 adet tv’den uyuşmazlık konusu olanların mevcut durumu ile olmayanların mevcut durumu açıkça tespit edilerek davacının alacaklı olup olmadığının belirlenmesi konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler … ve … tarafından ibraz edilen 20/12/2021 tarihli ek raporda özetle;” Teknik İnceleme ve Değerlendirmeler; davacı ile davalı arasındaki sorunun 7 adet TV üzerine olması sebebiyle, kök raporda bu cihazlar üzerine inceleme yapılarak diğer cihazlar inceleme dışında tutulmuştur. Teknik olarak kök rapordaki görüşümüz sabittir. Mali İnceleme ve Değerlendirmeler; 28.12.2020 tarihinde teslim edilen 1. Ek bilirkişi raporumuzda belirttiğimiz üzere; davaya konu cihazlar, davacı şirket tarafından dava dışı … şirketine fatura edilmiştir ve buna uygun olarak Sevk İrsaliyesi düzenlenmiştir. Dava dışı … şirketinin Sayın Mahkemenizin talebiyle dosyaya sunduğu ilgili Sevk İrsaliyesine ilişkin düzenlenen Taşıma İrsaliyesinin, cihazların ilgili Faturaya ve Sevk İrsaliyesine uygun olarak dava dışı … şirketine taşındığı şeklinde düzenlendiği görülmektedir. Ancak Dava dışı … şirketinin defter ve belgelerinde bu fatura kayıt altında bulunmamakta, ilgili ürünlerin kodları sistemlerinde yer almamaktadır. Mali yönden davaya katkı edebilecek başkaca bir çalışma yapma olanağı bulunmadığı” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; davacı taraf ticari ilişki kapsamında davalıya teslim ettiği ürünlerin, bedelinden dolayı faturadan kaynaklı alacağı iddiasıyla başlattığı … 32. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı icra takibine karşı davalı tarafın borçlu olmadığını, ürünleri teslim almadığını iddia ederek yapmış olduğu itirazın iptal edilip edilemeyeceğine ilişkindir.
Dosya kapsamından; 20/11/2012 tarihli 26.044,25 TL bedelli … adına tanzim edilen fatura konusu 10 adet televizyonun … tarafından teslim alınmak üzere fatura ve sevk irsaliyesi düzenlenerek yola çıktığı, ancak sevk irsaliyesinde de açıkça görüldüğü üzere davalı tarafından kaşe basıldığı, davalı tarafın itirazının fatura konusu televizyonların kendisi tarafından teslim alınmadığına yönelik olduğu, davacı taraf ise söz konusu ürünlerin davalı Zamantı Ticaret tarafından teslim alınarak tüketicilere satışının gerçekleştirildiğini beyan ettiği, davalı tarafın cevao dilekçesinde ve dava tarihinden önce davacıya gönderdiği 18/10/2018 tarihli mailde ürünlerin geldiğinde indirildiğini, kendisi tarafından kaşelendiğini, sonra … başlığını görünce iade ettiğini ancak kaşe iptali yapmanın o an aklına gelmediğini beyan ettiği, taraflar arasında yetkili satıcı sözleşmesinin imzalandığı, davalının davacının yetkili satıcısı olduğu görülmüştür.
Zamanaşımı açısından yapılan değerlendirmede; TBK m.146 uyarınca takip tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
Talimat mahkemesi aracılığıyla davalının defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda; davalının davacıdan 2012 yılında 4 adet 2013 yılında 9 adet olmak üzere 13 adet televizyon aldığı, bunların tamamını sattığı, bu ürünlerin davalı hesabına kaydedildiği, davacının ihtarnamede belirttiği 10 adet televizyondan 7 adedinin davalı tarafça faturalı olarak alınan televizyonlardan yapılan satışı olduğu, ihtarnamenin 4. ve 9. Sırasında belirtilen televizyonların satıcısının … Şti olduğu, 1 adet televizyonun ise alıcı ve satıcısının … olarak gözüktüğü tespit edilmiştir.
Davacı taraf, talimat raporundaki tespitler üzerine 2012 ve 2013 yılında satılan cihazların uyuşmazlık konusu cihazlara ilişkin olmadığını, 23 adet cihazın davalıya teslim edildiğini, 13 tanesinin fatura ile davalıya satılan cihazlar olduğunu, geriye kalan 10 adet … firmasına gönderilen cihazların uyuşmazlık konusu olduğunu beyan ederek yeni seri numaraları bildirmiştir. Daha sonra davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 18/12/2019 havale tarihli ıslah dilekçesinde; 23 adet cihazın 13 adetine ilişkin herhangi bir uyuşmazlık olmadığı, 13 adet cihazın bedelinin ödendiği ancak kalan 10 adet cihazın bedelinin ödenmediği, uyuşmazlık konusu cihazların seri numaralarının …., …, …, …, …, …, …, … ,…, … olacak şekilde ıslah ederek talebinin kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Davalı taraf, itirazın iptali davalarında takibe sıkı sıkıya bağlılık ilkesinin geçerli olduğunu, takip dayanağının ıslah ile değiştirilemeyeceğini, davacının ıslahına muvafakatinin olmadıklarını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. Davacının seri numaralarına yönelik ıslahı ve buna karşılık davalının itirazları açısından yapılan değerlendirmede; dava konusu … 32. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasının takip talebinde; takip dayanağı olarak 16/11/2012 tarihli sevk irsaliyesi, 31/10/2018 tarihli ihtarname, 20/11/2012 tarihli fatura ve servis kayıtlarının gösterildiği, davacının dava konusu takipte seri numarası belirtmediği, … firmasına tanzim edilen fatura ve sevk irsaliyesinin belirtildiği, faturada ve sevk irsaliyesinde de seri numarası belirtilmediği, ayrıca servis kayıtlarının takip dayanağı olarak gösterildiği, takipten önce taraflar arasında uyuşmazlık hakkında mail yazışmaları yapıldığı, davalının takip dayanağı alacağın Vatan Bilgisayara gönderilen ancak kendisi tarafından teslim alındığı iddia olunan 10 adet televizyondan kaynaklandığını bildiği, takibe sıkı sıkıya bağlılık ilkesinin amacının alacağın dayanağının borçlu tarafından bilinmesine ilişkin olduğu, davalının itiraz edeceği alacağı ve dayanağını bildiği, seri numaraların yanlış yazılmasının maddi hata niteliğinde olduğu, HMK m.183 kapsamında maddi hataların karar verilinceye kadar her zaman düzeltilebileceği, maddi hataların düzeltilmesinin ıslaha gerek olmaksızın yapılabileceği dikkate alınarak davacının ıslah talebi maddi hatanın düzeltilmesi olarak değerlendirilmiş, açıklanan nedenlerle takibe sıkı sıkıya bağlılık ilkesine aykırılık bulunmadığından, usul ekonomisi ilkesi gereğince yeni bildirilen seri numaraları üzerinden yargılamaya devam olunmasına ve davalının bu yöndeki itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi kök ve ek raporunda; dava konusu cihazlara ait servis sistem kayıtlarının incelenmesi ve fiili olarak cihazların kim tarafından teslim alınıp satıldığına dair hareketlerin tespit edilebilmesinin gerektiğini beyan ettiğinden mahkememizce davacının servis ve sistem kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılarak faturaya ve ihtarnameye konu cihazlar ile davacının ıslah dilekçesinde belirtmiş olduğu cihazların sistem ve servis kayıtları üzerinden seri numaraları, model bilgileri, satın alan müşterilerin isim ve soyisimleri, satış yapan bayiinin ismi, kurulum yapan yetkili servisin ve kurulum yapıldığı yerin tespiti ile cihazların davalı tarafından teslim alınıp alınmadığı, teslim alınmış ise hangi cihazların teslim alındığının ayrıntılı bir şekilde tespit edilmesi konusunda ara karar oluşturulmuştur. Bilirkişi tarafından, davacı şirket yetkili servislerinin ortaklaşa kullandıkları … sisteminin incelendiği, davacı tarafından bildirilen cihazlardan birinin davalının iş yerinde kurulduğu, diğer 6 adedinin davalının bayi olarak satış yaptığı ve müşteri adreslerinde kurulduğu tespit edilmiştir. Bilirkişinin tespit ettiği cihazların sonradan bildirilen seri numaralarına ilişkin olup olmadığının belirli olmaması sebebiyle bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi ek raporda; kök rapordaki cihazların uyuşmazlık konusu olduğu, diğer cihazların inceleme dışında tutulduğunu beyan etmiştir. Bilirkişi raporunun ekinde bulunan servis kayıtlarında ve davacı tarafından sunulan servis kayıtları bilirkişinin tespitini doğrulamaktadır. Davalı taraf, servis kayıtlarının delil niteliğine yönelik itirazda bulunmuştur. Ancak davalı vekili tarafından sunulan 22/04/2019 tarihli delil dilekçesinin, 8 numaralı bendinde davalının servis kayıtları ve kurulum bilgilerine delil olarak dayandığı, ayrıca servis kayıtlarının teknik olarak bilirkişi tarafından doğrulandığı ve dayanak belgeleri bulunduğu dikkate alındığında davalının itirazının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Yargılama sırasında alınan mali rapor, teknik rapor, servis kayıtları ile tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalının uyuşmazlık konusu sevk irsaliyesinde kaşesi bulunduğu, sevk irsaliyesine kaşe basıldıktan sonra iade ettiğini savunduğu, dolayısıyla iade ettiğini ispat yükünün davalıda olduğu, ancak iade edildiğini gösterir bir delil sunulmadığı, servis kayıtlarından davacıya ait 20 adet cihazın davalı tarafından teslim alındığının anlaşıldığı, davalı tarafından teslim alınan 20 adet televizyondan 13 adedinin faturalı satışa ilişkin olduğu ve bu konuda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlık konusu olan davacı tarafından dava dışı … firmasına gönderilen 20/11/2012 tarihli 26.044,25 TL bedelli faturaya konu 10 adet televizyonun 7 adedinin davalı şirket tarafından teslim alındığı, bu cihazlardan 6 adedinin davalı tarafından bayi olarak satışı yapıldığı ve müşteri adreslerinde kurulumunun yapıldığı, 1 adedinin ise davalı şirketin adresinde kurulumunun yapıldığı, davalının 20 adet televizyon kuruluma karşılık 13 adet televizyonun bedelini ödediği, kurulumu yapıldığı tespit edilen uyuşmazlık konusu 7 adet televizyona ilişkin davalı tarafından bir açıklama getirilemediği gibi başka bir yerden alındığını gösterir bir belge de sunulmadığı, davalının 22/04/2019 tarihli delil dilekçesinin 8 numaralı bendi ile servis kayıtları ve kurulum bilgilerine delil olarak dayandığı, yine 22/04/2019 tarihli delil dilekçesinin ekinde sunulan davalı tarafından davacıya gönderilen 28/12/2018 tarihli mailde davalının “eğer 11 adet değil de 21 adet montaj yapıldı ise ürünler bizde kalmış olabilir” şeklindeki beyanda bulunduğu, bu beyanın davalının daha fazla ürünün montajının yapıldığının servis kayıtlarından tespit edilmesi halinde davacının iddiasını kabul ettiğini gösterdiği, servis kayıtlarındaki televizyon modelleri ile faturadaki modelin aynı olduğu, servis kayıtlarının teknik olarak bilirkişi tarafından doğrulandığı ve dayanak belgelerle desteklendiği anlaşılmakla davacı tarafından dava dışı … firmasına gönderilen 20/11/2012 tarihli 26.044,25 TL bedelli faturaya konu 10 adet televizyonun 7 adedinin davalı şirket tarafından teslim alındığı, davalı tarafından teslim alınan bu cihazlardan 6 adedinin bayi olarak satışının gerçekleştirildiği ve müşteri adreslerinde kurulumunun yapıldığı, 1 adedinin ise davalı şirketin adresinde kurulumunun yapıldığı ancak televizyonlarının bedelinin davacıya ödenmediği kabul edilerek davacının uyuşmazlık konusu olan 7 adet televizyonun 20/11/2012 tarihli faturadaki fiyata göre yapılan hesaplaması sonucundaki toplam değeri olan 18.230,97 TL tutarında davalıdan alacaklı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
İcra inkar tazminatı açısından yapılan değerlendirmede; seri numaraların yargılama aşamasında tespit edilmesi nedeniyle alacağın likit ve belirli olmadığı sonucuna varılmış ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, takibin 18.230,97 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacak 18.230,97 TL’ye değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, itirazın kısmen iptaline, takibin 18.230,97 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacak 18.230,97 TL’ye değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 1.245,36 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 444,78 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 800,58 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 444,78 TL peşin harç ile 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 480,68 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.782,78 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 1.947,95 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 110,00 TL yargılama giderinin, davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 33,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/03/2022

Katip
¸¸

Hakim
¸¸