Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/118 E. 2020/462 K. 28.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/118 Esas
KARAR NO : 2020/462

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/01/2018
KARAR TARİHİ : 28/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; davalı şirket ile müvekkili arasında güvenlik sistemleri ve aktivasyon hizmetleri sağlamak için yaptığı işlemler karşılığında fatura düzenlediğini ve faturanın davalıya tebliğ edildiğini, müvekkilinin davalı şirketin işlerini tam ve eksiksiz yerine getirdiğini ancak davalı şirketin icra takibine konu 56.584,86 TL’sini kabul ettiğini, kalan borç için gerekçe göstermeksizin itiraz ettiklerini, faturaların hepsinin aynı tarihli olduğunu, davaya konu ticari ilişki için müvekkili ile davalı arasında sözleşmenin mevcut olduğunu, davalının ödememiş olduğu kalan borcu için … 21. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu bildirmekle, davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle, davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; davacı ile müvekkili arasında Yetkili Bayilik Sözleşmesinin akdedildiği ancak davacının sözleşmeden kaynaklı borçlarını ifa etmediğini, davacının alacaklı olduğu bedelleri dava dilekçesinde açıklamadığını, icra takibine itiraz dilekçesinde de müvekkili şirketin borçlu olduğu kısım olan 56.584,86 TL’yi ödediğini, ödenen bedel dışında davacıya herhangi bir borcun bulunmadığını, davacının takibe konu … tarihli, … numaralı faturanın müvekkili şirket tarafından düzenlenen … tarihli … numaralı fatura ile aynı olduğunun tespit edilmesi üzerine davacıya iş bu faturanın iade edildiğini ancak davacının kötü niyetli olarak ilgili faturayı da takip talebinde bildirdiğini, davacının icra dosyasında takip dayanağı faturalardan alacaklı olmadığını bildirmek için müvekkili şirket tarafından … 34. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bildirildiğini, davacının müşterileri yanıltarak prim ödemelerini müvekkilinden tahsil ederek haksız kazanç elde ettiğini bildirmekle davanın reddine, kötü niyetli davacının alacağın %20’den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkememizce … 21. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra takip dosyasının celp edildiği görülmekle dosya incelemesinde; davacı/alacaklının … numaralı faturadan kaynaklı 34.826,53 TL, … numaralı faturadan kaynaklı 35.442,85 TL, 12615 numaralı faturadan kaynaklı 6.600,85 TL, … numaralı faturadan kaynaklı 4.189,15 TL, … numaralı faturadan kaynaklı 12.873,28 TL, … numaralı faturadan kaynaklı 31.800,08 TL, … numaralı faturadan kaynaklı 2.294,07 TL, … numaralı faturadan kaynaklı 2.401,36 TL ve 11.706,38 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 142.134,55 TL’nin davalı/borçludan tahsilini talep ettiği, davalının 06/02/2017 havale tarihli dilekçesi ile müvekkili şirketten alacaklı olduğunu iddia ettiği …’ya 56.584,86 TL borcunun bulunduğunu, geriye kalan miktara ve tüm fer’ilere itiraz ettikleri görülmekle takibin durduğu anlaşıldı.
Mahkememizce … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak davacının 2014-2015-2016-2017-2018 yılında 3. Kişilerle yapmış olduğu abonelik sözleşmeleri ve elde ettiği primlerin ne kadar olduğu, abonelerin aylık ödemelerini yapıp yapmadığına dair rapor alınmak üzere dosyanın talimat mahkemesi tarafından resen belirlenecek bilirkişiye tevdine karar verilmiş olup, talimat mahkemesinin mahkememize sunulan 25/12/2018 tarihli raporunda; davacının ticari defterlerine ulaşılamadığından konuyla ilgili dava tarihindeki borç veya alacakla ilgili bir tespit yapılamadığını, dava dosyasındaki davacının davalı adına düzenlediği fatura tutarı toplamının 117.554,89 TL olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizce açık yargılamaya devam olunurken 11/03/2019 tarihli celsede davacının duruşma gün ve saatini bildiği, duruşma saatinin geçmiş olduğu, mübaşir tarafından yapılan çağrıda hazır olmadığı anlaşılmakla dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olup, davacının 21/05/2019 tarihli dilekçesi ile başvuruya bırakılan dosyanın yenilendiği ve açık yargılamaya devam olunduğu görüldü.
Mahkememizin 23/09/2019 tarihli celsesinin 2 numaralı ara kararı uyarınca tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, davalı tarafın ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek davacının kazandığı hakediş miktarı, davacının eylemleri nedeniyle davalının uğradığı zarar, davacı tarafından kazandırılan müşterilerden tahsilat yapılamayan kısmının somut olarak belirlenerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmak üzere dosyanın bilirkişi mali müşavir … ve Nitelikli Hesaplamalar Uzmanı … tarafından 24/10/2019 günü saat 14:00’te inceleme yapılmasına karar verilmiş, inceleme gün, saatinin ve bilirkişi ücreti yatırılması konusunda davacı vekiline ihtaratlı tebligat yapıldığı, yapılan tebligata rağmen davacı vekilinin verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırmadığı anlaşılmış olup incelemenin yapılamadığına dair tutanak imzalanmıştır.
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davalı taraftan faturadan kaynaklı olarak alacaklı olduğunu iddia ederek davalının yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf, davacı ile arasında yetkili bayilik sözleşmesi akdedildiğini, davacının bayisi olarak faaliyet gösterdiğini ancak davacının sözleşme yükümlülüklerini ihlal ettiğini, hileli satışlar gerçekleştirdiğini, müşteriler nezdinde itibar kaybına ve zarara uğrattığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Yargılama sırasında davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan raporda; davacının ticari defterlerine ulaşılamadığından alacak- borç hususunda tespit yapılamadığı belirtilmiştir.
Tahkikat sırasında davalı tanığı …; davalı şirkette denetim müdürü olarak görev yaptığını, davacının müşterilere sistemin kurulmasından sonra herhangi bir ücret ödenmeyeceğine dair taahhütler vererek satışlar gerçekleştirdiğini, müşterilerden ücret talep edildiğinde bu durumun öğrenildiğini, müşterilerden gelen şikayet üzere davacının sözleşme imzaladığı müşterilerle …’ya giderek bizzat görüştüğünü, davacının müşterilere hiçbir ücret ödemeden … aboneliğinin yapılacağını beyan ederek sözleşmeler imzaladığını beyan etmiştir. Davalı tanığı …; davacının davalının bayisi olduğunu, davacının yapmış olduğu sözleşmelerden çok sayıda şikayet aldığını, davacının müşterilere sistemin kurulmasından sonra herhangi bir ücret ödenmeyeceğine dair taahhütler vererek satışlar gerçekleştirdiğini beyan etmiştir. Davalı tarafından sunulan İç Denetim raporunun incelenmesinde; davacının Satış … ve bayilik sözleşmesine aykırı olarak müşterilere yanıltıcı beyan ve taahhütlerde bulunarak satışlar gerçekleştirdiğinin müşterilerle yapılan görüşmeler sonucu tespit edildiği, davacının davalının itibarını zedeleyici davranışlarda bulunduğu ve davalının zarara uğramasına neden olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 23.09.2019 tarihli duruşma celsesinde, davacının hak ediş miktarı, davalının uğradığı zarar miktarı, davacı tarafından kazandırılan müşterilerden tahsilat yapılamayan kısmının somut olarak belirlenerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığının tespiti konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Davacı vekiline bilirkişi ücretini yatırması için 2 haftalık kesin süre verilmiş, verilen süre içerisinde bilirkişi ücretinin yatırılmaması halinde mevcut dosya kapsamında göre karar verileceği ve gerektiğinde teknik bilirkişi incelemesi yapılamadığından davanın reddine karar verilebileceği ihtar edilmiş, ancak davacı tarafından takdir edilen bilirkişi ücretinin verilen kesin süreye rağmen yatırılmaması nedeniyle bilirkişi incelemesi yapılamamıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği, mahkememizin 23.09.2019 tarihli celsesinin 2 numaralı ara kararı uyarınca yapılmasına karar verilen bilirkişi incelemesinin ihtaratlı olarak verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretinin yatırılmaması nedeniyle yapılamadığı anlaşılmakla davalı tanıklarının beyanları, İç Denetim Raporu, taraflar arasındaki sözleşme ve protokol hükümleri doğrultusunda mevcut dosya kapsamında göre davacının alacaklı olduğu ispatlanmadığından davanın reddine, icra takibinin kötü niyetli olarak yapıldığı ispatlanmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1-Davanın REDDİNE, kötü niyet tazminatının REDDİNE,
2-Harçlar Yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 54,40 TL nin başlangıçta yatırılan 935,52 TL peşin harçtan mahsubu ile fazla harç olan 881,12 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili yararına AÜTT gereği tayin ve takdir olunan 13.307,78 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafında yapılan posta ve tebligat ücretlerinden oluşan toplam 127,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayacak olan avansın ilgili tarafa iadesine,
Dair; davalı tarafın yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.28/09/2020

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸