Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1151 E. 2019/295 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1151 Esas
KARAR NO : 2019/295

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2018
KARAR TARİHİ : 28/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 30/11/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkili şirkete 07/07/2017 tarihli teklif vererek … ili, … İlçesi, … Köyü 1450 Ada 2 ve 3 sayılı parsellerle ilgili gayrimenkullerde yapılacak inşaat işi için teklifte bulunduğunu, yapılan teklife uygun olarak taraflar arasında 19/07/2017 tarihli Satış Vaadi Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmede belirtildiği üzere … İli, … İlçesi … Köyü 1450 Ada, 3 parsel sayılı yerdeki 1086.22 m² tam arsanın 800.000 $ bedelle 30/01/2018 tarihinde kadar tapuda alım satım işlemi gerçekleştirilmesi yönünde tarafların anlaştığını, tapuda satış anında 400.000 $’ın nakden veya alıcının belirttiği banka hesabına yatırılacağını, geriye kalan 400.000 $’ın 30/06/2018 tarihinde ödeneceğini, alıcıya satış işlemlerinden önce banka teminat mektubu verileceğini, davalı yanın sözleşme konusu arsa ve yanındaki 1450 ada 1 ve 2 parsel ile birlikte üzerinde inşaat yapacağı için müvekkilinin davalı şirket yönetim kurulu başkanı …’e … 25 Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı vekaletini verdiğini, ve iş bu arsa 1450 Ada 1 ve 2 numaralı parselleri ile tevhid edildiğini, tevhidden sonra 5346,20 m² miktarlı 1450 Ada 21 parselin oluştuğunu, 1450 ada 1 parsel 1.725,71 m² olup …’a, 2 parsel 2.534,27 m² olup 298,72 m² si müvekkiline, bakiyesi ise …’e ait olduğunu, müvekkilinin bu payını 20/07/2017 tarihinde davalı şirkete sattığını, 3 parselin 1086,22 m² olup müvekkiline ait olduğunu, müvekkilinin 1450 ada 2 sayılı parselde hissesini davalı şurete bu işlemler sebebiyle sattığını ve devrettiğini, müvekkilinin kendi üzerine düşen edimlerini yerine getirdiğini, davalının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sözleşmenin 8. Maddesi uyarınca alım satımdan vazgeçen taraf diğer tarafın tüm zararlarıyla ve 400.000 $ cezayı ödemeyi kabul ettiğini, davalıya gönderilen ihtarnameye rağmen davalının edimlerini yerine getirmediğini bildirerek; davalının taraflar arasında akdedilen 19/07/2017 tarihli Satış Vadi Sözleşmesinin 8.maddesinde belirtilen sözleşmeden dönmesi sebebiyle tevhid edilen … İli … ilçesi … Köyü 1450 Ada, 21 parselden 1086,22 m² miktarlı eski 3 nolu parselin tefriki ve ifrazı ile müvekkile ait 1086,22 m²lik eski 3 nolu parselin bağımsız parsel olarak tapuya tesciline, sözleşmenin 8.maddesi uyarınca 400.000$ cezai şartın temerrüt tarihinden hüküm tarihine kadar devlet bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz de hesaplanmak suretiyle müvekkiline ödenmesine, … İli, … İlçesi, … Köyü 1450 Ada 21 parsel sayılı gayrimenkuller üzerine Mahkemece “davalıdır” kaydı konulmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, tensip zaptı, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş olup, davalı vekili vermiş olduğu 21/01/2019 tarihli cevap dilekçesinde; taraflar arasında imzalanmış olan satış vaadi sözleşmesi başlıklı adi yazılı sözleşmenin hukuken sahip olması gereken geçerlilik koşulları oluşmadığından kesin hükümsüz olduğunu, dava konusu sözleşme gereğince alacaklı ya da borçlu temerrüdü gerçekleşemeyeceğini,müvekkili ile davacı tarafın anlaşması ve yapının ortaya çıkarılması için söz konusu arsadaki 1450 ada 3 parselin devri yeterli olmasına rağmen davacı tarafın müvekkiline devrini sözleşme koşulları dışında olacak şekilde zorladığını, davacının 2 numaralı parselinin devrini ön şart olarak sunmuş olması müvekkilini zor durumda bıraktığını ve akabinde 884.000 TL fahiş fiyatla müvekkiline devrettiğini, sonuç itibariyle sözleşmenin geçersiz olması sebebiyle kesin hükümsüz olduğunu, cezai şartın talep edilemeyeceğini bildirerek; davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen satış vaadi sözleşmesinden davalının haklı bir sebep olmaksızın dönmesi sebebiyle davacının uğradığı zararların ve cezai şart bedelinin tazmini istemine ilişkindir. Bu tür davaların ticari dava olduğuna ya da Asliye Ticaret Mahkemesinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.Davanın ticari dava olarak kabulü ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olması için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur. Davacı, arsa sahibi olup kendisine ait arsanın satışına ilişkin sözleşme akdetmiş olduğundan tacir sıfatı da bulunmadığı gibi işin ticari işletmesi ile ilgisi de bulunmamaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın TTK’da düzenleme konusu yapılmış hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenleme konusu yapılmıştır. Davacının tacir sıfatının bulunmaması ve işin ticari işletmesi ile ilgili olmaması nedeniyle taraflar arasındaki ilişki ticari iş mahiyetinde bulunmamaktadır.
6102 sayılı TTK’nın yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki kanunda değişiklik yapılmasına dair kanunun 2.maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemeleri ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı düzenleme konusu yapılmıştır. Görev kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınacağından HMK’nın 114/c ve 138 maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliğine, davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Mahkememizin görevsizliğine, davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle reddine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-HMK 331.maddesi uyarınca harç ve masrafların görevli mahkemede nazara alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341.maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/03/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …