Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1145 E. 2019/861 K. 25.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1145 Esas
KARAR NO : 2019/861

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 29/11/2018
KARAR TARİHİ : 25/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 2006 yılından itibaren ticari ilişki bulunduğunu, davalı şirketin müvekkillerinden sözleşmeye karşı haksız bedeller tahsil ettiğini, müvekkili şirketin davalı şirkete sebze tedarikinde bulunduğunu, malların ücretlerini sözleşmede kararlaştırılan süre sonunda ödeyeceğini, müvekkilinin sözleşmeye konu malları eksiksiz olarak teslim ettiğini ancak davalı şirketin müvekkillerinden haksız olarak ciro primi, katılım bedeli, hedef zararı, koşulsuz prim, gün zararı vb gibi isimler altında haksız bedeller tahsil ettiğini bildirmekle davalı şirketin fazladan yaptığı tahsilatların şimdilik 1.000,00 TL’sinin müvekkiline iadesini, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle, davalılar vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; davacının belirsiz alacak dava açma hakkının HMK’ya göre olmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, davacının alacaklarının davada talep ettiği tüm alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, her iki davacının farklı şirketler olduğunu, yapılan sözleşmeler ve sözde alacakları ayrı kalemleri teşkil ettiğini, birlikte dava ikame etme yetkilerinin bulunmadığını, bu sebeplerle davanın usulden reddi gerektiğini, davacı yanın iddia ettiği gibi sözleşmenin 2006 yılında başladığını ancak 2014 yılında sözleşmenin sona erdiğini beyan etmekle davanın reddine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkememiz dosyasına toplanan deliller, davacı ve davalının itiraz beyan dilekçelerinin incelenmesi için bilirkişi mali müşavir …’na tevdii edilmiş olup, bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 18/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Tedarikçi sözleşmesi; sözleşmenin tarafları; sözleşmenin … A.Ş. (Perakendeci) ile … Tic. Ltd. Şti. (Tedarikçi)  arasında olup … (Perakendeci) ve … (Tedarikçi) taraflarından temsil edileceğini ve sözleşmenin bunlar tarafından imza edileceğini, sözleşmenin konusu; Tedarikçinin Perakendeci tarafından verilen siparişleri, sipariş edilen miktarını, belirtilen noktalara, süresinde teslim şekil ve şartları ile tarafların yükümlülüklerini düzenlediğini, “Sipariş” te öngörülen süre içerisinde, “Sipariş’te yer alan teslim adres ve/veya adreslerine malın sevk edilememesi veya geç sevk edilmesi halinde; PERAKENDECİ’nin, seçimlik hakkının doğduğunu, PERAKENDECİ’nin sevk edilen malı teslim almayabiliceğini, süresinde teslim edilmemesi dolayısıyla malın üçüncü kişilerden temin edilmesi halinde, oluşan fiyat farkından kaynaklanan zararını TEDARİKÇİ’den tahsil edebileceğini ve geç sevkiyattan kaynaklanan satış kaybı (ortalama günlük satış miktarı x ürünün birim net karı x kayıp gün sayısı) bulunarak “Hasar Tanzim Faturası” karşılığı PERAKENDECİ’ye ödendiğini, PERAKENDECİ’nin süresinden sonra gelen malı teslim aldığını, Bu halde TEDARİKÇİ, PERAKENDECİ’nin mal bedelinden asgari %10 iskonto yapmasını kabul ettiğini, Ayrıca geç teslimden kaynaklanan satış kaybı ile 3. kişilerden temin edilen mallar için doğan fiyat farkından kaynaklanan zararlan TEDARİKÇİ’nin karşılamayı kabul ve taahhüt ettiğini, PERAKENDECİ tarafından malın sevk edilmemesinden veya geç teslim alınmasından dolayı ortaya çıkacak zararın tazmini için sipariş konusu malın dönem satışının min. %10’u; eğer ürün promosyon döneminde ise dönem satışının min. %20’si; eğer ürün ucuzluk mağazasında muadili bulunmayan bir ürünse %40’ı TEDARİKÇİ’ye fatura edildiğini, Satıcı, malda bulunan bir ayıbın derhal bildirilmemesi halinde malın mevcut haliyle kabul edilmiş sayıldığı şeklindeki Türk Ticaret Kanunu’nun 25/3.maddesinde belirtilen hakkından ve BK 207 vd maddesinde belirtilen haklarından feragat etmiş olacağını, Açık ve gizli ayıplarda herhangi bir muayene ve ihbar yükümüne tabi olmaksızın ve üçüncü kişiye satılmış olsa dahi malın her zaman iade edileceğini, Ayıplı mal bedeli Alıcı tarafından önceden ödenmiş ise iade talebi ile birlikte Alıcı tarafından iade faturası kesilerek bedeli Satıcı’nın alacaklarından takas mahsup yoluyla tahsil edilecek olduğunu, x kapsamındaki mal bedeli henüz ödenmemiş ise söz konusu mal bedellerinin ödenmeyecek olduğunu, Alıcı’nın sair talep hakları saklı kalmak kaydı ile ayıplı malların bulunduğu partiler teslim edilmemiş gibi bu sözleşmede belirtilen cezalar kesilerek sözleşmedeki prosedür çerçevesinde Satıcı’dan tahsil edilecek olduğunu, Depolarda ve işletmelerde (açılmış ve açılacak olan) mal kabulünün yapılmış olması malın kesin kabulü anlamına gelmediğini, PERAKENDECİ, TEDARİKÇİ’nin teslim ettiği malları irsaliye üzerinde belirttiği miktarlarını ilk etapta detay kontrol yapmadan koli bazında kabulünü yaptığını, Teslim alınan malların koli içerikliğinin doğruluğunun ispatının TEDARİKÇİ’ye ait olduğunu, PERAKENDECİ’nin mal kabulünden sonra yapacağı detay kontroller esnasında koli içerisinde tespit ettiği miktar ve diğer farklılıklarını TEDARİKÇİ’ye fatura etme hakkının olduğunu, Sözleşme süresince TEDARİKÇİ, PERAKENDECİ’nin onayı olmadan bu sözleşmeyi devredemeyeceğini, feshedemeyeceğini, Aksi takdirde, TEDARİKÇİ, PERAKENDECİ’nin sözleşmeden doğan haklarını 2 sene süresince faaliyet göstermiş gibi PERAKENDECİ’ye ödemekle yükümlü olduğunu, Sözleşme süresi içinde Perakendeci’nin 3 ay evvelinden bildirimde bulunmak kaydıyla sözleşmeyi tek taraflı feshetme hak ve yetkisinin bulunmakta olduğunu, hususlarında tarafların mutabık kalarak aynı sözleşmeyi 2012-2013-2014 tarihinde kabul, imza ve tanzim etmiş oldukları belirlendiğini, davacı ve davalı tarafa dava konusu ile ilgili defter ve belgelerin hazır edilmesi için iletişime geçildiği, iletişim sonrasında davalı tarafa … ve davacı tarafa … mail adreslerine yazılı bildirimlerin yapılmış olduğu, taraflara yapılan bildirimlere karşın verilen sürelerde defter ve belgelerin hazır edilmediği gibi tarafımıza yazılı herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, davacı ve davalı tarafların inceleme taleplerine rağmen defter ve belgeleri hazır etmemeleri ve tarafımıza ibraz etmemelerine ilişkin değerlendirme ve nihai takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğunu, davacı taraflarca sözleşme kapsamında haksız tahsilatların yapıldığı iddia edilmiş olmakla birlikte söz konusu kesintilerin ne zaman ve içerikleri ile ilgili somut herhangi bir vesaik sunulmadığı, diğer bir ifade ile davacının davaya konu ettiği belirsiz alacağın ispatına yönelik herhangi bir vesaik sunmadığını beyan etmekle sonuç olarak; davacı ve davalı tarafın inceleme takleplerine istinaden yapılan ekli mail yazışmalarına rağmen tarafların herhangi bir defter ve belge sunmadığını, davacının iş bu davada ki belirsiz alacağı ile ilgili taleplerini somutlaştırmadığı, yine dosya kapsamında ki sözleşme ve benzeri vesaikler ile davacının belirsiz alacağının belirlenemediği gibi davacının iş bu dosya kapsamına göre alacağını ispatlayamadığı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacılar tarafından taraflar arasındaki ticari ilişki ve tedarikçi sözleşmesi gereğince davalı tarafça “ciro primi, katılım bedeli, tediye iskontosu” gibi isimler altında fazladan tahsilat yapıldığı, bu fazla yapılan bedellerin iadesi ile davacıların sözleşmede kararlaştırılan vadelerden sonra ve kısım kısım ödeme yapılması nedeniyle uğramış oldukları zararların tazminine ilişkin açılan maddi tazminat davasıdır.
Mali bilirkişi tarafından taraf vekillerine defalarca ulaşılmaya çalışılmasına rağmen -kaldı ki bilirkişinin böyle bir görevi olmadığı olmamakla beraber- taraf vekillerince defterlerin hazır edilmesi ve ara kararda belirtilen inceleme gününde hazır bulunularak inceleme gününde yerinde incelemenin talep edilmesi ve defterlerinde o günde inceleme yapılması talep edilen yerde hazır bulundurulması gerekeceğinden taraf vekillerinin yeniden defter incelenmesi talepleri yönündeki itirazlarının reddine son celsede ara karar ile karar verilerek tefhimle açık yargılamaya devam olunmuştur. Aksinin kabulü halinde yerinde inceleme talep edilen dosyalarda taraflarca aylarca ticari defter ve kayıtlar bilirkişi incelemesine sunulmayarak yargılamanın gecikmesine sebebiyet verilmektedir. Kaldı ki somut olayda da davacı tarafça dava dilekçesiyle birlikte davalı defterlerine dayanılmamış olup ön inceleme aşamasından sonra sunulan delil listesinde davalı defterlerine dayanılmıştır. Ön inceleme duruşmasında delil listesinde belirtilen ancak dosyaya sunulmayan deliller ibraz edilebileceğinden bu yöndeki davacı taleplerinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafça sözleşme kapsamında haksız tahsilatların yapıldığı iddia edilmiş olmakla birlikte söz konusu kesintilerin ne zaman yapıldığı ve içerikleri ile ilgili somut herhangi bir belge sunulmadığından, davacının davaya konu ettiği belirsiz alacağın ispatına yönelik herhangi bir belgenin süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak ibraz edilmemesi nedeniyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/09/2019

Katip
¸

Hakim
¸