Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1108 E. 2019/628 K. 18.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1108 Esas
KARAR NO : 2019/628

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 20/11/2018
KARAR TARİHİ : 18/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 20/11/2018 tarihli dava dilekçesinde; Müvekkili …’un (…} plakalı aracının, iş yoğunluğunu azaltabilmek ve iş görüşmeleri için araç sahibinden belli süreliğine … plakalı aracı kiraladığını, müvekkilinin aracı kiralamak için herhangi bir engeli bulunmadığını, sürücü belgesine sahip olduğunu, kiralamış olduğu araçla ailesiyle iş yerine intikal halinde iken ailesinden babası ve kardeşi de aynı araçta bulunup direksiyonda müvekkilinin hemen yanında babası ve arka koltukta kardeşi oturduğunu, müvekkilinin sevk ve idaresinde bulunan … plaka araç ile …’in … sevk ve idaresinde bulunan araçlar arasında 21.09.2018 tarihinde İstanbul’da meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası tutanak hazırlanmış tutanakta, kusur oranlarının belirtilmediğini, 21.09.2018 tarihinde bir kaza yaşanmış olup, müvekkilinin direksiyon başında iken tutanak ve fotoğraflarda da anlaşılacağı üzere ana yolda seyir halindeyken geçiş üstünlüğü gereği müvekkilinde olduğundan var olan hakkını kullanması esnasında … kontrolündeki aracın, müvekkilinin kiralamış olduğu araca çarptığını, ciddi bir hasara neden olduğunu, kiralamış olduğu araca ait sigorta şirketinin hasara ait tutanaklarının ekte sunulduğunu, bu hasarın müvekkili tarafından ödendiğini, kusurlu olmadığının tutanak ve fotoğraflar da bu kadar bariz anlaşıldığı halde … Sigorta Şirketi acentesinin hukuka aykırı olarak kusurlu olarak gösterildiğini, kusur oranlarının tekrardan tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili ile diğer sürücü arasında düzenlenen raporda müvekkilinin haklı olduğu halde ve tutanakta da anlaşılacağı üzere diğer sürücü …’in kusurunu kabul etmesine rağmen sigorta şirketinin, tarafların irade ve beyanlarına aykırı davranarak bilakis raporda açık hata yaparak müvekkilinin tam kusurlu gösterip diğer sürücüye ise kusur yüklemediğini, bunun neticesinde müvekkilinin hatalı rapordan dolayı aracı kiraladığı şirkete kusurlu gösterildiği gerekçesiyle 2.400 TL haksız ödeme yapmak zorunda kaldığını bildirerek müvekilinin mağduriyetinin giderilmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yargılama giderleri vc vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; Kazaya karışan araç sürücülerinin düzenleyip imza altına aldıkları trafik kazası tespit tutanağında açıkça görüleceği üzere dönüş yapan sigortalı araç sürücüsünün, karşıdan hızlı ve kontrolsüzce gelen başvuran tarafa ait aracı görür görmez fren tedbirine başvurduğunu ancak davacının kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmadığı için huzurdaki uyuşmazlığa konu kaza meydana geldiğini, davacının dava dilekçesinde sigortalı araç sürücüsünün beyanlarını yorumlamaya çalışmasının hukuka uygun olmadığını, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununda belirtilen kuralları ihlal ettiğinden davacının davaya konu kazada asli ve tam kusurlu olduğunu, Tramer kayıtları incelendiğinde komisyon tarafından oybirliği ile sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunun kabul edildiğini, davacının ana yolda gittiği ve tali yoldan gelen sigortalı araç sürücüsünün kendisine arkadan çarptığı iddiasının da gerçeğe aykırı olduğunu bildirerek sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu dikkate alınarak haksız davanın reddini talep etmiştir.
Dava; Trafik kazasında kusur oranlarının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı, kiraladığı araç ile kaza yaptığını, bu kaza nedeniyle davalı sigorta şirketine ödeme yapmak zorunda kaldığını, kazadaki kusurunun sigorta şirketinin tespit ettiği gibi olmadığını, kusurun tespitini istemiştir.
Taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlık trafik sigortası ilişkisinden kaynaklanmayıp, taraflar da tacir değildir.
6102 sayılı TTK’nun 4.maddesine göre; Bir davanın ticari dava sayılması için, uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmeyle ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işleri ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olması gerekmektedir. Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6102 sayılı TTK ile birlikte iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisi şekline getirilmiş olup, göreve dahil düzenlemeler 6100 sayılı HMK’nun 114/1/c maddesi uyarınca dava şartı olup, HMK’nun 115/1 Maddesi gereğince yargılamanın her aşamasında resen mahkemece değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından, dava konusunun da kanunda özel olarak düzenlenen mutlak ticari nitelikte Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu hallere girmediğinden 6102 sayılı TTK’nın 4/1 maddesi hükmünce davayı ticari dava saymak ve Asliye Ticaret Mahkemesi’ni görevli kabul etmek mümkün değildir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6102 sayılı TTK ile birlikte iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisi şekline getirilmiş olup, göreve dahil düzenlemeler 6100 sayılı HMK’nun 114/1/c maddesi uyarınca dava şartı olup, HMK’nun 115/1 Maddesi gereğince yargılamanın her aşamasında resen mahkemece değerlendirilmesi gerektiği ve davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan, davacının davasının görev nedeniyle reddine, mahkememizin görevsizliğine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğundan, davanın görev nedeniyle REDDİNE,
2-Harç ve masrafların görevli mahkemesinde nazara alınmasına,
3-Kararın kesinleşmesine müteakip 2 haftalık sürede, talep halinde dosyanın görevli mahkememisine gönderilmesine,
dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.18/06/2019

Katip

Hakim