Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1071 E. 2018/1127 K. 13.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1071 Esas
KARAR NO : 2018/1127

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/11/2018
KARAR TARİHİ : 13/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkilinin, davalının sahibi ve müdürü olduğu … Ltd. Şti’den 20.04.2018 tarihinde 15 günlüğüne … plakalı aracı, araç kiralama sözleşmesi ile 15 kiraladığını ve İzmir’den teslim aldığını, 15 günlük araç kiralama bedeli olarak; kiralama avansı ibareli 19.04.2018 tarihinde 3.000,00 TL ve 20.04.2018 tarihinde 3.313,00 TL olarak davalıya ait … iban numaralı hesabına, … tarafından … araç kiralama avansı ve kiralama bedeli adı altında 6.313,00 TL havale edildiğini, davalının, kiralık aracı teslim esnasında, davacı müvekkili Turan Delikanlı’dan araç tesliminden sonra araçla ilgili olarak borç çıkması durumunda teminat senedi adı altında boş bono teslim aldığını, davalının, aynı zamanda dava dışı … Ltd. Şti’nin sahibi ve müdürü olduğunu, müvekkilinin kiralık aracı teslim ettiği esnada müvekkilinden kiralık aracın, kira süresi içerisinde fazla yol katettiğini, fazla KM bedeli adı altında sözleşmede olduğunu ileri sürerek fazla KM bedeli talebinde bulunduğunu, müvekkilinin de kendisi ile 6.313,00 TL anlaştıklarını ve kendisine daha önce bu taleplerine karşılık ödeme yapıldığını söylemesine rağmen ısrarlı talepleri sonucunda müvekkilinin, davalının şirketi olan … Ltd. Şti’ne 07.05.2018 tarihinde … iban numarasına 4.000,00 TL ödeme yaptığını, müvekkilinin göndermiş olduğu 4.000,00 TL’yi gönderdikten sonra az bulan davalının sebepsiz olarak ekstradan müvekkilinden 10.000,00 TL daha talep ettiğini, müvekkilinin de bu ödemeyi yapamayacağını söylemesi üzerine bu kere almış olduğu teminat senedini işleme koyacağını tazyikinde bulunduğunu, bu tazyik karşısında oğlunu aradığını ve davalı dışı şirketin … iban numarasına 10.05.2018 tarihinde kira ödemesi adı altında 10.000,00 TL ödeme daha yaptığını, davalının, bu ödemeyi de aldıktan sonra tekrar müvekkilini arayarak borcun tam olarak kapanmamış olduğunu, ayrıca 500,00 TL HGS bedeli de ödenmediği gerekçesiyle tekrar ödeme talep ettiğini, müvekkilinin de aynı gün yani 10.05.2018 tarihinde … iban numaralı aynı hesaba bu kere 660,00 TL daha oğlu tarafından havale gönderildiğini, dava dışı şirketin, 12.000 TL + KDV toplam 14.160,00 TL, ilave 500,00 TL HGS bedeli olmak üzere toplamda 14.660,00 TL ödeme yapıldığını, dava dışı şirkette … tarih ve … numarasıyla 14.750,00 TL’lik fatura tanzim ederek … Tic. A.Ş adına gönderdiğini, davalının, bütün bu ödemeleri aldıktan sonra, müvekkilinden almış olduğu boş teminat senedini doldurarak müvekkiline karşı … 35. İcra Müdürlüğü … E. numaralı icra takibinde bulunduğunu, akabinde de … 17. İcra Müdürlüğü … Talimat numarası ile müvekkilinin evinden cebri icra adı altında 19.07.2018 tarihinde evinde haciz işlemleri uygulandığını, haczedilen malların müvekkilinin oğluna yediemin olarak bırakıldığını, evde kaydı haciz yapılması ve haciz esnasında müvekkilinin oğlunun evde olması ve haczedilen eşyaların muhafaza edileceği tazyiki karşısında müvekkilinin oğlundan muhafaza edilmeyip de kendisine yediemin olarak bırakılması mukabilinde para talep edildiğini, o da alacaklı vekili olan Av. …-… adına …. iban numarasına haciz esnasında haciz tazyiki altında, hiçbiri tutanağa geçirilmeksizin; önce borçlunun oğlunu dosyaya kefil yapmak istediğini, müvekkilinin oğlu kefil olmayınca bu kere müvekkilinin oğlu hatırladığı kadarıyla 18.250,00 TL’lik kendisinde senet imzalatıldığını ve ilave olarak da 2.500,00 TL hesaplarına yatırttırılarak mahcuz mallar muhafaza altına almayarak yediemin olarak oğluna bıraktığını, davalı vekilinin, 20.09.2018 tarihinde müvekkilinin oğlunu tekrar arayarak gelip ek haciz ve muhafaza işlemi yapacaklarını, bunun yapılmaması için ödeme yapılmasını talep ettiğini, akabinde 2-3 saat sonra müvekkilinin evine gelindiğini, müvekkilinin oğlu evde olmadığından arkadaşı …’dan ricada bulunarak davalı vekilinin vermiş olduğu …-… …bankası … Şubesi’ne ait Şube Kodu … Hesap numarası … İban No hesaba tekrar 1.498,00 TL daha havale yaptığını, davalının, 24.09.2018 tarihinde; 19.07.2018 ve 20.09.2018 tarihlerinde mahcuz mallar ve ek haciz de yapılarak muhafaza altın alındığını, müvekkilinin oğlu haciz mahalline gelerek muhafaza edilen eşyalar muhafaza altına alınırken kendinden alınan senedinin geri verilmesini talep ettiğini, buna rağmen bononun geri verilmediğini, davalının müvekkilinin maruz bıraktığı muameleyi bir ahlak ve itiyat haline getirerek pek çok kişiyi benzer muameleye tabi tutarak mağdur ettiğini bildirerek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla ; Müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibe konu bononu iptaline, dava konusu bononun tahsili halinde, müvekkilinin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan dava konusu bonunun, teminatsız olarak iş bu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, davaya konusu bononun ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyat-i tedbir kararı verilmesine, yapılmış olan hacizlerin fekki ile birlikte alının eşyaların müvekkil iadesine, müvekkilin uğramış olduğu zararlar için talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik % 20’dan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, davalı vekiline haciz tazyiki altında havale edilen 2.500,00 TL+1498,00 tl olmak üzere toplam 3.998,00 TL’nin davalı taraftan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, dava konusu araç kiralama sözleşmesi kapsamında fazla alındığı iddia edilen ödemelere ilişkin istirdat ve menfi tespit taleplidir.
Davacı ile davalı arasındaki hukuki uyuşmazlık kira sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
HMK’nın 4. Maddesinin (a) bendinde kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıklara konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görüleceği düzenleme konusu yapılmıştır. Davacının davalıdan alacak talebinin nedeni, davacı ile davalı arasındaki kira sözleşmesi ilişkisinden kaynaklandığından, uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. HMK’nın 114. Maddesinde görevin dava şartı olduğu belirlenmiş, 115. maddesinde de dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı ilkesi getirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı ile davalı arasındaki davaya konu hukuki ilişki kira sözleşmesine dayandığından, her türlü kira ilişkisinden doğan davalara bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemelerine ait olduğundan davacının davasının görev nedeni ile reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davaya bakmaya SULH HUKUK MAHKEMESİ görevli olduğundan, davacının davasının GÖREV NEDENİ İLE REDDİNE,
2-Dosyanın karar kesinleştiğinde ve 2 haftalık yasal sürede talep halinde görevli Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Harç ve masrafların görevli mahkemesinde nazara alınmasına,
dair taraf tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/11/2018

Katip

Hakim