Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/998 E. 2019/1108 K. 05.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/998 Esas
KARAR NO : 2019/1108

DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/11/2017
KARAR TARİHİ : 05/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 09/11/2017 tarihli dava dilekçesinde; davalı … ile müvekili arasında 01/01/2017 tarihli … Bayilik Sözleşmesi ve Ek Protokol imzalandığını, sözleşme ile müvekkil şirketin 5 yıl süre ile bayiliğini yapmayı ve sözleşme konusu … markalı tüpler ile abonelere Likit Petrol Gazı satmayı kabul ve taahhüt ettiğini, davalı … ile müvekkili şirket arasında akdedilen sözleşme kapsamında davalının ilk yıl için 120 ton toplamda 5 yıllık sözleşme süresi için 540 ton gaz alım taahhüdü vermiş olduğunu fakat Ocak 2017 tarihinden itibaren LPG alımını tamamen durdurduğunu, sözleşmeyi ihlal ettiğini, bu nedenle davalıya … 32. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edildiğini, ihtarname gereğinin yerine getirilmediğini, daha sonra … 32. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edildiğini ve haklı sebeple sözleşmenin feshedildiğinin davalıya bildirildiğini, ihtarname gereği yerine getirilmediğinden 100.000 TL tutarındaki teminat mektubunun müvekkili şirketin alacaklarına mahsuben nakde çevrildiğini, bayilik sözleşmesine davalılardan …’un imzaladığı kefaletname ile müşterek müteselsil kefil sıfatıyla 100.000 TL’ye kadar kefil olduğunu beyan ile davaya konu sözleşmenin haklı nedenle fesih edildiğinin tespitine, sözleşmenin 23.maddesi uyarınca 50.000 USD karşılığı Türk Lirası cezai şart bedelinin ve sözleşmenin 25.maddesi uyarınca hesaplanacak kar mahrumiyetinden şimdilik 1.000 TL kar mahrumiyetinin (kefilin kefalet miktarı ile sınırlı olmak kaydıyla) davalılar tarafından ödenmesine, tüm alacakların dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalılar vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; davacı tarafın kötü niyetli olarak müvekkili tarafından gönderilen ihtarları dikkate almadığını, sözleşmenin haksız olarak feshine gittiğini, davacı tarafın 05/04/2017 tarihinde LPG alımına başlanması yönünde uyarı ihtarı gönderdiğini, müvekkili tarafından bu ihtara 17/04/2017 tarihli ihtar ile cevap verildiğini, tek taraflı olarak bayilik ilişkisinin yetersizliğine kanaat getirmesine dair hüküm borçlar kanununa ve hukukun eşitlik prensiplerine aykırı olduğu, davacının tonaj taahhüdüne uyulmadığı iddiası da gerçeği yansıtmadığı, davacının feshinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının satışların ne seviyede olduğunu bilmesine rağmen yüksek miktarlarda tonaj baskısı içinde ihtar çekmesinin hakkın açık bir şekilde kötüye kullanılmasına yönelik olduğununu, davacının söz konusu davadaki cezai şart ve kar kaybı taleplerini kabul etmemekle birlikte cezai şart ve tazminatların tenkise tabi edilmesi gerektiğini, bir sözleşmede tazminata yönelik olarak hem cezai şart hem kar kaybı yer alamayacağını, yer alsa dahi bunların değerlendirmeye tabi olacağını, davacının zararının ispatlayamadığından tazminat talebinin reddi gerektiğini, davacının kesin delil olacağı yönündeki delil sözleşmesine ilişkin delil hükmünü kabul etmediklerini, söz konusu davanın … aleyhine kefillikten dolayı açılmasını kabul etmediklerini, davacı tarafından dosyaya bir örneği sunulan kefaletname borçlar kanunun kefilliğine dair şekil şartlarına uygun alınmamış olduğundan geçersiz bir kefaletname olduğunu, kefaletnamede hangi tarihli bayilik sözleşmesine kefil olunduğu hususunun açık olmadığını, kefilin kendi el yazısı ile imzasına ilişkin bir tarih bulunmadığının açık olduğunu, eş muvafakatnamesinin de usulüne uygun alınmamış olduğundan hukuken uygun olmadığını, ayrıca eş muvafakatnamesinde tarih bulunmadığını beyan ile davacının haksız davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; taraflar arasındaki Tüp Gaz Bayiilik Sözleşmesinin feshi nedeniyle kar kaybı ve cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce, … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılarak tayin edilecek mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla davalı …’un defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılıp, davacı ile aralarındaki tüp gaz bayilik sözleşmesi kapsamında sözleşmenin feshi nedeniyle davacının kar kaybının ve cezai şart alacağının olup olmadığına dair taraflar arasındaki sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre içerisindeki defter ve belgelerdeki bu sözleşme kapsamındaki ticari ilişkinin ne olduğu ve bu ticari ilişkinin yıllık hacmine ilişkin inceleme yapıp rapor düzenlenmesinin istenilmesine, karar verilmiş olup, bilirkişi tarafından ibraz edilen 11/03/2019 tarihli raporda; davalı …’un Ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede, davalının işletme defteri mükellefi olduğu, 2017 yılı defterinin usûlüne uygun yasal süresi içerisinde tasdik edildiği, kapanış tasdiki zorunluluğu olmadığı, kayıtlama sistemi olarak muhasebe ilke ve kurallarına uygun olarak tutulduğu, işletme defterleri küçük işletmeler için kullanılmakta olup, cari hesap veya stok takibinin bu defterler üzerinden yapılamadığı, sadece alış faturalarının kayıt edildiği, tahsilat bilgilerinin defterde yer almadığı, bu nedenle davalının ticari defteri üzerinden davacının herhangi bir borç ya da alacağı olup olmadığının tespit edilemeyeceği, davalının 2017 yılı İşletme defterinin tamamı incelendiğinde davacı firma olan ….’den herhangi bir mal alış kaydına rastlanmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesi; Davacı vekilinin 05.07.2018 tarihli yazısı ekinde dosyasına sunduğu Tüpgaz Bayilik Sözleşmesi incelendiğinde; sayfa 1 de taraflar bölümünde davalının isminin yazılı olmadığı, bazı bölümlerin doldurulmamış olduğu, sayfa sonlarında tarafların imzasının olmadığı, sayfa 3 te sadece davalının isim ve imzası olduğu davacının unvan kaşe ve imzasının olmadığı, … A.Ş. ile yapılan EK protokolde de aynı şekilde taraflar kısmında davalının sadece imzasının olduğu yine sayfa sonlarında tarafların imzasının olmadığı, protokolün sonunda sadece davalının isim ve imzası olduğu, … A.Ş. firmasının unvan kaşe ve imzasının olmadığı, bu şekliyle sözleşmelerin geçerli olup olmayacağı hususunda takdirin sayın mahkemeye ait olacağı, davacı kar kaybı talep etmişse de sözleşmede sadece taahhüt miktarı olduğu, bu miktarın kar marjının yazılı olmadığı dolayısıyla davalının işletme defteri üzerinden bu tespitin yapılmasının mümkün olmadığı, Kar kaybı hesabı konusunda yukarıda ki Yargıtay 11. Dairesi 2012/10547 Esas, 2014/1508 nolu kararına göre; Davacının kar kaybı talebine ilişkin hesabın davacı Ticari Defter ve Belgeleri üzerinden benzer satışlardaki karlılığına göre yapılabileceği, cezai şart yönünden incelendiğinde; taraflarca imzalanmış sözleşmenin 22. Maddesine göre davalının, davacı firmadan mal alımını durdurduğu, bu nedenle de cezai şartın koşulları oluştuğu hususundaki görüş ve kanaatlerini takdiri mahkememize ait olmak üzere bildirmiştir.
Mahkememizce, dosyanın mali müşavir bilirkişi … ve akaryakıt uzmanı …’a verilerek, davacı defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak, dava dosyası ve davalı defterlerinde yapılan incelemeye göre taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle cezai şart ve kar kaybı oluşup oluşmadığı varsa buna ilişkin alacak miktarının tespitine yönelik rapor düzenlenmesinin istenmesine, karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından ibraz edilen 14/10/2019 tarihli raporda; dosyaya sunulan mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davacı yana ait 2017 yılı ticari defterleri ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; davacı …. tarafından incelemeye sunulan 2017 yılı ticari defterlerin 6102 sayılı yeni TTK.ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, mahkememiz 17/01/2019 tarihli yazısıyla “davalı yana ait ticari defter ve belgelerinin incelemesi yaptırılmış ve rapor dosyada mevcuttur.” davacı yan ekte sunulu muavin defter dökümünü ile 2017 yılı ticari defter tasdik bilgilerini tarafıma iletmiş ve davacı yana ait incelenen 2017 yılı muavin defter dökümünde, davalı yan ile arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu görüldüğü, davacı ….’nin incelenen 2017 yılı muavin defter dökümünde davalı île ilgili hesap hareketlerini … … no.lu Müşteri hesap kodunda. Şirket kodu …, Ad: …, … açıklaması ile takip etmekte olduğu, davaya konu davacı van tarafından davalı vana düzenlenen kayıtlar ile ilgili ticari defter, yevmiye kayıt görüntüleri ve belgeleri taraflarına iletilmediğinden, incelemenin detaylı yapılamadığını, takdiri mahkememize ait olduğunu, raporun tamamlanabilmesi için gerekli olan mali kayıtların, davacı tarafından mali müşavir bilirkişiye sunulmadığı ve dolayısıyla mali incelemenin tamamlanamadığı, mali inceleme ve değerlendirme tamamlandıktan sonra sektörel değerlendirmenin sunulacağı görüş ve kanaatine varıldığını, ancak sayın Mahkemeyi bilirkişi görüşü takyit etmediğinden, yüce yargı makamının tamamen davacı savları veya tamamen davalı savunmaları yönünde hüküm kurmakta bütünüyle muhtar olduğu, meselenin asli ve nihai hukuki tavsifinin 6100 sayılı HMK’nın 266/c.2 hükmü gereği sadece muhterem Mahkemeye ait bulunduğunun tartışma dışı olduğu hususundaki görüş ve kanaatlerini takdiri mahkememize ait olmak üzere bildirmişlerdir.
Dava, tüp gaz bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle tazminat ve cezai şart istemine ilişkin olup taraflar arasında 01/01/2017 tarihli … Bayilik Sözleşmesi ve Ek protokolünün akdedildiği, davalılardan …’un kefil olduğu ve kefalet limitinin 100.000 TL olduğu, davacının, davalının sözleşme ile üstlendiği gaz alımı taahhütünü 2017 yılından itibaren yerine getirmez olduğunu, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini ve 100.000 TL teminat mektubunun davalı borçlarına karşılık nakde çevrildiğini beyan ile feshin haklı olduğunun tespitini ve cezai şart bedeli ve kar mahrumiyeti bedellerinin davalıdan tahsilini talep etmiş, davalılar, davacının feshinin hukuka ve genel sözleşme prensiplerine aykırı olduğunu, iddialarının gerçeği yansıtmadığı, talep edilen meblağın ahlaka ve adaba aykırı olduğunu, ayrıca …’un kefilliğinde geçersiz olduğunu savunmuştur.
Dosyada mübrez taraflar arasındaki sözleşme örneğinin tetkikinden, davacı ile bayi … A.Ş arasında akdedildiği anlaşılsada, anılan şirketin kaşesinin mevcut olmadığı, davalılardan …’un ise bazı sayfalarda imzası olup, bazı sayfalarda olmadığı, izin belgesi gibi bazı evrakların ise hiç doldurulmamış olduğu; davalı yanca davacı tarafa verilen teminat mektubu örneğinden … Bankası tarafından … A.Ş namına düzenlendiği, 10/01/2017 tarih 70.000 TL bedelli olduğu, ayrıca davalı … gibi … adına da yine 100.000 TL bedelli bir kefaletname hazırlanıp imza edildiği görülmüştür.
Davacı taraf dava dilekçesi kar mahrumiyetini talep etmiş ise de, sözleşmede sadece alım taahhüdünün bulunduğu, kar beklentisinin ise yazılı olmadığı, kar hesabının davalı bayi ticari kayıtlar üzerinden yapılamayacağı, yerleşik yargıtay içtihatlarına göre bu hesabın ancak bayilik veren davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde benzer satışlardaki karlılığa göre yapılabileceği, davacının buna buna ilişkin bir kayıt, belge yada delillinin mevcut olmadığı, davacının ihtara rağmen ticari defter ve belgelerini bilirkişi incelemesi için sunmadığından davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 44,40 TL’nin, peşin alınan 3.318,16 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 3.273,76 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 17.608,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davalılar tarafından aşağıda dökümü yapılan 72,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı ve davalılar tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
dair davacı ve davalılar vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/11/2019

Katip …

Hakim …

Harç Beyanı
K.H.= 44,40 TL
P.H.= 3.318,16 TL
B.H.= 3.2373,76 TL

Davalılar yargılama gideri
72,60 TL posta gideri