Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/988 E. 2019/1086 K. 01.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/988 Esas
KARAR NO : 2019/1086

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/11/2017
KARAR TARİHİ : 01/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17/02/2011 tarihinde davalı … şirketine … nolu ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusuruyla meydana gelen tek taraflı kaza neticesinde yaya konumundaki müvekkilinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığını, kaza sebebiyle davalı … şirketine başvuruda bulunulduğunu, ancak oluşturulan hasar dosyası kapsamında bir ödemenin yapılmadığını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL tazminat bedelinin faizle birlikte davalıdan tahsili ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 07/10/2019 havale tarihli beyan dilekçesi ile, dava değerini 61.759,50 TL bedeli yükselttiğini beyan ederek süresinde harcın yatırıldığı tespit edildi.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun olarak bir başvurunun bulunmadığını, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi tarafından 21/01/2011-2012 tarihlerini kapsar şekilde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, poliçe teminat limitinin 200.000 TL ile sınırlı olduğunu, ancak öncelikle kusur ve maluliyet oranının tespit edilmesi gerektiğini, davacının yabancı uyruklu olduğundan HMK kapsamında yabancılık teminatı göstermesi gerektiğini savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Dava konusu kazaya ilişkin kusur durumunun tespiti amacıyla İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim olunan … tarihli raporda özetle; … günü saat 14:00 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile Yeni Artvin Yolu … istikametinde …Terminali önünden tek yönlü yolda ters istikamette kontrolsüzce geri manevra yaptığında idaresindeki aracın sol arka köşe kısımlarıyla, karşıdan karşıya geçmek üzere kaplamaya girmiş ve geçişini sürdüren davacı yaya …’ye çarpması sonucu yayanın yaralanmasıyla neticelenen dava konusu kaza meydana gelmiştir.
Trafik kazası tespit tutanağına ekli basit kroki ile dosya kaspmından; yolun tek yönlü olduğu, vakit gündüz olduğu, çarpma noktasının tek yönlü yolda kaplama içerisinde olduğu, yol üzerinde herhangi bir fren izi belirtilmediği, aracın ters yönde geri manevra esnasında geçiş yapan yayaya çarptığı anlaşılmıştır.
Mahkemeniz dosyası ve ekli gönderilen savcılık evrakı tarafımızdan tümüyle incelenmiş, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, ifadeler, basit kroki, dava ve cevap dilekçeleri görülmüştür. Olay mahallinin konumu, çarpma noktasının yeri, ifadeler ile tüm veriler birlikte değerlendirildiğinde, olay bölümünde anlatıldığı şekilde meydana gelen kazada;
Sürücü … idaresindeki araç ile olay mahalli tek yönlü yolda nizamlara aykırı olarak ters vaziyette geri manevra ile seyrettiği, buna rağmen hareket alanını kontrol altında bulundurmadığı, tek yönlü yolda kontrolsüzce geri manevra yaparak idaresindeki aracın arka kısımlarıyla davacı yayaya çarpması ile sebebiyet verdiği kazada kusurludur.
Davacı yaya … olay mahallinde yolda karşıdan karşıya geçtiği esnada tek yönlü yolda ters istikametten kontrolsüzce geri manevra yapan aracın çarpması ile karıştığı kazada atfı kabil kusuru bulunmamaktadır.
Sonuç olarak; sürücü …’nun %100 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’nin kusursuz olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dava konusu kazaya ilişkin davacnıın maluliyet oranının durumunun tespiti amacıyla İstanbul ATK İkinci İhtisas Dairesi tarafından tanzim olunan … tarihli raporda özetle; mevcut belgelere göre; dosya içerisinde kişinin olay tarihli grafileri olmamakla birlikte, tespit edilen yaralanmasının … tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde;
02/02/1953 doğumlu …’nin 17/02/2011 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması nedeniyle, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: Gr1 VII(2Aa…………30)A %34X2/3X0.8= %18.13, E cetveline göre %22.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 17/02/2011 tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Makine Mühendisleri …, … ile …’a tevdii edilen dosyaya 30/04/2018 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; dosyadaki 17.02.2011 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı incelnediğinde, kazanın meydana geldiği yol kesiminin tek yönlü, vaktin gündüz ve kaza yerinin ise meskun mahal olduğu tespit edilmiştir.
Dosyada ayrıca kusur durumu ile ilgili olarak, … Polis Merkez Amirliğinin … Cumhuriyet Başsavcılığı’na düzenlemiş olduğu 19.02.2011 tarihli bir Yazı ve … plakalı otomobilin sürücüsü … nun ve yaya …’nin … Polis Merkez Amirliğince alınmış ifadeleri bulunmaktadır.
Davalı şirkete sigortalı … plakalı otomobilin davalı sürücüsü …’nun, K.Y.T.K.’nun 67. maddesine göre taşıt yolundan geri gitmek yasak olmasına rağmen arkasını kontrol etmeden yola ters vaziyette ve yasak ve hatalı biçimde geri geri seyretmesi sonucu, bu esnada yolun orta refüjünden karşıdan karşıya geçmek için yola giren yayaya kurtaramayıp çarptığından ve K.Y.T.K.’nun 84 j. (manevraları düzenleyen genel şartlara uymama) maddesine göre de asli kusurlu olduğundan, meydana gelen kazada %75 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Davacı yaya …’nin ise, her ne kadar orta refüj ile ayrılmış tek yönlü taşıt yolunda sağ tarafından gelen otomobil olmaması sebebiyle kurallara uygun bir biçimde karşıdan karşıya geçmek için taşıt yoluna girdiği anlaşılsa da, K.Y.T.Y.’ nun 138. maddesine göre karşıdan karşıya geçiş esnasında yolun her iki tarafını da kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra (ilgili maddeye göre güvenli geçiş, önce sola sonra sağa bakılarak sakınca yoksa taşıt yoluna girmek, geçiş sırasında sola ve sağa bakılarak yürüyüşe devam etmek, taşıt yoluna girmeden güvenle duramayacak kadar yaklaşmış taşıtlar varsa ilk geçiş hakkını onlara verip geçişlerini beklemek suretiyle yapılır) en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yolunu geçmesi gerektiğinden, bu kurala riayet etmeyip karşıdan karşıya geçiş esnasında yolun hem sağını hem de solunu kontrol etmemesi sonucu, yol üzerinde yasak biçimde geri geri gelerek kendisine yaklaşan otomobili zamanında fark edemeyip kazayı da önleyemediğinden, tali kusurlu olup meydana gelen kazada %25 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Sonuç olarak; davalı şirkete sigortalı … plakalı otomobilin davalı sürücüsü …’nun, meydana gelen kazada %75 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’nin ise, meydana gelen kazada %25 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Aktüer …’a tevdii edilen dosyaya 17/09/2019 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; sigorta poliçesinin düzenlenme tarihi 01.06.2015 tarihinden öncesine ait olduğundan somut olaya 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarının uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
En son Adli Tıp Kurumunda alınan 28.02.2019 tarihli kusur raporu ile olayın meydana gelmesinde; davalı tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış … plakalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacı …’nin kusursuz olduğu belirlenmiştir.
Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapor ile davacının iyileşme süresinin 4 aya kadar uzayabileceği belirlenmiştir. Bu durumda davacının iyileşme süresinde normal yaşamsal faaliyetlerini sürdüremeyeceği kabul olunarak 4 aylık iyileşme dönemindeki maddi zararı %100 malul gibi hesaplanacaktır.
Davacının sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararı ise iyileşme döneminin sona erdiği tarihten itibaren maluliyetiyle orantılı olarak hesaplanacaktır.
Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenmiş rapor ile davacının maluliyet oranı %22,2 olarak belirlenmiş olup, anılan orana göre davacının sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararı hesaplanacaktır.
02.02.1953 doğumlu davacı, olay tarihinde 58 yıl, 0 ay, 15 günlük olup, 58 yaşında kabul edilerek, P.M.F.1931 işaretli yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (16)yıl ve muhtemelen (74)yaşına kadar yaşayacaktır.
Yargıtay’ın bu konuda yerleşmiş içtihatlarında aktif olarak çalışabilme yaşı 60 olarak kabul edilmekte olup buna göre davacının aktif çalışma hayatının (60)yaşına kadar süreceği kabul olunarak bakiye aktif hayat süresi (60-58)= 2 yıl ve pasif devresi 14 yıldır.
Dava dosyasında davacının yaptığı iş ile elde ettiği ücret ve kazançları gösterir bir belgenin bulunmaması, davanın ülkemiz mevzuatına göre çözümleniyor olması dikkate alınarak hesaplamalar ülkemizde geçerli olan asgari ücretlere göre yapılacaktır.
Diğer yandan, kazalının aktif dönemi 02.02.2013 tarihinde sona ermektedir. Kazalının pasif dönem zararı, Yargıtay kararlarına göre asgari geçim indirimi dikkate alınmaksızın belirlenen net yasal asgari ücretlere göre yapılacaktır.
Buna göre, kazalının 17.02.2011-17.02.2019 arası geçen 8 yıllık bilinen dönemdeki aktif ve pasif devre net kazançları toplamı 91.259,41 TL’dir.
Kazalının işlemiş ve bilinen aktif ve pasif devredeki net kazançları yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artış ve iskontoya tabi tutulmaksızın aynen esas alınacaktır.
Ancak işleyecek ve bilinmeyen bakiye pasif devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacaktır. Bu duruma göre, kazalının işleyecek pasif devre başındaki (1)yıllık net geliri ise; 1.829,02 x 12 ay = 21.948,24 TL olup, anılan tutar işleyecek pasif devre maddi zarar hesabına esas alınacaktır. Buna göre (8)yıllık işleyecek pasif devrenin peşin değeri toplam 175.585,92 TL dir.
Kazalının geçici iş göremezlik dönemdeki maddi zararının 2.519,84 TL olduğu, kazalının sürekli iş göremezlik maddi zararı toplamının 29.239,66 TL olarak hesaplandığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; 17.02.2011 tarihinde davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın davacı yayaya çarpması nedeniyle açılan geçici ve kalıcı maluliyet oranına dayalı tazminat davasıdır.
Olay tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sakatlık teminatı bakımından davalının sorumluluk üst limitinin 200.000,00 TL olduğu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/16455 ile 2013/2073 E. sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtildiğinden davacının belirlenen zararları poliçe limiti içinde ve kapsamında kaldığı anlaşılmıştır.
Karayolları Trafik Kanunun 99. maddesine göre, davacı tarafından davalı … şirketine 03.10.2017 tarihinde başvuruda bulunulmuş olup bu tarihten itibaren 8 iş günü sonrasına isabet eden 16.10.2017 tarihinde davalının temerrüde düştüğü anlaşılmıştır.
Kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın kullanım amacının hususi olduğu dikkate alındığında somut olayda yasal faiz oranının uygulanması gerektiği anlaşılmıştır.
Dava konusu kazada tarafların kusur durumunun tespiti amacıyla hükme esas alınan İstanbul ATK Trafik İhtisas Daire Başkanlığınca tanzim olunan raporda sürücü …’nun %100 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’nin kusursuz olduğunun tespit edildiği, davacının İstanbul ATK 2. İhtisas Daire Başkanlığınca maluliyet oranın % 22,2 olduğu, 4 ayda iyileşebileceğinin tespit edildiği, bu kapsamda hükme elverişli 17/09/2019 tarihli aktüer bilirkişi tarafından yapılan hesaplama kapsamında 17.02.2011 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda, davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’nin geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 2.519,84 TL, sürekli (daimi) iş göremezlik dönemine ait %22,2 maluliyeti ile ilgili maddi zararının 59.239,66 TL olduğu, davacının maddi zararlarının poliçe limiti içinde kaldığı anlaşılmakla davanın kabulü ile 61.759,50 TL tazminatın 16/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 61.759,50 TL’nin 16/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 4.218,79 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL + 194,00 TL tamamlama harcından oluşan toplam 225,40 harçtan mahsubu ile bakiye 3.993,39 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL TL peşin harç, 194,00 TL tamamlama harcı ile 2.118,40 TL posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 2.343,80 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 7.143,55 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/11/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”