Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/937 E. 2020/849 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/937 Esas
KARAR NO : 2020/849

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/08/2011
KARAR TARİHİ : 22/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 27 – 29 Kasım tarihinde müvekkili şirket adına kayıtlı sabit IP adresinden sisteme girilerek müvekkili şirket adına kayıtlı …-…- …- …- …- …- … no’lu telefon hatları üzerinden izinsiz olarak yurt dışı numaralarla görüşmeler yapılarak müvekkili şirketin 13.427,11-TL zarara uğratıldığını, bu rakamın müvekkili şirketin aylık telefon görüşmesinin 15 katı olduğunu, 29/11/2010 pazartesi günü … A.Ş. … Şube Müdürlüğü’nden müvekkili aranarak şirket hatlarından çok yüksek miktarda arama yapıldığına dair uyarı yapıldığını, bunun üzerine yapılan araştırmada 27-29 Kasım tarihleri arasında toplam 585 adet yurt dışı arama gerçekleştirildiğini, toplamda … saniye yaklaşık 108 saat görüşme yapıldığı tespit edildiğini, müvekkili şirketin bu olay üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığı’na …hazırlık nolu dilekçe ile suç duyurusunda bulunduğunu, bu konuda … A.Ş. ‘ye … 24. Noterliği’nden … yevmiye no’lu ve … tarihinde ihtarname keşide edilerek ortaya çıkan zararın tazmini talep edildiği, yine diğer davalı … A.Ş. ‘ye … 24. Noterliği ‘nin … yevmiye no’lu … tarihinde ihtarname keşide ederek ortaya çıkan zararın tazminini talep ettiğini, davalılardan … 23 Şubat 2011 tarihinde Hukuk Müdürlüğü adına cevabi yazısında özetle ” Şirket mevzuatımızda ve müşterilerimiz ile yapılan hizmet sözleşmesinde müşterilerimizin aşırı görüşmelerden kaynaklanan yüksek kontör hareketlerinden müşterilerimizin sürekli bilgilendirileceğine ilişkin şirketimizin herhangi bir taahhüdü ve sorumluluğu bulunmamaktadır.” denildiğini, diğer davalı … firmasının … 12.Noterliği’nden gönderdiği ihtarname cevabında özetle, ”Müvekkil şirketin bu saldırılara ilişkin herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.” denildiğini ve devamında sorumluluğu gerekli önlemleri almayan operatör yani …’u tercih ettiklerinden kaynaklandığını beyan ettiklerini, 1 no’lu davalının sistemi otomatik olarak kontrol altında tutup aşırı kontör atışını çok kısa sürede fark edip müvekkili şirkete haber verse yada yurt dışı telefon konuşmasını kapatsaydı zararın bu kadar büyümeyeceğini, 2 no’lu davalının da sattığı santrali güvenli kullanıma olanak verecek şekilde teknolojik korumaya almış olsaydı yine bu suça konu görüşmelerin yapılmayacağını, müvekkilinin böyle bir külfetle karşılaşmayacağını belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı … Tic. A.Ş. cevap dilekçesinde, müvekkili ile davacı şirket arasında bulunan ticari ilişkinin, 12/08/2010 tarihli sipariş formundan anlaşılacağı üzere, bu formda belirtilen ürünlerin ve kurulum hizmetlerinin verilmesinden ve yalnızca 3 ay süreyle bakım-destek paketi hizmetinin sağlanmasından ibaret olduğunu, müvekkili şirketin 24/08/2010 tarihinde ürünleri teslim ettiğini ve taahhüt ettiği kurulum hizmetini verdiğini, davacı tarafın sistemlerine üçüncü kişiler tarafından izinsiz olarak girilmesi ve yüksek miktarda arama yapılması söz konusu olduğunu, müvekkili şirketin davacı tarafın durumu bildirmesi üzerine konuyla ilgili olarak gerekli incelemeyi yaptığını ve bir rapor tanzim ettiğini, bu raporda ve davacı vekili tarafından keşide edilen ihtarnameye verilen … 12. Noterliği’nden keşide edilen … yevmiye no’lu ve … tarihli cevabi ihtarnamede de belirtildiği üzere meydana gelen zararda müvekkili şirketin kusuru bulunmadığını, davacının uğradığı zararın davacının sistem güvenliğini sağlamamasından , güvenlik için gerekli önlemleri almamasından ve şifre seçimlerini kolaylıkla kırılabilecek şekilde yapmasından, sistem raporlarını takip etmemesinden , bu sistemi idare edecek nitelikte personel istihdam etmemesinden, bu tip saldırıları önlemek için gerekli önlemleri almış operatörlerden birini tercih etmemesinden, diğer bir ifadeyle davacının kendi kusurundan ileri geldiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; Abonelik Sözleşmeleri nin imza yerinin … ve adresinin Acıbadem olduğunu, (… İlçesi sınırları içinde) , davanın yetkili … Asliye Ticaret Mahkemelerinde açılması gerektiğini, mahkememizin yetkisiz olduğunu, davacı adına kayıtlı olan …- …- …- …- …- …- .. numaralı telefonların 26-27-28. 11.2010 Cuma, Cumartesi ve Pazar günlerinde yapılan ”Uluslararası Görüşmeler” nedeni ile aşırı kontör atması, telefonların bağlı bulunduğu santralde otomatik olarak ” Aşırı Kontörü İlerleyen Müşteriler Raporu’na (EMD100) girdiğini, aşırı kontör artışı takibinin manuel olarak değil sistemde otomatik olarak kayda girdiğini, 29/11/2010 pazartesi günü şirket yetkilisi tarafından davacı şirket yetkililerine telefon açılarak gerekli bilgilendirme yapıldığını, oluşan yüksek kontör miktarına tekabül eden ücretin şirkete ödenmesi talep edildiğini, aynı gün öğleden sonra davacı şirket yetkilisinin, …’ne müracaat ederek oluşan yüksek kontör miktarına tekabül eden ücretin bir kısmı için 2.500-TL avans ödemesi yapıldığını, bu kısmi ödemenin yapılmasının telefon hizmetinin davacı tarafından kullanıldığı ve borcun kabul edildiği anlamına geldiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyasının devralındığı … 38. Asliye Ticaret Mahkemesince … Esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama neticesinde, 26/11/2013 tarihinde 2013/250 Karar sayısı ile davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Anılan mahkeme kararı davacı tarafça temyiz edilmiş olmakla, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nca yapılan temyiz incelemesi neticesinde, 2015/13520 Esas 2015/17434 Karar sayısı ile 05/11/2015 tarihinde ” mahkemece; ilk olarak … – … A.Ş ile … A.Ş arasındaki Telefon Aboneliği Sözleşmesinin 4,5, ve 6 sayfalarının dosya içerisine celbiyle dava konusu uyuşmazlık hakkında, içinde Bilişim ve … alanında uzman bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi heyetinden, … – …Ticaret A.Ş ile … A.Ş arasındaki Telefon Aboneliği Sözleşmesinin tamamı ve ekleri incelenmek suretiyle, abonelik sözleşmesi devamında telefonun uluslararası dolaşıma ve 900’lü hatlara erişim noktasında davacının onay verip vermediği hususda değerlendirilmek suretiyle somut uyuşmazlık hakkında taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile bozulmuştur.
Dava dosyası mahkememiz esas defterinin 2017/937 Esas sırasına kaydedilmekle yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, davacı şirket adına kayıtlı sabit IP adresinden yapılan sistem bağlantısı ile yine davacıya ait telefon hatlarından yapılan yurt dışı görüşmeler nedeni ile uğranılan zararın, zarara kusurları ile sebep olduğu iddia olunan davalılardan tazmini istemine ilişkindir.
Mahkememizce dava konusu uyuşmazlıkla ilgili tarafların ellerinde bulunan bilgi, belge ve tüm kayıtların celbi sağlanmış, dosyanın mali müşavir bilirkişi İrfan Demirci ile bilişim ve telekominikasyon uzmanları Doç. Dr. … ve öğretim görevlisi yüksek bilgisayar mühendisi …’e tevdii ile, Yargıtay bozma ilamında belirtilen “…… – … A.Ş ile … A.Ş arasındaki Telefon Aboneliği Sözleşmesinin tamamı ve ekleri incelenmek suretiyle, abonelik sözleşmesi devamında telefonun uluslararası dolaşıma ve 900’lü hatlara erişim noktasında davacının onay verip vermediği hususunda değerlendirilmek suretiyle somut…” bozma gerekçesi yönünden inceleme yapılarak rapor düzenlenmesinin istenmesine karar verilmiş, yaptırılan inceleme neticesinde, bilirkişi heyeti; 10/06/2019 tarihli raporlarında; davacının telefonlarının hacklenmiş olabileceğini, davalı firmaların sözleşmeler ile belirlenen görev ve sorumluluklarını yerine getirdikleri, dolayısı ile böyle bir hackleme işlemi mevcutsa bile davalıların bu işlemde bir güvenlik zafiyeti oluşturmadığı, bu hackleme işleminin daacının kendi sisteminden kaynaklanmış olabileceğini, davacının kendi sistemi ile ilgili güvenlik sorumlarının davalıların sorumluluğunda olmadığı ve davacı tarafından çözülmesi gerektiğini rapor etmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itiraza uğramış, bilirkişi raporunun taraflar arasındaki ihtilafı çözer, Yargıtay bozma gerekçelerini irdeler ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı kanaatine varılmakla, sözleşmede davacıya ait hakların 900’lü hatlara ve yurtdışı görüşmelerine kapalı olacağı hükme bağlanmış olmasına karşın davacının hatların 900’lü hatlara ve uluslararası görüşmelere açılmasına ilişkin başvurusu olmadığı savunması, buna karşın davalıların davacının uluslararası görüşme ve 900’lü hatlara açılması yönünde başvurusunun olduğuna dair açıklaması karşısında yeniden inceleme yapılıp, davacının sözleşmede 900’lü hatlara ve uluslararası görüşmelere kapalı olan hatlarının açılması için başvurusunun olup olmadığı, başvurusu yok ise açılıp kullanılmasından dolayı kusurun kime ait olduğu ve davacının bundan dolayı doğan zararının hesaplanıp rapor düzenlenmesinin istenilmesine ve inceleme bakımından dosyasının önceki bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiş, bilirkişi heyeti14/07/2020 tarihli ek raporlarında; davacının telefon hatlarını uluslararası aramalara ve 900 lü hatlara açtırmadığı, dolayısı ile hatların normal şartlarda bu aramalara açık olamayaccğı, her hangi bir dilekçe olmadan bu aramaların otomatik olarak açılamayacağının anlaşıldığını, davalıların telefon trafiğindeki artışı tespit edecek yada önleyecek tedbirler almaları gerektiğinin anlaşıldığını, ancak bu kabul edilse dahi basiretli bir tacir gibi davranmayan davacının gerekli önlemleri almadığı, bu nedenle de zararının meydana gelmesi ve artmasına katkıda bulunduğu, oranlandığından davalı … % 40, davalı …’in % 15 ve davacının % 45 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, buna göre 7.384,90 TL lik davacı zararının davalılarca kusurları oranında karşılanmasını bakımından davacının alacaklı olabileceğini rapor etmişlerdir.
Tarafların rapora karşı itirazlarında yer verdiği hususların açıklanması bakımından, taraf vekillerine davacı adına … tarafından hatların uluslararası görüşmeye açılmasına dair talep dilekçesine dair beyanda bulunmak bu dilekçenin ne zaman verildiğine dair açıklamada bulunmak üzere beyanda bulunması hususu ihtar edilmiş, davalı … vekilince davacı şirket adına …’nın davacı şirkete kayıtlı 7 ayrı telefonun yurt dışı aramalara açıklaması tarihli bila tarihli dilekçesi sunulmuş, ilk açılma talebinin 29/01/2010 tarihinde yapıldığının bildirilmiş ve 7 hatta ilişkin iş emri de dilekçeleri ekinde dosyaya sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Davanın, davacıya ait sabit hatlardan yapılan yurt dışı görüşmeler nedeniyle taahhuk ettirilen bedellerin, telefon görüşmelerinin sisteme izinsiz girilmek sureti ile yapıldığından, bu hususun da hizmet sağlayıcı davalıların kusuru ile meydana geldiğinden bahisle oluşan zararın tazmini istemine ilişkin olduğu, davacı tarafın izinsiz olarak yurt dışı numaralarla görüşmeler yapılarak 13.427,11-TL zarara uğratıldığını iddia eder olduğu, davalıların zararın davacının kusurundan kaynaklandığını ve dava konusu olayın meydana geliş şeklinin engellenmesi bakımından davacıya her hangi bir taahhütlerinin bulunmadığını, zararın eksik ve hatalı ifalarından doğmadığını savunduğu, davacı ile davalı … A.Ş nın telefon hattı tedariki, diğer davalı Votel İletişim Hizmetleri arasında ise sistem yazılımı-santral tedariki hususunda ticari ilişki kurulduğu, mahkememizce davacı ile davalı … A.Ş arasındaki Telefon Aboneliği Sözleşmesinin tamamı celp edilerek, bonelik sözleşmesi devamında telefonun uluslararası dolaşıma ve 900’lü hatlara erişim noktasında davacının onay verip vermediği hususu araştırılmasından, davalı … ‘a taraflar arasındaki ihtilafa konu …-…- …- …- …- …- … nolu telefon hatlarının davacı şirket adına … tarafından yurt dışı aramalara açılması hususunda talepte bulunulduğu, davalı tarafça 29/01/2010 tarihinde hatların 900 lü aramalara açıldığı görülmüş, davalılardan … şirketinin davacının 12/08/2010 tarihli siparişine istinaden 24/08/2010 tarihinde ürünleri teslim ettiği ve kurduğu, bundan sonraki sorumluluğunun yalnızca 3 ay süreyle bakım-destek paketi hizmetinin sağlanmasından ibaret olduğu, davacı ile davalı … A.Ş. ‘nin ise santrallerinde herhangi bir sorun bulunmadığı, hatlar da yurt dışı aramalara açılmış olduğundan sisteme başka IP lerden girilerek aramalar yapılmasını engellemek gibi bir sorumluluğunun yada sözleşme ile üstlendiği bir taahhüdünün olmadığı, davacının kendi talebiyle yurt dışına açık olan hatlarının kullanılmasından, davalıların sözleşme kapsamında verdikleri hizmet nedeniyle bir sorumluluk ve kusurlarının bulunmadığı, aldırılan bilimsel ve denetime açık kök ve ek bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı itibariyle anlaşıldığı kanaatine varılmakla, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın davasının REDDİNE,
2- Harçlar Kanunu gereğince, davacı tarafından yatırılan 199,40-TL peşin harçtan, 24,30-TL karar harcının mahsubu ile artan 175,10-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kendilerini vekille temsil ettiren davalılar … A.Ş. ve … Tic. A.Ş. yararına takdir edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davalı … A.Ş.tarafından yapılan 207 TL posta masrafının davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Davalı … Tic. A.Ş. Tarafından yapılan 100 TL posta masrafının davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4- Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayacak olan avansın ilgili tarafa iadesine,
dair davacı vekilinin e davalı vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük sürede YARGITAY yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/12/2020

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”