Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/908 E. 2020/264 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/908 Esas
KARAR NO : 2020/264

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/10/2017
KARAR TARİHİ : 16/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirketin gayrimenkul geliştirme projeleri ve turizm-otelcilik alanlarında faaliyet gösterdiğini, bu faaliyetler doğrultusunda davalı ile bir adi ortaklık kurduğunu, davalının bu ortaklık ile 3. kişiler ile akdedilen kira sözleşmelerine konu taşınmazların tüm fizibilite çalışmaları, tadilat izin takipleri, banka kredisi teminine yönelik çalışmalar ve kiralanan taşınmazların işletmesi işlerini üstendiğini, müvekkili şirket ile davalının ortaklığında üstlenilen proje, ruhsatların temin sürecinin uzaması ve sair sebeplerden ötürü son verilmek zorunda kaldıklarını ve …, … Ticaret A.Ş ile imzaladıkları sözleşmelerin süresinden önce feshedilmesi nedeni ile anılan şirketlere 102.500 Amerikan Doları ödemek zorunda kaldıklarını, ayrıca proje kapsamında kullanılan kredi borcunu müvekkili şirketin ciddi bir faiz ile birlikte geri ödediğini, davalının 3. Kişiler ile yapılan kira sözleşmelerini müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, bu nedenle de ortaya çıkacak zarara müvekkili ile eşit oranda katlanması gerektiğini beyan ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000 USD karşılığı 36.609,50 TL nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, taraflar arasındaki ihtilafın adi ortaklık konusu borçlardan kaynaklandığını ve bu nedenle davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, dava değerinin hesaplanabilir bir miktar olduğundan, belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacı tarafın müvekkili ile bir adi ortaklık kurduğunu iddia ettiğini, ancak bu iddiasını ispat edeceği tek bir delili bulunmadığını, taraflar arasında dava konusu işlere ilişkin tarafların hak ve sorumlulukları ile kar payını ortaya koyan detaylı bir yazılı sözleşme bulunmadığını, müvekkilinin böyle bir maddi gücü olmadığından da bu sözleşmeyi yapmasına imkan olmadığını, davacı şirket sahibi … ile müvekkilinin … isimli şirkete ortak olduklarını, bu şirket yönünden de taraflar arasında devam eden davalar olduğunu, müvekkilinin …’e bila ücret danışmanlık hizmet verdiğini, bu kapsamda …’ün müvekkiline kar elde edilmesi halinde kardan pay ve hisse vermeyi vaadettiğini ve buna ilişkin bir sözleşme tasladığı hazırlattığını, müvekkilini davacı şirkete yönetim kurulu üyesi olarak seçtiğini, davacının delilleri arasındaki belge ve tadilat projesi ile ilgili e postanın … Ltd Şti ile ilgili olduğunu, müvekkilinin kefaletinin ise …’ün ricası üzerine gerçekleştiğini beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava, taraflar arasındaki adi ortaklığın yaptığı işte meydana gelen zararın davacı tarafından karşılanmış olması nedeniyle bu bedelin adi ortaklığın ortağı olan davalıdan hisse oranında tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraf tanıklarının dinlenmesine karar verilmekle, davacı tanığı …’un, gayrimenkul danışmanı olduğunu, dava konusu işe ilişkin yerin kiralanmasına aracılık ettiğini, … kira konusu yeri tespit edip … ile birlikte hareket ettiğini, … Bey, … Bey ve … Beyin eşinin aynı sözleşmeye imza attığını ve kira ilişkinin başladığını; davalı tanığı …, davacı şirkete mali danışmanlık yaptığını, … Beyin yatırımcısı olduğunu, … ve … Beyin … Beye ait binanın yanında yeni bir bina inşaa edip otel olarak işletme konusunda anlaştıklarını, … Beyin bu iş için sermaye ayırarak ve kredi alarak … şirketini kurduğunu, aralarında bir sözleşme olmadığını, taraflar arasındaki görüşmelerden … Beyin otel olacak binayı yapıp işletmesi için … Beye devredeceği kanaatine vardığını, … Beyin … şirketinin yönetim kurulu üyesi olarak hareket ettiğini, sözleşmenin tarafı olarak hareket etmediğini beyan ettiği görülmüştür.
Mahkememizce dosyanın Mali Müşavir bilirkişi …, Mimar … ve İnşaat Mühendisi … e tevdiine, dosya ve davacı defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapıp, davacı ile davalı arasında kurulmuş adi ortaklığa ilişkin bilgi belge ve harcama olup olmadığı, taraflar arasında bir adi ortaklık kapsamında ticari bir faaliyet yürütülüp yürütülmediği, yürütülmüş ise davacı tarafından, davalının payına düşen harcamaların yapılıp yapılmadığı, var ise buna ilişkin miktarın ne kadar olduğuna ilişkin rapor düzenlemesine karar verilmiş, bilirkişi heyeti; davacı şirketin ticari kayıtlarının usule ve yasaya göre tutulmuş olduğunu, davacı defterlerinde yapılan detaylı incelemede davalıya ait her hangi bir kayıt, davacı ile davalı arasında kurulmuş bir adi ortaklığa ilişkin bilgi, belge ve harcama olmadığının görüldüğünü, taraflar arasında bir adi ortaklık kapsamında ticari bir faaliyet yürütülüp yürütülmediği hususunda da bir emareye rastlanmadığını 31/02/2020 tarihinde rapor etmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davacı tarafın itirazına uğramış ise de, raporun dosya kapsamı ve bilimsel veriler ile uyumlu, tarafsız ve denetime elverişli olduğu kanaatine varılmakla, itirazlara itibar edilmemiştir.
üm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davanın, davacı ve davalının katılımı ile kurulduğu iddia olunan adi ortaklık kapsamında yürütülen faaliyetlerin aksaması, 3. kişiler ile yapılan sözleşmelerin iş bitirilmeden feshedilmek zorunda kalınması nedeniyle ödenen tazminat ve kredilerden kaynaklanan zararın payına düşen kısmının davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu, davacının, taraflar arasında kurulan adi ortaklık kapsamında üçüncü kişiler ile yapılan kira sözleşmelerinin, davalı tarafın müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını ve ortaklık ve kefaletten ötürü sözleşmelerin feshi ile işin tamamlanamaması nedeniyle uğranılan zararın birlikte giderilmesi gerektiği iddiası ile ödemek zorunda kaldığı miktardan davalının payına düşen kısmın rücuen tazminini talep ettiği, davalının taraflar arasında bir adi ortaklık olmadığını, davacı şirketin tek hissedarının … olduğunu, davaya konu edilen kira sözleşmelerine ilişkin işleri danışmanlık hizmetinin ve yönetim kurulu üyeliğinin bir gereği olarak yaptığını beyan ile davanın reddi gerektiğini savunduğu; mahkememizce taraf tanıklarının dinlendiği, tayin edilen inşaat mühendisi, mimar ve mali müşavir bilirkişiler vasıtası ile dosyada mevcut tüm beyan, bilgi ve belgeler ile davacı şirketin 2015 ve 2016 dönemlerine ait ticari kayıtları üzerinde, davacı ile davalı arasında kurulmuş adi ortaklığa ilişkin bilgi belge ve harcama olup olmadığı, taraflar arasında bir adi ortaklık kapsamında ticari bir faaliyet yürütülüp yürütülmediği, yürütülmüş ise davacı tarafından, davalının payına düşen harcamaların yapılıp yapılmadığı, var ise buna ilişkin miktarın ne kadar olduğunun tespiti bakımından inceleme yaptırıldığı, davacının ticari defter ve kayıtlarının usul ve yasa hükümlerine uygun olarak tutulup tasdiklerinin yaptırıldığı anlaşılmış olmakla; davaya konu zararının doğumuna sebep, dava dışı kişiler ile kira sözleşmelerinin kurulması, bu sözleşmeler ile üstlenilen işin yürütülmesi kapsamında yapılan iş ve işlemlerde davalı taraf davacı ile birlikte hareket etmiş ise de, aralarındaki ilişkinin davacının iddia ettiği gibi adi ortaklıktan kaynaklanmadığı, davacının usul ve yasa hükümlerine uygun olup, kendi lehine delil vasfı taşıyan ticari kayıtlarında davalıya ait bir kayda rastlanmadığı, adi ortaklığa ilişkin bilgi, belge ve harcayamaya dair bir kaydında bulunmadığı tespit edilmiş olmakla, davacı davasını ispatlayamadığından, davanın reddine karar vermek gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 625,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 570,80 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 5.491,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/06/2020

Katip …
E-İmzalı

Hakim …
E-İmzalı

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”