Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/879 E. 2018/506 K. 08.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/276 Esas
KARAR NO : 2018/258

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 21/03/2017
KARAR TARİHİ : 08/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 21/03/2017 tarihli dava dilekçeside; Sahte olarak üretilen 12/01/2009 düzenleme ve 30.10.2012 vade tarihli 5.000.000 USD bedelli senet nedeniyle müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitini istediğini, HMK 209 maddesi gereğince senedin sahteliği nedeniyle hiçbir işleme esas alınmaması ve takip ile icranın durdurulmasını istediğini, dava konusu senedin … 9.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğinden icra takibinin tensiple birlikte teminat istenmeksizin durdurulmasına karar verilmesini istediğini, davalı … ‘ın şirketin muhasebecisi … isimli çalışanla birlikte yüzlerini gizleyerek işyerine girdiklerini, çıkarken yanlarında bilgisayar ve torbalar içinde eşyalar olduğunun görüldüğünü, icra dairesindeki senet aslı üzerinde bilirkişi heyetine inceleme yaptırıldığını, verilen raporda senedin üretilen sahte senetlerden olduğunun anlaşıldığını, davalı …’nın ise … vatandaşı olduğu geçici ikametle Türkiye’de hizmetçi olarak çalıştığı, davalı …’nın 14/11/2014 günü davalı … ‘ın kayınpederi …’e adına düzenleme şeklinde para tahsilatı, taşınmaz satışlarına dair vekaletname verdiğini, icra dosyasına göre davalı … dahi herkesten alacaklı gözüken …’nın, …’in kayınpederine vekalet vermiş olmasının esasen tahsil yetkisini bir şekilde borçluya vermiş olduğunun göstergesi olduğunu, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, sahte senedin müvekkilinin işyerinde yapılan 27/05/2012 günlü hırsızlık vakasından sonra üretilmiş olduğunun anlaşıldığını, takip konusu senedi üreten 3 davalı hakkında … 5.Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E sayılı dosyası ile her üç sanığın cezalandırılmasına karar verildiğini, kararın halen Yargıtay incelemesinde olduğunu, savcılık araştırmasında Maia’nın aslında İstanbul’da davalı … ‘ın evinde hizmetçilik yapmakta olduğunun beyan edildiğini, 5.000.000 $ lık bir paranın nakden elden ödenmiş olmasının mümkün olmadığını, bunun da hayatın olağan akışına tamamen aykırı olduğunu belirterek, Sahte olarak üretilen 12/01/2009 düzenleme ve 30.10.2012 vade tarihli 5.000.000 USD bedelli senet nedeniyle müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, senedin sahteliği nedeniyle HMK 209 maddesi gereğince hiçbir işleme esas alınmamasına takip ve icranın durdurulmasına, dava konusu senedin … 9.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğinden icra takibinin tensiple birlikte teminat istenmeksizin durdurulmasına, icra dosyası nedeniyle müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı 90.920,42-TL’nin istirdatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’na usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; Öncelikle 6102 sayılı TTK madde 749 gereği, keşide tarihi 12/01/2009 ve vade tarihi 30/10/2012 olan dava konusu senet bakımından ileri sürülecek istemlerin 3 yıl geçmekle zamanaşımına uğradığını, 6100 sayılı HMK madde 334 vd. Maddelerinde açıkça hükme bağlandığı üzere kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken yargılama veya takip giderlerini ödeme gücünden yoksun olan kimlerin açtıkları davada adli yardımdan yararlanılabileceğini, davacının 27 yıldır Gemi Ticareti ve oto Galerisi ile uğraştığı bilinen, … semtinde lüks bir muhitte … isimli otomobil galerisinde sadece lüks oto satışı yapan davacının adli yardıma muhtaç olmadığını, dava dilekçesinde bahsi geçen hırsızlık olayının iki kez mesnetsiz şikayetlere bağlı soruşturmaya konu edildiğini ve her ikisininde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini verilen kararların kesinleştiğini, davacının pay sahibi ve müdür olduğu şirket için bir banka kredisi ile ilgili olarak muhatap banka lehine, tapu nezdinde kendi taşınmazı üzerinde 09/01/2009 tarihlinde ipootek tesis edildiğini, ipotek tarihinin senet tarihinin 3 gün öncesi olduğunu, ipotek bedeli ile senet bedelinin aynı ayarda olduğunu, dava dışı banka kredinin teminatı olan bu ipoteği kredi alacağına karşılık ilgili şirketin temerrüdü nedeniyle paraya çevirdiğini, davacının haksız taleplerinin zamanaşımına tabi olduğundan zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, davacının adli yardımtalebinin reddi gerektiğini, harcı tamamlaması yönünde karar alınmasını harcın ikmal edilmemesi halinde ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini, davacının teminatsız tedbir talebinin usul ve yasada yeri olmamakla reddine ve davacının sadece teminatsız şekilde tedbir talep ettiğinden kendisine bu hususta teminatı yatırması için kesin süre verilmesine yer olmadığına, işbu davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafından 5.000 Usd’ lik senet dolayısıyla … 9 İcra müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile aleyhine icra takibi yapıldığını bu icra takibinden bütün taşınmazlarının ve mal varlığının haczedildiğini, yargılama giderleri ve harçları yatıracak maddi imkanının bulunmadığını bildirerek adli yardım talebinde bulunmuş mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; 01/02/2018 tarihinde davacının adli yardım talebinin kabülüne karar verilmiştir.
Davalı … vekili 06/02/2018 tarihli cevap dilekçesinde; müvekkilinin yabancı olduğunu, Türkiye’de yerleşik adresi olmadığını, tebligatın yapıldığı adresin müvekkiline ait olmadığını, usulsüz tebligat yapıldığını, tebliğ işleminin geçersiz olduğunu, davacının adli yardım talebi yönündeki ara karından rücu edilmesi gerektiğini, davacının gelir seviyesinin çok yüksek olduğunu, çoğu mal varlığının kardeşi üzerine geçirildiğini, … 9 İcra müdürlüğü dosyasında haciz tatbik edilmeyen 84.000Usd tutarlı kira bedelinin bulunduğunu, 9. İcra müdürlüğü dosyasında yer alan … Tapu sicil müdürlüğü yazısına göre … de 33 yıllık intifa hakkına sahip ultra lüks bir evde oturduğunu, davacının … bulvarında 7 … 1 adet taşınmazının olduğunu , kardeşine temlik ettiği çok sayıda da icra dosyasından alacağının bulunduğunu, HMK 209/1 maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmiş isede, yargıtay Hukuk genel Kurulunun 2014/1128 Esas 2016/774 Karar sayılı 08/06/2016 tarihli içtihatı kapsamında sahtelik nedenine dayalı olarak menfi tespit davasında İİK 72 madde nin uygulanması gerektiğini, İİK 72/3 e göre de sadece icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde tedbir verilebileceğini müvekkili aleyhine dolandırıcılığa teşebbüs suçundan mahkumiyet kararı verildiği, evrakta sahtecilikten berat kararı verildiği, sadece evrakta sahtecilik iddialarının HMK 209 maddesi kapsamında değerlendirilebileceği, dolandırıcılık hırsızlık, emliyeti suistimal, irtikap gibi iddiaları içeren suçlar için HMK 209 uygulamasının dikkate alınmayacağını, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini bildirmiştir.
Davalılar tarafından adli yardım talebinin kabulüne ilişkin kararın kaldırılması talep edilmiş buna ilişkin davacının mal varlığı bulunduğuna yönelik deliller dosyaya sunulmuş isede; HMK nun 334. Maddesi uyarınca kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşülmeksizin gereken yargılama giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimselerin iddia ve savunmalarında geçici hukuki koruma taleplerinde ve icra takipbinde taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması talebi ile adli yardımdan yararlanabileceği düzenleme konusu yapılmıştır.
… 9. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası getirtilmiş yapılan incelemesinde; dosyamız davalısı … tarafından dosyamız davacısı …, … ve … aleyhine 30/10/2012 tarihli 5.000-USD lik senede dayalı olarak toplam 5.137.123,29-Usd üzerinden icra takibi yapıldığı, bu icra takibi dolayısıyla davacının adresinde haciz işlemi yapıldığı davacı üzerine kayıtlı olduğu davalılarca ileri sürülen taşınmazlar üzerine ve banka hesapları üzerine ve kirada bulunan taşınmazlarından elde etmiş olduğu kiralar üzerine haciz işlemi uygulandığı yine davacıya ait taşınmazda kullandığı eşyalar üzerinde haciz işlemi uygulandığı, dosya borcunun Türk lirası karşılığının 30/01/2018 tarihi itibari ile 22.510.246,51-TL ye tekabül ettiği, davacının bu miktar harcı yatırması durumunda kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşüreceği anlaşıldığından davalıların HMK 338. maddesi kapsamında adli yardım kararının kaldırılması talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
… 5 Ağır Ceza Mah … Esas … Karar sayılı dosyası getirtilmiş yapılan incelenmesinde; dosyamız davacısı …’nun katılan olarak yer aldığı, dosyamız davalıları … ve davalı … hakkında açığa imzanın kötüye kullanılması kamu kurum ve kuruluşları ve tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması sureti ile dolandırıcılık suçlarından yargılama yapıldığı, yapılan yargılama sonucunda; Davalı … ve davalı …’nın nitelikli dolandırıcılık suçundan dolayı mahkumiyetlerini eylemin teşebbüs aşamasında kalması nedeni ile cezalarında indirime gidilmesine, açığa imzanın kötüye kullanılması sonucunda sanıkların eyleminin nitelikli dolandırıcılık olarak vasıflandırılıp haklarında hüküm kurulduğundan aynı eylemden dolayı sanıklar hakkında ceza tayinine yer olmadığına karar verilmiş … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı dosyasından verilen direnme kararı yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2017/14220 E ve 2017/9061 karar sayılı 11/04/2017 tarihli ilamı ile onanarak kesinleşmiştir.
… 5.Ağır Ceza Mahkemesinin … E sayılı dosyasında da belirlendiği şekilde dosyamız davacısı … oğlunun dava dışı … ile … Araçlar Dış Tic. A.Ş’nin ortağı olduğu ayrıca …’da kurulu olan … isimli şirkette eşit pay sahibi olduğunu şirketlerinin ekonomik durumunun bozulması sebebi ile haklarında birden çok icra takibi yapıldığı, davacının 2002 yılının 5. Ayında banka teminatlarında kullanılmak üzere imzaladığı A4 boş kağıdının sanık … tarafından ele geçirilerek senedin sol alt köşesine borçlu olarak …’ın ismininde yazılarak kardeşi olan …’nın alacaklı olarak gösterildiği, 12/01/2009 düzenleme tarihli 30/10/2012 vade tarihli 5.000.000-USD bedelli senedin … tarafından ciro edilerek davalı … ya teslim edildiği, … tarafından da senedin vekili Av. …’a verilerek … 9 İcra Müd nün… e sayılı dosyası üzerinden icra takibine başlanıldığı, davalıların iş birliği yaparak borçlu olunmayan senedi icra takibine koyduklarının iddia edildiği, davalı … …5 Ağır ceza mahkemesindeki savunmasında; kardeşi olan … ile davacının ortak olduğu şirketin mali durumunun kötüye gitmesi sebebi ile kendilerine yardımcı olmak amacıyla …’ya olan kredi borçları nedeni ile kendisine ait taşınmazı teminat olarak bankaya verdiğini, karşılığında da dava konusu edilen senedi aldığını, gemi ticareti yapması sebebi ile ticaret yaptığı dava dışı …’in eşi olan diğer davalı …’ ya ya senedi ciro ederek verdiğini Eldenizin kendisini eşinin sık sık Türkiye ye gelmesi sebebi ile senedi ciro ederek vermesi gerektiğini söylediğini beyan ettiği, davalı … Ağır Ceza Mahkemesindeki savunmasında; eşi dava dışı …’in …a mal sattığını, bunun karşılığında senedin kendisine verildiğini, daha sonra bu senedi eşinin talimatı ile avukata verdiğini, bononun arkasındaki imzaların kendisine ait olduğunu, kendisinin ekonomik sıkıntıları dolayısıyla …’de bir bayanın yanında hizmetli olarak çalıştığını beyan ettiği görülmüştür.
…. 9. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasının yapılan incelemesinde Davalı … vekili Av. … tarafından 5.000.000-USD senet dolayısıyla dosyamız davacısı …, … ve … hakkında icra takibi yapıldığı, Av. …’ın 24/05/2013 tarihli dilekçesi ile 1.000-TL tahsilat yapıldığını bildirerek senet aslını icra dosyasından istediği ve senet aslının Av. …’a teslim edildiği, senedin aslı üzerinde … Cumhuriyet Başsavcılığı’nca bilirkişi incelenmesi yaptırılmak istendiğini, senet aslını elinde bulunduran Av. …’ın celbi için yazılan yazıların sonuçsuz kaldığı, Av. … tarafından senet aslının … Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim edilmediği, senet aslı üzerinde inceleme yaptırılamadığı görülmüştür.
… 5 Ağır Ceza Mahkemesinin kesinleşen … Esas … Karar sayılı dosyasındaki direnme gerekçesinde “…Sanık … ile katılan …’nun suç tarihi öncesinde aralannda şirket ortaklığı olduğu, bu hususun her iki tarafça da kabul edildiği, aralarında geçimsizlik ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle bu ortaklığın bozulduğu, olay tarihinde sanıklardan … tarafından katılan … ve sanık … ile … aleyhine … 9. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasıyla icra takibine başlandığı, katılan … tarafından takipten hemen sonra icra dairesine yapılan müraacatla takibe konu senet üzerinde 3 kişilik uzmanlık sertifikaları olan bilirkişilerce rapor hazırlattırıldığı, bu rapora göre de senet metninin bilgisayar ortamında hazırlandığının, çıktısının katılan … adına atfen atılı imza bulunan boş A4 kağıdı üzerine bilgisayarda basılması ve akabinde … adına borçlu imzasının atılması ile düzenlenmiş olabileceğinin değerlendirildiği, bunun üzerine sanıklar … ve … vekili tarafından Dr. … tarafından rapor hazırlattırıldığı bu rapora göre de, daha önceki 21.05.2013 tarihli raporda tespit edilen bulgulardan yola çıkılmak suretiyle belge üzerinde atılı bulunan imzaların metin yazılarının öncelik ve sonralık ilişkisinin tespit edilemeyeceğinin bildirildiği, Cumhuriyet Savcılığınca senet üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere senet aslı istenmiş, senet aslının alacaklı vekili Av. …’a teslim edildiğinin bildirilmesi üzerine, …’ın celbi için yazılar yazılmasına rağmen elde edilememiş, ayrıca mahkememizce de sanıklara sorulduğunda senet aslının kendilerinde olmadığını bildirildiği,
Sanık … tüm savunmalarında katılan … ile birlikte olay öncesinde ortaklığı olduğunu, ancak senedin bizzat … tarafından düzenlendiğini, onun ve kendisi tarafından imzalanarak …’a verildiğini, sahte olarak düzenlenmediğini bildirmiş, sanık … da kardeşi sanık …’nın beyanını doğrulamış, bu senedi ekonomik sıkıntı ve borç içinde olan katılan … ve kardeşi …a dairelerini satıp nakit olarak para vermesi ve bir arsasını ipotek etmesi sonucu katılandan aldığı ve gemi ticareti ile uğraştığından aldığı mal karşılığı … isimli Maia’nın eşine ciro yoluyla verdiğini, kendisinin de mağdur durumda olduğunu sânık… ise senedin dolaşımı konuşunda bilgi sahibi olmadığını, sadece eşi …’in sanık …’dan senedi alıp gelmesini söylemesi nedeniyle senedi …’dan aldığını bildirdiği, Tarafların anlatımları ve toplanan tüm delillerden, katılan … ile sanıklardan …’ın olay öncesine davalı şirket ortağı oldukları,”ancak olay öncesinde şirket ortağı oldukları …’ın soruşturma aşamasında alınan beyanında aralarında anlaşmazlık olduğu ve çeşitli davalar bulunduğunu bildirmesi nedeni ile aralarının iyi olmadığı, iş yerinde yapıldığı iddia edilen hırsızlık nedeni ile ifadesi alınına şirket çalışanı …’nün hazırlık aşamasındaki beyanında olayın 27/05/2012 tarihinde gerçekleştiği işyerine … tarafından zorla girildiğini ve bir takım evrakların olmadığını, belirtildiği, bulunduğunu bildirmesi nedeniyle aralarının iyi olmadığı, iş yerine sanık … tarafından zorla girildiğinin ve bir kısım evrakların” olmadığının belirtildiği görülmüştür.
Soruşturma aşamasında ve yargılama sırasında, suça konu senet aslının temin edilemediği, bu nedenle, üzerinde sahtecilik suçunun varlığı konusunda herhangi bir bilirkişi incelemesinin yaptırılamadığı anlaşılmıştır.
Suça konu senet metninden senedin vadesinde ödenmemesi halinde bundan sonraki senetlerin vadesinin gelmiş sayılacağı konusundaki yazılardan bu konuda başka senetlerin de olabileceği anlaşılmaktadır.
Sanık …, suça konu senedi eşi …’in talimatıyla sanık …’dan aldığını bildirmiş ise de, … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında alınan beyanda eşi ile aralarında sorunlar olduğunu bu nedenle Türkiye’de bir bayan yanında hizmetli olarak çalıştığını bildirmesi ve sanık …’ı da olay öncesi hiç görmemiş olması, suça konu senedin de 5.000.000 Dolar gibi çok büyük bir miktarda senet olması karşısında, bu miktarda bir senedi işçi olarak çalışan ve eşi ile arası pek iyi olmayan bir bayanın eşinin talimatıyla alarak icraya koymasının olağan bulunmadığı gibi senet alacaklısı konumunda olan “sanık … da bu senedi ticari ilişkide bulunduğu … isimli kişiye verdiğini bildirmiş ise de, bu senedin hangi mal veya.hizmete karşılık olduğu konusunda herhangi bir belgesinin olmadığı ayrıca sanık kardeşi … ile katılan …’na daire satmak suretiyle zaman zaman borç verdiğini ve son olarak da bir arsasını ipotek etmek suretiyle katılan …’a kredi verilmesini sağladığını ve bu nedenle katılan ve …’ın kendisine suça konu senedi verdiğini bildirmiş ise de, senetteki miktarın 5.000.000 Dolar olduğu ve bu miktardaki bir paranın nakit olarak elden verilmesinin olağan bulunmadığı, ayrıca sanık …’ın müştekinin “şirkette mal kaçırma, stokta bulunan araçlara el koyma ve kendi hesabına satma olayları, ayrıca gemilerden gelen … ve … isimli şirketlerden gelen navlun borçlarını ödememesi” nedeniyle aralarında anlaşmazlık bulunduğunu ve davalar olduğunu beyan etmesine karşılık 5.000.000 Dolar gibi yüksek miktarda bir paranın, arada husumet oluşan bir kimseye çekincesiz verilmasij üstelik herhangi bir kayıt veya belgenin bulunmaması, suca konu senedin düzenleme tarihi ile vade tarihi arasında 4 yıla yaklasan çok uzun bir sürenin bulunması, vade tarihinin müştekinin ış yerindeki hırsızlık sonrası bir tarih olması gibi hususlarının hayatın olağan akışına uygun düşmediği tarafların tacir olduğu goz onune alındığında, tum işlemlerin kayıt altında olması gerektiği basiretli bîr Tacir gibi hareket etmeleri, buna gore de tum hizmet, mal ve alacak borç ilişkıâmırt belgelere dayandırılması gerektiği halde dosyaya alacağa ilişkin her hangi bir belgenin sunulmadığı ayrıcasanık … da olayda kendisinin mağdur konumunda olduğunu bildirmiş isede senedin takibe konulmasından hemen sonra katılan vekili tarafından aldırılan 21/05/2013 günlü 3 kişilik bilirkişi raporundan borçlu … ile …’ın İmzalarındaki toner artıklarının sadece …’ın imzasında olması nedeniyle, …’nun imzası bulunan kağıda bilgisayar ortamında hazırlanan senet metninin basılmasından sonra diğer borçlu tarafından imzalanması şeklinde düzenlenmiş olabileceğinin bildirildiği, bu raporun düzenlenmesinden hemen sonra icrada alacaklı vekili görünen Av. … tarafından 24/05/2013 tarihinde sadece 1.000-TL haricen tahsil edilmesi nedeniyle senedin geri alındığı, borcun kim tarafından verildiğinin belirtilmediği, şikayet üzerine Cumhuriyet Savcılığınca da senedi alan Av. …’a ulaşılamadığı, bu nedenle senedin sahteliği konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasının alacaklı vekili tarafından dolaylı şekilde önlendiği, Cumhuriyet Savcılığınca senedin alacakı vekili Av. … tarafından Cumhuriyet Savcılığına verilmemesi nedeniyle hakkında görevi ihmal suçundan dolayı Özel Soruşturma Bürosuna suç duyurusunda bulunulduğu, bu nedenle senedin alacaklıların elinde olduğunun belirlendiği ancak suçun maddi delili olan bu senedin sanıklar tarafından mahkemeye sunulmadığı, senet fotokopisinin incelenmesinde ise borçlu olarak katılan … ile sanık … nın olduğu senet arkasında ise alacaklı görünen sanık …’ın ciro imzası ile diğer sanık …’nın ciro imzasının bulunduğu sanık …’ın beyanına göre borçlu olduğu, … talimatı doğrultusunda bu senedi ciro ederek … in eşi … adına ciro ettiğini anlaşılmıştır.
Sanık … banka lehine ipotek tesis etmesi nedeniyle katılanın kendisine suça konu | senedi verdiğini bildirmiş olup, bankadan gelen cevabi yazıda …’a ait taşınmaz üzerine 09/01/2009 gününde 6.000.000,00 TL’lik ipotek tesis edildiği, ayrıca katılan …’a ait bir adet, katılan ve sanık …’e ait iki adet daha 27/02/2009 tarihli ikinci derece ipotek tesis edildiği bildirilmiştir. Suça konu senet miktarı 5.000.000,00 USD olup, ipotek miktarı olan 6.000.000,00 TL’den çok daha fazladır. …’da tesis edilen ipotekte sanık … ile katılan …’nun ortak oldukları … Ticaret Limited Şirketi’ne verilen kredi nedeniyle tesis edilmiştir. Sanık … tarafından katılanın şahsına borç verildiğine ilişkin herhangi bir belge bulunmamaktadır.
Tüm bu hususlar nazara alındığında suça konu senet aslının sanıkların kendi yeddinde bulunmasına rağmen mahkemeye ibraz etmeyerek senedin gerçekliği hususunda kuşku oluşturmaları, senedin standart bir senet olarak değil A4 kağıdına yazılı olarak yazılı olarak düzenlenmesi sanık … Tarafından senedin kendisinin alacaklısı olarak bildirdiği … isimli kişiye ciro edilmeyip … geçimsiz olduğu Türkçe’yi dahi konuşamayan, Türkiye’de işçi olarak çalışan sanık … ile arasında hiçbir bağı “olmayan sanık …’ya çiro edilerek verilmesi, Maia tarafından da icraya konulması ve senedin …’nın vekili olan Av. …’ın senedin yargı denetimine tabi olmasını önlemek amacıyla icra müdürlüğüne verdiği 20/03/2013 tarihli dilekçe ile 5.000.000,00 USD’lik borcun 1.000,0.0, TL’lik kısmını haricen aldığını bildirerek senedi geri alması nazara alındığında sanıkların fikir birliği içerisinde neye karşılık alındığı ve ne şekilde düzenlendiği tam olarak belirlenmeyen senedi icraya koymak suretiyle dolandırıcılık kastıyla hareket ettiklere ancak eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı anlaşıldığından sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçundan dolayı cezalandırılmalarına, her ne kadar sanıklar hakkında açığa imzanın kötüye kullanılması, suçundan TCK’nın 209/1 maddesi gereğince cezalandırılmaları için kamu davası açılmış ise de, sanıkların eylemi nitelikli dolandırıcılık olarak vasıflandırdığından, aynı eylemden ötürü sanıklar hakkında TCK’nın 44 maddesi gözetilerek, 209/1 maddesi gereğince ceza tayinine yer olmadığına…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
6098 sayılı TBK nun 74. Maddesi hükmüne göre; maddi olgunluk tespitine dair ceza mahkemesinde verilen kararların hukuk mahkemesinin bağlayacağı, ceza mahkemesindeki bir maddi olayın varlığı yada yokluğu konusunda kesinleşmiş kabulüne rağmen aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılmasının olanaklı bulunmadığı, ve ceza davasında tespit edilen maddi olgular çerçevesinde bir sonuca varılması gerektiği Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2016/19505 E 2016/480 Karar 06/04/2016 tarihli kararında da belirtilmiştir.
… 5 Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E … karar sayılı ilamında belirtildiği gibi senet aslının davalı …’nın avukatı tarafından mahkemeye ibraz edilmemesi senedin A4 kağıdına yazılı olarak düzenlenmesi … tarafından ipotek karşılığı ve vermiş olduğu borçların teminatı olarak senet alındığı iddiasını rağmen …’ya verilen ipoteğin senet bedelinin çok altında bir miktar olması … tarafından davacı ve dava dışı …’a borç verildiğine dair her hangi bir belgenin olmaması , 5.000.000-USD gibi yüklü bir miktarda senedin 1.000-TL lik kısmının haricen ödendiği iddiası ile icra dosyasından geri alınması ve geçimini Türkiye’de bir bayanının yanında hizmetli olarak çalışarak sağlayan yabancı uyruklu davalı …’ya bu kadar yüklü bir miktarda senedin verilmesinin ve bu miktarda yüklü bir paranın elden nakit olarak verilmesinin mümkün olmaması karşısında davalıların ve dava dışı …’nın fikir birliği içerisinde dolandırıcılık kastı ile hareket ettikleri, eylemlerinin nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs aşamasında kaldığı, davacının bu senetten dolayı davalılara borçlu bulunmadığı, İİK nun 72/5 maddesindeki şartlar gerçekleşmemiş olduğundan davacının tazminat talebinin reddi gerektiği, yargılama sırasında icra dosyasına 90.920,42-TL nin davacı tarafından yatırıldığı, bu kadar miktar açısından davanın İstirdada dönüştüğü anlaşıldığından Davacının davasının kabulüne, … 9. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibine konu edilen 30/10/2012 vadeli 5.000.000-USD bedelli senetten dolayı borçlu bulunmadığının tespitine, İcra dosyasına yatırılan 90.920,42-TL nin davalı … ‘ dan tahsili ile davacıya ödenmesine, tazminat taleplerinin REDDİNE karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davacının davasının kabulune, davacının … 9. İcra müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında icra takibine konu edilen 30/10/2012 vadeli 5.000.000-USD bedelli senetten dolayı borçlu bulunmadığının tespitine,
2- İcra dosyasına yatırılan 90.920,42-TL nin davalı … ‘ dan tahisili ile davacıya ödenmesine tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 1.243.242,00-TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 31,40-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.243.210,60-TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 31,40-TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 215,00-TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 247.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde, davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin, davalı … vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/03/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Harç Beyanı
K.H.= 1.243.242,00-TL
P.H.= 31,40- TL
B.H= 1.243.210,60-TL
Davacı yargılama gideri
215 TL posta gideri