Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/859 E. 2018/497 K. 07.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/859 Esas
KARAR NO : 2018/497

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/09/2017
KARAR TARİHİ : 07/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 27/09/2017 tarihli dava dilekçeside; sigorta şirketinden olan alacak hakkının müvekkiline temlik edilmesi neticesinde ortaya çıktığını, taraflar arasında tüketici ilişkisinin olmaması ve davalı tarafın Sigorta Şirketi olması karşısında Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli hale geldiğini, davalı şirkete Kasko Sigortası ile Sigortalı …’nin malik ve işleteni olduğu … Plaka sayılı aracın 27/07/2017 tarihinde hasarlandığını, hasarın oluşumunda müvekkiline atfedilebilir herhangi bir kusuru olmadığını, … plakalı aracın 07/03/2017/2018 Vade … Kasko Poliçe numarası davalı … şirketine sigortalı olduğunu, kasko sigortacısının sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimselerin kastı dışında kusurları ile meydana gelen zararlardan sorumlu olduğunu, meydana gelen kaza neticesinde … Plakalı araçta KDV dahil 16.196,99-TL hasar meydana geldiğini, davalı kasko poliçe genel şartları gereği KDV dahil hasar tutarının tamamından sorumlu olduğunu, hasar alan parçaların tespiti ile hasar bedelinin tespiti için ekspertiz raporu alınmak zorunda kalındığını, ve bu rapor için 250,00-TL ekspertiz ücreti ödendiğini, taraflar arasındaki hasar bedeline ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edebilecekleri miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra sonra alacak miktarını belirlenecek miktar ile arttıracaklarını fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile şimdilik 3.400-TL hasar bedelinin ve 250-TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 28/08/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline her türlü başvuru yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; davaya konu aracın rehin kaydı incelendiğinde dain ve mürtehin olarak dava dışı … A.Ş. gösterildiğini, bu durumda sigorta tazminatı talep etme hakkı öncelikli olarak rehin hakkı sahibi olacağını, her durumda davacının temlik alacağı sebebiyle aktif husumet ehliyetinin bulunduğunu ispat etmesi gerektiğini, ayrıca davacının temlik sözleşmesinin hukuki sebebi oluşturan temel işlemininde ispat etmesi gerektiğini, davacının müvekkilinin sigorta şirketinin belirlendiği yada onay verdiği bir servis dışında yapılan onarımlara ilişkin poliçeye dayalı tazminat talebinde bulunulabilmesi için öncelikle müvekkilinden onay alması zorunluluğu olduğunu, sigortalı tarafından müvekkiline herhangi bir bildirimde bulunulmadan ve müvekkilinin onayı alınmadan aracın haricen onarıldığını, anılan sözleşme hükümleri açık bir şekilde ihlal ettiğini, bu nedenle müvekkilinin ödeme yapma sorumluluğunu bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dışı … A.Ş. Dava dışı sigortalı … ile … Sigorta arasında düzenlenmiş olan kasko sigorta poliçesinde daini mürtehin olarak yer almaktadır. Herhangi bir hukuki ilişkinin sonucu olarak hukuki anlamda sigortalının yerine geçerek sigorta sözleşmesinden doğan tüm hak ve menfaatleri kullanma yetkisine sahip gerçek ve tüzel kişiler, dain ve mürtehin sıfatını taşırlar. Dain ve mürtehinin sigorta poliçesinde açıkça gösterilmesi gerekmektedir. Sigorta şirketi tarafından yapılacak tazminat ödemesinin dain ve mürtehine yada yazılı onayı ile sigortalıya veya başka birisine yapılması mümkün bulunmaktadır.
4721 sayılı TMK.nun 940/2 maddesi gerçek veya tüzel kişilerin alacaklarının güvence altına alınması için kanun gereğince bir sicile tescili zorunlu olan taşınır mallar üzerinde zilyedlik devredilmeden de taşınır malın kayıtlı bulunduğu sicile yazılmak suretiyle rehin kurulabileceğini, rehin kurulmasına ilişkin diğer hususların tüzükle belirleneceğini, 879 maddesinde ise, muaccel olan sigorta tazminatının malike ancak bütün rehinli alacaklıların rızası ile ödenebileceğini düzenleme konusu yapmıştır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK.nun 1453 maddesinde bir malı muayyen rizikolara karşı temin etmekte para ile ölçülebilecek bir menfaati olan malikin adi veya rehin alacaklısının malın muhafazasından dolayı malikine karşı mesul olan acente, kiracı, komisyoncu ve diğer kimselerin malın muhafazasında hakikaten menfaati olan kimselerin yahut bunların kanuni temsilcilerinin bu menfaati sigorta ettirebilecekleri, 1454. maddesinde, bir kimsenin diğer bir kimsenin nam ve hesabına dahi sigorta akdedebileceği, o kimsenin nam ve hesabına hareket ettiği kimseyi temsile yetkili değil ise, sigorta piriminden dolayı bizzat mesul olacağı düzenlenmiş, karar tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK.nun 1456.madesinde sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki malike ait menfaat, sigortalandığı takdirde kanunda öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin hakkının sigorta tazminatı üzerinde de devam edeceği, sigortacıya mal üzerinde sınırlı ayni hak bulunduğu bildirildiği takdirde ayni hak sahiplerinin izni bulunmadıkça sigortacının sigorta tazminatını sigortalıya ödeyemeyeceği, ayni hakkın sicille alenileştiği veya sigortacının bunu bildiği durumlarda bildirime gerek bulunmadığı düzenleme konusu yapılmıştır.
4721 sayılı TMK:nun 640/2, 879 maddesi ve 6102 sayılı TTK.nun 1456./1-2 maddelerinde açıkça görüldüğü üzere, rehin alacaklısının açıkça ve şartsız muvafakatinin bulunması halinde, sigorta tazminatının sigorta ettirene ödenmesi gerekmektedir. 16/04/2018 tarihli yazıda; dava dışı rehin alacaklısı … yargılama sonucunda taktir edilecek tazminatın tarafına ödenmesi kaydı ile davanın açılmasına ve devamına muvafakat etmiş olup, şartlı muvafakat vermiştir. … A.Ş. rehin hakkı sahibi olduğuna göre, sigortadan tazminat talep etme hakkı da öncelikli olarak ona aittir. Rehinli alacaklının muvafakatinin açık olması, şartsız olması, Yargıtay 17 HD.nin içtihatlarında belirtildiği şekilde tazminatın davacıya ödenmesi iznini de kapsaması gerekmektedir.
Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; dava dışı rehin alacaklısı tarafından yapılacak yargılama sonucunda tespit edilecek tazminatın kendisine ödenmesi kaydı ile davanın açılmasına ve devamına muvafakat ettikleri bildirildiğinden muvafakatin şartlı olduğu anlaşılmakla; davacının davasının husumet nedeni ile reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
……1-Davacının davasının husumet nedeni ile reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 35,90-TL’nin, peşin alınan 62,34-TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 26,44-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair Davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341.maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi 07/05/2018

Katip …

Hakim …