Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/856 E. 2018/1254 K. 18.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/856 Esas
KARAR NO : 2018/1254

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14.06.2016
KARAR TARİHİ : 18/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 14.06.2016 tarihli dava dilekçesinde; Müvekkili şirkete … nolu Yeni Tüm İşyeri Poliçesi ile sigortalı bulunan … Tic Ltd Şti’nin kullanmakta olduğu, … Mahallesi, … Caddesi, No:… … adresinde, 06/12/2015 tarihinde sigortalı mahalin bulunduğu bina önünde bulanan davalı kurum …’ye ait ana şebeke suyu borusunun patlaması ile suların duvar diplerinden bodrum kata dolması sonucu maddi hasar meydana geldiğini, gerekli bakım ve onarım yapılmamış olması sebebiyle boru patlaması sonucunda hasarın meydana geldiğini, 2560 sayılı … Genel Müdürlüğü’nün Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 2/A maddesinde, “içme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının her türlü yeraltı ve yerüstü kaynaklarının sağlanması ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için kaynaklardan abonelere ulaşıncaya kadar her türlü tesisin etüd ve projesini yapmak veya yaptırmak, bu projelere göre tesisleri kurmak ve kurdurmak, kurulu olanları devralıp işletme” denildiğini, ilgili maddeden anlaşılacağı üzere davalının sorumluluğu dahilinde olduğunu belirterek müvekkili şirkete vaki hasar ihbarına müteakip yaptırılan ekspertiz raporu ve faturalara istinaden … hasar numaralı dosya bakımından 31.871,17 TL 29.03/2016 tarihinde sigortalıya ödendiğini, yapılan bu ödemeyle ilgili TTK 1472. maddesi gereğince, dava konusu rücu alacak için davalı kuruma yapılan müracatın sonuçsuz kalması üzerine işbu davayı açma zaruretinin doğduğunu bildirerek hasar dosyasına istinaden sigortacıya ödenen 31.871,17 TL’nin ödeme tarihi olan 29/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; Davaya bakma görevinin idari yargıya ait olduğunu belirterek, görev itirazında bulunduğunu, esasa ilişkin olarak, dava konusu arızaya 06/12/2015 tarihinde 189 nolu iş emriyle müdahale yapıldığını, yapılan incelemede arızanın bulunduğunu, binanın bodrum katında duvarların çeşitli yerlerinde su sızıntılarıın olduğu görüldüğünü, ardından bina ana girişinde bulunan sayacın önüne şube yoluna vana takılarak binaya su girişinin engellendiğini, oluşan arızanın yerinde yapılan tespitlerle müvekkili idare sorumluluğu olan şube yolunun sayaca kadar olan kısımda olmadığını, sigortalının sorumluluğunda olan sayaç sonrası patlak (iç tesisat arızası) olduğunun tespit edildiğini, ilgiliye iç tesisat arızası olduğunun söylenerek kendisi tarafından yapılması gerektiğinin bildirildiğini, ancak sayaç öncesi suyu kesme amaçlı vanası olmadığı için müvekkili idare ekiplerince şube yolunda suyu kapatıldığını, sayaç öncesine bu tip arızalar için iş emri üzerine vana takıldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla ekspertiz raporunda belirtilen durum olmuş olsaydı bina dışında kaldırım altında toplanan sular komşu binalara hucüm edeceğini, ayrıca davacı tarafça iddia edildiği gibi ana şebeke borusu patlağının olmadığını, eğer böyle bir durum olsaydı güçlü bir su akıntısının meydana gelerek başkalarının da bundan şikayetçi olacağını, bina içerisindeki su tesisatından kaynaklı patlak olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla açılan dava tazminat davası olup, Borçlar Kanunun 41. Maddesinde göre tazminat sorumluluğunun doğması için, tazminat talep edilenin zarara neden olayda kasıt, ihmal ya da kusurunun olması arada bir illiyet bağının olması gerektiğini, dava konusu bu olayda müvekkili kurum ile bu bağın kurulmasının mümkün olmadığını belirterek yine kabul anlamına gelmemek kaydıyla hasara ilişkin istenilen bedelin fahiş olup bu bedele de itiraz edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini, müvekkilinin kesinleşen bir borcunun olmadığını belirterek müvekkili idarenin temerrüdü söz konusu olmadığından dava tarihinden sonra faiz istenebileceğini bildirmiştir.
Dosya, … 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/276 esas, 2017/169 karar sayılı, 09/05/2017 tarihli görevsizlik kararı nedeniyle mahkememize tevzii edilmekle, yargılamaya mahkememiz 2017/856 esas numarasından devam olunmuştur.
Dava; davacının sigortalısına ödediği tazminat bedelinin, kusurlu olduğu bildirilen davalıdan rücuen tahsili taleplidir.
Mahkememizce, dosyanın inşaatçı bilirkişi …, sigortacı bilirkişi … ve iç mimar …’a verilerek, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler üzerinde inceleme yapıp rapor düzenlemelerinin istenilmesine karar verilmiş olup, ibraz edilen 01.03.2018 tarihli kök raporda; iddia, savunma ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı üzerinde yapmış oldukları inceleme sonucunda, hususlar çerçevesinde dava konusu somut olayda, davanın konusu tahsil edilemeyen sigorta rücu alacağının tahsiline ilişkin olduğu, mahkemenin bilirkişi heyetinden öncelikle istediği incelenen dava dosyasındaki olay sigorta teminatı ve dolayısı ile rücu alacağı kapsamında olup olmadığının incelenmesini talep ettiği, dava konusu hasarın, sigorta poliçesi kapsamında olduğu, halefiyet prensibi gereği davacı sigorta şirketinin rücu hakkı bulunduğu, … yönetmelik maddeleri uyarınca su kolon sistemine bağlanan borunun bina girişindeki kısmında ana vana bulunmaması dolayısıyla dava konusu su basma olayında, …’nin sorumluluğu bulunduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce, dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdii ile, davacının zararının ne kadar olduğuna yönelik ve taraf vekillerinin rapora yönelik itirazlarını da karşılayacak şekilde rapor düzenlemelerinin istenmesine karar verilmiş olup, ibraz edilen 08.10.2018 tarihli ek raporda; Davacı sigorta şirketinin işbu davaya, 31.871,17 TL olarak konu ettiği rücuen tazminat alacağını, davaya konu ettiği miktar üzerinden davalıdan talep edebileceği, talebin haklılığına hükmedilmesi halinde davacının alacağı miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere avans faizi yürütülebileceği, davalı vekilinin itirazları içerisinde bu görüşte değişikliğe gidilmesini veya hesaplamalarda düzeltme yapılmasını gerekli kılacak herhangi bir hususun, yeni bir bilgi ya da belgenin bulunmadığını, dava dosyasında yapılan tekrar inceleme neticesinde kök raporda değişiklik yapılmasını gerektirecek herhangi bir sebep bulunamadığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, dosyada bulunan sigorta poliçesi örneğinden dava dışı … Ltd. Şti.’ye ait iş yerinin davacı tarafından tüm iş yeri sigortasının yapılmış olduğu görülmüştür.
Dosyada bulunan ekspertiz raporu, … iş emri örneği, fatura örnekleri, dava dışı … Ltd. Şti. tarafından davalı …’ye yapılan başvuru örneğinden davadışı şirketin işyerinde duvar diplerine su dolması nedeniyle işyerinde bulunan malların hasar gördüğü, davacının sigorta poliçesi kapsamında sigortalısına 31.871,17 TL ödeme yaptığı görülmüştür.
Dosya üzerinden ve yerinde mimar müh. İnşaat müh. ve sigorta uzmanı bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılmış, aldırılan kök ve ek raporlarda; davacı şirketten sigortalı işyerinin bulunduğu binanın önündeki …’ye ait temiz su borusunun patlamış olduğu, patlayan borunun kapama vanası olmadığından müdahale edilene kadar akan suların bodrum kattaki işyerine aktığı ve işyerinde faturalarda kayıtlı ve eksper tarafından tespit edilen emtianın hasar görmesine neden olduğu meydana gelen hasarın değerinin 31.871,17 TL olduğu, hasarın sigorta poliçesi kapsamında kaldığı ve davacı tarafından hasar bedeli ödenmiş olduğundan, hasar bedelini davalıdan talep edebileceği rapor edilmiştir.
Düzenlenen ek ve kök raporların dosya kapsamı ile uyumlu, bilimsel ve denetime açık olması nedeniyle, dosya kapsamındaki deliller, ekpertiz raporu ve bilirkişi raporundan davacının sigortalısı, dava dışı şirketin işyerinden meydana gelen hasarın davalının kusuru sonucu oluştuğu, dava dışı şirketin kusurunun bulunmadığı, sigorta poliçesi kapsamında meydana gelen hasarın 31.871,17 TL olduğu, davacının yaptığı ödeme nedeniyle rucuen davalıdan talep edebileceği sonucuna varıldığından davacının davasının kabulüne, 31.871,17 TL’nin 29/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının davasının KABULÜNE, 31.871,17 TL’nin 29/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 2.177,12 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 544,28 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.632,84 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 544,28 TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 2.585,50-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.824,54 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 18/12/2018

Katip

Hakim

Harç Beyanı
K.H.= 2.177,12 TL
P.H.= 544,28 TL
B.H.= 1.632,84 TL

Davacı yargılama gideri
2.400,00 TL bilirkişi ücreti
185,00 TL posta gideri
2.585,50 TL Toplam yargılama gideri