Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/808 E. 2020/349 K. 09.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/808 Esas
KARAR NO : 2020/349

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/06/2014
KARAR TARİHİ : 09/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının 06.10.1999 tarihinden beri müvekkili şirkette şu andaki ortaklarından … ile kurucu ortak olarak çalıştığını, daha sonra ise davalının sorumsuz davranışları nedeniyle diğer ortak ile yapılan görüşmeler neticesinde davalının müvekkili şirketin ortaklığından kendi isteği ile 28.03.2013 tarihinde ayrılarak şirket hisselerini 8299 Sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde de görüleceği üzere Fatih Rusçuk’a devrettiğini, davalının müvekkili şirket ortaklığından ayrılmasından önce şirketin diğer ortağı … tarafından şirkete ait olan Tabanlık Makinasını davalıya 26.2.2013 tarihinde 76.000 TL bedelli fatura ile satılarak teslim edildiğini, buna karşılık davalı tarafından fatura bedeli olarak bugüne kadar hiçbir ödeme yapılmadığı gibi davalının ticari ahlaka uymayan davranışlarda asılsız olarak müvekkili şirketin kapandığını etrafa yayarak şirkete zarar vermeye çalıştığını belirterek, davalının uhdesinde bulunan Tabanlık Makinası, davalının taşınır taşınmaz malları ile 3. Kişilerdeki hak ve alacakları üzerine teminatsız olarak tedbir konulmasını, dava konusu fatura bedeli olan 76.000 TL alacaklarının fatura düzenleme tarihinden itibaren ticari faiz ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirketin eski ortağı olduğunu, müvekkili ile davacı şirketin faturaya konu makinenin müvekkili tarafından satın alınması konusunda Şubat 2013 başında anlaştığını, akabinde de davacı şirketin kredi borcunu 13.02.2013 tarihi itibariyle ödemeye başladığını, bu arada müvekkilinin kendi şirketini kurduğunu, 25.02.2013 tarihinde de davacı şirketin davaya konu olan faturayı düzenlediğini ve alım satım işlemlerinin tamamlandığını, taraflar arasında varılan mutabakat sonucunda davaya konu olan 76.000 TL faturanın bedelinin davacı şirketin borçlusu olduğu …bank … hesaplarına ödeme yapılacağının, bu şekilde fatura bedeline karşılık bahse konu kredi borcunun 76.000 TL’lik kısmının üstlenildiğini, müvekkili tarafından 17.09.2014 tarihine kadar 74.229,15 TL ödendiğini, fatura bedelinden sadece 1.770,85 TL borcu kaldığını, müvekkilinin davacı şirkete başka bir borcu kalmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 2014/211 esas 2015/333 karar sayılı 13/05/2015 tarihli gerekçeli kararında; “Davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile; 1.770,85 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Davacı vekilinin 14/09/2015 havale tarihli beyan dilekçesi ile kararı tehiri icra talepli olarak temyiz etmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/14063 esas 2017/2095 karar sayılı 12/04/2017 tarihli bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Bozma sonrasında yeniden mahkememizce numara alınan dosyaya bankacı … tarafından tanzim olunan 05/06/2018 havale tarihli bilirkişi raporunun dosyamız arasına alındığı anlaşıldı.
Bilirkişi raporunun usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının karşılanması amacıyla yeni bilirkişi heyetinden oluşan dosya Mali Müşavir …, Hukukçu … ile Bankacı …’a tevdii edilen dosyaya 27/03/20219 tarihinde raporun tanzim edildiği anlaşıldı.
Bilirkişi heyetinden alınan ikinci raporunda usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının yeniden karşılanması amacıyla dosya mali müşavir … ile bankacı …’a tevdii edilerek 28/01/2020 tarihinde ek raporun tanzim edildiği anlaşıldı.
Bilirkişi ek raporunun usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla bankacı …’a tevdii edilen dosyaya 10/06/2020 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; davacının, dava tarihi 24.06.2014 itibariyle davalıdan fatura bakiye alacağından kaynak­lanan, 27.900,00 TL alacağı bulunduğu, dava tarihi 24.06.2014 tarihinden borç ödenene kadar 27.900,00,-TL Matrah üzerinden değişen oranlarda Merkez Bankası Avans faizi talep edilebileceği, dava tarihi sonrası, 17.09.2014 tarihinde 13.899,00 TL, 13.05.2015 tarihinde ise 1.770,85 TL ödemede bulunduğu, toplam 15.669,85 TL’nin nihai infaz aşamasında icra Müdürlüğünce dikkate alınmasının uygun olacağı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacı ile davalının şirkette ortak oldukları dönemde davalının kendisine satışı yapılan tabanlık makinasının bedelinin tahsiline ilişkin alacak davasıdır.
Davalı …’ın dosyaya sunulan T. Ticaret Sicil Gazetesinin 28/03/2013 tarih sayılı nüshasında şirkette mevcut 15.000 TL hissesi hisse devir ve temlik sözleşmesi ile …’a devrettiği ve devrinin 22/03/2013 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.
Hukuki uyuşmazlıklarda çekişmeli hususların varlığı söz konusu olduğu takdirde, çekişmeli hususların değerlendirilip karara bağlanabilmesi için taraflar tarafından ispatlanması gerekmektedir. İspat yükünün hangi tarafa ait olduğuna ilişkin kural HMK’nın 190/1 maddesinde düzenlenmiş olup buna göre; ”İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” hükmü mevcuttur.
Borçlu tarafından alacaklıya yapılan ödemelerde mükerrerlik olgusunun engellenmesi amacıyla TBK. m. 100/1 hükmü kaleme alınmış ve buna göre; ”Borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Aksine anlaşma yapılamaz.” hükmü mevcuttur.
Somut olay değerlendirildiğinde; dosyaya alınan itirazları karşılar nitelikteki hükme elverişili son bankacı bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere fatura tarihi olan 25/02/2013 fatura tanzim tarihinden önce yapılan 13/02/2013 tarihli 1 ve 2 nolu “Kredi Tahsilatı” açıklamaları toplamı 3.787,15 TL’nin, fatura bedeline ilişkin bir ödeme olmadığı tabloda, 3, 4, 5 ve 6 nolu ödemelerin, dekont ve ekstre açıklamalarında da görüldüğü üzere, davacı şirketin bankadan kullanmış olduğu kredi ödemelerine ilişkin olduğu 1 ve 2 nolu ödemeler ile 3, 4,5 ve 6 nolu ödemeler toplamı 11.494,06 TL’nin fatura bedeline karşılık yapılan bir ödeme olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili faturaya konu makinenin satın alınması konusunda Şubat 2013 tarihinde anlaşma sağlandığını bu amaçla davacı şirketin kredi borcunu 13.02.2013 tarihi itibariyle ödemeye başladığını iddia etmiş ise de taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığından davalı tarafça da bu husus yazılı belge ile ispatlanamadığından davalı vekilinin bu itirazı mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Hükme elverişli son bankacı bilirkişi raporundaki Tabloda 7-17 numaralı tahsilatlar toplamı 48.100,00,-TL, ödemelere ilişkin dekont ve ekstre açıklamalarında, “CNC Makine Ödemesi” olarak yatırılmış olduğu bu nedenle bu ödemelerin fatura bedeli olduğu konusunda itiraza neden olunmayacak açıklıkta olduğu tespit edilmiştir. Tabloda 16 nolu 12.300,00 TL ödemede CNC makine ödemesi açıklamaması bulunmamasına karşın, davacı tarafın ( Bu hesaba 26/03/2014 tarihinde yapılan 12.300,00 TL tutarındaki ödeme dahi ilave edildiğini) kabulü İle bu bedelinde fatura bedelinden mahsup edilmiştir.
Sonuç olarak dava tarihi 24.06.2014 İtibariyle davalının fatura bedeline karşılık ödemiş olduğu toplam tutar 48.100,00,-TL’nin, fatura bedeli 76.000,00 TL’den mahsup edildiğinde, davacının davalıdan 27.900,00,-TL bakiye alacağı bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafından ileri sürülen ödemedeki gecikmenin davacının kendi kusurundan kaynaklandığına ilişkin iddiasının somutlaştırılarak HMK 190/1 kapsamında ispatlanamadığı, davalı tarafından dava tarihi itibariyle yapılan toplam ödemenin 10/06/2020 tarihinde alınan hükme elverişli bankacı bilirkişi raporunda 48.100,00 TL olduğu tespit edilmiş olup davalı tarafından dava tarihi olan 24/06/2014 tarihinden sonra yapılan toplam 15.669,85 TL’nin de asıl alacaktan mahsup edilmesine ilişkin itirazının ödemenin dava tarihinden sonra yapıldığı sabit olmakla TBK m.100/1 kapsamında değerlendirilemeyeceği infaz aşamasında dikkate alınacağı anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile 27.900 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile dava tarihinden sonra yapılan 17/09/2014 tarihli 13.899,00 TL ve 13/05/2015 tarihli 1.770,85 TL ödemelerin infaz aşamasında dikkate alınmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 27.900 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlekte davalıdan tahsili ile dava tarihinden sonra yapılan 17/09/2014 tarihli 13.899,00 TL ve 13/05/2015 tarihli 1.770,85 TL ödemelerin infaz aşamasında dikkate alınmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.905,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.297,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 607,95 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.297,90 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 3.717,50 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 1.364,71 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 775,50 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 490,81 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davalının üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 4.185,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT. m. 13/3 uyarınca hesap olunan 4.185,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.09/09/2020

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”