Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/770 E. 2019/269 K. 25.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/770 Esas
KARAR NO : 2019/269

DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/08/2017
KARAR TARİHİ : 25/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunduğu 23/08/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket tarafından 16/05/2016 tarihinde müvekkil şirket adına kayıtlı … plakalı … marka beyaz renkli otomobili davalının işyeri adresine bakım amacıyla bırakıldığını, 19/05/2016 tarihinde karşı tarafın işyerinde meydana gelen hırsızlık sonucu söz konusu aracın çalındığını, muhatap şirket uhdesinde ve emanetinde bulunan aracın çalınmasından ötürü davalıya gerek şifahi gerekse noter aracılığıyla yapılan ihtara rağmen müvekkil şirketin zararı karşılanmamışken söz konusu çalınan aracın bulunduğunu ve 28/02/2017 tarihinde müvekkil şirketçe emniyet biriminden teslim alındığını, aracın sahte plaka (…) takılmak suretiyle sahte ruhsatla bulunduğunu ve aracı kullanan şahsın tutuklandığını, araç teslim alındıktan sonra incelendiğinde aracın birçok yerinde vuruk,göçük,çizik,hasar,jantlarında değişiklik, araç içindeki koltuk ve aksamlarda hasar, yan çıtalarda boya görüldüğünü, kusur bedelinin tarafımızca tespit edilememesi sebebiyle … 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin … d.iş sayılı dosyasıyla aracın onarım ve kusur bedelinin tespit edilmesinin talep edildiğini, belirtilen dosyada 27/03/2017 tarihinde alınan bilirkişi raporunda aracın emsallerinin piyasa değerinin 100.000,00 TL civarında olduğu, hasar bedelinin ise 80.635,00 TL olabileceğini ve bu durumda aracın pert-total yapılması gerektiğini, aracın gözle görülmeyen birçok yerinde de hasar olduğunu, müvekkil şirket tarafından söz konusu aracın hasarlı hali ile 11/05/2017 tarihinde … 51. Noterliğinin … yevmiye numaralı işlemi ile 40.000,00 TL bedelle sattığını, müvekkile ait aracın 2009 model … marka ve beyaz renkli olduğunu, aracın çalınmadan önce … Oto’ya periyodik bakımı için verilmiş ve 03/05/2016 tarihinde araç periyodik bakımı yapılarak teslim alındığını, müşteri istek formu ve 09/06/2016 tarihli faturadan anlaşılacağı üzere aracın ikaz lambası ve balans ayarı yapılmasının dışında hiçbir eksikliği ve arızasının olmadığını, aracın 58.200 kilometrede olduğunu, araca müvekkil şirketçe değeri yaklaşık 7.000,00 TL değerinde body kit yaptırıldığını, aracın çalınmadan önceki emsal değerinin 110.000 TL olduğunu, çalınan aracın bulunmasından sonra pek çok yerinde hasar, çizik, boya ve kilometresinin 76.000 km civarında olduğunu, her ne kadar … 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş dosyası ile hasar tutarı belirtilmişse de mahkemenizce hükme esas alınacak başkaca bir bilirkişi raporu tanzim edilebileceğini, davayı belirsiz alacak davası olarak açtığı, ileride bedel arttırım yapacağını, ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 24/11/2016 tarihinden itibaren davalıya verilen 7 günlük süre bitimi olan 02/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte aksi halde dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte karşı taraftan tahsili ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu 20/11/2017 tarihli cevap dilekçesinde; Davacı şirkete ait … plakalı … marka otomobil, davalı müvekkile bakım amacıyla bırakılmış 19/05/2016 tarihinde davalının işyerinde meydana gelen hırsızlık sonucu aracın çalındığı tespit edilmiş ve derhal resmi makamlara ihbar/şikayet yapıldığını, davacı tarafa aracın fiili hakimiyeti bu şekilde çıktığı tarihten itibaren ikame araç temin edildiğini, bu dönemde davacı tarafın aracın bedelinin ödenmesini, … 20 Noterliği nin … yevmiye sayılı ihtarnamesiyle 110.000,00-TL talep ettiğini, kayıp çalıntı pert işlemleriyle ilgili trafik siciline yaptığı işlemleri ibraz ettiğini, müvekkilinin de bu sürece mali mesuliyet sigortasını devreye sokmuş olduğunu, aracın şaşi modeli, davalıya teslim anındaki fotoğraflarda ve geliş sebepleri tramer kayıtları, piyasa koşulları da gözetilerek yaptığı ekspertiz değerlendirmesi neticesinde davacının aracının 75.000,00-TL olabileceğini, müvekkilin sigorta şirketine olabilecek en maksimum rakamın tespiti için ısrarı sonucunda bile 80.000,00-TL yi geçmeyeceğini, bu değerin piyasa koşullarının ziyadesiyle üzerinde olduğunun sigorta tarafından bildirildiğini, bu nesnel tespitlere rağmen davacı tarafın 110.000,00-TL değer iddiasında ısrarcı olduğunu, taralar arasındaki uyuşmazlığın esasında davalı tarafında kusuruyla illiyet bağını kaldıracak mahiyette gerekçeler oluşturduğunu, davalı şirketin bu dava tazmin konusuyla ilgili olarak mali mesuliyet sigortası bulunduğunu bu nedenle dava dilekçesi ve cevap dilekçesinin … nolu poliçe muhatabı … sigorta A Ş. ye ihbar edilmesini talep ettiğini, davacı tarafın aracın bulunmasından sonra 40.000,00-TL bedelle satışını yaptığını, satış bedelinin davacının beyan ve kabulünden aşağı olmamak kaydıyla daha yüksek olup olmadığının bilirkişi incelemesinde dikkate alınmasını davacının kabulündeki miktardan az olmamak kaydıyla, tespit edilecek bedelin de davacının talebinden mahsup edilmesini arz ve talep ettiğini, davacıya araç temin edilerek masrafa girildiğini, bu konuda davalı tarafın nazara alınması ve bu giderlerin) davalıdan doğrudan gider yada mali mesuliyet sigortası tarafından yapılmış olsun) takas ve mahsubunu talep ettiğini, davalı taraf olarak tanık deliline dayandıklarını, gerek listelerinde bildirilecek, gerekse ceza dava dosyasında re ‘sen ortaya çıkacak kişi/kişilerin beyanlarının da nazara alınmasını arz ettiklerini, belirsiz alacak iddiasına dayanmasının HMK’ya aykırı olduğunu, aracın emsal piyasa fiyatının uzman bilirkişi marifetiyle belirlenmesi gerektiğini, aracın çalınmasında kusur durumunun gözetilmesini, ceza davası sonucunun da bu sebeple önem arz etmesi sebebiyle çalınmada illiyet bağının ortadan kalkması hususunun gözetilmesini, aracı çalanların ceza davasıyla belirlenmesi durumunda da, davacının gerçek zararının mesullerinin üzerinden davacının kusur durumunun belirlenmesini, müvekkilinin kusur mesuliyetinin bulunmadığının tespiti halinde davanın küllen reddine, açıklanan gerekçelerle ve resen tespit edilecek hususlarda nazara alınarak haksız ve mesnetsiz davanın reddine, dava masraf ve vekalet ücretinin de karşı tarafın mesul tutulmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Mahkememizce, 25/06/2018 celse ara kararı uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, … 10 Ağır Ceza Mahkemesi dosyası içerisindeki belgeler ve dosya incelenerek davacının gerçekleşen hırsızlık olayı sebebiyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmak üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, …, …, … tarafından ibraz edilen 28/11/2018 tarihli raporda; “davalının işyerinde hırsızlığı engelleyecek yeterli güvenlik önlemenini bulunmadığı, davalının aracın bakımını gerçekleştirmenin yanı sıra, aracın güvenliğini de sağlamakla yükümlü olduğu, aracın çalınmasını engelleyecek tedbirleri almada kusurlu olması sebebiyle zarardan sorumlu olduğu, davacı tarafa ait … plakalı, 2009 model, … marka ve tip otomobilde meydana gelen toplam hasar miktarı 60.000,00 TL (Altmışbin Türk Lirası) olduğu, görüş ve kanaatine varıldığı” şeklindedir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava; davacı tarafa ait olan … plakalı aracın bakım ve onarımının yapılması için davalıya ait işyerine bırakılması ve davalıya ait iş yerindeyken çalınması sonucu meydana gelen zararlardan davalı tarafın sorumlu olup olmadığına ilişkindir.
Davacıya ait … plakalı aracın 16.05.2016 tarihinde bakım amacıyla davalıya ait iş yerine bırakılmış, söz konusu araç davalıya ait iş yerindeyken 19.05.2016 tarihinde meydana gelen hırsızlık nedeniyle çalınmış, adli kolluk tarafından yapılan soruşturma sonucunda araç bulunmuş ve 28.02.2017 tarihinde davacıya teslim edilmiştir. Ancak araç üzerinde yapılan incelemelerde ciddi hasarlar tespit edilmiştir. Dava konusu maddi vakıa buna ilişkindir. Bu husus taraf arasında çekişmesizdir. Davacı taraf hırsızlık nedeniyle aracın kullanılamaz hale geldiğini, hurda değerine satıldığını, uğramış olduğu zararının davalıdan tahsilinin gerektiğini iddia etmektedir. Davalı taraf ise kusurlu olmaması sebebiyle davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Söz konusu hırsızlık olayı ile ilgili yapılan soruşturma kapsamında hazırlanan olay yeri İnceleme Raporunda, kamera görüntüleri üzerinde yapılan incelemelerde 19.05.2016 günü saat 21:20 sıralarında gelen birkaç şahsın hırsızlık eylemini gerçekleştirdikten sonra 444 numaralı dükkanda bulunan … plakalı … marka beyaz renkli aracı alarak olay yerinden uzaklaştıkları tespit edilmiştir.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; davalı tarafın iş yerine bakım ve onarım için gelen araçları kapalı ve kilitli dükkanında muhafaza ettiğini, iş yerinin demir doğrama kapılarına asma kilit sistemiyle kilit altına aldığı, güvenlik kamera sisteminin olduğunu, ancak asıl caydırıcı olan sistemin hırsızlık alarm ve ihbar sistemi olduğu ve bu sistemin davalı tarafın iş yerinde bulunmadığını, davalının iş yerlerinde aldığı güvenlik önlemlerinin yetersiz olduğunu, olay yeri inceleme raporunun da bu doğrultuda olduğunu, teknik incelemeler sonucu yeterli güvenlik önlemlerini almaması nedeniyle davalının kusurlu olduğu ve zararını gidermekle mükellef olduğu, araçtaki hasar açısından yapılan teknik incelemelerde araçtaki toplam 100.000 TL değerindeki hasar miktarından sovtaj değeri olan aracın 40.000 TL’lik satım bedelini düşerek kalan hasarın 60.000 TL olduğu belirtilmiştir. Denetime açık, dosya kapsamındaki belgelere ve bilimsel verilere göre hazırlandığı kanaatine varılan işbu bilirkişi raporunu hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasındaki hukuki ilişki, davalı tarafın bakım ve onarım işini üstlendiği davacı tarafın bedel ödeme edimini üstlendiği bir hizmet sözleşmesidir. Davalı taraf bu sözleşme kapsamında teslim edilen aracın bakımını yapıp davacı tarafa teslim etme yükümlülüğü altındadır. Bu kapsamda sözleşme konusu aracın zilyetliği davalı tarafa devredilmekte ve aracın bakımı süresinde zilyet bulunmaktadır. Bu nedenle davalı taraf sadece bakım işini yapma borcu altında değildir. Davalı taraf hizmet sözleşmesi ve zilyetlik olgusunun bir gereği olarak aynı zamanda aracın güvenliğini sağlamak ve korumak yükümlülüğü altında olup sözleşme kapsamında zilyetliği kendisine devredilen aracı işin bitiminde teslim anındaki vaziyetinde davacı tarafa teslim etmek borcu altındadır. Bu nedenle davalı taraf kendi zilyetliği süresinde araçlarda meydana gelen ve kusurundan kaynaklanan zararlardan sorumludur. Somut olayda, davalı tarafın yeterli güvenlik tedbirlerini almaması, aracın güvenliğini sağlayamaması nedeniyle kusurlu olduğu açıktır. Bu nedenle uğranılan zarardan sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklanan nedenler ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davanın kabulüne, 60.000 TL’nin davalıdan tahsili ile, dava tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜNE, 60.000 TL’nin davalıdan tahsili ile, dava tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 4.098,60 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 512,33 TL peşin ve 512,33 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.024,66 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.073,94 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.024,66 TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 2.714,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 6.950,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/03/2019

Katip

Hakim