Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/767 E. 2020/168 K. 24.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/767 Esas
KARAR NO : 2020/168

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/08/2017
KARAR TARİHİ : 24/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 23/08/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; kazanın 03/07/2013 günü plakası tespit edilemeyen aracın, müvekkilinin sevk ve idaresindeki motosikleti 2 kez sıkıştırarak kazaya sebebiyet vermesi sonucunda müvekkilin malul-sakat kaldığını, kaza tespit tutağında müvekkilin kusurlu olduğunun tespit edildiği ancak müvekkile yüklenen kusuru kabul etmediklerini, kazaya ilişkin olarak … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma numaralı dosyası üzerinden yürütüldüğünü, kazaya asli ve tam kusuruyla sebebiyet veren aracın plakasının tespit edilemediği, Sigortacılık Kanunu m.14/2-a bendi gereğince “faili meçhul aracın sebebiyet olduğu kaza neticesi oluşan maluliyete ilişkin tazminat ödemesi, … Hesabı sorumluluğunda” olduğunu, kaza tarihi itibariyle sorumlu olduğu kişi başına sakatlanma ve ölüm teminat limitinin 250.000,00 TL olduğunu, müvekkilin kaza neticesinde ağır şekilde yaralandığını ve hareket kaybına uğradığını, 20/05/1983 doğumlu müvekkilin PMF tablosuna göre bakiye ömrünün 38 yıl daha olduğunu, bakiye ömrü boyunca malul bir hayat yaşayacak olan müvekkilin yaşamını sürdürürken ev, iş yaşantısının özrü oranında zorlanacağını, oluşan mağduriyetin giderilmesinin gerektiğini, müvekkilin elindeki rapor ve belgeler ile maluliyet tazminatının alınması amacıyla davalı … Hesabına başvurduğunu, davalı … Hesabı kusurun müvekkilde olduğunu öne sürerek başvuruyu reddettiğini, tazminat miktarının dava açarken belirlenememesi sebebiyle dava değerini arttırma hakkı saklı kalması kaydıyla şimdilik 200,00 TL geçici iş göremezlik ve 3.000,00 TL daimi iş göremezlik üzere toplam 3.200,00 TL geçici ve daimi iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline, temerrüt tarihinden itibaren ticari temerrüt-avans faizi uygulanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 19/09/2017 havale tarihli sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; söz konusu trafik kazasına ilişkin düzenlenen kaza tespit tutanağında kazanın oluşumuna davacı …’ın %100 kusurlu olduğunu, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün kusurunun olmadığını, … Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen … Esas sayılı dosyasında meçhul aracın kazaya sebebiyet verdiğine ilişkin bir delil bulunamaması sebebiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, kazaya ilişkin kusur oranının tespitinin ATK tarafından belirlenecek rapor sonucunda belirlenebileceği, maluliyet tazminatının ölüm tablosu olarak TRH 2010 tablosunun dikkate alınarak hesaplanmasını, hesaplanan tazminattan kusur indirimi yapılması gerektiğini, somut olayda … plakalı motosiklette sürücü olan davacının kask ve koruyucu ekipmanlarının kaza esnasında olmadığını, sürücülerin araçları kullanma esnasında koruyucu tertibat kullanmasının zorunlu olduğunu, davacıya SGK tarafından ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarının olup olmadığının belirlenerek müvekkil kurum tarafından ödenecek tazminat bedelinden mahsup edilmesi gerektiğini, davalı kurumun sorumluluğunun kaza tarihi itibariyle ZMMS teminat limiti ile sınırlı olduğunu, 03/07/2013 tarihinde meydana gelen kazaya ilişkin vefat ve maluliyet halinde teminat limitinin kişi başına 250.000,00 TL ile sınırlı olduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce, dosyanın İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek kusur durumunun tespiti açısından rapor aldırılmasnıa karar verilmiş olup, 31/07/2018 tarihli ATK Trafik İhtisas Dairesi raporunda; “olay davacı sürücünün sevk ve idaresindeki motosikletin aynı istikamette sağında seyreden aracın sola manevra yapması durumunda meydana gelmiş ise; davacı sürücü …’ın %40 (yüzde kırk) oranında kusurlu, plakası ve sürücü tespit edilemeyen araç sürücüsünün %60 (yüzde altmış) oranında kusurlu, olay davacı sürücünün yönetimindeki motosikletin sevk ve idare hatasıyla yolun sol tarafında bulunan oto korkuluğa çarpması durumunda meydana gelmiş ise; davacı sürücü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu” görüş ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce, 14/08/2018 tarihli ara karar uyarınca, ATK Trafik İhtisas dairesinden alınan raporun olayın gerçekleşmesine ilişkin 2 olasılıklı olarak hazırlandığı, hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşıldığından hüküm kurmaya elverişli bir rapor tanzim edilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığı hazırlık dosyası ifade tutanakları ve Adli Tıp Trafik İhtitas Dairesi raporu da incelenerek davalının kusur durumunu tespiti konusunda rapor alınmak üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, …, …ve … tarafından ibraz edilen 01/10/2018 tarihli raporda; gri renkli … marka … tipindeki kamyonetin sürücüsünün, meydana gelen kazada %60 oranında kusurlu olduğ, … plakalı motosikletin davacı sürücüsü …’ın ise, meydana gelen kazada %40 oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce, dosya ve tedavi evrakları da incelenerek, (…) T.C kimlik numaralı dosyamız davacısı …’ın 03/07/2013 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle uğradığı geçici ve kalıcı maluliyet oranının ne olduğunun tespit edilerek bu hususta rapor aldırılmasnıa karar verilmiş olup, 06/08/2019 tarihli ATK 2. İhtisas Dairesi raporunda; “… ve … oğlu, 20/05/1983 doğumlu, …’ın 03/07/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: Gr1 XII(38A………….30)A %34, E cetveline göre %31 (yüzdeotuzbir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 18 (onsekiz) aya kadar uzayabileceği” görüş ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce, 04/11/2019 celse ara kararı uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamındaki maluliyet ve kusur raporları dikkate alınarak olay tarihi itibariyle uygulanması gereken pmf tablosuna göre davacının geçicci ve kalıcı işgöremezlik tazminatının hesaplanması, nihai olarak alacaklı olduğu miktarın belirlenmesi konusunda rapor alınmak üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, … tarafından ibraz edilen 16/12/2019 tarihli raporda; “davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 9.830,21 TL olduğu, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 155.581,96 TL olduğu, temerrüt başlangıcının 22/06/2017 tarihi ve faiz ve nevinin yasal faiz olduğu” görüş ve kanaatine varılmıştır.
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 08/01/2020 havale tarihli talep arttırım dilekçesinde; müvekkil için 200,00 TL olan geçici iş göremezlik ve 3.000,00 TL olan sürekli sakatlık tazminatı talebimizi 162.212,17 TL arttırarak toplam 165.412,17 TL’nin kabulüne karar verilmesini talep ettikleri ve tamamlama harcını yatırdığı görülmüştür.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçiçi ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı taraf, 03.07.2013 tarihinde sevk ve idaresinde bulunan … plakalı motosiklet ile seyir halindeyken plakası tespit edilemeyen bir aracın iki kez sıkıştırması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, kaza sebebiyle malul kaldığını, aracın plakasının tespit edilememesi nedeniyle davalı … Hesabı’nın sorumlu olduğunu iddia etmiştir. Davalı taraf, kazanın meydana gelmesinde davacının %100 olarak kusurlu olduğunu, kazaya plakası tespit edilemeyen aracın sebebiyet vermediğini beyan ederek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. Dolayısıyla öncelikle meydana gelen trafik kazasının oluşumunun ve kusur oranlarının belirlenmesi gerekmiştir. Bu çerçevede, dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine sevkine karar verilmiş, ilgili daire tarafından tanzim edilen 31.07.2018 tarihli raporda; olayın meydana gelmesine ilişkin iki olasılığın söz konusu olduğu, 1. Olasılığa göre; olay davacı sürücünün sevk ve idaresindeki motosikletin aynı istikamette sağında seyreden aracın sola manevra yapması durumunda meydana gelmiş ise davacının %40 oranında kusurlu olduğu, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün %60 oranında kusurlu olduğu, 2. Olasılığa göre; olay davacı sürücünün yönetimindeki motosikletin sevk ve idare hatasıyla yolun sol tarafındaki oto korkuluğa çarpması durumunda meydana gelmiş ise davacının %100 kusurlu olduğu belirtilmiştir. ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen rapor olasılıklı olarak sonuç belirttiğinden ve hüküm kurmaya elverişli olmadığından Karayolları Trafik Kürsüsüne mensup kusur bilirkişisi akademisyenlerden üç kişilik bilirkişi heyeti oluşturularak kusur durumunun oransal olarak tespiti için yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişilerce tanzim edilen 01.10.2018 tarihli raporda; kaza anında havanın açık ve yol kesiminin düz, eğimsiz ve üç şeritli olması, motosiklet sürücüsünün kaza anında alkollü olmaması dikkate alındığında motosiklet sürücüsünün kendiliğinden direksiyon hakimiyetini kaybetmesinin beklenmeyen bir durum olduğu ve bu sebeple de motosiklet sürücüsü …’ın ve kaza anında bu motosiklette yolcu olan …’ın ifadelerine itibar edilmesinin uygun olacağı ve dolayısıyla başka bir aracın motosikletin şeridine yönelmesi sonucu kazanın meydana geldiğini, kazanın meydana geliş şekli ile ilgili olarak ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan raporda belirtilen birinci olasılığa iştirak edildiği, plakası tespit edilemeyen aracın KTK m.54’de belirtilen geçme kuralına riayet etmeden sol şeritten gelen motosikleti ve hızını kontrol etmeden hatalı biçimde şerit değiştirmesi sonucu kazaya yol açtığından meydana gelen kazada %60 oranında kusurlu olduğu, davacının ise hızını kullandığı aracın özelliklerine, görüş, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara göre ayarlamaması nedeniyle dikkatsiz ve tedbirsiz olarak aracı kullanması neticesinde direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sebebiyle kazanın meydana gelmesinde %40 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Karayolları Trafik Kürsüsünden kusur bilirkişileri tarafından hazırlanan 01.10.2018 tarihli rapor ile ATK Trafik İhtisas Dairesinin 31.07.2018 tarihli raporunda belirlenen birinci olasılık üzerinde uzlaşı sağlanmış olması ve raporun dosya kapsamına uygun olması nedenleriyle davalı tarafın kusur raporuna yönelik itirazları reddedilmiştir. 01.10.2018 tarihli bilirkişi raporu; dosya kapsamında bulunan belgelere, savcılık dosyasına ve davacı sürücü … ile yolcu Serkan Dündar’ın kaza sonrası kolluğa vermiş olduğu beyanlara uygun olduğundan, kazanın oluş şekli ve kusur oranı konusunda bilirkişi raporuna iştirak edilmiştir.
Tespit edilen kusur oranları ve Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu’nun maluliyet raporu doğrultusunda davacının zararının belirlenmesi için tanzim edilen hesap raporunda; davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 9.830,21 TL olduğu, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 155.581,96 TL olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi raporunun değerlendirilmesinde; SGK tarafından davacıya yapılan 9.775,28 TL geçici iş göremezlik ödemesinin rücuya tabi kısmının düşüldüğü, PMF tablosunun uygulandığı, kusur oranlarına göre tenzilat yapıldığı, hesaplamanın Yargıtay içtihatlarına uygun olarak yapıldığı anlaşılmıştır. Bu sebeple rapor hükme esas alınmıştır.
Davalı … Hesabının sorumluluğu açısından yapılan değerlendirmede; kazanın meydana gelmesine %60 oranında kusuru ile sebebiyet veren aracın plakasının tespit edilememesi nedeniyle 5684 sayılı Sigorta Kanunu m.14/2-b’de ve … Hesabı Yönetmeliği m.9/1-a’da düzenlenen; “sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olanın tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar” hükmü uyarınca, somut olayın davalı … Hesabına başvurulabilecek hallerden olması sebebiyle, davalı … Hesabının meydana gelen zararlardan plakası tespit edilemeyen aracın kusuru oranında sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır.
Davalı taraf, davacı tarafından sunulan talep arttırım dilekçesine yönelik olarak zamanaşımı defi ileri sürse de, davanın HMK m.107 uyarınca belirsiz alacak davası olarak açılması, belirsiz alacak davalarında başlangıçta davaya konu edilemeyen kısım açısından da zamanaşımı süresinin kesilmesi sebepleriyle zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir. Ayrıca davalı taraf müterafık kusur indirimi yapılmasını talep etmiş ise de müterafık kusurun varlığını gösteren bir delil bulunmaması nedeniyle bu talep reddedilmiştir. Temerrüt tarihinin, davacının davalıya başvuru tarihi olan 09.06.2017 tarihinin 8 iş günü sonrası olan 22.06.2017 tarihi olduğu tespit edilmiştir. Temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının talep arttırım dilekçesi doğrultusunda; davanın kabulüne, 9.830,21 TL geçici işgöremezlik ve 155.581,96 TL kalıcı işgöremezlik tazminatı olmak üzere toplam 165.412,17 TL tazminatın davalıdan tahsiline, temerrüt tarihi olan 22/06/2017 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜNE, 9.830,21 TL geçici işgöremezlik ve 155.581,96 TL kalıcı işgöremezlik tazminatı olmak üzere toplam 165.412,17 TL tazminatın davalıdan tahsiline, temerrüt tarihi olan 22/06/2017 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 11.299,31 TL karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 31,40 TL peşin ve 555,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 586,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 10.712,91 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 586,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 3.686,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 19.664,16 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/02/2020

Katip ¸

Hakim ¸

HARÇ BEYANI:
11.299,31 TL K.H
31,40 TL P.H
555,00 TL I.H
10.712,91 TL BİH

DAVACI GİDERİ:
2.300,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
876,50 TL ATK MASRAFI
510,00 TL POSTA MASRAFI
3.686,50 TL TOPLAM