Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/672 E. 2018/367 K. 28.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/672 Esas
KARAR NO : 2018/367

DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/07/2017
KARAR TARİHİ : 28/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı bankaya devrinden önce … A.Ş’nin … şubesine 1999 Kasım ayında 19.500-TL yatırdığını, parasının vadesi gelmeden 21.12.1999 tarihinde … A.Ş. yönetimine BDDK tarafından el konularak bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılarak yönetiminin ….ye devredildiğini, bankanın sonra davalı … A.Ş ile birleştiği, … A.Ş’nin ise … BANK ‘a satıldığını, müvekkilinin bankaya yatırmış olduğu mevduatın … A.Ş. yönetimi tarafından paravan olarak kurulan dava dışı … LTD adlı bankaya havale edilmek yerine … A.Ş. merkez şubelerinde bu banka adına açılan hesaba aktarıldığını, bu şekilde paranın kontrolünü … A.Ş. yönetimi elinde tutarak daha sonra … A.Ş. tarafından grup şirketlere ve paravan şirketlere usulsüz kredi olarak kullandırıldığını, “… mevduatların sigorta kapsamı dışında olduğu” gerekçesi ile mevduatının ödenmediğini, davalı bankanın … LTD adlı paravan kıyı bankasını kurarak ve iki bankanın tek elden yönetimi sağlanarak, iş birliği içinde, planlı ve kasıtlı olarak mevduat sahiplerinin ve müvekkilinin dolandırıldığını ve zarara uğratılmış olduğunu, zararın oluşmasında … A.Ş.’nin sorumlu bulunduğunu bildirerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere, Müvekkili tarafından davalı bankanın … şubesine yatırılan toplam 19.500-TL mevduat alacağının 01.11.1999 tarihinden başlamak kaydı ile 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının müvekkili bankadan tahsilini talep ettiği alacağın davacı tarafından … … BANK LİMİTED’e havale edildiğini ve müvekkili bankadan çıkarak … … BANK LİMİTED nezdinde bir alacak haline geldiğini, davacının parasını … … BANK LİMİTED nezdinde bir hesapta değerlendirmeyi seçtiğini, müvekkili banka ile … … BANK LİMİTED’in farklı tüzel kişiliklere sahip kuruluşlar olduğunu, başka bir kuruluş nezdindeki alacak için müvekkili bankaya husumet yöneltilemeyeceğini, … … BANK LİMİTED, … A.Ş.nin iştiraki olmadığı gibi aralarında hiçbir organik bağın da bulunmadığını, huzurdaki davanın zamanaşımına uğradığını, davanın zamanında açılmadığını ve dava açma süresinin sona erdiğini, davacının serbest iradesiyle daha fazla faiz getirisi sağlayan bir yatırım alternatifi olarak kıyı bankacılığını tercih ettiğini, davacının mevduatını … … BANK LİMİTED’e havale ettiğini, belirleyici şekilde havale talimatında … … BANK LİMİTED ibaresi bulunduğunu, davacının iradesini yanıltacak başka bir ibare bulunmadığını, davacının … hesap cüzdanını aldıktan sonra hiçbir itirazda bulunmadığını, parasını yatıracağı finans kuruluşu hakkında gerekli araştırmayı yapması gerekirken bu özeni göstermediğini, müvekkili bankanın … … BANK LİMİTED nezdindeki mevduatlar için herhangi bir garantisi bulunmadığını, müvekkili bankanın davacının talebi doğrultusunda havale işlemini yerine getirdiğini, davacının talebinin haklı bulunması halinde uygulanması gereken faiz oranının vadesiz hesaplara uygulanan faiz oranı olması gerektiğini bildirerek, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacının … A.Ş’nin … şubesine 24.11.1999 tarihinde 19.500-TL mevduatını yatırdığı, davacının mevduat alacağının davalı banka tarafından … A.Ş yöneticileri tarafından kendilerine ait şirketlere usulsüz kredi olarak verilmek suretiyle tüketildiği, alacağın … Ltd.den tahsil edilmesinin mümkün olmadığı, uyuşmazlığın havale görünümlü mevduat toplamak olarak değerlendirilmesi gerektiği, … Ltd.adlı bankanın paravan bir banka olduğunun davalı bankaca bilindiği, buna rağmen bu banka adına mevduat toplamak suretiyle davacının zararına sebep olunduğu, hüküm vermeye elverişli denetime açık bilirkişi raporu ile anlaşıldığından davanın kabulüne,19.500 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 24/11/1999 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen 2014/1308 Esas 2015/686 sayılı karar bozulmuş, Yargıtay 11.HD.’nin 2016/374 Esas 2017/3136 karar sayılı bozma ilamında; davanın açıldığı 05.11.2014 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu bankacılık işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hususu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenip yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” yönünde görüş bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafından … Bank A.Ş.’ye yatırılan ve sonradan … Bank A.Ş. … hesabına aktarılan mevduatın, … Bank A.Ş.’ye … tarafından el konulması nedeniyle alınamamasından yani bireysel bankacılık işlemlerinden kaynaklanmaktadır ki, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanundan kaynaklanan davalara bakma görevi tüketici mahkemelerine aittir.
Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda; davanın açıldığı 05.11.2014 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu bankacılık işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hususu gözetilerek bozma ilamına uyularak görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliğine, davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle usulden REDDİNE, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
2-HMK 331. Maddesi uyarınca harç ve masrafların görevli mahkemece nazara alınmasına,
3-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı, davalı vekilinin ve feri müdahil … vekilinin yüzlerine karşı ihbar olunan … vekilinin yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/03/2018

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”