Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/639 E. 2019/610 K. 12.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/639 Esas
KARAR NO : 2019/610

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 11/07/2017
KARAR TARİHİ: 12/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 04/09/2007 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı bulunan … plakalı aracın müvekkillerinin eşi ve babası olan…’a çarpması neticesinde vefat ettiğini, kaza neticesinde araç sürücüsü ile sabihi hakkında yapılan yargılama neticesinde ceza mahkemesi tarafından kesinleşen cezalarının bulunduğunu, müvekkillerinin vefat neticesinde destekten yoksun kaldıklarını, davalı sigorta şirketine başvuruda bulunmalarına rağmen herhangi bir ödemenin yapılmadığını, bu kapsamda müvekillerinden … ve … için ayrı ayrı 20.000 TL ile … hakkında 40.000 TL olmak üzere toplam 80.000 TL tazminat bedelinin kaza tarihi olan 04/09/2007 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faiziyle davalıdan tahsili ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 25/08/2007-25/08/2008 tarihlerini kapsar şeklide Zorunlu Mali Sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalandığını, sigortalının kusuru oranında müvekkilinin kişi başına azami bedeli zararlarda 80.000 TL ile sınırlı olduğunu, öncelikle olaya ilişkin kusur durumunun tespit edilmesinin gerektiğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini savunarak yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı taraflara yükletilmesini istemiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Aktüer Ayhan Tokat ile Makine Mühendisi …’a tevdii edilen dosyaya 23/01/2019 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; Karayolları Trafik Kanununun 52.maddesinde; sürücülerin “kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak”, “hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak” zorunda oldukları belirtilmiştir.
Davalı şirket tarafından ZMMS poliçeli aracın sürücüsü … belirtilen kurallara uymadan süratli seyretmesi ve yola gereken dikkat ve özeni göstermemiş olması nedeni ile kazayı önleme imkanı bulamadığından olayda tali kusurlu görülmüştür.
Karayolları Trafik Kanununun yayaların geçişi ile ilgili 68. maddesinde, taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçiti ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaktır. Yayalar, bu yerlerden geçerken; yaya ve okul geçitlerinin bulunduğu yerlerde, geçitte yayalar için ışıklı işaret varsa bu işaretlere uymak, geçitte yayalar için ışıklı işaret yoksa ve geçit sadece taşıt trafiği ışıklı işareti veya yetkili kişi tarafından yönetiliyorsa geçecekleri doğrultu açıldıktan sonra taşıt yoluna girmek, ışıklı işret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önünde almak zorunda olduğu, ancak, 100 m kadar mesafede yaya geçidi veya kavşak bulunmayan yerlerde yayalar, taşıt trafiği için bir engel teşkil etmemek şartı ile ve yolu kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yoluna geçebilirler,’ hükmü bulunmaktadır.
Davacılar murisi yaya … belirtilen kurallara uymadan, olay yerinde yaya üst geçidi de bulunmasına rağmen geçidi kullanmayıp yolu da kontrol etmeden karşıdan karşıya geçme teşebbüsünde bulunduğundan olayda asli kusurlu olduğu, davalı taraf sürücüsü … olayda % 20 oranında kusurlu olduğu, davacılar murisi yaya … olayda % 80 oranında kusurludur.
Müteveffa … doğumlu olan müteveffa …, 04.09.2007 olay tarihinde (34)yıl, (8) ay, (22) günlük olup, (35)yaşında kabul edilerek P.M.F. tablosuna göre bakiye ömrü (33) yıl ve muhtemelen (68) yaşına kadar yaşayacağı, Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarıyla kural olarak aktif çalışma yaşı sonu (60) olarak kabul edilmekte olup, müteveffanın aktif çalışma hayatının (60) yaşına kadar süreceğinin kabulü ile bakiye ömründe zarar gördüğü aktif hayat süresi (60-35)= 25 yıl ve pasif devresi 8 yıldır.
Her ne kadar müteveffanın hayatta olan annesi… davacı değil ise de; Müteveffanın yaşamış olması halinde dava dışı annesine de destek olacağı hususu ile poliçe limitinin denetlenebilmesi bakımından dava dışı Anne … bakımından da zarar hesabı yapılacağı, davacı Eş bakımından müteveffanın bakiye ömür süresi ile sınırlı olarak, kız çocuklar bakımından Yargıtay’ca muhtaçlık yaş sınırı olarak kabul edilen 22 yaşına kadar, anne bakamından kendi bakiye ömür süresi ile sınırlı olarak müteveffanın desteğinden yoksun kaldıkları süreler eşi …’ın 33 yıl, kızı …’ın 16 yıl, kızı …’nin 11 yıldır.
Türk Medeni Kanun’un 186.maddesinde “Birliği(evlilik) eşler beraber yönetirler. Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar.” demektedir. Bu durumda; Medeni kanun hükümlerine göre eşlerin destek payları eşit kabul edilecek olup, çocukların bakım ihtiyacının(yaşlarının küçük olması eğitim görecekleri gibi hususlar nedeniyle) annenin bakım ihtiyacından fazla olması nedeniyle, anneye çocukların yarısı kadar destek payı verilecektir.
SGK kayıtlarında müteveffanı kaza tarihindeki aylık brüt ücreti 586,19 TL gözükmekte olup, söz konusu tutar asgari ücret düzeyinde olduğundan hesaplamalar net asgari ücretlere göre yapılacaktır. Buna göre müteveffanın 04.09.2007-04.09.2019 arası geçen (12)yıllık işlemiş aktif devre net kazançları toplamda 143.195,76 TL dir.
Müteveffanın işlemiş ve bilinen devredeki net kazançları yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artış ve iskontoya tabi tutulmaksızın aynen esas alınacağı, ancak işleyecek bakiye bilinmeyen devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacağı, bu duruma göre, müteveffanın işleyecek devre başındaki bir yıllık net geliri; 2.088,06 x 12 Ay = 25.056,72 TL. olup, anılan tutar işleyecek aktif devre maddi zarar hesabına esas alınacağı, pasif dönem zarar hesabına ise bu konudaki son Yargıtay kararlarına göre; günümüz itibariyle bilinen en son brüt asgari ücretin, asgari geçim indirimi dikkate alınmaksızın belirlenen net yıllık tutarı olan (1.829,02×12=) 21.948,24 TL esas alınması gerekmektedir.
Davacı eş …’ın maddi zararının 45.919,23 TL, kızı …’ın toplam maddi zararının 8.164,18 TL kızı …’nin maddi zararının ise 3.781,54 TL dava dışı annesi için maddi zararının 6.309,35 TL dir.
04.09.2007 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk üst limiti 80.000,00 TL dır. Dava dışı anne ile birlikte tüm hak sahiplerinin destek zararı toplamı 64.174,30 TL olup, söz konusu tutar poliçe limitini aşmadığından davalı yukarıda belirlenen zarar tutarlarının tamamından sorumlu olacaktır.
Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “…Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…” demektedir. Bu durumda davacılar tarafından davalıya 14.04.2017 tarihinde başvuruda bulunulmuştur. Her ne kadar 99.maddeye göre davalı bakımından temerrüt başvuru tarihiden 8 iş günü sonra gerçekleşmiş ise de; başvuru dilekçesinde 15 gün sonra ödeme talebinde bulunulduğundan taleple bağlı kalınarak 14.04.2017 başvuru tarihinden 15 gün sonrası olan 29.04.2017 tarihinde temerrüt gerçekleşmiş olacağı, sigortalı aracın kullanım amacı hususi olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; 04/09/2007 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacıların murisinin vefat etmiş olması nedeniyle davalı sigorta şirketine açılan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davadır.
Dava konusu kazanın 04.09.2007 günü saat 02.00 sıralarında davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçeli … plaka sayılı otonun sürücüsü … yönetimindeki araç ile D-100 karayolunu takiben Topkapı istikametinden Avcılar istikametine doğru seyrederken, … benzin istasyonu önlerinde, karşıdan karşıya geçmeye çalışan davacılar murisi yaya …’a çarparak ölümüne neden olduğu, davacılar murisi yaya … yasa kapsamında belirlenen trafik kurallarına uymayarak olay yerinde yaya üst geçidi de bulunmasına rağmen geçidi kullanmayıp yolu da kontrol etmeden karşıdan karşıya geçme teşebbüsünde bulunduğundan olayda asli kusurlu olduğu, davalı taraf sürücüsü …’ın olayda % 20 oranında kusurlu olduğu, davacılar murisi yaya …’ın ise olayda % 80 oranında kusurlu olduğu, davalının %20 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda vefat eden …’ın geride kalan hak sahiplerinden, davacı Eş …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 45.919,23 TL, davacı Kızı …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 8.164,18 TL, davacı Kızı …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 3.781,54 TL olduğu, davacıların maddi zararının poliçe limitleri içinde kaldığı hükme elverişli bilirkişi raporundaki tespitlerden anlaşılmış olup davalı … sigorta vekili tarafından yapılan hesaplamada ölen şahsın anne babasının hesaba dahil edilmediği yönündeki bilirkişi raporuna itirazının değerlendirilmesinde şahsın babasının kendisinden önce öldüğü, ayrıca annesinin de pay hesabının bilirkişi raporunda hesaplandığı anlaşılmakla ek rapor alınması talebinin reddine karar verilerek sigortalı aracın kullanım amacının hususi olduğu dikkate alınarak yasal faize hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılarak her ne kadar davalı sigorta şirketine başvuru tarihinden 8 iş günü sonrasında temerrütün gerçekleşeceği bilinsede davacının davalı sigorta şirketine başvuru dilekçesinde 15 gün süre vermesi nedeniyle taleple bağlı kalınarak başvuru tarihi olan 14/04/2017 tarihinden itibaren 15 günlük sürenin sonu olan 29/04/2017 tarihinde temerrütün gerçekleştiği dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, 45.919,23 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinden alınarak davacı …’a 29/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte verilmesine, 8.164,18 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinden alınarak davacı …’a 29/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte verilmesine, 3.781,54 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinden alınarak davacı … ‘a 29/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-45.919,23 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinden alınarak davacı …’a 29/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte verilmesine,
-8.164,18 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinden alınarak davacı …’a 29/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte verilmesine,
-3.781,54 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinden alınarak davacı … Koçar’a 29/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 3.952,75 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 273,24 TL + 44,40 TL ıslah harcından oluşan toplam 317,64 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.635,11 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacılar tarafından yatırılan 273,24 TL peşin harç ile 44,40 TL ıslah harcından oluşan toplam 317,64 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacı taraflara verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan 1.133,25 TL posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretinden oluşan yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 763,22 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı taraflara verilmesine,
Bakiye kısmın davacıların üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraflar duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 6.715,14 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı taraflara verilmesine,
6-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 3.366,51 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
7-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”