Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/638 E. 2018/380 K. 03.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/638 Esas
KARAR NO : 2018/380

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/07/2017
KARAR TARİHİ : 03/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili 11/07/2017 tarihli dava dilekçesinde; Müvekkillerinin dava dışı tasfiye halinde … Kurumu A.Ş’den 3.633.-USD tutarında alacaklı olduğunu, borçlu şirketin ekonomik çıkmaza düşmesi sonucu, adı geçen şirketin bir anlamda ekonomik hilesi ile kamuoyuna karşı borçlarından arınmış görünmek amacıyla, müvekkillerine ve pek çok banka alacaklılarına olan borçlarını, ancak o şartla ödeyecekleri kandırmacası ile kurdurdukları veya kurdukları yan şirketleri olan davalı şirkete temlik ettirdiklerini, müvekkillerinin de çaresizlik içinde alacaklarını 27.12.2010 tarihli temlik sözleşmesi ile davalı şirkete temlik ettiğini, temlik sözleşmesinde müvekkillerinin muhatap, davalı şirket temlik alan ve dava dışı …’ın ise kurum olarak adlandırıldığını, aynı temlik sözleşmesi İle … Kurumu A.Ş.’nin ibra edilmiş ve müvekkillerine imza ettirilen virman talimatı gereği … A.Ş, … Şubesi … numaralı hesabındaki alacağın, davalı şirketin … numaralı hesabına virman yapıldığını, temlik sözleşmesinin 4.3. maddesi gereğince temlik alan davalı şirketin, temlik aldığı tutarı 28.06.2011 tarihinden başlayarak ve 28.05.2014 tarihine kadar 36 ay vadeli seri taksitler halinde ve her bir taksiti ödeme tarihindeki TCMB döviz alış kuru karşılığı Türk Lirası olarak davacılara ait banka hesabına ödemeyi taahhüt ettiğini, ancak tüm taksitlerin vadesi geçtiğini, davalı şirketin bugüne kadar davacılara ödeme yapmadığını, yapılan sayısız başvuruya karşı verilen sözlerin yerine getirilmediğini bildirerek 3.633 USD alacağın temlik sözleşmesinde yazılı vade tarihleri itibariyle en yüksek USD mevduat faizi ile davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından davaya cevap verilmemiştir.
Dava; dava dışı müflis şirket … Kurumu AŞ’den olan alacağın borcu temlik alan davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/5732 esas, 2014/11490 karar sayılı ilamında “…mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, taraflar arasında kâr ve zarara katılma ortaklığı ilişkisinin bulunduğu, bu hukuki ilişki süreci içerisinde davalının faaliyet izninin BDDK’nın 10/02/2001 tarihli 171 sayılı kararı ile kaldırıldığı ve davalının tasfiye sürecine girdiği, bu durumda hesabın niteliği gereği tasfiye işlemleri sonucunda bir alacak kalırsa hak talebinde bulunabileceği, davalı finans kurumunun halen tasfiye halinde olduğu, tasfiyesi sonuçlanıp kâr ve zarar durumu belirginleşmeden alacak talebinde bulunulmayacağı, dava tarihi itibariyle tasfiyenin sonuçlanmadığı ve alacağın muaccel hale gelmediği, dolayısıyla davalı şirket hakkındaki davanın zamansız açıldığı, davalı şirket yöneticilerinin şirketin eylemlerinden şahsi sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesiyle davalı şirket aleyhine açılan davanın zamansız açıldığından, diğer davalılar aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine dair tesis edilen karar, davacılar vekilinin temyizi üzerine dairemizce onanmıştır. Davacılar vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.” şeklinde karar verildiği, somut olayda dava dışı temlik veren … Kurumu A.Ş’nin faaliyet izninin BDDK’nın 10/02/2001 tarihli 171 sayılı kararı ile kaldırıldığı ve finans kurumunun tasfiye sürecine girdiği, … Kurumu A.Ş’nin tasfiye sürecine girmesinden sonra davalı şirket ile aralarında sözleşme düzenleyerek finans kurumundaki tüm hak ve alacakların davalı şirkete devrine karar verildiği, her ne kadar sözleşme başlığı “Alacağın Temliki” ise de, borçlunun değişmesi nedeniyle borcun nakli işleminin söz konusu olduğu, bu şekilde taraflar arasında kâr ve zarara katılma ortaklığı ilişkisi bulunduğu, hesabın niteliği gereği tasfiye işlemleri sonucunda bir alacak kalırsa hak talebinde bulunulabileceği, finans kurumunun hâla tasfiye halinde bulunduğu, tasfiye sonuçlanıp kar ve zarar durumu belirginleşmediğinden alacak talebinde bulunulamayacağı, bu şekilde dava tarihi itibariyle tasfiye sonuçlanmadığından alacağın muaccel hale gelmediği anlaşılmakla davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 35,90 TL’nin, peşin alınan 223,61 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 187,71 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13.maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücreti, maktu vekalet ücretinden az olamayacağından 2.180-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine, dair davacılar vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.03/04/2018

Katip …

Hakim …

Harç Beyanı
K.H.= 35,90 TL
P.H.= 223,61 TL
İ.H= 187,71 TL