Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/572 E. 2020/348 K. 09.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/572 Esas
KARAR NO : 2020/348

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 15/01/2014
KARAR TARİHİ : 09/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davası İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/21 esas, 2017/150 karar sayılı görevsizlik ilamı üzerine dosya mahkememize tevzi edilmekle yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde… sayılı kasko sigorta poliçesi üzerinden sigortalı bulunan … plakalı aracın 21/04/2013 tarihinde sürücü … sevk ve idaresinde iken … mevkiinde davalıların sigortalısı, maliki ve sürücüsü bulunduğu … ve … plaka sayılı araçlar ile ölümlü ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın oluşumunda tüm kusurun sürücü …’da olduğunu, kazanın ve hasarın tespiti için ekspertiz incelemesi yapıldığını, kusur durumunun tespit edildiğini ve araç hakkında tam ziya (pert) işlemi yapılmasının uygun olacağının rapor edildiğini, sigortalıya aracın tespit değeri üzerinden 18/06/2013 tarihinde 97.980 TL ve 10/06/2013 tarihinde 52.020 TL olmak üzere toplam 150.000 TL ödeme yapıldığını, sigortalının poliçe kapsamındaki zararının tamamının giderilip yasal haklarına halef olunduğunu, hakkında pert işlemi yapılan aracın 86.299 TL’ye satıldığını ve bu tutarın sigortalıya ödenmiş olan 150.000 TL’den mahsup edilerek kalan tutar 63.701 TL’nin kusurlu ve sorumlulardan rücu işlemlerine başlandığını, kaza tespit tutanağında tam kusurlu gözüken araç malikleri tarafından … 19. Sulh HM’nde … D.iş sayılı dosyası üzerinden tespit talebinde bulunulduğu, müvekkili şirkete sigortalı aracın kusursuz olduğu, kazaya karışan araçlardaki kusur durumlarının dağıtıldığını … plakalı aracın %25, … plakalı aracın ise %75 oranında kusurlu bulunduğu, … plakalı aracın ZMM Sigortacısının … Sigorta AŞ tarafından rapor esas alınrak %25 kusur tespitinde 15.925 TL hasar ödemesi yapıldığını kalan tutarın ödenmediğini, müvekkili şirketin 63.701 TL’lik hasarının 15.925 TL’sinin davalılardan … Sigorta AŞ tarafından ödendiğini, fazlasının reddedildiğini ve müvekkili şirketin 47.776 TL’lik hasarının henüz giderilemediğini, bu nedenlerle fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 47.776 TL hasar tazminatının 10/06/2013 ve 18/06/2013 ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava sigorta kapsamındaki ödenen tazminatın rücuen tazmini davası olması nedeni ile davanın Ticaret Mahkemesinde gönderilmesinin gerektiğini, müvekkiline ait aracın sürücüsüne %25 kusur atfedildiğini, diğer kusurlu aracın … plakalı … yönetimindeki araca çarpmamış olsaydı bu kazanın meydana gelmeyeceğini bu sebeple kazadan sorumlu olmalarının mümkün olmadığını, bu nedenle müvekkili yönünden davanın reddini, bir sorumluluk izafe edilecekse kusur oranı itibariyle sorumluluğun zorunlu trafik sigortacıları olan … Sigortaya yönlendirilmesini istemiştir.
Davalı … ve Tic. AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin tazminat sorumluluğunun bulunmadığını, somut olayda müvekkili şirketin … idaresindeki … plakalı aracı … Ltd. Şti’ye kiraladığını, Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. Maddesi gereğince uzun dönem araç kiralamalarında işleten sıfatının kiracıya ait olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu talebin ilgili mevzuat uyarınca gerçek zararın miktarının tespiti ile doğmuş ise kusur oranına göre müvekkili şirketin ödeme yükümlülüğü altında olduğundan hasara ilişkin açılan haksız, maddi ve hukuki gerekçeleri mesnetsiz bulunan davanın tamamen reddini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete … Sigorta AŞ olarak dava açılamayacağını, kusur oranlarının ve poliçe limitinin dikkate alınmasını, dava konusu taleple ilgili sorumluluğun tamamının ödenmiş olduğndan ve başkaca bir sorumluluklarının kalmadığını, bu nedenle dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden avans faizi, masraf ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmamalarının gerektiğini bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
Davalı … Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; davalılardan …’ın %100 kusurlu olarak kaza yaptığını, işleten konumundaki müvekkili şirketin trafik kazası olayında hiçbir kusurunun ve ihmalinin veya özensizliğinin olmadığını, haksız ve hukuki temelden yoksun olarak ikame edilmiş davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından sunulan dilekçedeki beyanları kabul etmediklerini, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davalılar arasında Leasing şirketi birde sigorta şirketi olduğunu, … 10. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası içeriğinin delilleri arasında olduğunu ve yargılamanın sonucunun beklenmesini, dava dosyasının da görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
… 10. Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası üzerinden İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesince 19/03/2015 tarihli kusur raporunda özetle; Sonuç olarak; Müteveffa sürücü …‘ın, asli ve tam kusurlu olduğu, sanık sürücü …‘ın, kusursuz olduğu, sanık sürücü …‘ün, kusursuz olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
… 10. Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama neticesinde 24/01/2013 tarihli mahkeme ilamında; “Her ne kadar sanıklar … ve … haklarında taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet verme suçundan TCK 85/2, 22/4, 53/6 maddelerine göre cezalandırılmaları istemiyle mahkememize kamu davası açılmış ise de; sanıkların meydana gelen kazada kusursuz olduklarının anlaşılması karşısında her iki sanığın CMK 223/2-c maddesine göre ayrı ayrı BERAATLERİNE,” şeklinde karar verilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla İTÜ Makina Mühendisleri …, … ile …’a tevdii edilen dosyaya 14/05/2018 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; davalı … Sigorta A,Ş. tarafından sigortalı olan davalı …’a ait aracın sürücüsü davalı … olayda % 25 oranında kusurlu olduğu, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı … plaka sayılı aracın sürücüsü müteveffa … olayda % 75 oranında kusurlu olduğu, davacının zararı 63.701 TL olduğundan davalı … yönetimindeki aracın sigortacısı ve malikleri bu tutarın % 75’i olan 47.775,75 TL’den sorumlu olduğu, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından 15.925 TL ödendiğinden bu davalıların kalan sorumluluğunun 47.775.75 – 15.925.00 = 31.850.75 TL olduğu, davacı zararının % 25’i olan 15.925.25 TL den diğer davalı … ile araç maliki ve sigortacısı sorumlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dava konusu kazaya ilişkin kusur durumunun tespiti amacıyla dosyamız üzerinden İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen 19/12/2019 tarihli raporda özetle;
19.Sulh Hukuk Mahkemesi D.İş dosyasında mevcut 04.06.2013 tarihli bilirkişi raporunun “sonuç ve kanaat” bölümünde, “Tespit sahibinin talep dilekçesindeki gibi olay anında meydana gelen fren izlerinin delil niteliğinde olduklarından henüz kaybolmadan bulundukları mahallin belirlenmesi ve ona göre de kusur durumunun değerlendirilmesi Sayın Mahkemeden talep edilmişti. Kazanın meydana geldiği mahalde yaptığım inceleme ile tespit dosyasına sunulmuş bulunan ve olay sonrasını görüntüleyen CD lerde ;1)Kaza sonrasında rahmetli olan … plaka nolu araç sürücüsü …, aracını aniden sağ şeritten sol şeride sürmesi, görüş mesafesinin açık ve oldukça iyi olduğu bir mahalde arkasından araç gelmesine rağmen sola şeride doğru sürmesi olanaksız ve hayatın olağan akışına terstir. Ancak bu sürüş için arkasından aldığı ve diğer araç tarafından (… plaka nolu) verilen darbe ile direksiyon hakimiyeti kaybedilerek istem dışı hareketle araç orta ve sol şeridi geçip, karşı yön trafiğine geçmiş olduğundan olayda, dikkatsizlik ve tedbirsizlik nedeni ile arkadan darbe bile almış olsa trafiği tehlikeye düşürdüğünden olayda %25 oranında kusurlu olduğu,
Olayda … plaka nolu araç sürücüsü … tutanaktaki gibi sol şeritte seyretmediği, sol şeritte fren izi bırakmadığı, sağ şeritte seyreden … plaka nolu aracın sol arka tampon kısmına kendi aracı ile çarptığı, o araç ile birlikte yolda yarım ay şeklinde fren izi bırakarak karşı şeride geçtiği CD lerdeki fren izleri ve … plaka nolu aracın incelenmesinden görüldüğünden olayda sürücü … %70 oranında kusurlu olduğu,
Olayda diğer sürücü … ‘ün kusuru bulunmadığı,..” yazılıdır.
Ceza yargılaması sırasında Dairemizce düzenlenen 19.03.2015 tarihli raporda kamyonet sürücüsü maktülün asli ve tam kusurlu olduğu, diğer araç sürücülerinin kusursuz oldukları belirtilmiştir.
Dava konusu olayla ilgili olarak dosyada mevcut 14.05.2018 tarihli İTÜ üçlü bilirkişi raporunda kamyonet sürücüsü maktülün %75 oranında kusurlu, davalı sürücü …’ ın %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Adli Yargı bilirkişisi tarafından düzenlenen 11.06.2018 tarihli raporun sonuç bölümünde, “Dosya muhteviyatında bulunan argümanla korelasyonlu ilintili değerlendirildiğinde müteveffaya ait …’a ait … plakalı aracın … istikametinde en sağ şeritte seyir halinde iken yolun aşağı eğimli, sola kavisli virajın düz yola dönüştüğü lokasyonda, aynı yöne seyir halinde, sol hız şeridinde bulunan … plakalı aracın maksimum 25°/30° dar açı ile … plakalı aracın sol arka çamurluğuna çarpması ile direksiyon hakimiyetini kaybederek, frene basarak direnerek yolun sol şeridine ve yolun Şile yönüne geçtiğini, Yol ve çevreye ait iz ve deliller, araçların çarpma açıları, deformasyon dozaj ve lokasyonu doğruladığı görülmektedir.” yazılıdır.
25.04.2014 tarihli İTÜ Ulaştırma ve ulaşım araçları Uygulama ve araştırma Merkezi tarafından düzenlenen 25.04.2014 tarihli ikili özel bilirkişi raporunda kamyonet sürücüsü maktülün %85 oranında kusurlu olduğu, olay yerinde bariyer olmadığı için yoldan sorumlu Kuruluşun %15 oranında kusurlu olduğu, diğer araç sürücülerinin kusursuz oldukları belirtilmiştir.
Dosya kapsamı tümü ile tetkik edildiğinde kazanın olay kısmında anlattığımız şekilde meydana geldiği, D.İş dosyasında mevcut CD’ lerde görülen fren izleri ve araç hasar durumlarından, davalı sürücünün aracına ait fren izlerinin orta şerit üzerinde olduğu, maktül idaresindeki aracın ise sağ şeritten sola doğru manevra yaptığı sırada olayın meydana geldiği anlaşılmıştır. Buna göre; davalı sürücü … sevk ve idaresindeki otomobille orta şerit üzerinde seyri sırasında sağ şerit üzerinde seyreden maktül sürücünün seyir şeridi tarafına doğru sola manevra yaptığını gördüğünde kazayı önlemek için fren tatbikinde bulunduğu, alacak başka bir önlemi olmadığı, ayrıca olayda etkenlik arzedecek herhangi bir trafik kural ihlali de görülmediğinden atfı kabil kusuru yoktur.
Maktül sürücü … sevk ve idaresindeki kamyonetle seyri sırasında arkadan gelen araçlara dikkat etmeden ve gelmekte olan davalı idaresindeki araca rağmen kontrolsüz bir şekilde sola doğru yönelerek hatalı doğrultu değiştirme manevrasında bulunmuş olup neden olduğu olayda asli ve tam kusurludur.
Davacı taraf sürücüsü … sevk ve idaresindeki otomobille kendi yol bölümünde seyri sırasında kaza sonucu savrularak seyir yoluna giren maktül idaresindeki araçla çarpışması sonucu gelişen olayda alacak bir önlemi olmadığından atfı kabil kusuru yoktur.
Olayın maktül sürücünün sağdan sola doğru manevra yaptığı sırada meydana geldiği dikkate alındığında 19.Sulh Hukuk Mahkemesi D.İş dosyasında mevcut 04.06.2013 tarihli bilirkişi raporu isabetsiz bulunmuştur.
Mevcut raporlarda davalı sürücünün kusurlu olduğu şeklindeki değerlendirmeler isabetsiz bulunmuştur.
Ceza yargılaması sırasında Dairemizce düzenlenen 19.03.2015 tarihli raporun isabetli olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak; davalı sürücü …’ın kusursuz olduğu, maktül sürücü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, davacı taraf sürücüsü …’ün kusursuz olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Sigorta Uzmanı …’a tevdii edilen dosyaya 20/11/2017 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; Sonuç olarak; dava konusu somut olayda, 19.03.2015 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda … plakalı araç sürücüsü …’ın dava konusu kazada kusursuz bulunması nedeniyle, dava konusu tazminat talebinden dolayı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, 2918 sayılı KTK.’nun 3. maddesi gereğince uzun dönem araç kiralamalarında işleten sıfatının kiracıya ait olması nedeniyle, davalı … İthalat İhracat Ltd. Şti.’nin işleten konumunda olduğu ve dava konusu kazanın kira sözleşmesi süresi içerisinde meydana geldiği, davalı malik … Tic. A.Ş.’nin ise işleten sıfatının bulunmadığı ve dava konusu kazadan dolayı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, ancak … plakalı araç sürücüsü …’ın kusursuz bulunması nedeniyle, işleten konumunda olan davalı … İthalat İhracat Ltd. Şti.’nin de dava konusu kazadan dolayı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, … plakalı araç sürücüsü …’ın kusursuz bulunması nedeniyle, davalı …Ş.’nin dava konusu kazadan dolayı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, davacı … Sigorta A.Ş. ödeme tarihinde sigortalısının haklarına halef olmuşsa da, davacı … şirketinin davalı … T.A.Ş.’ne yaptığı müracaat tarihine ilişkin bilgi ve/veya belge dava dosyasına ibraz edilmemiş olduğundan, ancak bu belgenin ibrazı halinde davalı … T.A.Ş.’nden müracaat tarihini takip eden 8 iş gününün sonu itibariyle faiz talebinde bulunulabileceği, davalı müteveffa sürücüsü …’ın varisleri …, … ve …’ın bakiye 38.701,00 TL’ndan 10.06.2013 ve 18.06.2013 ödeme tarihlerinden itibaren faizi ile birlikte sorumlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
İTÜ Makina Mühendisleri bilirkişi heyetinden alınan kök raporun usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının yeniden değerlendirilerek aktüer bilirkişi olarak heyete eklenen …’tan alınan 04/12/2018 tarihli ek raporda özetle; davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı olan davalı … Lab.Ltd.Şti.‘ne ait aracın sürücüsü davalı …’ın olayda % 25 oranında kusurlu olduğu, davalı … tarafından sigortalı … plaka sayılı aracın sürücüsü müteveffa …’ın olayda % 75 oranında kusurlu olduğu, davacının nihai ve gerçek rücuen alacak tutarının 40.083,57 TL olduğu ve bu tutarın %75 kusura isabet eden rücuen alacağının 24.158,32 TL olduğu, bu tutarın 9.075,00 TL’sini davalı … Şirketinden, bakiye 15.083,32 TL tutarını davalı … ve müteveffa …’ın davalı mirasçılarından talep edebileceği, %25 kusura isabet eden rücuen alacağının 15.925,25 TL olduğu ve bu tutarı davalı …Ş. davalı … İthalat İhracat Ltd. Şti ve davalı …’dan talep edebileceği, temerrüt başlangıç tarihinin davalı … yönünden 24.07.2013 kısmi ödeme tarihi, davalı …Ş. yönünden dava tarihi, diğer davalılar yönünden ise 10.06.2013 ve 18.06.2013 tarihleri olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Aktüer …’a tevdii edilen dosyaya 19/02/2020 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacı taraf kasko sigortalısına ait … plakalı aracın trafik kazasına karıştığını belirterek meydana gelen zararın rücuen sürücü durumundaki davalılardan haksız fiil hükümlerine göre, işleten durumundaki davalılardan 2918 sayılı KTK nın 85. Maddesine göre, ZMMS poliçesini düzenleyen davalı … şirketlerinden ise poliçe şartları hükümlerine göre tahsili talepli tazminat davasıdır.
Davacı tarafından … plakalı araç 29.12.2012-29.12.2013 tarihleri arasını kapsar şekilde 174.700,00 TL teminat limitli olarak kasko sigorta poliçesi ile sigortalandığı anlaşılmıştır.
İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen 19/12/2019 tarihli raporda … plakalı araç sürücüsü müteveffa …’m %100 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Kusur yönünden hükme elverişli bu rapora itibar edilmiştir.
… plakalı araç sürücüsü müteveffa …’m %100 kusurlu olarak sebebiyet verdiği kazada … plakalı aracın piyasa değerinin %50 sini aşan oranda zarara uğraması nedeniyle davacı … aracı tam zayi kabul ederek piyasa değeri 160.000,00 TL olarak belirlenen araç için araç sürücüsüne 18.06.2013 tarihinde 97.980,00 TL, 10.06.2013 tarihinde 52.020,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL ödeme yapmıştır. Aracın tam zayi hali ile 86.299,00 TL’ye satıldığı anlaşılmakla davacı tarafından kaza nedeniyle araç sahibine yapılan toplam ödemeden aracın satış bedelinin tenzili ile davacının bu olay nedeniyle yapmış olduğu ödeme tutarının 150.000,00 – 86.299,00 = 63.701,00 TL olduğu anlaşılmıştır. Davalı … tarafından bu olaya bağlı olarak davacıya 15.925,00 TL ödendiği tespit edilmekle davacının bu kaza nedeniyle kasko sigorta poliçesine istinaden yapmış olduğu ödemeler nedeniyle rücuya konu edilebilir karşılanmamış alacak tutarının 63.701,0 – 15.925,00 = 47.776.00 TL olduğu anlaşılmakla hükme elverişli 19/02/2020 tarihli aktüer bilirkişi raporuna göre 21.04.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacı tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalanmış bulunan … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle … plakalı araç sürücüsünün %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna davacının rücuan talep edilebileceği bakiye alacak tutarının 47.766,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
TTK. m. 1472 gereğince ve kasko sigorta poliçesi genel şartlarına göre davacı ödediği tazminat tutarını hukuken sigortalı yerine geçtiğinden kusurlu ve sorumlu kişilerden rucüen talep edebilecektir.
Davalı … tarafından olayda sürücüsü %100 kusurlu bulunan … plakalı araç kaza tarihini kapsar şekilde ZMMS poliçesi ile sigortalanmakla poliçe genel şartları gereğince … Sigortanın kaza tarihinde geçerli limit dahilinde … plakalı aracın uğramış olduğu hasarı karşılaması gerekmektedir. … plakalı araçtaki hasar davacı … tarafından ödendiğinden halefiyet ilkesi gereği davalı … davacıya karşı sorumlu olacaktır. 21.04.203 kaza tarihi itibariyle davalı …’nın sorumluluk üst limiti araç başına 25.000,00 TL’dir. Daha önce yapmış olduğu ödemenin tenzili sonucu davalı … Sigortanın bakiye sorumluluk limiti (25.000,00-15.925,00)=9.075,00 TL üzerinden devam edeceği anlaşılmıştır. Bu durumda davacı … şirketinin geriye kalan (47.766,00-9.075,00)=38.701,00 TL alacağından ise sadece … plakalı araç sürücüsü ve işleten sorumlu olacağı anlaşılmıştır.
KTK. m. 99 gereğince davalı … bakımından dava dosyasında davalı … Sigortaya hangi tarihte başvuruda bulunulduğunu gösterir bir belge bulunmamakla birlikte davalı … tarafından 24.07.2013 tarihinde kısmi ödemede bulunulduğundan davalı … bakımından en erken temerrüt 24.07.2013 ödeme tarihi olarak belirlenmiştir. Davalı araç sürücüsü ve işleten bakımından ise herhangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın temerrüt davacı tarafından hak sahibine ilk ödemenin (ilk ödeme tutarının talep edilebilir alacak tutarından fazla olması nedeniyle) yapıldığı 18.06.2013 tarihinde gerçekleşmiş olacaktır. Dosyada mevcut belgeler incelendiğinde olayda sürücüsü %100 kusurlu bulunan … plakalı aracın ticari nitelikte kamyon olduğu anlaşılmakla avans faiz oranlarının uygulanması gerekecektir.
Davacının talep edilebilir toplam 47.766,00 TL alacak tutarının 9.075 TL kısmından davalı …, … ve … mirasçılarının müştereken vc müteselsilen, 38.701,00 TL’lik kısmından ise davalı … ve … mirasçılarının müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı anlaşılmakla 47.766,00 TL’nin davalı … Şirketinden 24/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte ve davalılar … ile … mirasçılarından 18/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline (davalı … Şirketinin 9.075,00 TL bedelden sorumlu olması kaydıyla) dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Hükmün tamamlanması
MADDE 305/A- (Ek:22/7/2020-7251/27 md.)
(1) Taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir.
Tavzih ve tamamlama talebi ile usulü
MADDE 306- (1) Tavzih veya tamamlama, dilekçeye tarafların sayısı kadar nüsha eklenmek suretiyle hükmü veren mahkemeden istenebilir. Dilekçenin bir nüshası, cevap süresi mahkemece belirlenerek karşı tarafa tebliğ edilir. Cevap, tavzih veya tamamlama talebinde bulunan tarafa tebliğ olunur.
(2) Mahkeme, cevap verilmemiş olsa bile dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir; ancak gerekli görürse iki tarafı sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için davet edebilir.
(3) Mahkeme tavzih veya tamamlama talebini yerinde gördüğü takdirde 304 üncü madde uyarınca işlem yapar.
Her ne kadar diğer davalılar davalılar …, … Tic.A.Ş, …Şti. ve …hakkında kısa kararda sehven hüküm kurulmamış ise de bu husus HMK 305 ve 306 maddeleri gereğince tarafların talebi ile tamamlanabileceğinden hükme bu aşamada ekleme yapılamamıştır.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-47.766,00 TL’nin davalı … Şirketinden 24/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte ve davalılar … ile … mirasçılarından 18/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, (davalı … Şirketinin 9.075,00 TL bedelden sorumlu olması kaydıyla)
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 3.262,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 815,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.447,00 TL harcın davalılardan davalılar … ile … mirasçılarından müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 815,90 TL harcın davalılardan …, … ile … mirasçılarından müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla bakiye 619,91 TL harca kadar olan bedelden davalı … Şirketinin sorumlu olması kaydıyla,)
4-Davacı tarafından yapılan posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 4.025,94 TL yargılama giderinin davalılardan …, … ile … mirasçılarından müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla bakiye 764,88 TL gider avnasına kadar olan bedelden davalı … Şirketinin sorumlu olması kaydıyla,)
5-Davalılar … mirasçısı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Diğer davalılar tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına
7-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 7.009,58 TL vekalet ücretinin davalılardan …, … ile … mirasçılarından müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla bakiye 3.400 TL vekalet ücretine kadar olan bedelden davalı … Şirketinin sorumlu olması kaydıyla,)
8-Davalı … tarafı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 3.400 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı … tarafına verilmesine,
9-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı diğer tarafların yokluğunda karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/09/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır
“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”