Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/539 E. 2019/1346 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/539 Esas
KARAR NO : 2019/1346

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 08/06/2017
KARAR TARİHİ : 19/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 08/06/2017 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkillinin davalı şirketin uzun yıllardan beri ortağı olduğunu, ortaklık süresi boyunca diğer ortak ve davalı …’nin umursamaz bir hayat tarzına sahip olduğunu, bu nedenle şirketin işleri ile ilgili müvekkilinin üzerine daha fazla yük bindiğini ve kollektif şirketin işleyişiyle müvekkilinin alakadar olduğunu, müvekkilinin nizami yaşam tarzının davalı … tarafından kıskanıldığını, davalı …’nin müvekkili şirket merkezinde 31/01/2017 tarihinde tartışmaya başladığını, bu tartışma esnasında müvekkilini darp ettiğini, müvekkilinin darp edilmesi üzerine darp raporunun alındığını, davalı …’nin … 8. Noterliğinin … tarihli, … yevmiye numaralı keşide edilen ihtarname ile şirketin tasfiyesini talep ettiğini, müvekkili adına keşide edilen … 16. Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamede de bu hususun müvekkili tarafından kabul edildiğinin davalı …’ye bildirildiğini, müvekkili ile davalı ortağı …’nin bir araya gelerek … Kollektif Şirketi adına herhangi bir amaca erişmek için bir ortaklık kurulamadığını, ortakların bundan sonra birbirlerine güven duymaları ve ortak amacı gerçekleştirmelerinin mümkün olmadığını beyan ederek, müvekkilinin … Kollektif Şirketi ortağı olan davalı … ile olan ortaklığın feshine ve bunun sonucunda şirketin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı … tarafından mahkememize sunulan 21/07/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının bir kısmı doğru olmakla beraber gerçeklerin saptırılmaya çalışıldığını, dava konusu şirketin müvekkilinin çalışmaları ile bugünlere geldiğini, tarafların müteveffa annelerinden kalan gayrimenkulün muvazaalı satış ile gayrimenkuldeki hisselerinin müvekkiline devredilmediğini, son 1 senedir paylaşılmayan şirket kayıt ve para alışverişleri sonrası gerilimin arttığını, şirket defterlerinin incelenmesinin istendiğini, ancak buna müsaade verilmediğini, şirketten para çekildiği ancak bunlara dair bilgilerin müvekkiline verilmediğini, davacının yeni kuruduğu şirket üzerinden faaliyetlerine devam ettiğini, davacının feshe sebebiyet verdiğini bildirerek şirketin feshine ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dosyamız tüm dosya kapsamı ile tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, kollektif şirketin ticari defter ve kayıtları, ana sözleşmesi ve dosya incelenerek kollektif şirketin fesih ve tasfiyesinin mümkün olup olmadığı, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmak üzere resen tayin edilen bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi; davalı kollektif şirketin fesih ve tasfiyesinin mümkün olduğu, davacının aralarındaki cari hesap ilişkisinden dolayı davalı kollektif şirketinden dava tarihi olan 08/06/2017 tarihi itibariyle 285.324,92 TL tutarında alacaklı bulunduğu hususlarını 05/02/2018 tarihli kök raporunda bildirmiştir.
Mahkememizce aldırılan 05/02/2018 tarihli kök rapora davalı vekilince itiraz edilmiş olup, mahkememizce davalının bilirkişi raporuna yapmış oluğu itirazlarının değerlendirilmesi, banka hesap hareketleri ile ticari defterlerinin karşılaştırılması sureti ile davacının alacaklı olduğu miktarın tespiti ve şirketin feshinin gerekip gerekmediği yolunda önceki bilirkişi tarafından ek inceleme yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi … 04/09/2018 tarihinde; davalı vekilinin kök rapora yapmış olduğu itirazlarının kök raporda belirli bilirkişi görüşünü değiştirici nitelikte olmadığı hususlarını rapor etmiştir.
Mahkememizce aldırılan 04/09/2018 tarihli ek rapora da davalı vekilince itiraz edilmiş olup, bu kere mahkememizce tüm dosya kapsamı ile davalı vekilinin ek rapora yapmış olduğu itirazların ve sunmuş olduğu belgelerin değerlendirilmesi açısından yeniden bilirkişi oluşturularak inceleme yapılmasına karar verilmiş, dosyamız resen tayin edilen Mali Müşavir …, Finans Uzmanı Prof. Dr. … ve Mali Müşavir Bilirkişi …’ya tevdi edilmiş ve bilirkişi heyeti 15/04/2019 tarihinde; davalı tarafından sunulan banka hesap ekstrelerinin detaylı olarak incelendiği ve şirketin 331 Ortaklara Borçlar hesap muavin kayıtları ile yıllara göre karşılaştırmalar yapıldığını, yapılan karşılaştırmalar neticesinde 200-12 yıllarına ait banka hesap dökümlerinde yalnızca 25/04/2005 tarihinde …’ye 491,00 TL tutarında havale kaydının mevcut olduğu, bunun dışında … açıklamalı başka kayıt olmadığı, 2013, 2014 yıllarında … açıklamalı kaydın mevcut olmadığı, dolayısı ile … hesabı ile banka hesap dökümü arasında eşleşen tutarın mevcut olmadığı, 2015 yılında … açıklamalı 02/02/2015 tarihli, 3.738,- TL tutarında ödeme kaydının mevcut olduğu, ancak işbu kaydın da şirketin 331 hesap muavininde olmadığının görüldüğü, dolayısı ile bu yılda da 331 … hesabı ile banka hesap dökümü arasında eşleşen tutarın mevcut olmadığı, 2016 yılında banka hesap dökümünde … açıklamalı kaydın mevcut olmadığı, dolayısı ile 331… hesabı ile banka hesap dökümü arasında eşleşen tutarın mevcut olmadığı, ancak şirketin 331 muavin dökümünde … firmasından gelen havale tutarlarının … borcu olarak kayıtlara alındığı ve bu tutarlar toplamının 128.171,10 TL olduğunun görüldüğü, tüm bu kayıtlar çerçevesinde şirkete ait banka hesaplarında nakit yatan nakit çekilen açıklamaları mevcut ise de, davalı şirket ticari defterlerinde 102 banka hesabı olmadığından, birebir eşleşme yapılamadığı, davalı tarafından sunulan…bank … şubesine ait USD ve EURO hesaplarına ilişkin incelemelerde 2005-2018 yıllarına ilişkin … açıklamalı herhangi bir kaydın evcut olmadığının görüldüğü, netice olarak yapılan incemeler sonucunda 331 .01 … muavin hesabına göre 2017 sonu itibarı ile davacı alacağının 261.709,67 TL olduğunun tespit edildiği, banka hesaplarında yapılan incelemeler sonucunda 2015 yılında …’ye ödenen 3.738,00 TL tutarın, …’nin hesaplanmış 261.709,67 TL tutarındaki alacak tutarından düşülmesi neticesinde 257.971,67 TL kalan alacağı olacağının hesaben belirlendiği, davaya konu ortaklık faaliyetlerinin ortakların bir arada hareket edememesinden kaynaklı büyük oranda düşüş yaşandığı, şirketin devamlılığını zorunlu kılacak bir unsur görülmemesi sebebiyle tasfiye talebinin kabulünde takdirin mahkemede olacağı hususlarını rapor etmişlerdir.
Davalı şirket ortağı …, davacı ortağı …’ye … 8. Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ortaklığa devam etmek istemediğini, adına kayıtlı hisselerin satın alınmasını ve hisse devri yapmayı, aksi takdirde tarafınca şirketin tasfiyesinin isteneceğini bildirmiş, davacı şirket ortağı ise davalı …’nin ihtarnamesine karşı keşide ettiği … 16. Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile de aralarında gerçekleşen husumetler nedeniyle ortaklığın yürütülmesinin mümkün olmadığını ve ortaklığın tasfiyesini kabul ettiğini beyan etmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 243. Maddesinde kollektif şirketin sona erme sebepleri düzenlenmiş olup, “(1) Kollektif şirketler, 253 üncü madde hükmü saklı kalmak kaydıyla Türk Borçlar Kanununun 639 ve 640 ıncı maddelerinde öngörülen ve aşağıda yazılı sebeplerden birinin gerçekleşmesiyle sona ereceği, a) Konkordato ile sonuçlanmış olsa bile şirketin iflası, b) Şirket sermayesinin tamamının veya üçte ikisinin kaybedilmesine rağmen, sermayenin tamamlanmasına veya geri kalan sermaye ile yetinmeye karar verilmemiş olması, c) Şirketin diğer bir şirket ile birleşmesi, d) Kanunun 215 inci maddesinde gösterilen süre içinde veya sonra tescil ve ilan yapılmamışsa, aradan ne kadar süre geçmiş olursa olsun, ortaklardan herhangi birinin istemi üzerine ve bu ortağın noter aracılığıyla diğer ortaklara uygun bir süreyi içeren ihtar göndermiş olması şartıyla mahkemece feshe karar verilmesi, e) 254 üncü madde hükmü saklı kalmak üzere ortaklardan birinin iflasının gerçekleşmesi şeklinde sayılmıştır.
6102 sayılı TTK’nun 245. Maddesinde bir ortağın kendisine düşen asli görevleri ve borçları yerine getirmemesi, bir ortağın kişisel menfaatleri uğruna şirketin ticaret unvanını veya mallarını kötüye kullanması, bir ortağın, uğradığı sürekli bir hastalık veya diğer bir sebepten dolayı, üstüne aldığı şirketin işlerini yapmak için gerekli olan yeteneği ve ehliyetini kaybetmesinin haklı sebeplerden olduğu düzenleme konusu yapılmıştır.
Hangi sebeplerin haklı sebep olduğu konusunda kollektif şirketlere ilişkin TTK.’nın 245. maddesindeki tanımdan kıyasen yararlanmak mümkündür. Anılan maddedeki tanımlamaya göre, haklı sebep, şirketin kuruluşuna yol açan fiili veya kişisel sebeplerin şirketin işletme konusunun elde edilmesini imkansız kılacak veya güçleştirecek şekilde ortadan kalkmış olmasıdır. Aynı maddede örnek kabilinden bazı haklı sebep halleri sayılmış olmakla birlikte bunlar sınırlı değildir. Burada sayılan örneklere göre bir ortağın şirketin yönetim işlerinde veya hesaplarının çıkarılmasında şirkete ihanet etmiş olması, kişisel menfaatleri uğruna şirketin ticaret unvanını veya mallarını kötüye kullanması, bir ortağın uğradığı sürekli bir hastalık veya diğer bir sebepten dolayı üstüne aldığı şirket işlerini yapamayacak duruma gelmesi gibi haller haklı sebepler olarak sayılmıştır.
Ortakların şahsi alanında veya şirket ilişkilerinde ortaya çıkan olaylar, ortaklığın devamını davayı açan ortak açısından çekilmez derecede güçleştirdiği takdirde kolektif şirketin feshini istemek için haklı neden teşkil edebilir. Şirketin kurulduğu sırada ortaklar arasında var olan güven ilişkin ve işbirliğinin sonradan ortadan kalkması, ortakların birlikte çalışmasının güçleşmesi, uzun yıllar kar dağıtılmaması gibi sebepler ortak açından ortaklık ilişkisinin devamını çekilmez kılabilir. Yine ortaklardan birinin diğerine karşı kötü davranması ortaklık sözleşmesinin feshi için haklı bir sebep oluşturabilir. TBK’nun 639. Maddesinde sayılan haklı sebeplerin bulunması halinde her zaman başkaca koşul aranmaksızın fesih istemi üzerine mahkeme kararı ile ortaklığın feshine karar verilebileceği düzenleme konusu yapılmıştır.
Davalı kollektif şirketin 2 ortağı arasında husumet bulunduğu, bu husumetin adliyeye yansıdığı, … Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyasının yapılan incelemesinden anlaşılmıştır. Davalı şirketin aktifinin dava tarihi olan 08/06/2017 itibari ile %58,66’lık kısmının davacı tarafından finanse edildiği, şirketin 2 ortağı arasındaki çıkar dengesinin davalı lehine, davacı aleyhine bozulduğu, davacının TTK.’nun 245. maddesi uyarınca yapmış olduğu fesih talebinin kabul edilebilir olduğu, hüküm vermeye elverişli, denetime açık bilirkişi raporları ile anlaşıldığından, davanın kabulüne, … Ticaret Sicil Memurluğunun … numarasında kayıtlı … Kollektif Şirketinin fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak mali müşavir …’nun seçilmesine, tasfiye Memuruna aylık 1.500 TL ücret takdirine, tasfiye memurunun 3 aylık ücretinin ve tasfiye işlemleri için yapılacak gider olarak 5.000 TL avansın davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılmasına, yatırılan avanstan arta kalan olursa davacıya iadesine, eksik olursa avansın davacı tarafından karşılanmasına, TTK. 283. maddesi uyarınca kararın ticaret sicil müdürlüğünde tescil ve ilanına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın KABULÜNE, … Ticaret Sicil Memurluğunun … numarasında kayıtlı … Kollektif Şirketinin fesih ve tasfiyesine,
2-Tasfiye memuru olarak mali müşavir …’nun seçilmesine,
3-Tasfiye Memuruna aylık 1.500 TL ücret takdirine,
4-Tasfiye memurunun 3 aylık ücretinin ve tasfiye işlemleri için yapılacak gider olarak 5.000 TL avansın davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılmasına, Yatırılan avanstan arta kalan olursa davacıya iadesine, eksik olursa avansın davacı tarafından karşılanmasına,
5-TTK. 283. maddesi uyarınca kararın ticaret sicil müdürlüğünde tescil ve ilanına,
6-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 44,40 TL’nin, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu bakiye 13,00 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından aşağıda dökümü yapılan 2.920,00 TL yargılama giderinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı … tarafından aşağıda dökümü yapılan 30,00 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
10-Davacı ve davalı … tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/12/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

HARÇ BEYANI
44,40 TL
31,40 TL
13,00 TL