Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/510 E. 2020/353 K. 09.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/510 Esas
KARAR NO : 2020/353

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/02/2017
KARAR TARİHİ : 09/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davası İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/64 esas 2017/55 karar sayılı 17/02/2017 tarihli görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzii edilmekle yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın müvekkilleri hakkında … 19. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığını ve ödeme emri gönderttiğini, ancak icra takibine konu olan 10/01/2016 düzenleme ve 05/03/2016 vade tarihli senetle ilgili olarak, müvekkillerinin herhangi bir borçları olmadığı gibi alacaklı görünen …’la ne ticari ne de sosyal anlamda hiçbir alışverişlerinin bulunmadığını, bunun üzerine müvekkillerinin yaptığı araştırma sonucu, alacaklı görünen … isminden yola çıkarak, …Tic. Ltd. Şti. ile imzalamış olduğu araç kiralama sözleşmesinin aklına geldiğini ve bu senedin sözleşme altında kendilerine bilgi verilmeden imzalatıldığını ve üzerinde bedel yazılı olmayan bir sayfa olduğu kanaatine vardığını ve tarafına bu konuda gerekli bilgileri verdiğini, diğer davacı …’in ise böyle bir imza attığını hiçbir şekilde hatırlamadığını ve imzasının taklit edildiğini düşündüğünü, davacı … …’nun, davalının tek başına yetkili ve ortak olduğu …Tic. Ltd. Şti.’den 25/10/2015 tarihinde imzaladığı araç kiralama sözleşmesi ile … marka bir araç kiraladığını, davalıyı da bu vesile ile tanıdığını, kiralama bedeli olan 5.620,00-TL’nin tamamının kendileri tarafından bildirilen … Bankası … Şubesi … İban no’lu hesaba ödendiğini beyan ederek, müvekkillerinin takip konusu senedin borçlusu olmadığının tespitine, davalının kötü niyetli olmasından dolayı %20 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu senet TTK.’nın 776. Maddesinde öngörülen bütün unsurları taşıyan, kayıtsız ve şartsız mücerret borç ikrarını içeren bono niteliğinde olduğunu, takip konusu bono üzerindeki imzaların davacılara ait olduğunu, davacıların müvekkiline borçlu olduğunu, her hangi bir ödemeninde yapılmadığını savunarak davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacılar tarafına yükletilmesini istemiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla dosya grafolog …’a tevdii edilerek 06/08/20218 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; inceleme konusu borçluları … ve … … alacaklısı … 10/01/2016 tanzim, 05/03/2016 ödeme günlü, 11.800 TL bedelli senet aslındaki imzalar ile … ve … ‘ya ait mevcut imzalar rasında tanı unsurları bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların … ve … ‘nun eli ürünü olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla dosya Mali Müşavir …’e tevdii edilerek 15/05/2019 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; davacının bildirdiği araç kiralama sözleşmesi kapsamında dosyaya sunulu bulunan fatura bedelini ödediği belirlenmiştir. Bununla birlikte davalı taraf araç kiralama sözleşmesi beraberinde davacının imzaladığı senet dışında ikinci bir senet olduğu ve takibe konu senedin araç kiralama sözleşmesi dışında davacıya verilen borç sebebiyle davacı tarafından düzenlenerek verildiği hususunda sunulan sözleşmede yer alan senet ile takibe konu senedin farklı senetler olması haline göre sözleşme aslının incelenmesinin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davacının bildirdiği sebeplerin borçlu olunmadığına ilişkin araç kiralama sözleşmesi ile beraber olarak düzenlenen senede ilişkin olup, ikinci bir senet ile oluşturulan davacılar imzasına havi borçlanma ile ilgili iş bu defa borçlu olunmadığının tespitine yarar dosyada bilgi ve belge bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; takibe konu bonoda keşideci davacıların bonodaki imzaların kendilerine ait olmadığı itirazı ile birlikte davalı tarafla araç kiralama sözleşmesi dışında hiç bir ticari ilişki bulunmadığından ve kira bedeli de ödendiğinden bonolardan dolayı borçlu olunmadığına dair menfi tespit davasıdır.
Takibe konu bono incelendiğinde, 10/01/2016 keşide tarihli, 05/03/2016 vade tarihli 11.800 TL bedelli bono olduğu, keşidecilerinin davacılar, lehtarının davalı alacaklı olduğu görülmüştür.
Mahkememizin 09/06/2017 tarihli ara kararı gereğince İİK 72/3. Fıkra kapsamında teminat mukabilinde icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesine dair tedbir kararı verilmiş olup bu karar icra dairesince uygulanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davacıların yapmış oldukları ödemenin araç kiralama bedeline ilişkin olduğunu takibe konu bono borcunun ödenmediğini ve bononun ödendiğinin yazılı belge ile ispatlanması gerektiği beyan edilmiştir.
Davaya konu araç kiralama sözleşmesi incelendiğinde teminat olarak bononun alındığı belirtilmiş ancak bono bilgilerine yer verilmemiştir.
Dosya kapsamına alınan 03/08/2018 tarihli grafolog bilirkişi raporuna göre takibe konu bonolardaki imzaların davacılara ait olduğu tespit edilmiştir. Yine dosya kapsamına alınan 15/05/2019 tarihli mali bilirkişi raporunda araç kira bedeline ilişkin fatura bedelinin ödendiği tespit edilmiştir.
Davacı tarafça takibe konu bononun araç kiralama sözleşmesi kapsamında teminat senedi olarak alındığı iddia edilmiştir. Ancak yukarıda da belirtildiği üzere kira sözleşmesinde bonoya ilişkin bilgiler bulunmadığından davacı taraf bu iddiasını ispat edememiştir.
Davalı taraf ise bononun borç para karşılığı verildiğini iddia etmiştir. Bono incelendiğinde üzerinde herhangi bir malen ya da nakden kaydı bulunmamaktadır.
Somut olayda her iki tarafın yukarıda belirtilen iddiaları karşısında senedin her iki tarafça da talil edildiğinin kabulü zorunludur ve bu durumda TMK’nın 6. ve HMK’nın 191. maddesi uyarınca ispat yükünün davacı senet borçlusunda olduğu yolundaki genel kuralın yer değiştirmeyeceği ve davacının senedin bedelsiz olduğunu ispatlaması gerekecektir. Davacı tarafça bononun teminat senedi olarak kira sözleşmesi kapsamında verildiği yazılı belge ile ispatlanamadığından delil dilekçesinde de açıkça yemin deliline dayanmış olduğundan kendisine 2 defa yemin metnini sunması için ihtaratlı kesin süre verilmesine rağmen yemin metnini dosyaya sunmayarak yemin delilinden vazgeçmiş sayılmış olup davasını ispat edemediğinden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İİK. m. 72/4 “Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.” şeklindedir. Mahkememizin 09/06/2017 tarihli ara kararı gereğince İİK 72/3. Fıkra kapsamında teminat mukabilinde icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesine dair tedbir kararı verilip icra dairesinde uygulandığından davacılar aleyhine bono bedeli üzerinden %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmiştir.
Her ne kadar kısa kararsa “%20 oranındaki kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine” şeklinde sehven yazım hatası yapılmış ise de davalı talebinin her iki davacıdan olduğu dikkate alındığında dosyada iki davacı bulunduğu gözetildiğinde “%20 oranındaki 2.360,00 TL kötüniyet tazminatının davacılardan alınarak davalıya verilmesine,” şeklinde bu kısım itibariyle hükümde düzeltme yapılmıştır.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-%20 oranındaki 2.360,00 TL kötüniyet tazminatının davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 201,52 TL harçtan mahsubu ile bakiye 147,12 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere ücretinden oluşan toplam 31,90 TL yargılama giderinden davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
6-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 3.400 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.09/09/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”