Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/461 E. 2019/87 K. 06.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/461 Esas
KARAR NO : 2019/87

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/05/2017
KARAR TARİHİ : 06/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 15/05/2017 tarihli dava dilekçesi özetle; müvekkili şirketin davalı borçlu şirket arasında 23/24 Aralık tarihlerinde konaklamalı organizasyon gerçekleştirmek üzere müvekkili şirket ile 21/12/2016 tarihinde sözleşme akdetmiş olduğunu, davalı borçlu şirketin Sözleşme Genel Şartlarını kabul ettiğini, sözleşmeye göre toplam tutarın %50’si sözleşme günü, kalan bakiyesi ise organizasyondan 10 gün önce ekstra bakiye oluşması halinde davetin gerçekleştiği tarihten itibaren fatura karşılığı 7 iş günü içerisinde ödeneceğini, ancak davalı borçlunun müvekkili şirkete sözleşme günü ve sonrasında sözleşemelere konu organizasyon bedelinin ödemediğini, davalının müvekkili şirkete 26/12/2016 tarihinde 2 adet e-fatura gönderdiğini, ancak davalı tarafından fatura bedellerinin ödenmediğini, faturaya konu alacaklar davalı şirketin cari hesabında borç bakiyesi olarak görüldüğünü, davalı şirket aleyhine … 31. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve 13.178,68 TL’nin tahsilinin talep edildiğini, ancak davalı borçlu tarafından borca, faize ve ferilerine itiraz edilmesi sonucunda takibin durduğunu beyan ederek, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalı borçlu şirkete yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirketin usulüne uygun olarak dava dilekçesinin tebliğ olduğu ve davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 18/07/2017 tarihli cevap dilekçesi özetle; takibe dayanak gösterilen faturaların tebliğ edilmediğini, ödeme emri ekinde de dosyaya sunulmadığını, müvekkilinin belirtilen faturalardan kaynaklanan hiçbir borcu bulunmağıdını, davacının asıl alacağa değil akdi faiz uyguladığını, kanuna aykırılık teşkil ettiğinden faize itirazlarının bulunduğunu, faturanın müvekkile tebliğ edilmediğinden itirazda bulunamadıklarını beyan etmekle davanın reddine karar verilmesini, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzerine tazminata hükmedilmesini, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce … 31. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası celb edilmiş ve inceleme neticesinde; Alacaklı vekili tarafından 13.178,68 TL cari hesaptan kaynaklanan alacak için 28/03/2017 tarihinde ilamsız icra takibi ile tahsilinin talep edildiği görülmekle, borçlu şirketin itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Toplanan tüm deliller ışığında mahkememiz dosyası Mali Müşavir bilirkişi …’a tevdii edildiği, dosyaya sunulan 16/03/2018 tarihli bilirkişi raporu özetle; Dava dosyasına ibraz edilmiş, muavin defter, yazışmalar ve benzeri belgeler ile davacıya ait ticari defterler incelemeye tabi tutulduğunu, davacı şirket tarafından ibraz edilen dava konusu, 2016 -2017 yılına ait Ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve eksiksiz yaptırıldığını, elektronik defterlerinin “e- defter beratlarının alındığı tespit edildiğini, kayıtların düzenli muhasebe ilkelerine ve yasaya uygun olarak tutulduğunu, 2016 – 2017 yılına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfının olduğu kanaatine varıldığını, Davalı …Tic. Ltd. Sti. davalı taraf belirlenen inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini ibraz etmediğini bildirmiştir. Davacı … 2016 – 2017 yılı ticari defterler, yardımcı defter kayıtları incelendiğinde: dava ve takip tarihi itibariyle Davacının 13.178,68TL (takip miktarı kadar) davalıdan alacaklı olduğunu, söz konusu alacağın 26.12.2016 tarihli … nolu 3.988,80TL tutarlı ve 26.12.2016 tarihli … nolu 9.189,88TL tutarlı faturalardan davalı tarafından ödeme yapıldığına dair kayıt olmadığını tespit etmiştir. Davacının düzenlediği e – faturaların ne şekilde tebliğ edildiğinin irdelenmesinde; Bilindiği gibi, “Salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenlenen kişiyi, fatura düzenleyene karşı borçlu duruma düşürmez. Adına fatura düzenlenen kişinin borçlu sayılabilmesi için, VUK. un 230.Md. ne göre hazırlanmış faturayı, T.T.K.21/2. Maddesi uyarınca usulüne uygun biçimde tebellüğ ettiği halde 8 gün içinde münderecatı hakkında itiraz etmemiş olması, ya da fatura konusu mal veya hizmetin adına fatura düzenlenen kişi veya kuruma tesliminin belgelenmesi gerekmektedir. Bu iki teslim veya tebliğden biri varit olmadan düzenlenen fatura borç doğurmaz.” Davacının takibe dayanak faturası incelenmesinde, faturanın davalı şirkete teslim/tebliğ edildiğine dair faturanın üzerinde bir imza ibare ya da emare yok ise de takibe dayanak fatura e- fatura olduğunu, e – fatura kâğıt fatura ile aynı hukuki sonuçlara sahip olmakla birlikte farklı teknik özellikleri ve düzenlemeleri olduğunu, düzenlemelere göre; Temel fatura senaryosunda düzenlenen faturalara e-fatura uygulaması üzerinden ret yanıtı dönülme imkânı bulunmaz iken, ticari fatura senaryosunda düzenlenen faturalara uygulaması üzerinden itiraz mahiyetinde mali mühür ile imzalı elektronik bir belge üreten yapıyı barındıran “ret” yanıtı dönülebilmekte olduğunu, sistem ve mevcut yazılım farklı bir düzenlemeye imkan vermemekte olduğunu, ancak temel fatura senaryosunda düzenlenen faturalara e-fatura uygulaması üzerinden ret yanıtının dönülememesi, TTK belirtilen harici yöntemlerle noter aracılığıyla, taamutlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile itiraz edilebilmesi imkânını ortadan kaldırmadığını, temel faturaya da TTK da belirtilen yöntemler ile itiraz edilebilmesi imkanı bulunmadığını, ticari fatura senaryosunda düzenlenmiş olan faturalara ilişkin olarak alıcıların e-fatura uygulaması üzerinden ret yanıtı ile dönülmemiş olması da TTK’da belirtilen diğer harici haklar ile itiraz edilmesinde engel teşkil etmediğini, ancak ret yanıtı ile dönülmüş olsun iset harici haklar ile itiraz edilmiş olsun bu işlemin yine TTK hükümlerinde belirtilen 8 günlük süreye uygun olarak yapılması gerekmekte olduğunu, belirtilen 8 günlük itiraz süresine uymak tacir olmanın hukuki sonuçlarından biri olduğunu, bu süre geçtikten sonra yapılan itiraz ve e-fatura uygulaması üzerinden dönülen ret yanıtları söz konusu faturaların alıcı tarafından fatura içeriğinden kabul edilmiş olduğu ve davalı aleyhine borç doğurduğu sonucunu doğurduğunu, davacının takipte talep ettiği alacağının dayanağı e-faturalara davalının süresi içinde itiraz ettiğine dair dosyaya sunulan bir delilin olmadığı, davalı şirketin e-fatura kapsamında olup olmadığı Gelir İdaresi Bakanlığının “…” internet sitesinden kontrol edilmiş olup davalı şirketin e-fatura kapsamında olduğunu, davacının takipte talep ettiği alacağının dayanağı e-faturaların davalı şirket aleyhine borç doğurduğu sonucuna varıldığını, ayrıca davacının takibe konu alacağının dayanağı olan faturaların dava dilekçesi ekinde yer alan ve davalı tarafından da imzalanmış olduğu görülen fiyat teklifine ve 21/12/2016 tarihli sözleşmeye uygun düzenlendiğini, yine 17/02/2017 tarihli e-posta mesajında davalı şirket çalışanı …’in “ödemeniz haftaya cuma günü 24:02’de yapılacaktır” şeklinde beyanda bulunduğunu beyan etmekle faturalar içeriği hizmetin davalı şirkete teslim edildiği ve davalı şirketin faturadan haberdar olduğu anlaşılmakla da bir kere daha faturaların davalı şirket aleyhine borç doğurduğu sonucuna varıldığını bildirmiştir. Asıl borcun miktarı ve faiz konusunun irdelenmesinde; dava dosyasına sunulan deliller ve Ticari defterler incelemesi sonucu davacının ticari defterlerindeki verilere göre, davacının takip ve dava tarihi itibariyle 13.178,68TL (takip miktarı kadar) davalıdan alacağı olduğu kanaatine varıldığını, taraflar arasında akdi faiz yönünden bir sözleşme olmadığından uyuşmazlığın 3095 sayılı Yasa hükümlerine göre çözülmesi gerektiğini, 3095 sayılı yasanın 4489 sayılı yasa ile değişik 2/2 maddesinde ticari işlemde temerrüt faizinin ‘avans’ oranında hesaplanacağı belirtilmiş bulunduğunu, Merkez bankası verilerinden, 28.03.2017 takip tarihi itibari ile avans faizi oranının %9,75 olduğu anlaşıldığından davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren %9,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceğini beyan etmekle sonuç olarak; Davacının ibraz olunan dava konusu, 2016 -2017 yılına ait Ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve eksiksiz yaptırıldığını, ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfının olduğunu, davalının defter ibrazında bulunmadığını, davacının ticari defterlerine göre davacının takip tarihi itibariyle 13,178,68TL (takip miktarı kadar) davalıdan alacaklı olduğunu, davacının takibe konu alacağının dayanağı faturalarının davalı aleyhine borç doğurduğunu, merkez bankası verilerinden, 28.03.2017 takip tarihi itibari ile avans faizi oranının %9,75 olduğu anlaşıldığını davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren %9,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği kanaatini bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde: Davanın taraflar arasındaki sözleşmeye ve cari hesaba bağlı fatura alacağından dolayı başlatılan icra takibine borçlu tarafın borca, faize ve tüm ferilerine itiraz neticesinde açılan itiraz iptali davasıdır.
Mahkememiz ara kararı gereğince dosya mali müşavir bilirkişiye sevk edilmiş olup davacının ibraz olunan ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve eksiksiz yaptırıldığı ve ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfının olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarını dosyaya sunmadığı ve yine takibe konu fatura borcunu ödediğine ilişkin bir ödeme belgesini de dosyaya sunmadığı anlaşılmakla hüküm kurmaya elverişli mali bilirkişi raporuna göre davacının takip tarihi itibariyle 13,178,68TL (takip miktarı kadar) davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça her ne kadar avans faizi talep edilmişse de takip talebi incelendiğinde sadece “faiz” ibaresinin kullanıldığı anlaşılmakla takip tarihinden itibaren belirlenen asıl alacağa yasal faiz işletilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile takibin 13.178,68 TL üzerinden devamına, asıl alacak 13.178,68 TL ye takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, % 20 icra inkar tazminatı olan 2.635,74 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 900,24 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 225,06 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 675,18 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 225,06 TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 676,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/02/2019

Katip … ¸

Hakim …
¸