Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/426 E. 2019/848 K. 23.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/426 Esas
KARAR NO : 2019/848

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 03/07/2014
KARAR TARİHİ : 23/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; müvekkili şirketin 2002 yılında kurulduğunu ve tescilli … markası ile ticari faaliyet gösterdiğini, kapı kolu ve menteşe piyasasında müvekkilinin yıllardır ürünlerinin satışını ve pazarlamasını Türkiye de ve yurt dışında gerçekleştirdiğini, kapı kolu ve diğer ürünlerinde kutu olarak ambalaj kullanıldığını ve bu şekilde piyasada satıldığını, davalı şirket iç piyasaya ve dış piyasaya yaptığı satışlarda müvekkilinin ürünü ile aynı renk, ebat ve yazım karakterlerine sahip ambalaj kutu içinde kapı kolu ürünü satışı gerçekleştirdiğini, bu davalı şirkete ihtarname gönderildiğini fakat ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını, davalı şirketin iş bu eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunu, bu nedenle müvekkilinin özellikle yurt dışındaki satışlarının olumsuz etkilendiğini ve satışlarının düştüğünü belirterek; davalının haksız rekabette bulunduğunun tespit edilmiş olması nedeniyle 30.000,00 TL maddi tazminatın tespit tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte, 10.000,00 TL manevi tazminatın tespit tarihinden itibaren ticari faiziyle birlekte müvekkiline ödenmesine, davalının iş bu haksız rekabetinin menine, haksız rekabete yol açan ürünlerin imhasına, mahkemece verilen hükmün yurt genelinde yayınlanan gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin kapı elemanları ve menteşe sektöründe en eski geçmişe sahip kendi tasarımları ve ürünleri olan köklü bir firma olduğunu, davacının kullanmakta olduğu kutuların tescilli olmadığını, dolayısıyla kimin lehine korunacağı, tasarımın ilk kimin tarafından kullanıldığının belirlenmesi gerektiğini, tescilli olmayan kutuların davacı tarafından ne zamandan itibaren kullanıldığı dava dilekçesinden anlaşılamadığını, her iki firmanın kullandığı kutuların …-… tarafından tasarlanmakta ve üretilmekte olduğunu, davacı firmanın yurtdışına gönderdiği kutuların tasarımlarının müvekkili şirket tarafından tespit ve takip edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin adı ve tescilli logosu başka bir firma ile karışıklığa neden olmayacak şekilde açık yazıldığını, kutuların üzerindeki kapı kolu resimlerinin farklı olduğunu, davacının tespit ettiği kutuların üreticinin ve müvekkilinin elinde bulundurduğu eskiden kalma numuneler olduğunu belirterek; haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce … (kapatılan) 27. Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasının dosyamız arasına alındığı görüldü.
Mahkememiz dosyasının … E. … K. ve 29/06/2015 karar tarihli kararı ile “Mahkememizin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyannı … Nöbetçi Fıkri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine” şeklinde karar verilmiş olup, … 3. Fıkri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Karar ve 26/05/2016 karar tarihli kararı ile “Dosya içeriği ve davacı vekilinin yazılı açıklamaları nazara alındığında davacının TPE nezdinde tescili bulunmayan tasarımının davalı tarafından ambalaj ve kutular üzerinde kullanılarak haksız rekabette bulunulduğu iddia olunduğundan haksız rekabetin tespiti ile men ve ref’i ile buna bağlı tazminat taleplerinin 6102 sayılı Ticaret Kanununun kapsamında değerlendirilecek nitelikte olup 554 sayılı KHK kapsamında değerlendirme yapan mahkememizin görev alanında kalmadığı anlaşıldığından, iş bu dosyada dava dilekçesinin görev yönünden usulden reddine, karar kesinleştiği takdirde İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluşmakla, yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine” şeklinde karar verilmiş olup ilgili dosyanın Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 2017/5552 E. 2017/3028 K. ve 10/04/2017 karar tarihli kararı ile “davacı vekilinin duruşmalardaki beyanları ve dava dilekçesinden, davasını tescilsiz tasarımları bakımından oluşturulan haksız rekabetin önlenmesi ve oluşan zararın giderilmesi için hükümlere ilişkin olan uyuşmazlığın genel hükümlere göre ticaret mahkemeleri tarafından görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir.” şeklinde hüküm kurararak ilgili dosyanın mahkememizin … E. sayılı numarası ile tevzi edilerek açık yargılamaya devam olunduğu görüldü.
Mahkememiz dosyası toplanan deliller ışığında bilirkişi Endüstriyel Ürün Tas. …, İşletme Uzmanı … ve Mali Müşavir …’e tevdii edilmiş olup bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu 31/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davalı tarafından kullanılan kutuların orta düzeyde bir kişinin aldanmasına neden olacak bir benzerlik taşıdığı ve bu nedenle davacı aleyhine haksız rekabet oluşturduğu görüşüne ulaşılmış olduğunu, davacının satışları ile ilgili kayıtlar kapsamında tespit edilen ve davalının satışları ile ilgili kayıtlar ve hususlar neticesinde davacının satışlarında tutar olarak ve adet olarak düşüş kayedilmediğini, davalının haksız rekabete konu edilebilecek kazancının ise dava tarihine kadar 1.687,39 TL olarak hesaplandığını görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Davacı ve davalının itiraz ve beyan dilekçeleri incelenerek ek rapor alınmak üzere mahkememiz dosyasının aynı bilirkişi heyetine tevdii edilmiş olup bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu 28/03/2019 tarihli ek raporunda; davaya konu ambalaj tasarımı ile ilgili TPE nezdinde herhangi bir tescile rastlanmadığını, kök raporda bilirkişi heyetinin belirttiği gibi ambalajların birbirleri ile benzer görüldüğünü ancak tescile sahip olmayan tasarımların tescilden kaynaklı korunan haklara sahip olmamasından dolayı davalı ve davacı yanın davaya konu ambalaj ile ilgili TPE kaynaklı herhangi bir tescil hakkına sahip olmadığını ve korunmadığını, davaya konu ambalaj ile ilgili iki yan içinde herhangi bir tasarım hakkına tecavüz ve tasarımın hükümsüzlüğü görüşüne varılmadığını bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Dava; haksız rekabetin tespiti, haksız rekabet oluşturan ürünlerin imhası ve haksız rekabet nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararların tahsili istemlerine ilişkindir.
Davacı taraf, kendisine ait ürünlerin konulduğu kutuların tarifname ve özelliklerinin birebir benzetilerek kendisinden izin almaksızın davalı tarafından iltibas yaratılarak kullanıldığını ve bu suretle davalı tarafın haksız rekabet oluşturduğunu iddia etmektedir. Davalı taraf, davacının kullandığı ürünlerin tescilli olmadığını, davanın ilk olarak davacı tarafından açılmış olmasının kutu tasarımının onun lehine korunacağı anlamına gelmediğini, tescili olmayan kutuların davacı tarafından ne zamandan beri kullanıldığının bilinmediğini, haksız rekabet oluşmadığını beyan ederek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Dava konusu kutu tasarımının tescilli olmadığı tarafların kabulündedir. Ayrıca Türkiye Patent Enstitüsüne yazılan müzekkereye verilen cevapta da davacı tarafın kutu tasarımlarına ilişkin tescilli olmadığı tespit edilmiştir. Dosya kapsamındaki bilirkişi raporları, delil tespiti dosyası ve tarafların kullandığı kutuların fotoğraflarının incelenmesinde; kutuların üzerinde yazan marka ve logoların farklı olduğu ancak ambalajlarda kullanılan renk, ebat, kompozisyon ile ambalajın dış yüzeyindeki resim ve yazıların aynı olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle ürünlerin ambalaj benzerliği sebebiyle iltibas yaratabileceği kanaatine varılmıştır. Ancak bir ürünün ambalajının bir başka ürünün ambalajı ile aynı veya benzer olması haksız rekabetin varlığı için tek başına yeterli değildir. Haksız rekabetin mevcut olduğunu ileri süren tarafın, bu ambalajı ilk kendisinin yarattığını ve haklı bir öncelik hakkına dayanarak kullandığını ispat etmesi gerekir. Dolayısıyla haksız rekabetin söz konusu olabilmesi için kişinin öncelik hakkına sahip olduğunu bir tescil belgesine veya başkaca bir somut delille dayandırması gerekir. Somut olayda, davacı tarafın kutuların kullanılmasında hukuken korunabilir bir öncelik hakkına sahip olduğu somut deliller ile ispatlanamamıştır. Taraflarca kullanılan kutuların tarafların hangisi tarafından ilk olarak kullanılmaya başlandığı, hangisinin hukuken korunabilir bir öncelik hakkına sahip olduğu tespit edilememiştir. Bu nedenlerle haksız rekabetin oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 683,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 638,70 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 4.750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/09/2019

Katip
¸

Hakim …
¸