Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/401 E. 2019/678 K. 26.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/401 Esas
KARAR NO : 2019/678

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 03/06/2013
KARAR TARİHİ: 26/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 03.06.2013 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin anlaşmalı müşterilerinden olan davalı şirketin müvekkili şirkete muhtelif zamanlarda gönderici olarak taşıttırdığı kargo veya ücretin alıcı olarak kabul ettikleri kargo bedelleri olarak oluşan icra dosyasında ki borç miktarını tüm girişimlerine rağmen ödemediğini, bunun üzerine müvekkili şirketin İstanbul … icra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibini başlattıklarını, davalı şirketin yaptığı itirazın taraflarına 23.05.2013 tarihinde tebliğ edildiğinden bunun üzerine işbu itirazın iptali davasını açma zaruretlerinin doğmuş olduğunu, müvekkili şirketin kargo taşıma hizmetlerini süresinde, eksiksiz ve sağlam olarak yaptığını, davalı şirketin icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde müvekkili şirket ile yapılan ticari ilişkiyi kabul ettiğini, bununla beraber cari hesaplarına göre bu kadar borçlu olmadıklarını cari hesaplarında 457,98 TL borçlarının göründüğünü ve bunu da icra takibine ilişkin ödeme emrinin tebliğini müteakip ödediklerini beyan etmiş olduklarını, bu beyanlarının gerçeği yansıtmadığını ve tamamen kötü niyetten ve borcu sürüncemede bırakmaktan öteye gitmemekte olduğunu, dava konusu alacağın yüzlerce adet taşıma faturasına dayalı olduğunu bu faturaların tamamının davalıya imza karşılığı teslim edildiğini, alacağın bu faturalara dayalı iken böyle bir gerekçe ile itiraz edilmiş olmasının hiçbir hukuki geçerliliği olmadığını, bir diğer hususun ise davalı şirketin taraflarından uygulanan ve talep edilen faiz miktarına ve oranına yaptığı haksız itirazın olduğunu, talep edilen faiz ve oranının talep edilen tarihteki mevcut geçerli olan faiz oranın olduğunu, davalı şirkete ihtarname çekildiğini, bu ihtarnamenin 04.02.2013 tarihinde kendilerine tebliğ edildiğini davalı şirketin de temerrüde düşürülmüş olduğunu, hesaplanan faizin de bu temerrüt tarihi itibari İle kademeli olarak hesaplanan ticari faiz olduğunu, ancak davalı şirketin kısmi ödeme yaptığından ve kısmi ödemelerin öncelikle faiz, masraf ve ferilerine mahsup edildiğinden davalarım asıl alacak üzerinden açmış bulunduklarını, son olarak davalı şirketin yetki itirazının dikkate alınmamasını belirterek, tüm bu nedenlerle, davalarının kabulüne, davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili tarafından verilen 30.07.2013 havale tarihli cevap dilekçesinde, özetle; 6100 Sayılı HMK hükümlerine uygun olmayan dava dilekçesi ve içeriğini kabul etmedikleri beyanla, usule uygun olmayan davanın ve dava dilekçesinin öncelikle yok hükmünde sayılarak usulden resen karar verilmesini talep ettiklerini, takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığını, yetki itirazlarına ilişkin beyanlarının taraflarınca kabul edilmeyeceğini, bu davada genel yetki kuralları uygulanacağından takip ve açılan davada yetkili icra dairelerinin ve yetkili mahkemelerin müvekkili şirketin bulunduğu yer olan Bursa Mahkemeleri ve İcra Daireleri olduğunu, müvekkili şirket tarafından takibe kısmi itirazlarının bildirildiğini, takipten sonra 457,98 TL borcun ödendiğini, eksik harcın ikmal edilmesi gerektiğini, takipte kesinleşen miktar üzerinden yanı taraflarınca yapılan ödeme de dikkate alınarak dava açılmasının uygun olduğunu, davacı şirketin müvekkili şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattığını, söz konusu icra takibine, borca ve borcun ferilerine süresi içerisinde taraflarından kısmi itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, takip tarihînde müvekkili şirketin davacı tarafa 457,98 TL borcunun ödendiğini, davacı şirketin söz konusu itirazların iptali için bu davayı ikame etmiş olduğunu, işbu davanın haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, takibe itirazlarını belirttikleri üzere davacı şirkete müvekkili şirketin herhangi bir borcu bulunmadığını, borcu bulunmadığının müvekkili şirketin ticari defterleri incelendiğinde ortaya çıkacağını, dilekçeleri ekinde sunmuş oldukları belgeler incelendiğinde, davacının takibe konu yaptığı faturalar içeriğindeki 2 adet fatura (23.11.2010 tarih 189221 sayı 2.176,27 TL bedelli, 12.10.2011 tarih 186342 sayılı 43,98 TL bedelli) müvekkili şirketin cari hesaplarında bulunmakta olduğunu, anılan faturaların müvekkili şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği gibi işbu faturalar ve içeriklerinin taraflarınca kabul edilmeyeceğini, tüm cari hesap bakiyesinin müvekkili şirket tarafından …bank … Şubesi … nolu hesabından davacı şirketin …Bankası A.Ş…Şubesi TR … no lu hesabına takip tarihinden çok önce ödendiğinin açık olduğunu, bu nedenle bahsi geçen banka hesaplan celbedildiğinde müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu olmadığını, müvekkili şirketin davacı yana hiçbir boru bulunmadığından asıl alacak ve tüm ferilerine itirazlarının baki kalmak kaydıyla davacı yanın talep ettiği işlemiş faiz talebi yerinde olmadığı gibi faiz oranının da fahiş olup haksız olduğunu, davacının icra inkar tazminatı talep edebilmesinin koşullanın oluşmadığını, asıl alacak, faiz ve tüm ferilerine itirazlarının tekrarla, müvekkili şirkete tebliğ edilmiş süresinde bir ihtar söz konusu olmadığından davacı yanın iddia ettiği dava konusu alacağı da likit olmadığını bu nedenle davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin de reddi gerektiğini belirterek, tüm bu nedenlerle, davanın usulden reddi ile dava dilekçesinin yok hükmünde sayılmasına, yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili Bursa Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, davacı tarafa eksik harç ikmali için süre verilmesine, davacı yanın haksız ve mesnetsiz davasının satsan reddine, davacı yan aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce celp edilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde;davacı/ alacaklı tarafından 10.045,00 TL asıl alacak, 302,73 TL faiz olmak üzere toplam 10.347,73 TL’nin davalı/borçludan tahsilini talep ettiği, davalı/borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu görüldü.
Mahkememiz dosyası … Esas, … Karar ve 22/09/2016 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiş olup davacı vekilinin 12/12/2016 tarihli talebi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiş olup, İstanbul … Hukuk Dairesinin … Esas, …Karar sayılı kararı ile; “Davacı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle alınan kök raporda ; davalı tarafından yapılan 2 adet ödemenin davacı taraf kayıtlarında görünmediği ,takibe konu faturalardan yalnızca 4 adet kargo faturası toplamı 2.264,38-TL alacak bulunduğu esbit edilmiş iken davacı tarafın 2 adet ödemenin davacı kayıtlarında mevcut olduğu itirazı üzerine alınan 1.ek raporda ise her iki ödemenin davacı kayıtlarında yer aldığı,nihai bir hesaplama yapılabilmesi için ancak her iki tarafın 2010-2013 yılları arası kayıtları ile hesap ekstresinin incelenmesi gerektiği bildirilerek bir kanaat bildirilmemiş ,akabinde talimat yoluyla davalı tarafın ticari defterleri incelenmiş ise de;her iki taraf arasında kayıtlar bakımından ödemelerin borçtan mahsubu bakımından hesaplama yönteminde bir farklılık olduğu, davalı kayıtları ile davacı kayıtlarının karşılaştırılarak davacının alacağı bulunup bulunmadığı hususunda kanaate varacak bir hesaplama yapılmamıştır.Mahkemece davacı ticari defterlerinin ,talimat yoluyla incelenen davalı kayıtları ile karşılaştırılmak suretiyle daha evvel rapor alınan bilirkişiden nihai kanaat belirtmek üzere 2.ek rapor veya daha evvel alınan bilirkişi raporlarında ki tesbitlerde değerlendirilmek suretiyle tereddütsüz hüküm kurmaya elverişli bir rapor alınmak suretiyle hüküm kurulması gerektiği ,mahkemece alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığı ,hükme tesir edecek delillerin toplanmadığı anlaşılmakla davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir. ” şeklinde karar verilerek, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK ‘nın 353-(1) a-6 maddesi gereğince İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/09/2016 tarih … Esas … Karar sayılı hükmün kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine karar verilmiş olup mahkememiz dosyası 2017/401 Esas sayılı numarası ile kaydı yapılmış olup açık yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememiz dosyası toplanan deliller ışığında bilirkişi mali müşavir …’a tevdii edilmiş olup, bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 11/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı …A.Ş. ‘nin inceleme konusu ticari defterlerinin onay bilgilerinin aşağıdaki gibi olduğu, incelenen 2010-2011-2012 ve 2013 yılları Yevmiye Defterinin TTK hükümlerine göre kapanış tasdikinin yasal süresinde yaptırdığı tespit edilmiştir. Davalı …A.Ş. ‘nin inceleme konusu ticari defterlerine göre davacı …A.Ş. ‘nin cari hesabının Ek-1 ‘deki gibi olduğu ve 18.04.2013 tarihli (takip tarihi) itibariyle davalıdan 457,98 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davacı …A.Ş. tarafından davalı …A.Ş. ‘nin aleyhine 18.04.2013 tarihinde İstanbul l.tcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 10.045,00 TL asıl, 302,73 TL faiz olmak üzere toplam 10.347,73 TL üzerinden takip yapıldığı, takibe konu yapılan faturaların listesinin dosyada mevcut olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafından takip konusu yapılan faturalardan sadece 4 adedi (18.05.2010 tarih … no’lu 22,42 TL, 12.11.2010 tarih … no’lu 43,98 TL, 23.11.2010 tarih 189221 no’lu 2.176,27 TL olmak üzere toplam 2.242,67 TL) davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, diğer tüm faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu tespit edilmiştir. Davacı …A.Ş. ‘nin ticari defterlerinin İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, bilirkişi tarafından; davalının 2010-2011-2012 ve 2013 yılları ticari defterleri üzerinden hazırlanan bilirkişi raporunda; 31.12.2010 tarihi itibariyle davalının davacıya 11.623,84 TL borçlu, 31.12.2011 tarihi itibariyle davalının davacıya 1.545,81 TL borçlu, 31.12.2012 tarihi itibariyle davalının davacıya 457.98 TL borçlu olduğu, takip tarihi olan 18.04.2013 tarihine kadar davacı tarafından davalıya hiçbir fatura kesilmediği, 457.98 TL borcun 03.05.2013 tarihinde ödenerek hesabın kapatıldığının tespit edildiği anlaşılmıştır. Buradan da anlaşılacağı üzere; Tarafımdan davalının ticari defterleri üzerinden çıkartılan davacıya ait cari hesap dökümlerinden de anlaşılacağı üzere, davacı ile davalının ticari deûerlerinin birbirlerini teyit ettiği, davalının takip tarihi itibariyle davacıya 457.98 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Sonuç bölümünde; “Yukarıda dava dosyası ile davacı kooperatife ait (davalı olacak) ticari defterler üzerinden yapılan inceleme ve tespitler sonucunda; Davalı … A.Ş.nin inceleme konusu ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal sürelerinde yaptırıldığı, Davalı … A.Ş. ‘nin inceleme konusu ticari defterlerine göre; davacı …A.Ş.’nin takip tarihi (18.04.2013) itibariyle davalıdan 457,98 TL alacaklı olduğu, Davacı tarafından takip konusu yapılan faturalardan sadece 4 adetinin (18.05.2010 tarih 519727 nolu 22,42 TL, 12.11.2010 tarih … nolu 43,98 TL, 23.11.2010 tarih … nolu 2.176,27 TL olmak üzere toplam 2.242,67 TL) davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, ancak, davacı defterleri üzerinden yaptırılan bilirkişi raporunda 31.12.2010 tarihi itibariyle davacının alacağının 11.623,84 TL olduğunun tespit edildiği, bu tarih itibariyle de davalının ticari defterlerine göre de davacının alacağının 11.623,84 TL olduğu tespit edilmiş olup, tarafların ticari defterlerine göre 2010 yılı ve diğer yıllar ticari defterlerinin birbirini teyit ettiği yönündeki” tespitlerini Sayın Mahkemenizin takdirlerine arz ettiği görülmüştür. Dava dosyasında mevcut davacı ve davalı tarafından sunulan muavin defter dökümleri / hesap ekstrelerinde yer alan hareketlerden tespit edilen aşağıda taraflara ait icmal tablodan da görüleceği üzere tarafların kayıtlan arasında hem tutar hem de kayıt adedi olarak çok fark olduğu, işbu farkında yine aşağıdaki taraflara ait muavin icmallerinden de anlaşılacağı üzere faturaların adetleri her iki tarafta farklı olarak kaydedildiği, tahsilat ve ödemeleri ise yine her firma kendisine göre gelen havale bedelleri veya yapılan ödemelerin tutan bitene kadar k faturalara mahsup yapılmak sureti ile fatura bedellerinin kapatıldığı, bu sebeple de taraflar arasındaki cari hesap bakiyelerinin hangi kalemlerden oluştuğunun tam olarak tespit edilmesi mümkün olamamakla görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davacı ve davalı vekillerinin itiraz beyan dilekçeleri sonucunda aynı bilirkişiye ek rapor alınmak üzere tevdii edilmiş olup, mali bilirkişinin bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 09/05/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda; davalı şirket tarafından ibraz edilen 2010, 2011, 2012 ve 2013 yılı muavin defter dökümleri ile aynı yıllar içerisinde davalı tarafından davacıya yapılan ödemelere (kasadan nakit ödemesi yapılan kargo faturaları, banka dekontları ve çek çıkış bordraları) ait icmal tablo şeklinde incelendiğini, davalının davacıya 01/01/2010-02/02/2012 tarih aralığında toplam (-) 142.689,57 TL kargo faturası borcu olduğu, iş bu borcunu da 01/01/2010-03/05/2013 tarih aralığında “nakit (kapalı fatura için), çek çıkışı ve eft ile” toplam 142.689,57 TL olarak ödediğini, tüm bu işlemler sonucunda davalının davacıya borcunun kalmadığını, davada davacı tarafından davalı hakkında 63 adet toplam 10.014,36 TL tutarındaki kargo bedeli faturası için 10.045,00 TL icra takibi başlatıldığını, takip yapılan 63 adet faturasından 4 adet toplam 2.264,38 TL tutarındaki kargo faturasının davalı ticari defterlerinde işli olmadığının görüldüğünü, davacı tarafından 63 adet kargo faturası ile ilgili olarak takip yapıldığı, 4 adedinin davalıda kayıtlı olmadığı, geriye kalan 59 adet takip yapılan 7.749,98 TL tutarındaki kargo faturasının ise 3 ayrı ödeme (11/03/2011 tarihli 7.000,00 TL’lik EFT ödemesinden; 1 adet 96,37 TL’lik takip faturasının kapatıldığı + 18/03/2011 tarihli 5.000,00 TL’lik EFT ödemesinden; 1 adet 4.573,85 TL’lik takip faturasının kapatıldığı + 24/03/2011 tarihli 5.195,00 TL’lik EFT ödemesinden; 57 adet takip faturasının kapatıldığı + 24/03/2011 tarihli 5.195,00 TL’lik EFT ödemesinden; 57 adet toplam 3.079,76 TL’lik takip faturalarının kapatıldığı) dekontu ile ödeme kaydının yapılarak kapatıldığı, dolayısı ile davalı kayıtlarında bu faturalarla ilgili borç kaydı kalmadığı görüldüğünü, 18/03/2011 tarihinde 5.000,00 TL, 24/03/2011 tarihinde 5.195,55 TL olarak davalı tarafından davacıya havale ile ödenmiş olan 2 ayrı tarihteki dekontu davacı ve davalı tarafların farklı farklı faturaların mahsubunda kullandıklarının anlaşıldığı, diğer bir deyişle bu ödemelerin davacının kayıtlarında yer aldığı, ancak başka faturaların ödemesine mahsup edildiği, ancak taraflarca sunulan ekstrelerinde ekstrelerin dönemlerinin farklı olması ve ilgili dönemlerde hareketlerinde davacı da farklı davalı da farklı tarihlere kaydedilmesi fatura adet ve tutarlarının farklı olması, sadece davalı tarafından ödeme belgelerinin ve ekstrelerinin sunulması, davacı tarafından kök raporda ve ek raporda da belirtildiği üzere öncelikle hem davacı hem de davalı tarafından tarafların ticari ilişkiye başladığı ilk tarih ile takip yılı olan 2013 yılı arası tüm muavin defter dökümlerinin/ hesap ekstrelerinin (faturalara göre ayrıştırılmış ve ayrıştırılmamış hali ile) sunulması sebebi ile tarafların carih hesap bakiye farkları karşılaştırılamamış olduğunu, taraflarda kayıtlı olan faturaların, bu faturalara karışık yapılan ödemelerin, hangi ödemenin hangi faturaya kapatıldığı konusunda da karşılaştırma yapılamadığını beyan ederek görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davacı ve davalı vekillerinin itiraz beyan dilekçeleri sonucunda aynı bilirkişiye ek rapor alınmak üzere tevdii edilmiş olup, mali bilirkişinin bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 13/02/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda; iş bu ek rapor ile ilgili olarak “tarafların ticari ilişkiye başladığı ilk tarih ile takip yılı olan 2013 yılı arası tüm muavin defter dökümlerinin, hesap ekstrelerinin faturalara göre ayrıştırılmış ve ayrıştırılmamış hali ile ibrazı” talep edildiğini, ancak davacı tarafından sadece 2013 yılına ait excel ortamında düzenlenmiş 3 sayfadan oluşan cari hesap sunulduğunu, davalının ise yerinde incelenmesi için Bursa Mahkemelerine talimat yazılmasını talep ettiğini, davacı tarafından ibraz edilen ve excel ortamında düzenlenmiş 2013 yılı cari hesap hareketlerinin incelenmesinde tespit edilen hususların; 01/01/2013 tarihli açılış kaydında davacının davalıdan 11.184,66 TL alacaklı olduğunu, yıl içerisinde hesaba davacı tarafından 15/01/2013-28/12/2013 tarih aralığında tanzim edilmiş toplam 502,91 TL tutarında kargo faturasının hesaba davalı adına borç olarak kaydedildiği, iş bu fatura alacağına karşılık ise davalıdan 09/01/2013-28/12/2013 tarih aralığında toplam (-) 1.215,23 TL ve 06/05/2013 tarihinde de (-) 457,98 TL tahsilat yapıldığı, tüm bu işlemlerin sonucunda davacının sunduğu excel tablosu halindeki ekstresine göre; davacının davalıdan 10.014,36 TL alacaklı olduğu, iş bu tutarında tamamının 10/04/2013 tarihinde 350251 nolu yevmiye maddesi ile izlenmek üzere 128.01.02 kodlu şüpheli alacaklar hesabına virman ile aktarıldığı ve iş bu 120 nolu hesabın kapandığı, bakiyesinin 0,00 TL olduğunun görüldüğünü, davacıya ait 2013 yılı 128 şüpheli alacaklar hesabından da görüleceği üzere davacının excel ortamında düzenleyip sunduğu iş bu cari hesapta davacının davalıdan 10.014,36 TL alacaklı olarak gözüktüğü, bu tutarın takip tutarı ile aynı olduğunu belirtmekle görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacı şirketin fatura alacağını icra takibine koyması üzerine davalı şirketin borca kısmen itirazı ile faiz ve ferilerine itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
11/12/2017 tarihli mali bilirkişi raporunda, taraflar arasındaki cari hesap bakiyesinin tam olarak tespit edilebilmesi için kök raporda ve 1. Ek raporda da belirtildiği üzere öncelikle hem davacı hem de davalı tarafından tarafların ticari ilişkiye başladığı ilk tarih ile takip yılı olan 2013 yılı arası tüm muavin defter dökümlerinin / hesap ekstrelerinin (faturalara göre ayrıştırılmış ve ayrıştırılmamış halı ile) ibrazının gerektiği, ayrıca davalının davacı … Kargo’ya gönderdiği tüm havalelerin dekontlarının ibrazı gerektiği, zira yukarıdaki bölümde ve kök ile ek raporda belirtildiği üzere taraflara ait muavinlerde tahsilat/ ödemelerin faturalara bölünmek sureti ile davacıda farklı davalıda farklı faturalara mahsup edildiği ve bu işlemlerin farklı tarihlerde kaydedildiği, bu sebep ile ne kadar tahsilat / ödeme olduğunun tam olarak tespit edilemediği, işbu banka ödeme dekontlarının ibrazı halinde ancak tam olarak ne kadar ödeme / tahsilat olduğunun tespit edilebileceği belirtilmiştir.
09/05/2018 tarihli mali ek bilirkişi raporunda, davacı tarafından davalı adına tanzim edilmiş 63 adet kargo faturasının toplamının 10.014,36 TL olduğunu, bu takip yapılan 63 adet faturadan 59 adedinin davalıda kayıtlı olduğ ve davalı tarafından bu faturalara karşılık EFT ile davacıya ödeme yapıldığını, ancak davacı tarafından sunulan ekstrede bu ödeme ile ilgili kayıt bulunmadığı görüldüğünü, bu durumda davacının takibe konu faturalardan sadece 4 adet kargo faturası toplamı olan 2.264,38 TL için davalıdan alacağının olduğunu, davacı tarafından bu alacakla ilgili olarak takip talebinde davalıdan 56,30 TL işlemiş faiz talep ettiği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
13/02/2019 tarihli ek mali bilirkişi raporunda, taraflarca 2013 yılı ve öncesine ait (davacıda 11.184,66 TL olarak gözüken 2013 yılı devir bakiyesini oluşturan) tüm muavin dökümlerin ayrıştırılmış ve ayrıştırılmamış hali ile sunulması gerektiğini, bu dökümlerin sunulmaması halinde ise daha önceki raporlardaki tespiti olan takibe konu yaptığı 63 adet fatura içerisinde yer alan sadece 4 adet kargo faturası toplamı olan 2.264,38 TL’nin davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizin 4 nolu celsesinde bilirkişi raporunda belirtilen eksik belgelerin sunulması için davacı vekiline son kez ihtaratlı süre verilmesine rağmen eksik belgeler sunulmadığından 13/02/2019 tarihli mali bilirkişi raporunda tespiti edilebilen 2.264,38 TL davacının davalıdan alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile takibin 2.264,38 TL üzerinden devamına, 2.264,38 TL’ye takip tarihinden itibaren %13,75 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan % 20 icra inkar tazminatı olan 452,87 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile takibin 2.264,38 TL üzerinden devamına, 2.264,38 TL’ye takip tarihinden itibaren %13,75 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, % 20 icra inkar tazminatı olan 452,87 davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 154,67 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 119,85 TL harçtan mahsubu ile bakiye 34,82 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 119,85 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretinden oluşan toplam 2.917,30 TL yargılama giderinin davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 657,62 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 2.264,38 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretinden oluşan toplam 150,00 TL yargılama giderinin davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 116,20 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davalının üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
9-Karar kesinleştiğinde İstanbul …İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasının ilgili icra dairesine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …

Hakim …
¸
“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”