Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/388 E. 2018/788 K. 09.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/388 Esas
KARAR NO : 2018/788

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/09/2013
KARAR TARİHİ : 09/07/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı hakkında … 12. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının yetki itirazının yerinde olmadığını, icra takibinin dayanağının 22.07.2009 tarihli Fuar Katılım Sözleşmesinin 30. Maddesinde uyuşmazlık hallerinde İstanbul ve … Mahkemelerinin yetkili olduğunun belirtildiğini, bu nedenle yetki itirazının yerinde olmadığını belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesin talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebligatı gönderilmiş, davalı herhangi bir cevap sunmamıştır.
Taraflar arasında 22.07.2009 tarihli Fuar Katılım Sözleşmesi imzalanmış ve sözleşme uyarınca davalıya belli bir bedel uyarınca stand alanının tahsis edilmesi kararlaştırılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; HMK’nın 4. Maddesinin a bendinde kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıklara konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görüleceği düzenleme konusu yapılmıştır. HMK’nın 114. Maddesinde görevin dava şartı olduğu belirlenmiş, 115. maddesinde de dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı ilkesi gereğince mahkememizin görevsizliğine karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen 2013/260 Esas Sayılı 2014/172 Karar sayılı ilamı Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2016/8178 Esas, 2017/212 karar sayılı 26/01/2017 tarihli ilamı ile bozulmuş, bozma ilamında “…Dava, taraflar arasındaki Fuar Katılım Sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşme niteliği itibariyle bir hizmet sözleşmesidir. 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca tacir olan her iki yanın ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu durumda mahkemece, işin esasına girilerek taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir..” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2016/8178 Esas, 2017/212 karar sayılı bozma ilamına uyulmuş , bozma ilamı doğrultusunda açık yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı vekili 11/12/2017 tarihli oturumda; müvekkilinin davacıya ödeme yapmadığını, müvekkilinin davacı ile fuara katılım sözleşmesi akdetmediğini, fuara katılmadığını, sözleşme altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını beyan etmiştir.
Mahkememizce dosya üzerinden Fuara Katılım Sözleşmesindeki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup bilirkişi tarafından ibraz edilen 25/04/2018 havale tarihli raporda; 22/07/2009 düzenleme tarihli … nolu Fuar Katılımı Sözleşmesi başlıklı belge aslında davalı şirkete atfen atılmış imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla davalı şirket yetkilisi …’nın eli ürünü olmadığını bildirmiştir.
Davacı Fuara Katılım Sözleşmesini şirket çalışanı …’ ün imzaladığını beyan etmiş, SGK yazılan müzekkeremize verilen cevabi yazıda; …’ün davalı şirkette çalıştığı bildirilmiştir.
Davalı şirkete ait Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarının yapılan incelenmesinde; şirket yetkilisinin … olduğu, başkada bir şirket yetkilisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından alacak talebinin dayanağı olarak gösterilen 22/07/2009 tarihli Fuara Katılım Sözleşmesinin yetkisiz kişi tarafından imzalandığı, davalının sözleşmeye açık yada zımni olarak icazet verdiğine ilişkin her hangi bir bilgi ve belgenin mahkemeye sunulmadığı , yetkisiz temsilci durumunuda bulunan kişi tarafından imzalanan sözleşmelerin davalı şirket tarafından açıkça yada taraflar arasında oluşan bir teamül ile örtülü olarak benimsendiğininde ispatlanamadığı, tacir olan davacının davalı şirketin yetkilisi olmayan şahsın imzası ile temsil edilemeyeceğini bilmesi gerektiği, sözleşmenin imzalandığı tarih itibari ile yürürlükte bulunan 818 sayılı BK nun 38. Maddesindeki sözleşmenin davalı şirkette benimsendiği hususunun da ispatlanamadığı (Yargıtay 20 HD nin 2014/10780 Esas, 2015/2182 Karar sayılı 02/04/2015 tarihli ilamıda bu yöndedir.) anlaşıldığından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davacının davasının Reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 35,90-TL’nin, peşin alınan 551,85-TL harç ile başlangıçta icra veznesine yatırılan 237,00-TL olmak üzere toplam 788,35-TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 752,45-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.376.01-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda tebliğden itibaren 15 günlük süre içinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/07/2018

Katip …

Hakim …