Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/329 E. 2018/1024 K. 17.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/329 Esas
KARAR NO : 2018/1024

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2015
KARAR TARİHİ : 17/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 13.07.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirkete ödemesi gereken fatura borcunu ödemediğini, fatura borcunun tahsili için … 27. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini taraflar arasında Petrol İstasyonu işletilmesi konusunda bayilik sözleşmesi akdedildiği, bu sözleşmenin rekabet kurulu kararları gereğince 18.9.2010 tarihi itibariyle muafiyet dışında kalacak olması sebebiyle sözleşmesi kapsamında oluşturulan intifa hakkının 16.9.2010 tarihinde terkin edildiği, bu şekilde davalının faaliyet gösterdiği petrol istasyonunu 16.9.2010 tarihinden itibaren davacı ile ilişkisinin kesildiği, davacının sözleşme kapsamında istasyona yapmış olduğu sabit yatırımlara ilişkin olarak davalı hakkında faturaya dayalı olarak ancak davalının ödeme yapmadığı gibi itiraz ettiğini, bu nedenle takibin durduğunu belirterek, davalı borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; davaya konu edilen icra takibinin usulüne uygun bir icra takibi olmadığını, davacının talep ettiği alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce dava konusu celp edilen … 27. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu adına fatura alacağına ilişkin olarak toplam 6.144,31 TL asıl alacak, 2.915,63 TL işlemiş faiz, 524,81 TL % 18 KDV den oluşan toplam 9.584,75 TL bedelin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığı, davalının süresinde takibe, borca, faize ve ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizin 2015/732 esas, 2016/732 karar sayılı, 21/09/2016 tarihli kararında; icra takip dosyasında takip alacaklısının takip talebinde … olduğu, takip açıldığında icra dosyasına konulan vekaletin … Ofisi A.Ş tarafından verilen vekaletname olduğu, bu nedenle usulüne uygun yapılmış bir icra takibi olmadığı, icra takibindeki vekaletin eksik olduğu, itirazın iptali davasının görülebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekmekte olup, ortada geçerli bir takibin bulunmadığı anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin 09/11/2016 tarihli dilekçesi ile mahkeme kararını istinaf etmesi üzerine dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2016/117 esas, 2016/135 karar sayılı 15/12/2016 tarihli ilamında; ” Davaya konu icra dosyasının incelenmesinde, davacı … AŞ tarafından 02.07.2014 tarihinde faturaya dayalı olarak davalı aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığı, icra dosyasına 15.05.2013 günlü dava dışı … AŞ tarafından Av. …, … Avukatlık Ortaklığı ve Av. … ile Av. …’na verilen vekaletnamenin sunulduğu, takip talebi ile ödeme emrinde alacaklı vekili olarak Av. …, … Avukatlık Ortaklığı, Av. …, Av. … isminin yer aldığı görülmüştür.
Davacı vekili mahkemenin 27.04.2016 tarihli ara kararı uyarınca yanlış vekaletnamenin sunulmasının maddi hatadan kaynaklandığını, takip tarihi itibariyle alacaklı … tarafından kendilerine verilmiş vekaletname bulunduğunu bildirerek dilekçesi ekinde 04.03.2005 tarihli alacaklı … tarafından Av. …’in vekil kılınmasına dair vekaletname örneğinin sunulduğu görülmüştür.
böylece icra takip tarihi olan 02.07.2014 tarihinde Av. …’in davacı alacaklı … AŞ’nin vekili olduğu, durumun takibi başlatan avukatın bir başka müvekkiline ait vekaletnameyi icra dosyasına yanlışlıkla koymasından kaynaklandığı, dolayısıyla icra takibinin geçersizliğinden söz edilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Mahkemece açıklanan bu yön gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan HMK ‘nun 353. Maddesinin 1. fıkrasının a bendinin 4.alt bendi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılması ile yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine iadesi” yönünde karar verilmiştir.
İstinaf karar ilamının taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi neticesinde dosyaya yeni esas numarası alınması neticesinde ara karar uyarınca dosya kapsamında dava konusu mahalde keşfen inceleme yapılması … 1. Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat neticesinde İnşaat Mühendisi bilirkişisi tarafından düzenlenen 25/08/2017 havale tarihli raporda; … İli, … ilçesi, … köyü, köyü içi mevkii, ada 2873 parselde bulunan 2903,16 m2 alan ve üzerindeki muhtestlar incelenmesinde keşif yapılan alanda saha betonuna rastlanılmadığı, akaryakıt istasyonunun köy içerisinde basit bir akaryakıt satış yeri olduğu, saha betonu yapılacak alanının bulunmadığı, iş yeri önünün köy içi yol olduğu ve kamu tarafından asfaltlandığı, asfaltın altı ise toprak olduğu yönünde görüş bildirdiği, 04/08/2017 tarihli Teknik bilirkişi tarafından sunulan raporda ise; dava konusu mahalin tapu kaydında … köyü, köyiçi mevkiinde 2903.16 m2 den ibaret bahçeli kargir benzinlik ve kargir depo vasıflı 2873 parsel numarasında kayıtlı olduğu ve faaliyet alanında 1 adet benzin ve mazot pompası ile idare binasının bulunduğu yönünde görüş bildirdiği, mali müşavir bilirkişi sie 12/09/2017 tarihli raporunda ise; davalı tarafından ibraz edilen yasal defterlerin TTK ve VUK hükümleri gereğince yasal süresince noterce açılış ve kapanış tasdikinin yapıldığı, davalının yasal defterlerinin incelenmesi sonucu icra dosyasında bulunan… Numaralı 30.04.2011 tarihli icra dosyasına delil teşkil eden faturanın muhasebe cari hesap ve defter kayıtlarında sözkonusu faturanın kaydının bulunmadığı, … Noterliğine …’ın faturanın işletmesine 19.05.2011 tarinde tebliğ edildiğini ve 21.05.2017 tarihinde ise … nolu noter evrağı ile itiraz edildiği, davalı defterler V.U.K ve Genel Kabul Görmüş muhasebe ilke ve kurallarına göre ilgili ticari olay olarak iddia ve red edilen durum yasal defterlerine kayıt edilmediği, bir borç/alacak ilişkisinin varlığının muhasebesel olarak bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi talimat raporunun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi neticesinde tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamınca yeniden değerlendirilmesi amacıyla dosya bilirkişi Mali Müşavir …’e tevdii edilen dosyaya 03/04/2018 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; davacı taraf 2011 ticari defterlerin 6762 Sayılı TTK kapsamında yasal sürede açılış ve kapanış noter onaylarının mevcut olduğu, HMK 222./2 maddesi kapsamındaki koşulları taşıdığı, davacı tarafından davalı … hesabına ilişkin 21.12.2009 ve devamı döneme ait kayıtlarını sunulduğu incelenmesinde son akaryakıt satışının 16.09.2010 tarihinde olduğu ve ödemesinin yapıldığı 20.09.2010 tarihi itibariyle akaryakıt alımına ilişkin borç tutarı olmadığı, davacının 30.04.2011 tarihinde Envanterden satış açıklaması ile 6.144,31 TL faturanın davalı borcu olarak kayıtlara alındığı, davacının kayıtlarında 01.07.2014 tarihinde 6.144,31 TL tutarın 128 (Şüpheli alacak) hesabına virman yapıldığı, talimat ile alınan 12.09.2017 tarihli bilirkişi raporunda, davalının ticari defterlerinde davaya konu 30.04.2011 tarihli faturanın muhasebe defter ve kayıtlarında rastlanmadığı, taraflar arasında kurulan … Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinin 15.10.2004 tarihli 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi olduğu, 3 adet 12.08.2010 tarihli Asis Akaryakıt tarafından tanzim edilen Pompa, Pompa al yapı, elektrik ekipman vs. açıklamalı KDV hariç toplam 12.077,59 TL tutarında faturaların dosyaya sunulduğu, davacı tarafından tanzim edilen faturanın 30.04.2011 tarihli 6.144,31 TL bedelli olduğu, davalı … tarafından … Petrol firmasına keşide edilen … Noterliği … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile mevcut bayilik sözleşmesinin Rekabet Kurulunda alınan karar doğrultusunda 18.09.2010 tarihinde bayilik sözleşmesinin intifa ile birlikte son bulacağını, sözleşmenin feshi kararı aldıklarını, kurumsal malzemelerin bir hafta içersinde sökülerek alınmasının ihtar edildiği, … tarafından (…) …’a keşide edilen … 41.Noterliği … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile bayilik sözleşmesinin Rekabet Kurumu’nun 12.03.2009 tarihinde yer alan yasal gerekçeleri ile istem doğrultusunda sona erdirildiğini, intifa terkinin yapıldığını ve diğer hususları bildirdiği, İhtarnamenin d. Maddesinde ise “Dikey anlaşmanın yürürlüğü esnasında , anlaşmanın öngörülen süresi ile doğru orantılı olarak yapılan planlama çerçevesinde PO tarafından istasyonun ayrılmaz parçası haline dönüşmüş bina, saha betonu ve benzeri yatırımların fiziken geri alınmasının söz konusu olmadığı, anılan yatırım bedelinin “0” TL olduğu …. yönünde düzenlenme yapıldığı, davalı … tarafından … Petrol firmasına keşide edilen … Noterliği … tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile 19.05.2011 tarihinde tebliğ edilen 30.04.2011 tarihli alt yapı ve betonlama bedeli olarak 6.144,31 TL borçlu olduğunun iddia edildiği, muhatap şirket ile çalışmalarının son 3 yılı kapsamakta olduğunu, alt yapı ve betonlamanın muhatap tarafından yapılmadığını, tesisin yaklaşık 25 yıllık olduğunu, 25 yıl önce POAŞ ile çalışmaya başladığı tarihte alt yapı ve betonlamanın yapıldığını,anlaşmalarında da hiçbir bedel talep edilmeyeceği şeklinde olduğunu, … ile sözleşme sona erdiğinde … petrol ile çalışmaya başladıklarında PO’nun alt yapı betonlama işi bedeli talep etmedikleri, bu nedenle borca itiraz edildiğini, miktarın da çok fahiş olduğunu, amacın teminat mektubuna el koymak olduğunu bildirerek ve diğer hususları ihtar etmiştir.
… Kaymakamlığının 10.11.2015 tarihli yazı ile 19.06.1996 tarihli intifa tesisi ve 16.09.2010 tarihli intifa terkinine ilişkin dökümleri gönderdiğini bildirmiş olup, 19.06.1996 tarihinde 724 yevmiye nolu Resmi Senet ile Petrol Ofisi Genel Müdürlüğü 15 yıl süre ile intifa hakkı tesis edildiği, 16.09.2010 tarihinde Acil İstem Belgesi, 1730 yevmiye nolu kayıt ile 15 yıl müddetli intifa hakkının bedelsiz olarak taşınmaz maliki … lehine terkin edildiği, davacı tarafın sunulan kayıtlarında takibe konu yapılan asıl alacak miktarı olan 6.144,31 TL tutarda 30.04.2011 tarihli faturadan kaynaklı envanter satışı açıklamalı kayıt sebebiyle alacaklı olduğu, takip konusu alacağın ticari defterlerde mevcut olduğu, davacı takipte 2.915,63 TL işlemiş faiz talebinde bulunduğu, dosyada mevcut 30.11.2010 tarihli … İhtarnamesinde ihtarnamesi içeriği incelendiğinde davalıya herhangi bir temerrüt oluşturacak tutar belirtilmediği, faturanın gönderildiği ihtarnamenin dosyada olmadığı, ancak davalı tarafından davacıya keşide edilen 25.05.2011 tarihli ihtarname uyarınca davalının faturaya ilişkin itirazı ve kabul etmemesi kapsamında temerrüt değerlendirilmesi kapsamında takip tarihi itibariyle talep edilen ticari faiz toplamının 2.850,96 TL olduğu, faizin gider vergisinin 513,17 TL olduğu, davacının alacak konusu faturası davalı tarafından kabul edilmediği, davacı davalı ile olan intifa sözleşmesi süresine güvenerek yatırım yaptığının bildirmiş, 2011 yılında tanzim ettiği fatura dayanağı olarak 3 adet faturanın bildirildiği, sözleşmede 2010 yılı içersinde ilgili mevzuat uyarınca sonlandığı, davalı taraf fatura konusu işin yapılmadığını bildirdiği, talimat mahkemesince yapılan incelemeler neticesinde davacının bildirdiği şekilde işlem uygulandığı hususunda bilirkişiler tarafından tespit yapılamadığının bildirildiği, dosyada dava konusu edilen yere ait fotoğrafların mevcut olduğu, davacı kayıtları kapsamında yapılan incelemelerde davacının takibe konu 6.144,31 TL alacağının 2011 yılı kayıtlarında mevcut olduğu ve davalıdan takibe konu tutar kayıtlı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mali bilirkişi raporunun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında alınan raporların karşılaştırılması amacıyla dosya akaryakıt uzmanı bilirkişi tarafından dosyaya tanzim olunan 13/07/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Rekabet Kurulu’nun akaryakıt sektöründe dikey anlaşmalar kapsamında yapılan intifa anlaşmalarına ilişkin görüşü şu şekildedir; “18.09.2005 tarihinden önce yapılıp anılan tarih itibarıyla bakiye süresi 5 yılı aşan anlaşmaların 18.09.2010 tarihinde; 18.09.2005 tarihinden sonra yapılan anlaşmaların ise yapıldıkları tarihten itibaren 5. yılın sonunda uygulanmalarına son verilmesi gerekmektedir.” Rekabet Kurulu’nun akaryakıt sektöründe dikey anlaşmalar kapsamında yapılan intifa anlaşmalarına ilişkin görüşü olan “18.09.2005 tarihinden önce yapılıp anılan tarih itibarıyla bakiye süresi 5 yılı aşan anlaşmaların 18.09.2010 tarihinde; 18.09.2005 tarihinden sonra yapılan anlaşmaların ise yapıldıkları tarihten itibaren 5. yılın sonunda uygulanmalarına son verilmesi gerekmektedir.” düzenlemesi kapsamında taraflar arasında münakit sözleşmelerin 18.09.2010 tarihinden itibaren rekabet hukuku açısından geçersiz olabileceği, bu aşamada intifa hakkı ile ilgili bir bilgilendirme yapılması gerekliliği, Türkiye akaryakıt piyasasında uzun bir geçmişe dayanan ve bir nevi ticari teamül haline gelen uygulama doğrultusunda, dağıtım şirketleri kendilerinden bayilik talep eden bayi adaylarına ait istasyonlar üzerinde öncelikle kendileri lehine intifa hakkı talep etmekte; bayilik sözleşmeleri ise genellikle bu prosedürün tamamlanmasını müteakiben düzenlenmektedir. Bu çerçevede taraflar arasında mal veya hizmet alımına, satımına veya yeniden satımına ilişkin faaliyetlerin tabi olacağı esaslar genel olarak münhasır nitelikte düzenlenen bayilik sözleşmeleri ile belirlenirken, anlaşmanın bir bütün olarak geçerli olacağı şiire ise bahse konu intifa sözleşmelerinin süresine bağlı olduğu, dolayısıyla, doğrudan doğruya istasyonsahibi olan bayiler, istasyon üzerinde dağıtım şirketleri lehine tesis edilen intifa hakkı süresince, münhasıran aynı dağıtım şirketi ile çalışma; bir diğer deyişle intifa süresince anlaşmanın diğer tarafı olan dağıtım şirketince sunulan mal veya hizmetlerle rekabet etmeme yükümlülüğüne tabi olduğu, akaryakıt sektöründe faaliyet gösteren dağıtım şirketleri bayi adayları ile el sıkıştıktan sonra yaptıkları anlaşmaları, sözleşme süresi sonuna kadar, güvence altına almak için istasyonların tapu kayıtlan üzerinde intifa hakkı tesis ettiği, Akaryakıt Dağıtım Şirketleri Bayi adaylan ile anlaşma yapmadan önce fizibilite çalışmalar yaptığı, bu fizibilite çalışmalan esnasında ilk tespit ve tahmin edilmesi gereken husus istasyonun sözleşme süresince ne kadarlık bir akaryakıt satışı gerçekleştirileceğinin tahmin edilmesi gerektiği, satış rakamının tahmin edilmesi ile beraber sözleşme süresince kazanılacak tahmini kar belirlendiği, elde edilecek bu gelire istinaden yapılacak yatınm tutanna finansal modeller kullanılarak ulaşıldığı, sözleşme süresinin bir kısmından elde edilen gelir yapılan yatırımı amorti ederken (geri dönüş süresi) kalan kısımdan ise kar elde ettiği, bu kapsamda bir akaryakıt istasyonu yatırımı yapılırken en önemli iki hususun sözleşme süresi ve tahmin edilen satış rakamı olduğu, davada sözleşme süresinde Rekabet Kurumu’nun almış olduğu kararlar neticesinde değişiklik olduğu, Akaryakıt dağıtım şirketleri tarafından istasyon yatırımları iki şekilde de yapılabildiği, intifa veya peşin kira bedeli olarak nakit ya da inşaat/ekipman yatırımı yapmak suretiyle yapılan incelemeler neticesinde davacı tarafından intifa ya da kira bedeli adı altında bir yatırım yapılmadığı, davacı istasyona inşaat ve ekipman yatırımında bulunduğu, yapılmış olan bu inşaat ekipman yatınım da yukanda bahsedildiği şekilde sözleşme süresince satılacak akaryakıt miktan hesabından çıkan sonuçlar ile hesaplandığı, yani sözleşme süresinin kısalmış olmasından etkilenecek yatırımlar olduğu, davacının geriye kalan süreye tekabül eden kısmı, kıstelyevm usulüyle, Yargıtay İçtihatlarında kabul edilmiş denkleştiricilik ilkesine göre güncelleştirilmiş olarak talep etme hakkına sahip olduğu, inşaat ve ekipman yatınmlan da ikiye ayrıldığı, bina İnşaatı, saha betonu, kanopi, tonoz gibi taşınması mümkün olmayan kalıcı yatırımlar ve ariyeten teslim edilen akaryakıt pompası, market rafı, jeneratör gibi taşınabilir iade edilebilir yatırımlar olduğu, davada davacı taşınması mümkün olmayan yatırımlarının bedelini talep ettiği, dosya kapsamında davacının taşınmaz yatırımlarının özellikle Eneıji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından istasyona kurulması zorunlu tutulan otomasyon sistemi ile ilgili olarak ve bu kapsamda yapılmış olduğu, davacı tarafından talep edilen saha betonu; istasyonda bahse konu otomasyon sisteminin kurulması ile ilgili olarak yapılmış olan saha betonudur yani önceki İnşaat mühendisi bilirkişinin tespitini yapmış olduğu gibi tüm sahanın betonlanmasmı değil sadece kabloların geçtiği yerlerin güvenliğini sağlamak üzere atılmış olan saha betonu olduğu, İstasyonun faaliyetine devam edebilmesi için EPDK tarafından mecburi tutulan otomasyon sisteminin istasyonda kurulu ve çalışır vaziyette olması gerektiği, davacı tarafından yapılan bu altyapı yatırımları davalı tarafından da kullanılmaya devam edileceği, bu tanım ile de yatırımı kalıcı yatırım olarak tabir edildiği, davacı tarafından tedarikçilere yapılan ödemelere ilişkin faturalar incelenmiş olup, sabit yatırım tutarı o günkü fatura kalemlerinin pampa altyapısı için 416,50 TL, pompa alyapı kablo için 7,30 TL, tank altyapısı için 3.780,00 TL den oluşan toplam 4.203,80 TL olduğu, sökülüp alınabilecek ekipmanlar, işçilik bedelleri ve nakliye bedelleri hariç olarak hesaplama yapılmıştır.
Sonuç olarak; dava dosyası kapsamında davacının taşınmaz yatırımlarının özellikle Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından istasyona kurulması zorunlu tutulan otomasyon sisteminin yapılmış olduğu, davacı tarafından bahsedilen saha betonunundan kastın tüm sahanın betonlanması değil sadece kabloların geçtiği yerlerin güvenliğini sağlamak üzere atılmış olan saha betonu olduğu, sabit yatırım tutarının, yatırımın yapıldığı tarihdeki bedeller üzerinden yapılan incelemede toplam 4.203,80 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; taraflar arasında Petrol İstasyonu işletilmesi konusunda 15/10/2004 tarihinde 5 yıllık bayilik sözleşmesi akdedildiği, bu sözleşmenin rekabet kurulu kararları gereğince 18.9.2010 tarihi itibariyle muafiyet dışında kalacak olması sebebiyle sözleşmesi kapsamında oluşturulan intifa hakkının 16.9.2010 tarihinde terkin edildiği, bu şekilde davalının faaliyet gösterdiği petrol istasyonunu 16.9.2010 tarihinden itibaren davacı ile ilişkisinin kesildiği, davacının sözleşme kapsamında istasyona yapmış olduğu sabit yatırımlara ilişkin olarak davalı hakkında faturaya dayalı olarak … 21. İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile icra takibi yaptığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, açılan davanın itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talepli itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce istinaf bozma kararı sonrası talimat yoluyla alınan 23/08/2017 tarihli inşaat bilirkişi raporunda dava konusu akaryakıt istasyonunda saha betonuna rastlanılmadığı, saha betonu yapılacak alanın bulunmadığı, iş yeri önünün köy içi yol olduğu ve kamu tarafından asfaltlandığı ve asfalt altının toprak olduğu tespit edilmiştir. Yine talimat yoluyla alınan 02/08/2017 tarihli teknik bilirkişi raporuna göre dava konusun akaryakıt istasyonda bir adet benzin ve mazot pompası ile idare binasının bulunduğu tespit edilmiştir. Son olarak talimat yoluyla alınan 12/09/2017 tarihli mali bilirkişi raporuna göre davalının ticari kayıtlarının lehine delil vasfında olduğu, takibe dayanak faturanın davalı kayıtlarında bulunmadığı, faturanın tebliğine süresinde davalı tarafça itiraz edildiğinin tespit edildiği ve davalı kayıtlarına davalının davacıya borcunun olmadığı tespit edilmiştir.
Talimat sonrası alınan raporlara taraf vekillerinin beyanları sonrasında davacı ticari defter ve kayıtlarının ile sunduğu delillerinin değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi inceleme ara kararı oluşturulmuş olup 03/04/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre taraflar arasında son akaryakıt satışının 16/09/2010 tarihinde olduğu ve ödemenin yapılarak 20/09/2010 tarihi itibariyle akaryakıt alımına dair borcun kalmadığı, davacının 30/04/2011 tarihinde envanterden satış açıklamasıyla 6.144,31 TL faturanın davalı borcu olarak kayıtlara geçtiği, davacının kayıtlarında 01/07/2014 tarihinde 6.144,31 TL bedelin şüpheli alacak hesabına virman yapıldığı ve davacının takibe konu 6.144,31 TL alacağının 2011 yılı kayıtlarında mevcut olduğu bu tutara işlemiş faizin 2,850,96 TL ve faizin KDV’sinin 513,17 TL olduğu tespit edilmiştir.
Mali bilirkişi raporuna taraflarca itiraz beyan dilekçeleri sunulduktan sonra sözleşmenin sona erdiği 16/09/2010 tarihinden sonra davacı dağıtım şirketinin yalnızca ariyet verdiği pompa ve ekipmanı mevcut hali ile iadesi istenebileceğinden, bunun dışında kablolama alt yapı yazılım gibi sökülüp götürüldükten sonra tekrar kullanıma elverişli olmayan malzeme ve işçilik bedellerinin istenilemeyeceği gözetilerek davacı ve davalı vekillerinin sunmuş oldukları tüm faturalar, envanter listeleri, takibe dayanak fatura, taraflar arasındaki ihtarnameler ve talimat mahkemesince yerinde yapılan tespitler gözetilerek ek rapor alınması için dosya akaryakıt sektöründe uzman bilirkişiye sevk edilmiş olup 13/07/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre davacı taşınmaz yatırımlarının EPDK tarafından istasyona kurulması zorunlu otomasyon sistemi ilgili olarak yapıldığı, saha betonlanmasından kastın kabloların geçtiği yerlerin güvenliğinin sağlanması için atılan saha betonu olduğu belirtilerek sabit yatırım bedelinin 4,203,80 TL olduğu tespit edilmiştir. Belirlenen bu miktara mali bilirkişi raporunda belirtilen 25/05/2011temerrüt tarihinden itibaren takip tarihine kadar işleyecek avans faizi olan 1.862,24 TL ve faizin %18 KDV si olan 335,2032 TL ile birlikte takip tarihiyle birlikte toplam 6.401,24 TL üzerinden takibin devamına, asıl alacak 4.203,80 TL ye takip tarihinden avans faizi ve faizin %18 KDV işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, %20 oranındaki 1.280,25 TL icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile takibin 6.401,24 TL üzerinden devamına, asıl alacak 4.203,80 TL ye takip tarihinden avans faizi ve faize %18 KDV işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, %20 oranındaki 1.280,25 TL icra inkar tazminatının davalı tarafdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 437,27 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 115,79 TL harçtan mahsubu ile bakiye 321,48 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 115,79 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere, keşif harcı, bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 3.225,50 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 2.154,17 TL sinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan posta ve tebligat ücretinden oluşan toplam 33,00 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 10,95 TL sinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davalının üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/10/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”