Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/319 E. 2019/267 K. 25.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/319 Esas
KARAR NO : 2019/267

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/04/2017
KARAR TARİHİ : 25/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunduğu 03/04/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yurt dışında turizm faaliyetleri ile iştigal ettiğini, davalı şirketin yurt dışından ve yurt içinden gelen ilişkili kişilerin konaklaması için müvekkili ile anlaştığını, davalı şirketin cari hesap ekstresindeki 256.970,21 TL’ borcunu ödemediğini, davacı tarafından … 31. Noterliğinden keşide edilen … tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamenin tebliğ edildiğini ve buna rağmen borcunun ödenmediğini, bu durum üzerine icra takibi başlattığını, davalının bu takibe haksız olarak itiraz ettiğini, yapılan itirazların kaldırılmasını, icra takibinin devamını, alacağın ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilmesini, haksız yapılan itiraz dolayısıyla davalının %20 inkar tazminatı mahkumiyetini, mahkeme masraflarının ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunduğu 20/04/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın hem icra takibini hem de davasını yalnızca cari hesap dökümlerine göre hazırladığını ve başlattığını, davalı tarafından dava konusu borç kadar hizmet alımı yapıldığını iddia etmelerine rağmen bu hizmet alımlarına ilişkin hiçbir somut belgeyi ortaya koymadıklarını, davacının dava dilekçesinde e faturaların müvekkil şirkete gönderildiğinden bahsettiğini, fatura dayanak hizmet ve mal alımının olup olmadığını, bunun mevcudiyetine ilişkin bir açıklamada bulunmadığını, dava dilekçesinde davaya konu ileri sürülen alacağın kaynağının ispatlanması, açıklanması ve belge sunulması gerekirken; şirketin genel olarak yürüttüğü ticari faaliyetlerden bahsedilmesi, müvekkil şirketle ilgili hiçbir ticari ilişki ve sözleşmeden söz edilememesi, taleplerini kanıtlayacak herhangi bir belge ve kayıt olmadığını belirttiğini, haksız davanın reddini, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davacıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkememizce, 10/05/2018 celse ara kararı uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek davacının davalıdan takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmak üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi Türkan Özdemir tarafından ibraz edilen 21/11/2018 tarihli raporda; “dosyada, davacı ve davalı tarafa ait sunulan kayıtlar incelenmiş , taraf kayıtlarında davalının davacıya takibe konu edilen 256.970,21 TL tutarda borçlu kaldığı kaatine varıldığı” şeklindedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacının davalıya hizmet vererek fatura düzenlediğini, davalının borcunu ödemediğini iddia ederek başlattığı icra takibine karşı davalının böyle bir borç bulunmadığını iddia ederek yapmış olduğu itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf, turizm faaliyetleri kapsamında davalı tarafın misafirleri ve personellerine konaklama hizmeti verilmesi konusunda anlaştıklarını, ticari ilişki süresinde bu hizmeti verdiklerini ve bu nedenle cari hesap alacağı oluştuğu iddiasıyla icra takibi başlatmıştır. Davalı ise 15.02.2017 tarihinde borcun ve tüm ferilerine itiraz etmiştir. Bunun üzerine davacı tarafından işbu itirazın iptali davası açılmıştır.
Davalı cevap dilekçesinde, söz konusu hizmeti almadığını, borçlu olmadığını beyan etmiştir.
Yargılama sırasında tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan bilirkişi raporunda; Tarafların ikisinin de ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yapıldığını, usulüne uygun şekilde tutulduğunu, HMK m.222/2’de belirtildiği üzere sahibinin lehine delil olma şartlarına haiz olduğunu, iki tarafın defterlerinin incelenmesinde davacının faturalarının davalıda kayıtlı olduğu, davalının ödemelerinin davacıda kayıtlı olduğu, 2015 yılında devam eden bir ticari ilişki mevcut olduğunu, her iki ticari defterin birbirini doğruladığı, taraf kayıtlarında davalının davacıya icra takibinde belirtilen 256.970,21 TL tutarda borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ispat hukukuna ilişkin kısmında m.222’de ticari defterlerin ibrazı ve delil niteliği düzenlenmiştir. Söz konusu düzenlemeye göre; açılış kapanış onayı yapılmış, usulüne uygun tutulmuş ve birbirini doğrulayan ticari defterler sahipleri lehine delil teşkil ederler ve aksinin kesin delillerle kanıtlanması gerekir.
Somut olayda, davacı ve davalının ticari defterlerinin birbirini doğruladığı, ticari defterlerin HMK m.222’de belirtilen şartlara haiz olduğu, davacı ile davalının arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunun tespit edildiği, dava konusu cari hesap alacağının ve faturaların davalının ticari defter kayıtlarında da yer aldığı, davalı tarafın ticari defter kayıtlarında davacı tarafa icra takibinde belirtilen miktar olan 256.970,21 TL borçlu bulunduğunun tespit edilmesi ve aksini gösterir nitelikte delillerin davalı tarafından sunulmaması nedeniyle davalı tarafın hizmet alınmadığı ve borcu bulunmadığına ilişkin itirazının haksız olduğu ve yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Ve dava konusu faturaların ve cari hesap borcunun davalının ticari defterlerinde yer almasına rağmen bu itirazda bulunması hakkın kötüye kullanılması olarak mütalaa edilmiştir.
İtirazın iptali davasında icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacağın likit ve belirlenebilir olması ve davacının talep etmiş olması gerekir. Somut olayda davacının ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı ve belirli olan alacağın kanunen belirli, likit ve çekişmesiz bir alacak olduğu açıktır. Davacının talebinin olması de mevcut olması nedeniyle itirazın haksızlığına karar verilen davalının İİK m.67/2 gereğince %20 oranında inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
Faiz bakımından yapılan değerlendirmelerde, davacının icra takibinde belirttiği %10.75 oranındaki faizin TTK m.1530/7 ve TCMB oranlarına uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Ve takip tarihinden itibaren %10.75 oranında faiz uygulanmasına karar verilmiştir. Ancak icra takibine esas işlemiş faiz borçlunun itirazı kapsamında olmasına rağmen davacının işbu itirazın iptali davasının konusu etmemesi nedeniyle bu itiraza ilişkin değerlendirilme yapılmamış ve icra takibine konu işlemiş faize yapılan itiraz bakımından iptaline karar verilmemiş, iptal edilen itirazın dışında tutulmuş bu sebeple itirazın kısmen iptaline şeklinde hüküm kurulmuştur.
Tüm bu açıklanan nedenler ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davanın kabulüne, itirazın kısmen iptaline, takibin 256.970,21 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren %10.75 oranında faiz uygulanmasına, asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜNE, itirazın kısmen iptaline, takibin 256.970,21 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren %10.75 oranında faiz uygulanmasına,
2-Kabul edilen toplam alacak miktarı üzerinden hesap edilen 51.394,05 TL %20 icra inkar tazminatın davalıdan tahsiline,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 17.553,64 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 3.138,72 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 14.414,92 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 3.138,72 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 889,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 21.368,21 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/03/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸