Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/262 E. 2019/442 K. 29.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/262 Esas
KARAR NO : 2019/442

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2017
KARAR TARİHİ : 29/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 16/03/2017 tarihli dava dilekçesinde; davalı aleyhine 03.01.2017 tarihinde … 27. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile asıl alacağa ilişkin ilamsız takip başlatıldığını, ancak borçlunun yasal süresi içerisinde takip ve kötü niyetli olarak itiraz ettiği ve takibinde durduğunu, davalının icra takibine itirazının haksız ve yasal dayanaktan yoksun bir itiraz olup tamamen alacağın ödemesini geciktirmeye yönelik kötü niyetli bir itiraz olduğunu, davalının kötü niyetli olup söz konusu borcu ödememek için itiraz ettiği, oysaki müvekkili ile uzun süre ticaret yapmış sürekli olarak mal satın aldığını, almış olduğu ürünlerin karşılığı olarak da müvekkiline dört adet garanti bankasına ait çek verdiği, söz konusu çeklerin günleri gelmesine rağmen müvekkilinin ilgili çekleri bankaya ibraz etmediğini, müvekkilinin uzun süreden beri müşterisi olduğu için her defasında ödeyeceğini sözünü vermiş ve eğer çekleri yazılırsa ticari hayatın biteceğini söyleyerek müvekkilinin iyi niyetini uzun süre kullandığını, her defasında ödeme sözü veren davalının müvekkilini sürekli oyaladığı, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalı borçlunun haksız olan itirazın iptali ile takibin devamına 246.353,42 TL (masraf ve faiz hariç) miktarlı alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, haksız ve kötü niyetle itiraz eden borçlu aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, masraflar ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmişlerdir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde;” Müvekkili …’ın ticari alışverişini …’la yaptığı ve çekleri hamiline yazarak …’a verdiği ancak hamiline yazıldığı için çekleri …’ın ciroladığını, ve söz konusu icra takibi ile dava açıldığını, … …’ın oğlu olduğunu, … ile bir ticari bağları olmadığını, müvekkilinin …’a söz konusu çeki verdiğini, ödemelerini yaptığını, davacıya borçlarının bulunmadığı bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce davaya dayanak … 27. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası getirilmiş, yapılan incelemesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 180.000,00 TL asıl alacak, 66.353,42 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 246.353,42 TL üzerinden ilamsız icra takibinin yapıldığı, davalının yasal süresi içinde ödeme emrine itiraz ettiği, takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce, 26/02/2018 tarihli celse ara kararı ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Mali Müşavir … tarafından ibraz edilen 04/05/2018 tarihli raporda; Taraflar arasında ticari bîr ilişkinin bulunmadığı, davalı …’nın davacı ile aralarında ticari ilişkiyi kabul etmediği, ticari ilişki bulunan tarafların … Ltd. Şti. ve … olduğu davacı tarafın incelemeye sunmuş olduğu defterler ve faturalar üzerinden tarafımızdan tespit edilmiştir. davacı … tarafından incelemeye sunulan … LTD. STİ’ve ait 2008-2009-2010-2011-2012-2013-2014 ve 2015 yılları Yevmiye, Defteri Kebir ve Envanter defterlerinin 6102 sayılı yeni TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, sunulan defterlerin ayrı bir tüzel kişilik olan … Ltd. Şti.’nin olduğu ve davanın davacı … adına açılmış olduğu, bu durumda; Davacının vergi mükellefiyeti olup olmadığının tespitinin gerektiği, Şayet Vergi Mükellefiyetine sahip ise defter ve belgelerinin incelenmesi gerektiği, davacı ve davalının ticari ilişkilerinin ispata muhtaç olduğu, ticari iş ilişkileri tespit edilemeyen tarafların alacakları konusunda net bir tespit yapılamadığı, huzurdaki davanın net bir sonuca ulaşılabilmesi için davalı ve davacı yanların ticari defterlerinin incelenmesi gerektiği, dava konusu çeklerin davacı … tarafından cirolandığı dava dosyasında sunulan evraklar üzerinde görülmüştür. Davacının; 30.08.2012 ödeme tarihli … nolu 50.000,00 TL tutarındaki çek, 30.09.2012 ödeme tarihli … nolu 50.000,00 TL tutarındaki çek, 30.10.2012 ödeme tarihli … nolu 50.000,00 TL tutarındaki çek, 30.11.2012 ödeme tarihli … nolu 30,000,00 TL tutarındaki çek Toplam 180,000,00 TL tutarlı çeklerden dolayı alacağının tespit edilemediği, tarafların, inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin sayın mahkemenin takdirleri içerisinde kaldığı, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava; davacının toplam 246.353,42 TL’lik alacağının tahsili için yaptığı icra takibine davalının itirazı üzerine açılmış olan itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf, ticari ilişki kapsamında davalı taraftan 4 adet çeki aldığını, davalı tarafın çeki vadesinde ödemediğini, bu nedenle ilamsız takip başlatmıştır. Davalı taraf, davacı ile arasında bir ticari ilişki olmadığını, davacı …’ın …’ın oğlu olduğunu, çekleri …’a verdiklerini, çek bedellerini …’a ödediklerini, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, süresi içerisinde muhatap bankaya ibraz edilmeyen zamanaşımına uğramış toplam bedeli 180.000,00 TL olan 4 adet çekten dolayı davacının alacaklı olup olmadığına ilişkindir.
Davacı taraf zamaşımına uğramış dava konusu çeklerin delil başlangıcı sayılmasını ve bu hususta tanık dinlenmesini talep etmiştir. Mahkememizce duruşma aşamasının 26.02.2018 tarihli 3. Celsesinde davacının tanıkları dinlenmiştir. Davacı tanığı … beyanında; davacı …’a ait iş yerinde çalıştığını, davalı …’ın müşterileri olduğunu, mal sattıklarını, uzun süreden beri davacı ile davalının ticari ilişki içerisinde olduğunu dava konusu çeklerin davalı tarafından verildiğini, patronu ile davalı arasında ahbaplık ilişkisi bulunması nedeniyle vadesi geldiğinde davalı tarafın çekleri bankaya verilmemesini söylediğini bunun üzerine bankaya ibraz edilmediğini, vadesinden sonra da ödenmediğini belirtmiştir. Davacının diğer tanığı … de beyanında; davalı taraf ile davacının uzun süreden beri ticari ilişki içerisinde olduğunu, davalının davacının müşterisi olduğunu, almış olduğu mallara karşılık dava konusu çekleri verdiğini ifade etmiştir.
Yargılama sırasında taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan bilirkişi raporunda; davacının inceleme gününde dava dışı …Tic. Ltd. Şti şirketine ait ticari defterleri ve ve davalı adına kesilen faturaları sunduğu, sunulan belgelerin incelenmesinde; ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğunu, davalı … ile … arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, ancak davacı …’ın şahsına ait ticari defterleri sunmadığını, davacı ile davalı arasında ticari ilişki tespit edilemediğini, davalının ise ticari defterlerini sunmadığı belirtilmiştir.
Davacı taraf dava dışı … isimli şirketin kendisine ait olduğunu, davalı ile ticari ilişkiyi bu şirket üzerinden sürdürdüğünü beyan etmiştir. Dava dışı … Tic. Ltd. Şti şirketine ait ticaret sicil kayıtları incelendiğinde davacı …’ın şirketin %100 hissesine sahip olduğu ve şirketin müdürü olduğu görülmüştür.
Davalı tarafından sunulan ödeme dekontlarının incelenmesinde, ödemelerin dava konusu çeklere ilişkin bir ödeme olduğunu belirten bir açıklama bulunmadığı, ödemelerin dava dışı …’a yapıldığı, davacı tarafın yapılan havaleyi/ödemeyi kabul etmediği görülmüştür. Davalı tarafın dava konusu alacağa ilişkin olarak ödeme yaptığı iddiasını ispata yarar başkaca bir delil sunmadığı, sunulan delillerin de bu nitelikte olmadığı anlaşıldığından davalı tarafın borcun sona erdiği savunması dikkate alınmamıştır.
Uyuşmazlık taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı ve dava konusu çeklerin delil başlangıcı niteliğinde olup olmadığına ilişkindir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/3322 E. 2016/6655 K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere, zamanaşımına uğramış çeklerde kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilse bile taraflar arasında temel ilişki bulunması halinde böyle bir çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabilir ve alacaklı alacağını tanık dahil her türlü delille ispatlayabilir. Somut olayda Davacı …’ın her ne kadar şahsına ait kayıtlar bulunmasa da sahibi ve müdürü olduğu dava dışı … Ltd. Şti ile davalı arasında bir ticari ilişki bulunduğunun tespit edildiği, davacının ticari ilişkisini şahsı adına değil sahibi olduğu şirket adına yürüttüğü, davacı tarafın davalı ile olan ticari ilişkisini sahibi olduğu bir şirket aracılığıyla yürütmesinde ve bundan dolayı şahsına ilişkin hak sahibi olmasında hukuken bir engel olmadığı, taraflar arasındaki temel ilişkinin bu şekilde olabileceği kanaatine varılmıştır. Dolayısıyla davacı ile davalı arasında temel ilişkinin varlığı kabul edilmiştir. Yargıtay kararlarında belirildiği üzere taraflar arasında temel ilişki bulunması nedeniyle dava konusu çekler yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmiş ve davacının tanıkları dinlenmiştir. Tanık beyanlarında, dava konusu çeklerin davalı tarafından alınan malların karşılığı olarak verildiği, davacının alacaklı olduğu, davalının ödeme yapmadığı belirtilmiştir. Aynı zamanda tanık beyanları da ticari defter kayıtlarda bulunan ticari ilişkiyi doğrular niteliktedir. Tüm bu açıklanan nedenlerle davacının dava konusu çeklerden dolayı davalıdan alacaklı olduğu kanaatine varılmış ve asıl alacak ispatlanıp sübut bulduğundan bu alacak yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu icra takibinin incelenmesinde davacı tarafın dava konusu çeklerden dolayı 66.353,42 TL işlemiş faiz talep edildiği ve bu talebe de borçlu tarafından itiraz edilmiştir. Bilindiği üzere faiz aksi kararlaştırılmadıkça borçlunun temerrütü üzerine istenebilir. Dava konusu çeklerin üzerinde vade tarihi bulunsa bile zamanaşımına uğradığı görülmektedir. Davacı taraf kambiyo hukukundan doğan hakları ileri sürmeyip genel hükümlere göre alacak talep etmektedir. Bu bakımdan asıl alacak için davalının temerrüde düşürülmesi halinde faiz istenebilir. Somut olayda dava konusu alacak için takip tarihinden önce davalı tarafın temerrüde düşürüldüğüne dair bir belge ve kabul bulunmadığından takibin işlemiş faizine yönelik yapılmış itirazın iptaline karar verilmemiş, takibin asıl alacak üzerinden devamı yönünde hüküm kurulmuştur. Takip tarihi itibariyle temerrüt gerçekleştiğinden takip tarihi itibariyle yasal faize hükmedilmesine karar verilmiştir.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı yönünden yapılan değerlendirmede, alacak taraflar arasında likit ve belirlenebilir olduğundan, İİK m. 67/2 gereğince asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, takibin 180.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, itirazın kısmen iptaline, takibin 180.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 36.000,00 TL %20 icra inkar tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 12.295,80 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 4.207,11 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 8.088,69 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 4.207,11 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından aşağıda dökümü yapılan 814,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 594,76,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 16.750,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 7.648,88 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı .29/04/2019

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır

5070 Sayılı Kanun gereğince e-imza ile imzalanmıştır.

HARÇ BEYANI
K.H.= 12.295,80 TL
P.H.= 4.207,11 TL
B.H= 8.088,69 TL

DAVACI YARGILAMA GİDERİ
700,00-TL bilirkişi ücreti
114,00-TL posta gideri
814,00-TL Toplam yargılama gideri