Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/256 E. 2020/213 K. 09.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/256 Esas
KARAR NO : 2020/213

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 15/03/2017
KARAR TARİHİ : 09/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; 11/10/2015 günü davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile park halindeki aracına binmeye çalışan müvekkiline çarparak ağır yaralanmasına sebebiyet verdiğini ve olay yerinden firar ettiğini, kazada araç sürücüsü davalı …’ın asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin anılan kaza sebebiyle malul ve bakıma muhtaç kaldığını, davalı … adına kayıtlı olan davaya konu aracın kaza tarihinde davalı … şirketi tarafından sigortalandığı, müvekkili tarafından sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu ancak sigorta şirketinin müvekkiline herhangi bir ödeme yapmadığını, müvekkilinin kazadan hem fiziki olarak hem de psikolojik olarak etkilendiğini ve davalılar … ve …’ın müvekkilinin manevi zararlarını karşılaması gerektiğini bildirmekle 100,00 TL geçici iş göremezlik, 100,00 TL sürekli iş göremezlik ve 50,00 TL bakıcı giderleri olmak üzere toplam 250,00 TL’nin davalı … tarihine başvuru tarihini talep eden 8. İş günü sonundan itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı ….’ye usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle davalı …. Vekilinin mahkemize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; davacının müvekkili şirkete başvuru şartını yerine getirmediğini, davacının trafik kazasını 5 yıl önce yaşadığını ve 5 yıl önceki olay için ayrı ayrı maluliyetlerinin belirtildiği bir maluliyet raporunun müvekkili şirkete gönderilmediğini bildirmekle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı …’a usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle, davalı …’ın mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; olay günü darp edildiğini, darp sonucu sağ el bileğinin kırıldığını, araçlarında ilerlerken sağ taraftan başka arabaların arasından davacının ani şekilde çıktığı ve araçlarının aynasına çarptığını, dışarıdan gelen sesler sonucunda araçlarını durdurduklarını ve camların açık olması sonucunda dışarıdan darp edildiklerini, olayda davacıya zarar verilmediğini bildirmekle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı …’a usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle, davalı …’ın mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; olayın meydana geldiği yerde cenaze olduğunu ve yolun kalabalık olmasından dolayı yavaş gittiklerini, araçlarında ilerlerken sağ taraftan başka arabaların arasından bir kadının çıktığı ve araçlarının aynasına çarptığını, dışarıdan gelen sesler sonucunda araçlarını durdurduklarını ve camların açık olması sonucunda dışarıdan darp edildiklerini, karakola gittiklerinde davacının abisi olduğunu beyan eden …’in 3.500,00 TL para istediğini, olaydan bir gün sonra hastaneye gidip davacıya ziyaret etmek istediklerini ancak davacının ayakta tedavi edilerek taburcu edildiğini, olay anında eşinin bileğinin kırıldığını ve 3 ay alçıda kalmasının ardından ameliyat edildiğini, 2,5 yaşında çocuklarının olduğunu eşinin bileğinin kırık olması nedeniyle tüm işleri kendisinin yapması gerektiğini, mağdur oldukları beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkememizce … Eğitim ve Araştırma Hastanesine müzekkere yazılarak davacının tüm tedavi evraklarının mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … 62. Asliye Ceza Mahkemesine müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosya örneğinin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce ….’ye müzekkere yazılarak poliçe ve hasar dosyasının mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kuruluna müzekkere yazılarak davacının davaya konu kaza nedeniyle maluliyet oranının, geçici ve kalıcı iş göremezlik sürelerinin belirlenmesi istenilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumunun mahkememize sunmuş olduğu 15/08/2018 tarihli raporunda; maluliyet tayinine yer olmadığına, davacının iyileşme süresinin 11/10/2015 tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceğine dair görüş ve kanaatini bildirilmiştir.
Mahkememizce yargılamaya devam olunurken davalı … Anonim Sigorta A.Ş.’nin mahkememize sunmuş olduğu 04/09/2019 tarihli dilekçesi ile davacı yan ile sulh anlaşması yapıldığını, davadan feragat edilmesi halinde vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını bildirmiştir. Davacı vekilinin ise mahkememize sunmuş olduğu 09/12/2019 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat yönünden davalı …. İle sulh olunduğunu, maddi tazminat taleplerinin konusuz kaldığını bildirmişlerdir.
Mahkememizce … SGK’ya müzekkere yazılarak davalı … ve davalı …’ın gelir bilgilerinin, SGK dökümlerinin ve çalışıp/çalışmadığına ilişkin bilgi ve belgelerin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … İlçe Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalı … ve davalı …’a ait sosyal ekonomik durumunu bildirir bilgi ve belgelerin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davalı … şirketine ZMSS sigorta poliçesi ile sigortalı …’ın maliki olduğu …’ın sevk ve idaresindeki aracın kendisine çarpması sonucunda ağır yaralandığını iddia ederek maddi ve manevi tazminat taleplerinin davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalılar … ve … vermiş oldukları cevap dilekçelerinde, süratli olmadıklarını, kazadan sonra ailesinin darp edildiğini kalabalığın üstüne geldiğini, eşininin elinden yaralandığını, her hangi bir kusurları olmadığını bildirerek davanın reddini talep etmişlerdir.
Dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak ceza yargılaması yapan … 62. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/706 E. ve 2017/74 K. Sayılı ilamının incelenmesi sonucunda; dava konusu olayın, davalı …’ın … plakalı araç ile 11.10.2015 tarihinde saat 11:00 sularında … Mahallesi 192. Sokak üzerinde seyir halindeyken yolun kenarında park halinde bulunan araca binmek için yürümekte olan davacı …’e çarpması şeklinde meydana geldiği, olay mahallinin cenaze evi olduğu, kaza sonrası bir sürü insanın cenaze evinden çıkarak olay mahalline geldiği, davalı …’ın arabasının etrafının çevrilmesi üzerine dayak yemekten korkarak olay mahallinden uzaklaştığı anlaşılmıştır. Ceza mahkemesince yapılan maddi vakıa tespiti ile hukuk hakimi bağlı olduğundan dava konusu olayın bu şekilde gerçekleştiği kabul edilmiştir.
Yargılama sırasında davacının kaza nedeniyle maluliyete uğrayıp uğramadığının tespit edilmesi için dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumuna sevkine karar verilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından tanzim edilen 31.12.2018 tarihli raporda; davacının 11/10/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının Çalışma Gücü ve meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir. Davacı taraf, dava tarihinden önce … Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan 07.12.2015 tarihli raporda maluliyet oranının %24 olarak belirtildiğini, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından tanzim edilen rapor ile … Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından tanzim edilen rapor arasında çelişki bulunduğunu beyan ederek maluliyet raporuna itiraz etmiştir. Ancak İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından tanzim edilen raporun davacının tüm tıbbi evraklarının tetkik edilerek ve davacının bizzat muayenesi yapılarak tanzim edilmesi, raporun kaza ve poliçe tanzim tarihi itibariyle uygulanması gereken Çalışma Gücü ve meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri esas alınarak düzenlenmiş olması, … Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından tanzim edilen raporda hangi yönetmeliğin esas alındığının belirtilmemiş olması, ayrıca İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından tanzim edilen raporda davacının trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının Çalışma Gücü ve meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğunun tespit edilmesi nedenleriyle davacının maluliyet raporuna yönelik itirazları reddedilmiştir.
Kusur yönünden mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmasına yönelik ara karar oluşturulmuş, ancak davacının bilirkişi ücretini yatırmaması sebebiyle bilirkişi incelemesi yaptırılamamıştır. Bu sebeple dosya kapsamında bulunan ceza dosyası, ceza yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporu ve kaza tespit tutanağı mahkememizce değerlendirilerek; davalı …’ın … plakalı araç ile 11.10.2015 tarihinde saat 11:00 sularında … Mahallesi … Sokak üzerinde seyir halindeyken, yolun hafif rampa, havanın yağmurlu ve zeminin kaygan olması sebepleriyle yolun kenarında park halinde bulunan araca binmek için yürümekte olan davacı …’e çarpması şeklinde meydana gelen trafik kazasında, davalı …’ın yola ve aracının hızına gerekli dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle 2918 sayılı KTK m.52/1-b’de belirtilen “aracın hızını, aracın yük ve teknik özelliğine göre görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak” ihlalini gerçekleştirmesi nedeniyle kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğu, davacının kusursuz olduğu sonucuna varılmıştır.
Yargılama sırasında; davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 09/12/2019 havale tarihli dilekçesiyle; maddi tazminat yönünden davalı …. İle sulh olunduğunu, maddi tazminat taleplerinin konusuz kaldığını, manevi tazminat yönünden davaya devam ettiklerini bildirerek, sulh protokolünü mahkememize sunmuştur. Davacı vekilinin, vekaletnamesindeki sulh konusunda yetkili olduğu anlaşıldığından sulh beyanı doğrultusunda maddi tazminat talebi açısından konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Tarafların talep ve beyanları ile sulh protokolü kapsamında maddi tazminat talebi yönünden tarafların lehine ve aleyhine yargılama gideri, vekalet ücreti hükmedilmemiştir.
Manevi tazminat talebi açısından değerlendirme;
6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi (818 sayılı BK. 47. md.) hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Öncelikle davalılar … ve …’ın sosyal ve ekonomik araştırılmalıdır. Bu çerçevede yapılan araştırmalar sonucunda, … İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün 03/01/2020 tarihli tutanağından davalı …’ın ilkokul mezunu olduğu, çalışmadığı, oğlunun evinde kaldığı, üzerinde kayıtlı herhangi bir mal varlığının bulunmadığının ve 1 çocuğunun bulunduğu, yine … İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün aynı tarihli tutanağından davalı …’ın çalışmadığı, 500,00 TL yardım aldığı, ilkokul mezunu olduğu ve oğlunun evinde kaldığı, üzerinde kayıtlı herhangi bir mal varlığının bulunmadığının, sol ayağında platin bulunduğu ve sakat olduğu ve 1 çocuğunun bulunduğu anlaşılmıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu’na davalı … ve …’ın hizmet dökümlerinin celbi için yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda davalı …’ın sigortalılığının bulunmadığı bildirilmiş, davalı …’ın hizmet dökümü gönderilmekle herhangi bir emekli aylığı almadığı, mevcut bir işte çalışmadığı bildirilmiştir.
Somut olayda; meydana gelen trafik kazası sonucu davacı yaralanması nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; davalıların yukarıda anlatılan sosyal ve ekonomik durumu, kazanın meydana geliş şekli, kaza sonucunda davacının kalıcı bir maluliyetinin bulunmaması, kaza tarihinin 11/10/2015 tarihi olması, zararın ağırlığı, göz önünde bulundurularak davacı için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde 1.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Benzer yöndeki İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/517 E. 2019/4004 K. Sayılı ilamı;”Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıda meydana gelen yaralanmanın niteliği, davalının yaşı, tarafların, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yerindedir.” bu şekildedir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; maddi tazminat talebi konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 11/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müteselsilen tahsiline dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Maddi tazminat talebi konusuz kaldığından bu talep açısından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 1.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan müteselsilen tahsiline, kaza tarihi olan 11/10/2015 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 68,31 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 52,09 TL harçtan mahsubu ile bakiye 16,22 TL harcın davalılar … ve …’dan müteselsilen tahsil edilerek Hazineyi irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan peşin harç 52,09 TL’nin davalılar … ve …’dan müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Maddi tazminat davası yönünden tarafların karşılıklı olarak talepleri olmadığından yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından manevi tazminata ilişkin olarak yapılan 8,90 TL posta masrafının davanın kabulü oranında yapılan hesaplama neticesinde 0,58 TL yargılama giderinin davalılar … ve …’dan müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından belgelendirilen herhangi bir masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen manevi tazminat dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
10-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalılar … ve … tarafının yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı 09/03/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”