Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/134 E. 2019/889 K. 01.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/134 Esas
KARAR NO : 2019/889

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2015
KARAR TARİHİ : 01/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 23/12/2015 tarihli dava dilekçesinde; davalı şirket ile 30/01/2014 franchise sözleşmesi imzalayarak bir hediyelik eşya mağazası işletmek üzere yatırım yaptıklarını, müvekkilinin franchise giriş bedelini ödediğini, dükkan kiraladığını ve bir takım harcamalar yaptığını, ancak davalının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğini, nihayetinde müvekkilinin sözleşmeyi feshettiğini beyanla, müvekkilinin davalının sözleşme ile ile yüklendiği edimlerini yerine getirmemesi nedeni ile müvekkilinin uğradığı zararın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; müvekkilinin bütün Franchise Sözleşmesi imzaladığı taraflara aynı sözleşme yükümlülüklerini aynı şartlarda uyguladığını, müvekkili şirketin çalıştığı bütün bayilerine online sipariş aldığını ve verilmediği iddia edilen el kitabının online ve güncel olarak sunulduğunu, dava dilekçesindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; davacının davalı şirket ile 30.01.2014 tarihli franchise sözleşmesi imzalayarak bir hediyelik eşya mağazası işletmek üzere yatırım yaptıklarını, bu kapsamda franchise giriş bedeli ödediğini, …’da mağaza kiralayarak bir takım harcamalar yaptığını, davalının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğini bu nedenle sözleşmeyi feshetttiklerini, davalının sözleşme gereği edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle uğradıkları zararın ticari faizi ile tahsili istemine ilişkindir.
Dava değeri, davacı vekili tarafından 65.402,00 TL olarak ıslah edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde, 2015/1239 Esas, 2015/922 Karar sayılı kararı ile 25/12/2015 tarihinde, davaya bakmaya Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan, davanın görev nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2016/43 Esas, 2016/121 Karar sayılı kararı ile 14/07/2016 tarihinde, davacı … tarafından davalı şirket aleyhine açılan davada mahkemelerinin görevsizliğine, uyuşmazlığa bakma görevinin Ticaret Mahkemelerine ait olması nedeniyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 2016/13541 Esas, 2017/512 Karar sayılı kararı ile 14/07/2016 tarihinde; 6100 sayılı HMK’nın 21.ve 22. Maddeleri gereğince İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin Yargı Yeri Olarak Belirlenmesi yönünde karar verilmiştir.
Mahkememizce, … Nöbetçi ATM’ye talimat yazılarak, re’sen seçilecek mali müşavir bilirkişi aracılığıyla davacı defterlerinde inceleme yapılarak, taraflar arasındaki sözleşme ve bu sözleşme kapsamında davacının yaptığı masraf olup olmadığı, varsa bunların defterlerde yer alıp almadığı ve miktarının ne olduğu, sözleşmenin feshi nedeniyle uğradığı zararın olup olmadığı ve miktarının ne kadar olduğunun tespitinin istenmesine, karar verilmiş olup, talimat mahkemesine bilirkişi tarafından ibraz edilen 16/03/2018 tarihli raporda; davacı tarafın ticari defterleri ve belgelerine göre; dava konusu olan işyeri için davacının KDV dahil toplam 21.067,28 TL tutarında tefrişat harcaması yaptığı, dava konusu işyeri için davacının KDV dahil toplam 123.112,04 TL tutarında işyeri kira harcaması yaptığı, davacı tarafın ticari defterleri ve belgelerine göre, davacının KDV dahil toplam 79.657,39 TL tutarında davalı şirketten mal alışı yaptığı, davacının işletme defteri tutması nedeniyle davalı adına kayıtlı olan faturalara istinaden davacının ne kadar bir ödeme yaptığı ve davalı şirkete ne kadar borcunun kaldığı ile ilgili bir tespitin yapılamadığı, dava konusu olan işletmenin ticari faaliyetinin devam ettiği 2014 ve 2015 yılında davacının toplam 44.334,78 TL tutarında net zarar elde ettiğinin tespit edildiği görüş ve kanaatini takdiri mahkememize ait olmak üzere bildirmiştir.
Mahkememizce, dosyanın Mali Müşavir Bilirkişi … ve İşletme Mühendisi Bilirkişi …’a tevdi edilerek, davalının defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapıp taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalının sözleşme gereğini yerine getirmemesinden dolayı davacının yapmış olduğu ödemeler, masraf, harcama ve sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zararın ne kadar olduğuna ilişkin rapor düzenlenmelerinin istenilmesine, karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından ibraz edilen 20/06/2018 tarihli raporda; el kitabının verilmemesi ve eğitim desteğinin de ihmal edilmesi ise sözleşmeyi feshi haklı kılacak ağırlıkta bir sebep olarak gözükmediğinden, davacının feshi dayandırdığı sebepleri haklı sebep kategorisine erişen, sözleşmeyi çekilmez kılan sebepler olarak nitelendirmenin takdiri mahkemeye ait olmak üzere mümkün olmadığının değerlendirildiğini, mahkemenin sözleşmenin feshinin haklı sebep olduğu, davalı tarafın el kitabı ile eğitim desteği vermesinin sözleşmenin feshine sebep teşkil edeceği hakkında karar ittihazı halinde davacının 2015 yılı işletme zararını davalıdan talep edebileceği ve rakama dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %10,50 oranından başlayacak değişen oranlarda avans faiz uygulanması gerekeceği, sonuç ve kanaatine vardıklarını takdiri mahkememize ait olmak üzere bildirmişlerdir.
Mahkememizce, dosyanın önceki bilirkişi heyetine verilip davalı defterleri yeniden incelenip, davalının sözleşmenin 4.-5. ve 7.maddelerindeki destekleri verip vermediği, davalının sözleşmenin 20.maddedeki kuralı ihlal eden satışlar yapıp yapmadığı ve davacının talep ettiği zararların oluşup oluşmadığı varsa miktarına ilişkin rapor düzenlenmesinin istenmesine, karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından ibraz edilen 25/01/2019 tarihli ek raporda; davacının ve davalının sözleşmenin 4. 5. 7.ve 20.madde hükümlerine yapmış oldukları iddia ve savunmalar da dahil olmak üzere 6100 sayılı HMK’nın 266/c.2 hükmü ve 6754 sayılı Kanun’un 3/3 hükmü gereği tamamen ve münhasıran mahkememize ait olduğunu, bunun yanı sıra HMK 282 gereği bilirkişi görüşü sayın mahkemeyi tayit etmediğinden,mahkemenin davacının talep ettiği maddi tazminat sözleşme hükümlerinin yorumu bütündeki hususların tümünü değerlendirerek ve icabında, tamamen davacı savları veya tamamen davalı savunmaları yönünde hüküm kurmakta muhtar olduğunu beyan ile kök raporlarında varmış oldukları maddi tespit ve kanaatlerine aynen muhafaza ettikleri hususunda görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı ve davalı arasında Franchise Sözleşmesi akdedildiği, davacının franchise veren konumundaki davalının sözleşme ile üstlendiği edimleri yerine getirmediğinden sözleşmeyi feshetmek zorunda kalındığından bahisle uğranılan maddi zararın davalıdan tahsili talep ettiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 30/01/2014 tarihli olduğu, davalının franchise veren davacının ise bayi sıfatı ile sözleşmeyi imzaladıkları, taraflar arasındaki ihtilafın davacının feshinin haklı olup olmadığı, diğer yandan davalının sözleşmesel edimlerini yerine getirip getirmediği, dolayısı ile davalıdan davaya konu ettiği gibi alacağının doğup doğmadığı hususundan kaynaklandığı görülmüş, davacı tarafça davalının eğitim desteği ve el kitabı verilmesi edimlerini yerine getirmediğine yönelik iddialarına ilişkin sözleşmenin feshinden önce sözleşmeye aykırı hareket edildiğine dair bir kaydının veya ihbarının bulunmadığı, davacının davalının feshe gerekçe olarak gösterdiği hallerin mevcut olup olmadığını ispat edemediği, diğer yandan franchise sözleşmesinin ancak haklı sebeplerle feshedilebileceği, davacının sözleşmenin feshini gerektirecek, haklı sebep sayılacak nitelik ve ağırlıkta delil ortaya koymadığından davacının davasının reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 44,40 TL’nin, peşin alınan 170,78 TL ve ıslah harcı olan 956,34 TL olmak üzere toplam 1.127,12 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 1.082,72 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 7.544,22 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/10/2019

Katip …

Hakim …

Harç Beyanı
K.H.=44,40 TL
P.H.+I.H=170,78 TL+956,34 TL=1.082,72 TL
İ.H.= 1.082,72TL

Davacı yargılama gideri
3.350,00 TL bilirkişi ücreti
485,00 TL posta gideri
3.835,00TL Toplam yargılama gideri