Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1154 Esas
KARAR NO : 2018/395
DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 26/12/2017
KARAR TARİHİ : 05/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 26/12/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile …’in …nin %50 şer payla ortak olduklarını, şirketin yönetim kurulu başkanı olarak davalı …’in ve yönetim kurulu başkanı yardımcısı olarak da müvekkili …’ın 3 yıl süre ile yönetim kurulu üyeliğine atandığını, yönetim kurulu üyelerinin müştereken temsil ve ilzama yetkili olup şirket yönetiminde çifte imza ile hareket ettiklerini, dava konusu şirketin … Prodüksiyon (…) ile sunuculuğunu …’in yapacağı … programının yapımcılığını gerçekleştirmek üzere 05/06/2015 tarihli yapım sözleşmesi imzalandığını, iş bu sözleşmenin 27/06/2015 tarihinde yürürlüğe girdiğini ve 30/06/2018 tarihine kadar 3 yıl ve bu tarihten itibaren tarafların karşılıklı anlaşması halinde 30/06/2020 ye kadar +2 yıl süre ile geçerli olacak şekilde imzalandığını ve halen yürürlükte olduğunu, söz konusu sözleşmenin … tarafından gönderilen … 22 Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numralı ihtar ile tek taraflı olarak haksız sebeple feshedildiğini, davalı …’in …’in kocası olup, davalı şahıs ile davacı müvekkilinin eşit hisse sahibi ortak olarak kurmuş oldukları davalı şirketin kurulmasında asıl amacın bahsi geçin … programının yapımını gerçekleştirmek olduğunu , bu amaç dışında herhangi bir faaliyette bulunulmadığını, müvekkili tarafından … 30 Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile şirket adına atılacak adımların mevzuata uygun şekilde yerine getirilmesi amacıyla davalı …’in 08/12/2017 tarihli yönetim kurulu toplantısına çağrıldığını, ancak davalı … tarafından gönderilen cevabı ihtarnamede işlerinin yoğunluğu sebebiyle yönetim kurulu toplantısına katılamayacağını bildirdiği, şirket esas sözleşmesinde müştereken temsil zorunluluğu bulunması sebebiyle müşterek bir karar alınması gerekli ise de gereken kararların alınamadığını, şirketin fiili durumda faaliyetini sürdürmekten aciz hale geldiğini bildirerek; davalı şirket yönetim kurulu başkanı …’in tedbir yolu ile idare, temsil ve imza yetkilerinin kaldırılarak ilgili mevzuat gereğince gerekli önlemlerin alınmasına, şirkete ihtiyati tedbir yolu ile kayyım atanmasına, kayyımın yönetim kurulu başkanı …’in yetkilerini kullanmasına, davalı …’in her türlü idare ve temsil yetkilerinin kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı … vekili vermiş olduğu 24/01/2018 tarihli cevap dilekçesinde; tarafların şirket yönetiminde müştereken temsil ve ilzam yetkisi bulunmakla birlikte şirket faaliyetlerinde 3 yıldır çift imza gerekliliği konusunda hiç bir sorun yaşanmadığını, şirketin hiç bir faaliyetinin aksamadığını, davacı yanın kötü niyetli olduğunu, şirketin fiili durumunda faaliyetini sürdürmekten aciz hale gelmiş olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, şirket yönetiminde hiç bir hukuksuzluk ve şirket menfaatine aykırı işlem yahut karar alınamaması durumunun söz konusu olmadığını, şirket yönetim yetkilerinin müvekkiline kullandırılmaması ve yetkilerinin ihtiyati tedbiren kaldırılması sebebiyle müvekkili açısından ciddi zararlar doğuracağını, davacı tarafın dava konusu şirket ile müvekkilinin eşi … arasında sona eren hukuki ve ticari ilişkide müvekkilini sorumlu tutarak şirkete kayyım atanmasına yönelik talebinin haksız kazanç beklentisi ile ileri sürdüğünü bildirerek; davacının dava konusu şirkete kayyım atanması talebinin reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan …usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş olup cevaplarını sunmamıştır.
6102 sayılı TTK’nun 530. Maddesinde uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli olan organlarından biri mevcut değilse, veya genel kurul toplanamıyorsa pay sahipleri şirket alacaklıları veya Sanayi ve Ticaret Bakanlığının istemi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi yönetim kurulunu dinleyerek şirketin durumunu kanuna uygun hale getirmesi için bir süre belirler ve bu süre içerisinde durum düzeltilmezse mahkemenin şirketin feshine karar verebileceği, dava açıldığından mahkemece taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemlerin alınabileceği düzenleme konusu yapılmıştır.
Davalı …ne ait ticaret sicil özeti getirtilmiş, yapılan incelemesinde; davacı …’ın %50, davalı …’in %50 hisseye sahip ortak oldukları, yönetim kurulu üyelerinin … ve …’tan oluştuğu, yönetim kurulu başkanının … olarak seçildiği, yönetim kurulu ve yönetim kurulu başkanının şirketi müştereken temsil ve ilzama yetkili oldukları, şirketin kuruluş tescilinin … tarihli .. sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, 2015 yılına ait olağan genel kurul toplantısının 26/07/2016 tarihinde yapıldığı, 08/08/2016 tarihli 9132 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği görülmüştür.
Davacı tarafından şirket ile diğer yönetim kurulu … arasında menfaat çıkar çatışması olması ve genel kurulun toplanamaması sebebiyle şirkette organ eksikliği olduğu ileri sürülerek TTK.nun 530.maddesi gereğince şirkete kayyum tayin edilmesi talebinde bulunulmuş ise de; ticaret sicil gazetesinden yapılan inceleme sonucunda şirkette organ eksikliğinin bulunmadığı, davacı ile davalı …’in müşterek imzaları ile şirketi temsile yetkili oldukları, en son genel kurulunun 2016 yılında yapıldığı, uzun yıllar genel kurulun toplanamaması gibi bir durumun söz konusu olmadığı, TTK.nun 530.maddesinde düzenlenen organ eksikliği ve genel kurulun uzun süre toplanamaması gibi koşulların gerçekleşmediği, TTK’nun 364. maddesi uyarınca da yönetim kurulunu azil yetkisinin genel kurulun mutlak yetkilerinden olduğu, Mahkemece genel kurulun mutlak yetkisinde bulunan yönetim kurulu üyesinin temsil ve idare yetkisinin kaldırılarak şirket idaresinin kayyuma verilmesinin mümkün olmadığı (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2014/4548 , 2015/2472 sayılı ilamı da bu yöndedir.) anlaşıldığından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davacının davasının reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 35,90 TL’nin, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile eksik yatırılan 4,50 TL’nin tahsil kabiliyeti bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
5-Davalı … tarafından yapılan 28,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
6-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı ile davalı vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341.maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/04/2018
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …