Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1153 E. 2019/180 K. 27.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1153 Esas
KARAR NO : 2019/180

DAVA : Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi (Depo Edilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 26/12/2017
KARAR TARİHİ : 27/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 26/12/2017 tarihli dava dilekçesi özetle; müvekkili banka ile …Tic. A.Ş. Arasında Genel Alacaklı Cari Hesap Sözleşmesinin imzalandığını ve firma talebi sonrasında gerekli tetkikler yapılmak suretiyle firmaya çek karnesi verildiğini, davalı taraf adına keşide olunduğunu bildirildiği … 15. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile tedavülde olan çek yaprakları ile ilgili toplamda 27.690,00 TL gayri nakdi kredi borcu olduğunu, söz konusu bedelin … numaralı hesabına yatırılması aksi halde kanuni yollara başvurulacağı, faiz, masraf ve vekalet ücretine muhatap olunacağına dair ihtar edildiğini, ancak davalıların söz konusu bedeli yatırmadığı beyan ederek 27.690,00 TL gayri nakdi kredi borcunun müvekkil banka nezdinde faaiz getirmeyen bir hesaba depo edilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edildiği görülmekle, davalılar vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; müvekkili şirketlerin tescilli adreslerinin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu iş bu sebeple İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkisizliğine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketlere … 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin … D.iş sayılı kararı ile olağanüstü hal kapsamında bazı düzenlemeler yapılması hakkında 674 sayılı Kanunun Hükmünde Kararname’nin 13. Ve 19. Maddeleri ile CMK 133/1 maddesi kapsamında … yetkililerinin kayyum olarak tayin edildiğini, müvekkili şirketin … atadığı yöneticiler tarafından yönetildiğini, yargılaması devam eden FETÖ/PYD terör örgütüne irtibatı nedeniyle adli makamlarca soruşturulduğunu, şirketin ortak ve eski yetkililerine işi terk veya tutukluluk nedeniyle uzun süredir ulaşılamadığını, şirketler uhdesindeki tüm evrak ve kayıtlara adli ve idari makamlarca el konulduğunu ve inceleme yapıldığını bildirmekle bu evraklara ulaşmanın zor olduğunu, davacının dava dilekçesinde Genel Alacaklı Cari Hesap Sözleşmesi olarak belirtilen sözleşmenini hangi içeriğe sahip bir sözleşme olduğunun anlaşılmadığını, yine davacı yanın bahsettiği tedavülde olan çek yapraklarının ne kadar bedelli olduğunu, kime düzenlenmiş olduğunu, hangi çekler olduğunun da anlaşılmadığını, davacı yanın tek taraflı olarak genel işlem şartları içeren bir sözleşme olduğunun düşünüdüğünü, müvekkili şirketin bir borcu olmadığını ve bu nedenle anılan sözleşmenin geçersiz olduğunu, tüm boş çeklerin müvekkili şirkete … yetkililerinin kayyum olarak atanmasından sonra davalı bankaya iade edildiğini, 678 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 37. Maddesi uyarınca müvekkili şirketin borçlarından ötürü öncelikle kefil olan diğer borçlulara müracaat edilmesinin zorunlu olduğunu, 22/11/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 678 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 37. Maddesine göre Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun kayyum olarak atandığını, şirketin borçlarından ötürü öncelikle diğer kefil olan borçlulara müracaat edilmesinin zorunlu olduğunu bildirmekle davanın tümüyle reddine karar verilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyası toplanan deliller ışığında Emekli Kamu Bankası Başmüfettiş’i bilirkişi …’a tevdii edilmiş olmakla, bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 30/10/2018 tarihli raporda; dava tarihi itibariyle meri bulunan 14/12/2009 tarihinde 5941 sayılı çek kanunundan önce 3167 sayılı çekle ödemelerin düzenlenmesi ve çek hamillerinin korunmsı hakkında kanunun yürürlükte bulunduğunu, dava konusu ile ilgili olarak 3167 kanunun10. Maddesinde aynen “Muhatap banka. Süresinde ibraz edilen çekin karşılğının bulunmaması halinde her çek yaprağı için üçyüzmilyon liraya kadar ve kısmen karşılığının bulunması halinde ise bu miktarı her çek yanprağı için üçyüzmilyon liraya tamamlayacak biçimde ödeme yapmakla yükümlüdür. Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmündedir. Yukarıda belirtilen sorumluluk miktarı; Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığınca yayımlanan toptan eşya fiyatları yıllık endeksindeki değişmeler göz önünde tutularak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından her yıl Ocak ayında belirlenir ve Resmi Gazetede yayımlanır” hükmünün mevcut bulunduğunu, 3167 sayılı yasadan sonra yürürlüğe giren 5941 sayılı Yası’nın:3. Maddesinde “Karşılığı bulunan çek, hesabın bulunduğu muhatap bankanın hangi bir şubesine ibraz edildiğinde hamilin varsa vergi kimlik numarası saptandıktan sonra ödenir. Ancak çek hesabın bulunduğu şubeden başka bir şubeye ibraz edildiğinde, o şubece karşılığı sorulmak suretiyle ödenir. Karşılıksızdır işlemi, muhatap bankanın hamile kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarın dışında, çek bedelinin karşılanamayan kısmıyla sınırlı olarak yapılır. Muhatap banka ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için; a9 karşılığının hiç bulunmaması halinde 1)çek bedeli altıyüz Türk Lirası veya üzerinde ise altıyüz Türk Lirası, 2)Çek bedeli altıyüz Türk Lirasının altında ise çek bedelini… Ödemekle yükümlüdür. Bu husus hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir fayri nakdi kredi sözleşmesi hükmündedir. Bu fıkradaki miktar Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan fiyat endekslerindeki yıllık değişmeler göz önünde tutularak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından her yıl Ocak ayında belirlenir ve Resmi Gazete’de yayımlanır.” 5. Maddesinde “Muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutar dahil kısmi ödemenin hamil tarafından kabul edilmemesi halinde, ikinci fıkra hükmüne göre karşılıksızdır işlemi yapılır; ibraz tarihi ile ödememe nedeni çekin üzerine yazılır ve çek, üzerine imzası alınarak hamiline geri verilir; ön ve arka yüzünün fotokopisi banka tarafından saklanır. Çek hesabında hiç karşılığın bulunmaması ve hamilin sadenece muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutarın ödenmesini talep etmesi halinde de bu fıkra hükmüne göre işlem yapılır.” 6. Maddesinde “Muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutar dahil kısmi ödeme halinde, çekin ön ve arka yüzünün onaylı fotokopisi ücretsiz olarak hamile verilir. Çek hamili, bu fotokopiyle müracaat borçlularına veya kambiyo senetleri hakkındaki takip usullerine başvurabileceği gibi, Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunurken dilekçesine bu fotokopiyi ekleyebilir ve bunun icra daireleri ile mahkemelerde ispat aracı olarak kullanabilir. Mahkeme veya icra dairesinin istemi halinde çekin aslı bu mercilere gönderilir.” Davacı bankanın … A.Ş.’ye verilmiş olan çek karnelerinden karşılıksiz çıkan ve muhatap bankaya teslim edilmeyen çek yaprak bedellirini talep ettiğini, taraflar arasında … A.Ş.’nin sorumluluğunu gerektirir bir sözleşmenin mevcut olduğunu, Yargıtay uygulamaları ile de kabul gördüğünü belirttiği bankaların yasa gereği ödemele yükümlü oldukları her bir çek yaprağına ilişkin bedelin depo edilmesini isteyebilmeleri için çek karnesi alan müşteri ve varsa kefili ile aralarında tanzim etmiş oldukları sözleşmede açık hüküm bulunması şartı arandığını, davacı bankanın keşide ettiği ihtarname içeriği ile … A.Ş.’nin temerrüde düştüğünü,taraflar arasındaki akdedilmiş yasanın aradığı şartlara haiz geçerli bir sözleşem olduğundan dolayı davacının iddiasının doğru olduğu kanaatine varıldığını, davacı bankanın yasa gereği ödemekle yükümlü olduğu her çek yaprağı için miktarın depo edilmesini isteyebilmesi için asıl borçlu ve kefiller yönünden sözleşmede hüküm bulunması gerektiğini mahkemece sözleşme hükümlerinin tartışılıp bu konuda açık bir hüküm bulunup bulunmadığı tespit edildikten sonra sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir. Kefalit sözleşmesi madde 3’de “kefil GKS’ler kapsamında kredi alana kullandırılacak nakdi ve gayrinakdi kredilerden doğmuş ve doğacak tüm borçlar ile kredi alanın her nesurette olursa olsun asaleten veya kefalaten doğmuş tüm borçlarının bu borçların faiz temerrüt faizi, vergi, komisyon gibi ferileri ve tahsili için vekalet ücreti ile gerekli her türlü masrafları da dahil olmak üzere geri ödenmesine kredi alan ile beraber kefil olmayı kabul ettiğini taahhüt eder.” hükmünün haiz olduğunu, söz konusu sözleşmeyi asaletin … A.Ş. Ve kefaleten … A.Ş. Yetkililerinin şirket kaşeleri üzerine attıkları imzalar ile yükümlülük altına girdiklerinin belirlendiğini, ancak …bank A.Ş. Çek alındı makbuzlarının dosyaya sunulmadığının dosya kapsamında belirlendiğini beyan etmekle sonuç olarak; davacı bankanın … Ticari Merkez Şubesi tarafından … A.Ş.’ye verilmiş olan çek karnelerinden karşılıksız çıkan ve muhatap bankaya teslim edilen çek yaprak bedellerini talep ettiğini, taraflar arasındak … A.Ş.’nin sorumluluğunu getirir bir sözleşmenin mevcut olduğunu, davacı bankanın keşide ettiği ihtarname içeriği ile … A.ş.’nin ve kefili … A.Ş.’nin temerrüde düşürdüğünü, taraflar arasında akdedilmiş yasanın aradığı şartlara haiz geçerli bir sözleşme olduğundan dolayı davacının iddiasının doğru olduğu kanaatine varıldığını, bu bağlamda taraflar arasında … A.Ş.’nin sorumluluğunu gerektirir bir sözleşmenin mevcut olduğunu, Yargıtay uygulamaları ile de kabul gördüğü üzere bankaların yasa gereği ödemekle yükümlü oldukları her bir çek yaprağına ilişkin bedelin depo edilmesini isteyebilmeleri için çek karnesi alan müşteri ve varsa kefili ile aralarında tanzim etmiş oldukları sözleşmede açık hüküm bulunması şartı arandığını, kefalet sözleşmesi kapsamında madde 3’de bu konuda açık hüküm bulunduğunu, davacı bankanın keşide ettiği ihtarname içeriği ile … A.Ş.’nin ve kefil … A.Ş.’nin temerrüde düşürdüğünü, taraflar arasında akdedilmiş yasanın aradığı şartlara haiz geçerli bir sözleşme olduğundan dolayı davacının iddiasının doğru olduğunun kabulü gerektiğini, bu bağlamda … A.Ş. Ve kefil sıfatı taşıyan … A.Ş.’nin toplam 27.690,00 TL’nin bankanın uygun gördüğü faiz alınmayan hesaba yatırmaları gerektiği kanaatini bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde:araflar arasındaki kredi ilişkisi nedeniyle davalı tarafın elinde bulunan tedavüldeki çek yaprakları ile ilgili sorumluluk miktarından kaynaklanan 27.690 TL Gayri Nakdi kredi borcunun depo edilmesi talebine ilişkin davadır.
Davacı bankanın … Ticari Merkez Şubesi tarafından … A.Ş.’ye verilmiş olan çek karnelerinden karşılıksız çıkan ve muhatap bankaya teslim edilen çek yaprak bedellerinin talep edildiği, taraflar arasında … A.Ş.’nin sorumluluğunu getirir bir sözleşmenin mevcut olduğu, davacı bankanın keşide ettiği ihtarname içeriği ile … A.Ş.’yi ve kefili … A.Ş.’yi temerrüde düşürdüğü, taraflar arasında akdedilmiş yasanın aradığı şartlara haiz geçerli bir sözleşme olduğundan bankaların yasa gereği ödemekle yükümlü oldukları her bir çek yaprağına ilişkin bedelin depo edilmesini isteyebilmeleri için çek karnesi alan müşteri ve varsa kefili ile aralarında tanzim etmiş oldukları sözleşmede açık hüküm bulunması şartı arandığından kefalet sözleşmesi kapsamında madde 3’de bu konuda açık hüküm bulunduğu anlaşılmakla … A.Ş. ve kefil sıfatı taşıyan … A.Ş.’nin 27.690,00 TL’yi bankanın uygun gördüğü faiz alınmayan hesaba yatırmaları gerektiği dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalılar her ne kadar 678 Sayılı KHK m. 37 uyarınca davanın reddini savunmuş ise de Y. 12. HD. 27/11/2018 T. 2017/7110 E. 2018/12260 K. Sayılı ilamında “Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyum olarak atandığı şirketlerin, müşterek müteselsil borçluluğu kapsayan kefaletler dahil, kefil olduğu borçlarda ise kayyumluğun devamı süresince borcun öncelikle asıl alacaklıdan ya da diğer kefillerden tahsili yoluna gidilir.” hükümlerini getirmiştir. 678 sayılı KHK’nın 37. maddesi açıkça …’nin kayyum olarak atandığı şirketler aleyhine takip yasağı düzenlemesi getirmemiş, borçların tahsilinde izlenecek yolu belirlemiştir.” denildiğinden davalıların iddiasının tahsil aşamasıyla ilgili olduğu infazda dikkate alınacak nitelikte olduğundan bu itirazlarının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 27.690,00 TL gayri nakdi alacağın davacı bankaya ait faiz getirmeyen bir hesapta davalılarca müştereken ve müteselsilen depo edilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 472,88 TL harçtan mahsubu ile bakiye 428,48 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL peşin harç ile 693,50 TL posta, müzekkere, bilirkişi ücretlerinen oluşan toplam 737,90 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın niteliği itibariyle takdiren 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan herhangi bir masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/02/2019

Katip

Hakim

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”