Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1140 E. 2018/493 K. 04.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1140 Esas
KARAR NO : 2018/493

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2017
KARAR TARİHİ : 04/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 22/12/2017 tarihli dava dilekçesinde; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yapılan eser sözleşmesi gereğince müvekkili şirket davalı şirkete kompozit cephe, cam giydirme ve alüminyum doğrama işleri yaptığını, Müvekkili şirket sözleşme gereğince edimlerini yerine getirmiş ve 27.09.2017 tarihli 47.206,00 TL bedelli faturayı tanzim ederek davalı şirkete verdiğini, davalı tarafın müvekkili şirketin hesabına 01.08.2017 tarihinde 15.000 TL ve 23.08.2017 tarihinde 15.000 TL olmak üzere toplam 30.000 TL ödeme yaptığını, davalı şirket bakiyenin ödenmesi yönündeki şifahi talepleri göz ardı edince davalı şirkete … 36. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasından bakiye 17.206,00 TL asıl alacak ve 321,73 TL işlemiş faizi için takip başlatıldığını, Davalı şirkete ödeme emri tebliğ edildiğini, davalı vekilince borca itiraz başvurusu yapıldığını, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, müvekkil şirketin alacağının cari hesaba ve ticari ilişkiye dayanması, ticari defterler ve sözleşmeler göz önüne alındığında alacak likit olduğundan haksız ve mesnetsiz olarak takibin durdurulmasına sebebiyet veren davalının %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatıyla cezalandırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; Müvekkili şirketin taşınmaz üzerinde cephe, cam ve metal doğrama işlerinin yapılması maksadıyla davacı ile 28.07.2017 imza tarihli sözleşme akdedildiğini. Müvekkili şirket, yaptığı inşaat projeleri ile Türkiye’nin her bölgesinde faaliyet gösteren, bir inşaat taahhüt şirketi olduğunu, ticari hayatın gereksinimlerine uygun olarak taşınmaz mülkler edinmekte, bunlar üzerinde gerekli bakım, yenileme ve renovasyon işlemleri uygulayarak mevcut taşınmazları da değerlendirdiğini, dava konusu taşınmaz da müvekkil şirketin yenilemek ve akabinde değerlendirmek üzere edindiği taşınmazlardan birisi olduğunu, bahse konu taşınmaz üzerinde kompozit cephe, cam giydirme ve alüminyum doğrama işlerinin yapılması zorunluluğu hasıl olmduğunu, işbu sözleşmede davacı yüklenicinin asli edimi eseri meydana getirmek iken iş sahibi müvekkil şirketin asli edimi de eserin bedeli olan ücreti ödemek olduğunu, sözleşmenin İHALE BEDELİ başlıklı 3.1’inci maddesinde borçların ifası için kademelendirme öngörülmüş, buna göre işin toplam bedeli olan 40.000,00- TL’nin %35’inin siparişte, %35’inin malzemenin şantiyeye getirilmesinde, kalan %30’unun ise iş tamamlanınca ödenmesi kararlaştırıldığını, 28.07.2017 tarihinde taraflar arasında Sözleşme’nin akdedilmesi, yani m.3.1.’de öngörülen “siparişin verilmesi” akabinde müvekkil şirket 01.08.2017 tarihinde 15.000,00- TL’lik ödemeyi gerçekleştirdiğini, siparişin verilmesinden yalnızca 2 iş günü geçmekle müvekkil şirketin ödemeyi yaptığı açıkça ortada olduğunu, öte yandan iş yapımında kullanılacak malzemeler 21.08.2017 tarihinde şantiyeye getirilmiş, bu sefer yalnızca 1 iş günü gecikmeyle, 23.08.2017 tarihinde müvekkil şirket, m.3.1.’den doğan diğer % 35’lik ödeme borcunu eksiksiz olarak ifa ettiğini,
Bu aşamadan sonra davacı şirket, … ücretin %70’ini neredeyse hiçbir iş yapmadan tahsil etmiş olmanın verdiği rahatlıkla işi tabiri caizse savsaklamaya başladığını, işbu keyfiyet neticesinde müvekkil şirket, ticari hayatın mutad usullerine ve yasaya da uygun olacak şekilde, işin teslimi akabinde ödenecek olan %30’luk ücreti ödememeye karar verdiğini, Müvekkil şirket tarafından ilgili meblağ, ayıplı ifa gerekçesi ile davacıya ödenmediği, davacı bunun neticesinde … 36. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı ilamsız icra takibini başlatmış, müvekkil şirkete 13.12.2017 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine karşı tarafımızca, yasal süresi içinde, 19.12.2017 tarihli itiraz dilekçesi marifetiyle, borca itirazda bulunulmuş ve bu itibarla icra takibi durduruldugunu,
Anılan ilamsız icra takibinin borca itiraz neticesinde durdurulması ve davacının elinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m.68’de öngörülen şartları haiz bir evrakın bulunmaması neticesinde itirazın kaldırılması davasını açamayan davacı, işbu haksız davasını ikame ettiğini, görülen davanın açılmasından evvel taraflar arasında kararlaştırılan iç tahkim yoluna başvurulmadığından işbu tahkim ilk itirazlarının kabulüyle davanin usulden, davacının ayıba karşı tekeffül ile sorumlu olduğu eser sözleşmesinde bedelden ayıp oranında indirim uygulayan müvekkili şirketin herhangi bir borcu bulunmadığından davanın esastan davacının yalnızca soyut iddia ve varsayımlarına dayanan haksız ve hukuka aykırı ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verilmesine talep etmiştir.
Dava; taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında eksik ifa iddiasına dayanak olarak başlatılan icra takibine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama devam ederken; davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen 30/04/2018 tarihli beyan dilekçesi ile davadan feragat ederek davalı taraftan herhangi bir yargılama masrafı ve vekalet ücreti talebinin olmadığını bildirdiği, davalı vekilininde 30/04/2018 tarihli beyan dilekçesinde; davacı tarafın feragat talebini kabul ettiğini bildirerek davacı taraftan herhangi bir yargılama masrafı ve vekalet ücreti taleplerininde olmadığı anlaşılmıştır.
Davadan feragat HMK.’nun 307. ve 309. maddelerin hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir.
HMK’nun 310. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Davacı vekilinin vekaletnamesindeki yetki durumu incelendiğinde, davadan feragate yetkili olduğu saptanmaktadır. Feragat bildirimi de HMK.’nun 310. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 211,69 TL harçtan mahsubu ile bakiye 175,79 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Talep gibi taraflarca yapılan yargılama masraflarının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Talep gibi taraf vekillerine yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığnıa,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/05/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”