Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1128 E. 2018/1056 K. 24.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1128 Esas
KARAR NO : 2018/1056

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2017
KARAR TARİHİ : 24/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, lojistik ve kargo sektöründe faaliyet gösterdiğini, Davalr taraf ile müvekkil şirket arasındaki ticari ilişki gereği müvekkil şirket üzerine düşen bütün yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalı taraf edimlerini ifa etmekten kaçınarak takip konusu faturaları ödemediğini, bunun üzerine, müvekkili şirket tarafından … 29. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosya üzerine icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafın takibe itirazı ile takibin durduğunu, davalının takip konusu borcu kabul etmesine rağmen yaptığı bu itiraz yalnızca alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla olup haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamını, % 20 oranında icra inkar tazminatı ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermediği gibi duruşmalara da davalı yandan gelen olmamıştır.
Mahkememizce dava konusu celp edilen … 29. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından fatura alacağına ilişkin olarak toplam 26.962,93 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığı, davalının süresinde borca, faize ve ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu ve süresinde huzurdaki davanın açıldığı tespit edilmiştir.
Davacının iddiaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla dosya Mali Müşavir … ile Ulaştırma ve Lojistik bilirkişisi …’e tevdii edilen dosyaya 11/07/2018 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafından incelemeye yasal ticari defter ve belgelerin sunulmadığı, davacı şirket tarafından incelemeye 2014,2015,2016 yıllarına ait yasal ticari defterlerini sunulduğu, incelenmesinde; açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve eksiksiz yaptırıldığı, elektronik defterlerinin “e-defter beratları”nın alındığı, ticari Defter kayıtlarının düzenli, yasalara ve muhasebe tekniğine uygun olarak, zamanında işlenmiş olduğu, ticari defterlerinin, birbirini teyit ettiği, 6102 sayılı TTK’nın 64. Maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesi de kapsamında davacıya ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfı taşımaktadır.
Taraflar arasındaki ihtilafın, takibe dayanak 3 adet rücu faturasından dolayı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu hususlarında olduğu, davacı şirket 2017 yılı ticari defter ve yardımcı defterleri inceleme için sunduğu, ticari defterleri içeriği 320 – SATICILAR ana hesabı altında … … TIC. hesabına borç/alacak kaydı ile davalı adına kayıtların takip ve dava tarihi itibariyle davacının 26.962,93TL davalıdan kayden alacaklı olduğu, davacının takibe dayanak faturalarının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafından düzenlenen faturaların tebliğine ilişkin olarak “Salt fatura düzenlenmesi, adına fatura düzenlenen kişiyi, fatura düzenleyene karşı borçlu duruma düşürmez. Adına fatura düzenlenen kişinin borçlu sayılabilmesi için, VUK. un 230.Md. ne göre hazırlanmış faturayı, T.T.K.21/2.maddesi uyarınca usulüne uygun biçimde tebellüğ ettiği halde 8 gün içinde münderecatı hakkında itiraz etmemiş olması, ya da fatura konusu mal veya hizmetin adına fatura düzenlenen kişi veya kuruma tesliminin belgelenmesi gerekmektedir. Bu iki teslim veya tebliğden biri varit olmadan düzenlenen fatura borç doğurmaz.” davacının takibe konu iddia olunan alacağının dayanağı faturaları incelendiğinde, faturanın davalı şirkete teslim/tebliğ edildiğine dair faturanın üzerinde bir imza ibare ya da emarenin olmadığını, davacı faturalarının davalı aleyhine borç doğurup doğurmadığı irdelenmesi açısından, davacı vekilinin 22.03.2018 havale tarihli dilekçesi ekinde sunulu belgeler ile e-posta yazışmaları incelenmesinde rücu faturalarının dava dışı “… Sanayi A.Ş.” ye verilen lojistik hizmetlerinde yaşanan aksaklıkla ilgili bir kısım zararların dava dışı … Sanayi A.Ş.” tarafından davacıya fatura edilmesine dayandığı, söz konusu zararın ya da yansıtma bedellerinin davalıya yansıtılabileceğine dair anlamlı bir ilişki ortaya konabilecek bir belge dosyaya sunulmadığı, takibe dayanak rücu faturalarını davalının alenen ya da zımnen kabul ettiğine dair dosyaya sunulu herhangi bir e-posta yazışması ya da başkaca bir belgenin bulunmadığı, rücu faturasına esas olan zararın ne olduğu, davalıyla olan ilişkisinin neden kaynaklandığı, ne kadarın davalının varsa kusurundan kaynaklandığına dair açıklayıcı bir bilgi ya da belge dosyaya sunulmadığı, bu aşamada davacının takibe dayanak faturalarının davalı aleyhine borç doğurduğu hususunun ispata muhtaç olduğu, davacı … firması, kendisinin akdi taşıyıcı olarak üstlendiği taşıma işleri bakımından dava dışı … firmasına taşımadan kaynaklı zayi, hasar veya gecikmeye dayalı zararları tazmin etmiş ise; bu taşımaların fiili taşıyıcısı da davalı olduğu durumlarda; davacı katlandığı tazminatı davalıya rücu edebileceği, ancak bunun ön şartı olarak; davacının akdi taşıyıcı olması, davalının fiili taşıyıcı olması, davalının TTK m.875 ve devamı hükümlerine göre ya da dayanak taşıma mevzuatı hükümlerine göre zarardan sorumlu olması, davacının davalının sorumluluğunda olan tazminatı ödemek durumunda kalması, davacı ile davalı arasında sözleşmeye göre davacının davalıya rücu imkanı olduğunu ispat etmesi veya davalının kendisine tazminatı yansıtma konusunda anlaşmayı ortaya koyması gerektiği, somut olayda, davacının alacak mesnedi faturalar görüldüğü gibi bir iş görme, mal satışına dönük değil; yansıtma faturaları olup davacı tarafından yansıtma faturası tanzimi hususunda haklılığını ortaya koyması gerektiği, dava dosyasına sunulan deliller ve Ticari defterler incelemesi sonucu davacının dava ve takip tarihi itibariyle 26.962,63TL kayden alacağı olduğu görülmekle beraber, davacının takibe dayanak faturalarının davalı aleyhine borç doğurduğu hususu ispata muhtaç olmakla davacının alacak iddiasının ispata muhtaç olduğu, taraflar arasında akdi faiz yönünden bir sözleşme olmadığından uyuşmazlığın 3095 sayılı Yasa hükümlerine göre çözülmesi gerektiği, 3095 sayılı yasanın 4489 sayılı yasa ile değişik 2/2 maddesinde ticari işlemde temerrüt faizinin “avans” oranında hesaplanabileceği, ancak davacı takip talebinde avans oranından daha düşük olan yasal faiz talep ettiğinden taleple bağlılık ilkesi gereği davacının belirlenen asıl alacağına yasal faiz yürütülmesi gerektiği, davacının alacak iddiasının benimsenmesi halinde; Merkez bankası verilerinden, 27.12.2016 takip tarihi itibari ile yasal faiz oranının %9 olduğu davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren %9 ve değişen oranlarda kademeli olarak yasal faiz yürütülebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacı … ve kargo sektöründe hizmet gösteren şirketin ticari ilişki gereği davalı ile arasındaki anlaşma gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği ancak davalı şirketçe rücu faturası alacağının icra takibine konu edilmesi üzerine davalı borçlunun borca, faize ve ferilerine itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı … firmasının akdi taşıyıcı olarak üstlendiği taşıyıcı işler yönünden dava dışı … firmasına taşıma işinden kaynaklı zayi, zarar ve gecikmelere dayalı zararları tazmin ederse bu taşımaların fiili taşıyıcısınında davalı olduğu durumda davacı tarafa katlandığı tazminatı davalıya rücu edebilecektir. Ancak bunun için davacının akdi taşıyıcı olması, davalının fiili taşıyıcı olması, davalının TTK.’nın 875. ve devamı hükümlerine göre yada Ulusal veya Uluslararası taşıma mevzuatına göre zarardan sorumlu olması, davacının davalının sorumluluğunda olan tazminatı ödemek durumunda kalması, davacı ile davalı arasında sözleşmeye göre davacının davalıya rücu imkanı olduğunu ispat etmesi veya davalının kendisine tazminatı yansıtmak konusunda anlaşmayı ortaya koyması gerekir. Somut olayımızda davacının iddia ettiği alacağına konu faturaların iş görme veya mal satışına ilişkin olmadığı, yansıtma faturaları olduğu, davacı tarafından yansıtmak faturası düzenlenmesinin haklılığının yine davacı tarafça ispat edilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamında bilirkişi incelemesine esas olmak üzere davalı tarafça defter ibrazında bulunulmadığı, davacı tarafça sunulan ticari defterlerin usulüne uygun olduğu ve lehine delil vasfında olduğu, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle 26.962,63 TL davalıdan kayden alacaklı olduğu, ancak bu alacağın dayanağı faturaların yansıtma faturaları olması nedeniyle tek başına davalı aleyhine borç doğurmayacağı, takibe dayanak rücu faturalarının davalı ile bağlantısını ortaya koyabilecek dosyaya sunulu herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmaması ve davalı tarafça fatura içeriklerinin kabul edildiğine dair herhangi bir belgeninde bulunmadığı gözetilerek davacının alacak iddiasını ispatlamayamadığı kanaatine varılarak davanın reddine dair hüküm kurmaya elverişli 06/07/2018 tarihli bilirkişi heyet raporu da dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 460,46 TL harçtan mahsubu ile bakiye 424,56 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 24/10/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”