Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1121 E. 2018/438 K. 17.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/754 Esas
KARAR NO : 2018/314

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/08/2017
KARAR TARİHİ : 20/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 18/08/2017 tarihli dava dilekçesinde; Müvekkili şirket ile davalı banka arasında 1996 yılında kredi sözleşmesi ilişkisi olmuş olup, uyuşmazlık konusu davalı bankanın kredi taksitlerini faize faiz işletilmiş miktarı ile tahsil etmesi sonucu ortaya çıktığını, 1999 yılında ortaya çıkmış olan ekonomik kriz ve 17.08.1999 tarihli Büyük Marmara Depremi sebebi ile müvekkil şirketin …’de bulunan fabrikasının zarar gördüğünü ve kredi taksitlerini ödeyemediğini, 17.08.1999 tarihinde Marmara Bölgesinde meydana gelen deprem sebebi ile Bakanlar Kurulu, 20.08.1999 tarihli 99/13233 sayılı Kararnamesinin Eki, T.C. … Bankası, Tarım Kredi Kooperatifleri ve Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne ilişkin hükümler başlıklı kararı 17.08.1999 tarihinden geçerli olmak üzere, 28.08.1999 tarihli 23800 sayılı resmi gazete ile yayınlandığını,bu kararnamenin … Bankası’na ilişkin hükümler başlıklı ilgili maddeleri doğrultusunda müvekkili şirketin, davalı bankaya borcunun ertelenmesi ve taksitlendirilmesi için müracaat ettiğini, şirketin temerrüde düşmemek için bakanlığın talep ettiği şekilde ödeme yaptığını, fazla ödeme üzerine, müvekkilin .. 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde fazla ödenen miktarın iadesi için dava açıldığını, … 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 05.04.2001 tarih 2000/1093 esas ve 2001/366 karar sayılı kararında “…davacıların borcunun 17.08.2000, 17.04.2001 ve 17.08.2002 tarihlerinde her taksitte 383.083.739.658.-TL olarak ödenmek üzere toplam 1.532.154.958.631-TL olduğunun, 16.08.2000 tarihli taahhütnamede yazılı 2.481.506.584.400TL’nin 949.351.625.769,-TL’lik kısmının davacıların (Müvekkil Şirketin) borçlu olmadıklarının tespitine, 17.08.2000 tarihinde ilk taksit olarak fazladan ödenen 237.337.906.442,-TL’nin anılan tarihten nakden veya takas yolu ile ödeneceği tarihe kadar yıllık %70 Reeskont faizi ile birlikte davacıların borcundan mahsubuna…” şeklinde hüküm verildiğini, bahse konu olan davada temyize gidilmesi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 04.02.2003 tarihli 2001/9426 E., 2003/962 karar sayılı ilamında fona devredilen bankaların harçtan muaf tutulduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verildiğini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 09.06.2003 tarih 2003/4579 esas, 2003/6083 karar sayılı ilamında davalı bankanın karar düzeltme istemini reddettiğini, bunun üzerine dosya … 8. Asliye Ticaret mahkemesinde yeniden görülmüş ve yerel mahkemece … E., … K. sayılı ilamında bozma kararına uyarak karar verildiğini, bu hükmün onandığını, ilama dayalı olarak … 7. İcra Müdürlüğü’nde … esas sayılı dosyası ile 110.757.689.670,-TL’si asıl alacak, 42.683.489.469-TL’si 17.08.2001 – 02.11.2001 tarihleri arası işlemiş %70 reeskont faizi, harç ve vekalet ücreti istemi kapsamında toplam 168.366.239.763,- TL’lik icra takibi başlatıldığını, ,söz konusu borcun davalı bankanın 20.08.1999 ve 28.08.1999 tarihli kararnameler hükmüne göre fazla tahsil edilmiş olan paranın, müvekkili için anapara ve anaparaya işletilmiş olan faiz borcu olduğunu, müvekkil şirketin talep ettiği borcun söz konusu kararnameler hükmünde fazla tahsil edilmiş miktar olduğunu, bu para davalıya göre faiz olabileceğini, ama müvekkili için anapara olduğunu, 20.08.1999 ve 28.08.1999 tarihli kararnameler hükmüne göre 2000 yılında fazladan tahsil edilmiş olan paranın müvekkili şirkete faizsiz ödenmesinden dolayı müvekkili şirketin zarara uğradığını, bildirerek davanın kabulüne, 6100 sayılı HMK 107 maddesi gereğince toplanacak delillere göre alacağın tespiti belirlenerek 15.01.1999 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; Davacının belirsiz alacak davası açmış ise de 6100 sayılı Kanunun 107. maddesine göre belirsiz alacak davası açma koşulları bulunmadığından, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, 107. maddeye göre davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceğini, oysa davacının, ticari ilişkisinden kaynaklanan anapara ve faiz alacağından bahsetmekte olup, bu alacağını belirleyememesi basiretli bir tacirden beklenmeyecek bir durum olup hayatın olağan akışına, ticari teamüllere aykırı olduğunu, davacının, alacağının anapara ve anaparaya işletilmiş faiz borcu olduğunu belirttiğini ve müvekkili banka ile aralarındaki kredi ilişkisine ilişkin sözleşmelere dayandığını, davacının kredi ilişkisinden kaynaklı alacak talep ettiği kabul edildiğinde, bu kez alacağın zamanaşımına uğraması nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının alacak talebini kabul etmediklerini bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
Dava; taraflar arasındaki kredi sözleşmesi kapsamında kullanılan kredi alacaklarının tahsilinde fazladan tahsil edilmiş olan paranın tahsili istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı, dava dilekçesinde 20/08/1999 ve 28/08/1999 tarihli kararnameler hükmüne göre 2000 yılında fazladan tahsil edilmiş olan paranın kendisine faizsiz ödenmesinden dolayı uğramış olduğu zararın tazminini talep etmiş olup, davalı davaya cevabında davanın zamanaşımına uğradığı itirazında bulunmuştur.
Dava dilekçesi ve delil olarak sunulan Genel Kredi Sözleşmelerinin incelenmesinde, davacının talep ettiği faiz alacağının talep ettiği 2000 yılından itibaren 10 yıllık dava zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılmış olması, davalının süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuş olması nedeniyle davacının davasının zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 35,90 TL’nin, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu bakiye 4,50 TL’nin tahsil kabiliyeti bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13.maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücreti, reddedilen kısmı aşamayacağından 100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın talep halinde davacıya iadesine, dair hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı kesin olmak üzere karar verildi.20/03/2018

Katip …

Hakim …