Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1102 E. 2019/607 K. 12.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1102 Esas
KARAR NO : 2019/607

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 11/12/2017
KARAR TARİHİ : 12/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; müvekkilinin 2013 yılında davacı şirketin … plakalı 2013 model … marka araç satın aldığını, ilgili aracın 25/10/2015 tarihinde motor arızası verdiğini, müvekkilinin arızanın aracın üretiminden kaynaklanan bir hata olduğunu öğrendiğini, aracın 80.000 kmde iken motor arızası vermesinin sebebinin kullanımdan değil, motordan kaynaklı olduğunu, müvekkilinin 26/10/2015 yılında aracı şirkete götürdüğünü ve tüm periyodik bakımının yapıldığını, müvekkilinin davalı şirketten motorun değişimini talep ettiğini ve bu konuda davalı şirkete ihtar gönderdiklerini ancak davalıların ihtara rağmen motor değişimini kabul etmediklerini, motorun tamir edilebileceğini beyan ettiklerini ve müvekkilinin günlük kazanç kaybına mahrum kalamamak maksadıyla uğrayacağı kazanç kaybını önlemek için motorun tamir edilmesine rıza gösterdiğini, tamirden sonra aracın çalışma kalitesinde belirgin bir düşüş olduğunu, dava konusu araç motor arızasından dolayı değer kaybına uğradığını ve müvekkilinun bu hususu da belirterek aracı değerinden çok daha düşük bir fiyata satmak suretiyle elinden çıkarttığını beyan etmekle şimdilik belirsiz 600,00 TL değer kaybı bedelinin aracın satış tarihi olan 14/12/2015 tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte 300,00 TL mahrumiyet zararının servisten çıkış tarihi olan 03/12/2015 tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ olduğu görülmekle, davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin asıl adresinin … olduğunu ve adresin bulunuğu mahkemelerde davanın açılması gerektiğini, dava konusu aracın satış tarihinin 24/07/2013 olması nedeniyle dava müvekkili şirket yönünden zamanaşımına uğradığını, davada iddia edilen ayıbın ihbar edilmediğini, dava konusu araçta üretimden kaynaklı bir ayıp bulunmadığını, söz konusu aracın davacıya en uygun onarım yöntemi olarak tercih edildiğini ve söz konusu onarımın garanti kapsamında yapıldığını, ilgili onarımdan sonra test sürüşü ve kalite kontrol sonrasında davacıya teslim edildiğini, değişimde kullanılan parçaların orjinal parçalar olduğunu ve üretici kalite standartlarında onarım uygulandığını ve aracın değer kaybı kaybetmesinin mümkün olmadığını beyan etmekle davanın zamanaşımı ve usulüne uygun ayıp ihbarı bulunmaması sebebi ile reddine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkememizin görülmekte olan Tazminat davasının … 1. Tüketici Mahkemesinin 2016/673 Esas 2017/199 Karar ve 27/01/2017 Karar tarihli görevsizlik kararı ile … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilerek 2017/248 Esas kaydı ile açık yargılamaya devam olunmuş, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/248 Esas 2017/772 Karar 18/10/2017 Karar tarihli kararı “Davalı vekilince cevap süresi içerisinde yetki itirazında bulunması, dosya içeriğinden de yetkili mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılması nedeniyle mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE” karar verilerek mahkememizin 2017/1102 Esas sayılı numarası ile kaydı yapılarak açık yargılamaya devam olundu.
Mahkememiz dosyası toplanan deliller ışığında bilirkişi Mali Müşavir … ve Makine Mühendisi …’ya tevdii edilmiş olup, bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu 23/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda; T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2002/130 Esas, 2002/4512 karar sayılı ilamında “…tamamen onarılmış olsa bile arızalı araba, tahribatın izlerini taşıyacağından onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin onarımdan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Aracın onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun, kural olarak aynı nitelikteki hiç onarım görmemiş araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir.” şeklindeki ilamı göz önüne alındığında, dava konusu aracın görmüş olduğu dava konusu hasar onarımı nedeniyle hasar öncesi rayiç değerinde bir azalmanın olacağı, önceki hasarlarının da dava konusu hasar öncesi rayiç değerinde azalmaya neden olacağı, mükerrer hasarların ise değer kaybı yaratmayacağı açıktır. Nitekim, Yargıtay kararında tamamen onarılmış olsa bile arızalı araba, tahribatın izlerini taşıyacağından onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin onarımdan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerektiğinin belirtildiği göz önüne alındığında, hasarın, hasarlı parçanın herhangi bir müdahale yapmadan orijinal yenisi ile değiştirilerek giderildiği durumlarda, değer düşümüne neden olan tahribat izlerinin tamamen ortadan kalkması nedeniyle değer kaybına yol açmayacağının Yargıtay’ın kabulünde olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar, 14 Mayıs 2015 tarihli 29335 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına ait Tebliğin ekinde, hasar nedeniyle araçlarda oluşan değer kaybını hesaplamaya yönelik bir hesap metodolojisine yer verilmiş, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmiş, Danıştay IS.Dairesin 2015/5277 Esas sayılı dosyada, Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının, “B.4 Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı maddesinin (b) bendinde yer alan “veya trafik kurallarının ihlali” ibaresinin ve Ek.l Değer Kaybı Hesaplamasının 2.Teminat Dışında Kalan Haller üst başlığı altındaki 2. ve 6. bentlerinin yürütmesinin durdurulmasına 14/10/2016 tarihinde oy birliği ile karar vermiş, davalı cevap dilekçesinde söz konusu değer kaybı hesabı yöntemine atıfta bulunarak değer kaybının hesaplanmasında söz konusu yöntemin kullanılması gerektiği yönünde beyanda bulunmuş ise de, gerek 01/06/2015 tarihinden önce (Y17HD. 2014/21223 E., 2014/17932 K., Y17HD. 2014/21322 E., 2014/17939 K., Y15HD. 2004/5684 E., 2005/3942 K. vs.) gerekse 01/06/2015 tarihinden sonra (T.C. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2016/9004 Esas, 2017/3076 Karar, 2016/15312 Esas 2017/7758 Karar vs). Yargıtay İlamlarında, değer kaybının belirlenmesinde, aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş 2.el piyasa değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2.el piyasa değeri arasındaki fark kriterlerine uyulmaksızın yapılan hesaplamanın bozma nedeni olarak görülmesi göz önüne alınarak, değer kaybı, Yargıtay ilamlarında belirtilen şekilde tespit edilmiştir. Dava konusu …. plakalı araç ve zarar tespiti bakımından yapılan incelemede; … , 2013model, beyaz renkli, 80000 km yol yapmış, servisin (davacının belirttiği 26/10/2015 tarihli … Araç Kabul ve İş Emri Atölye Bilgileri formlarına göre), aracın su pompasının arızalı olduğunu tespit ettiği, V kayış gergisinde boşluk gördüğü, sökülü olan motorun dağıtıldığı, sonra motorun toplandığı, yeni silindir kapağının takıldığı, devirdaim pompası, ek su pompası, Y termostat ve termostat değiştirilerek araç üzerine montajının yapıldığı, V kayış gergisinin ve far kayışının değiştirildiği, araç çalıştırılarak ve kontrolleri yapılarak 03/12/2015 tarihinde servisten çıktığı, dosyada veya Raporda yer alan onarım detayı fotoğrafları yer almamaktadır. Davacının talebi ise şimdilik kaydı ile 600.00 TL ve 300,00 TL de mahrumiyet zararını 03/12/2015 tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte talep ettiği yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Davacı ve davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu bilirkişi itiraz beyan dilekçeleri incelemesi sonucu yeniden rapor alınmak üzere bilirkişi Makine Mühendisi … ve Makine Mühendisi …’e tevdii edilmiş olup, bilirkişilerin mahkememize sunmuş olduğu 29/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Dava konusu … plaka sayılı araç … marka, … tipinde, dizel motorlu minibüstür. Servis kayıtlarından motorun su kaynattığı, nedeninin kullanıcı tarafından motorun susuz bırakılmasından kaynaklanmayıp su pompası arızası olduğu anlaşılmaktadır. Motorların çalışması sırasında aşırı ısınma meydana gelmekte, motor elemanlarının ortaya çıkan yüksek sıcaklıktan zarar görmemesi için motorun soğutulması gerekmektedir. Soğutma işleminin gereği gibi yapılmaması, ya da kullanıcı tarafından motorun suyunun veya motor yağının her hangi bir neden ile eksik bırakılması halinde aşırı ısınma sonucu motor elemanları zarar görmekle, motor çalışamaz ve kullanılama hale gelmektedir. Söz konusu olayın motor suyunun eksikliğinden meydana gelmeyip motor soğutma suyunun motor devresi içinde dolaşımını sağlayan su pompasının arızalanması soğutmanın iyi yapılamamasına, böylece soğutma suyunun ve motorun aşırı ısınmasına neden olmuş ve söz konusu arızalar ortaya çıkmıştır. Motorun su pompasının garanti süresi içinde ve motor ömrü için çok erken sayılacak bir sürede arızalanmış olması kullanım kaynaklı olmayıp motordaki gizli ayıptan kaynaklanmıştır. Davalı taraf vekilinin savunmasında belirttiği gibi anzalana motorun onarımı aşamasında değişmesi gereken motor parçaları yenileri ile değiştirilmiştir. Ancak motorun hararet görmüş olması, sökülerek tekrar toplanmış olması ve dizel motoru için henüz çok erken olan 80.000 km de bu işlemin yapılmış olması aracın ikinci el satış fiyatını azaltan etken olarak değerlendirilmiştir. Dava konusu aracın kazadan önceki piyasa değerinin 75.000.-TL olduğu, motorun revizyon görmüş olması nedeni ile ortaya çıkan zarar ve onarımdan sonraki değerinin 70.000.-TL olacağı takdir edilerek araçtaki değer kaybının; 75.000-70.000 = 5.000 TL olduğu kanaatini ve Dosya içindeki mevcut delillerden aracın 38 gün serviste kalmasından sonra onarımının tamamlanmış olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından onarım istek formu aracın servise getirilmesinden 30 gün sonra imzalandığı belgesi mevcut olmakla birlikte davacının onarımı önceden kabul etmediği yönünde bilgi olup olmadığı bilinmemektedir ve bu hususun takdirin mahkemeye ait olduğunu bildirmekle, garanti süresi içinde arızalanan ve garanti kapsamında onarımı yapılan aracın Garanti Şartlarına göre 15 gün içinde onarılması gerekmektedir. Onanma başlamanın davacının onarımı reddetmesi halinde gecikmesi halinde onarım uygun sürede tamamlanmış olmakta, ancak davacının böyle bir engellemesi olmaması ve davalının servisi tarafından işlemin 38 günde tamamlanması halinde davacının 15. günden sonra kalan 23 gün için kazanç kaybı talebinin yerinde olduğu görüşüne varılmıştır. Onarım sırasında davacının ikame araç kullanması halinde günlük zararının 100.-TL olacağı, böylece 23 günlük zararın; 23 x 100 = 2.300.-TL olacağı görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Davacı vekilinin 13/05/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile kazanç kaybı olarak dava dilekçesinde talep edilen 300,00 TL’nin 2.000,00 TL’ye değer kaybı zararı için dava dilekçesinde talep edilen 600,00 TL’nin 4.400,00 TL olmak üzere toplam 7.300,00 TL zararın dava tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ettiği görüldü.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacının satın almış olduğu aracındaki motor arızasının üretimden kaynaklanan bir hata olduğu iddiasıyla değer kaybı alacağı ile mahrum kaldığı kar bedelinin davalıdan tahsiline ilişkin davadır.
Dava konusu aracın motoru 80.000 km’de olduğundan motor değişimi için sorun çıkarmasının mümkün olmadığı, motorun servis ömrünü yarıladığı, yapılan değişimlerin değer kaybını etkileyecek mahiyette olmadığı, araçtaki arızalar ve bakım için servis … Araç Kabul ve İş Emri Atölye Bilgileri formlarına göre yapılan tamiratların incelenmesi neticesinde ortalama değer kaybının 2000-3000 TL olacağının teknik bilirkişi heyetince belirlendiği, dava konusu aracın 26/10/2015 tarihli servis kaydına göre, dava dışı 14/11/2015 tarihinde aracı satın alan …’nın aracı servise teslim ettiği, ancak araç onarımına 25/11/2015 tarihinde müşteri istek formunu imzalayarak izin verdiği, aracın çalıştırılarak ve kontrolleri yapılarak 03/12/2015 tarihinde aynı kişiye teslim edildiği, aracın tamir süresinin 8 gün olduğu, gecikmenin araç sahibinin yaklaşık 1 ay sonra gerekli imzayı vermesi nedeniyle kaynaklandığı, bu nedenle mahrumiyet zararının olmadığı yönünde 22/10/2018 tarihli kök bilirkişi heyet raporunda belirtilmiştir.
Dava dosyasının değer kaybı alacağına ilişkin olmadığı halde bilirkişi raporunda değer kaybı yönünden hesap yapıldığı, yine varsa davacının mahrum kalınan kar hesabının dosyada yapılmadığı ve 1 nolu celsenin 2 nolu ara kararı gereğince dava konusu araçtaki ayıp hususunun tartışılmadığı, ayıp varsa gizli ayıp mı açık ayıp mı hususunun aracın niteliği ve kullanım amacı gözetilerek TTK. 23-c kapsamında mı yoksa TBK 223 maddesi kapsamında kaldığınında tespit edilerek ayıp varsa bunun süresinde ihbarına ilişkin dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belgenin bulunup bulunmadığı hususularının da araştırılmayarak eksik rapor tanzim edildiği, belirtilen bu hususlarla birlikte yine dava konusu araçta üretim ve imalat hatası olup olmadığı, davalı şirketin yapmış olduğu tamir işlemleri ile ilgili kusurunun bulunup bulunmadığı, davalı şirketin tamiri neticesinde araçta bir değer eksilmesi meydana gelip gelmediği hususları ile varsa davacının zararına ilişkin miktarı ile varsa mahrum kalınan kar miktarının hesaplanması için dosya ek rapor alınmak üzere makina mühendisleri … ve …’a tevdii edilmiş olup dava konusu araçtaki motor arızasının gizli ayıp niteliğinde olduğu, yapılan onarım ile aracın çalışır hale getirildiği, araçta 5.000 TL değer kaybının meydana geldiği ve garanti süresi içerisinde arızalanarak garanti kapsamında onarımı yapılan aracın garanti şartlarına göre 15 gün içerisinde onarılması gerekeceğinden, 15. Günden sonra kalan 23 gün için davacının kazanç kaybı talep edebileceğinden davacının 2.300 TL olan kazanç kaybından davalı tarafın sorumlu olduğu yukarıda ayrıntılı dökümü yapılan hükme elverişli 22/04/2019 tarihli makine bilirkişi heyet raporundan anlaşılmış olup davanın kabulüne, 5.000 TL değer kaybı bedelinin dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2.300 TL kazanç kaybı bedelinin 300 TL sine dava tarihinden itibaren 2.000 TL sine ıslah tarihinden itibaren reeskont faizi işletilerek davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
a-5.000 TL değer kaybı bedelinin dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-2.300 TL kazanç kaybı bedelinin 300 TL sine dava tarihinden itibaren 2.000 TL sine ıslah tarihinden itibaren reeskont faizi işletilerek davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 498,66 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 109,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 389,36 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 109,30 TL peşin harç ile 2.176,00 TL müzekkere, posta, tebligat, bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 2.285,30 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 12/06/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”