Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1101 E. 2022/107 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1101 Esas
KARAR NO : 2022/107

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2017
KARAR TARİHİ : 16/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan), Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Esas Davada Dosyasında:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirket ile davalı arasında devam eden ticari ilişki, taraflarca tutulan cari hesap kapsamında devam etmekteyken, davalı yana yapılan bir kısım nakit ödemeler ve bu dava konusu çek ile yapılan ödemeler karşılığı malların müvekkiline teslim edilmediğini, davalı ile yapılan görüşme ve incelemelerde müvekkilce yapılan bir kısım ödemelerin ve çeklerin davalı yanca cari hesaplarına yansıtılmadığının tespit edildiğini, taraflarca tutulan cari hesapların kontrolünde tespit edilen alacak miktarının ve çekin iadesi için, davalı yana … 3. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek, müvekkil cari hesaplarına göre davalının borçlu bulunduğu toplam 44.630,89 TL ile davalıya cari hesap kapsamında teslim edilen ancak karşılığı mal alınamayan 31.12.2017 tarihli, … numaralı, 40.000,00 TL bedelli çekin iadesinin istenildiğini, davalının ihtarnameyi tebliğ aldığını, ancak cevap sunmadığı gibi ihtar edilen hususları da yerine getirmediğini beyan ile … A.Ş. … Şubesi’nden alınmış olan … numaralı 31.12.2017 tarihli, 40.000,00 TL bedelli çekle ilgili olarak öncelikle teminatsız olarak ödeme yasağı konulmasını, çeklerin davalı yanca icra takibine konu edilmesi halinde takibin durdurulmasını, 3. Kişilerce icra takibine konu edilmesi halinde icra dosyasına ödenen paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda tedbir kararı verilmesini, yapılacak yargılama neticesinde müvekkilinin çekten ötürü davalı yana borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen Dava Dosyasında:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişkinin cari hesap kapsamında devam etmekte iken davalı yana yapılan bir kısım nakit ödemeler ve dava konusu çek ile yapılan ödemeler karşılığı malların müvekkiline teslim edilmediğini, ancak davalı yanca yapılan ödemelerin ve çeklerin cari hesaplarına yantısılmadığını, davalı yana tespit edilen alacak miktarı ve çekin iadesi için … 3.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnameyi gönderdiklerini, müvekkilinin cari hesaplarına göre davalının borçlu bulunduğu 44.630,89 TL ile davalıya cari hesap kapsamında teslim edilen ancak karşılığı alınmayan 31/12/2017 tarihli … numaralı, 40.000 TL bedelli çekin iadesinin istendiği, davalı yanın ihtarnameyi tebliğ almasına rağmen herhangi bir cevap vermediğini gibi ödeme ve geri iade işlemlerini de yapmadığını bildirerek; öncelikle ileride telafisi güç ve imkansız zararların doğmasına mahal vermemek için teminatsız olarak veya uygun bir teminat karşılığında dava konu çek üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesine, anılan çekin davalı yanca icra takibine konu edilmesi halinde takibin durdurulmasına, 3.kişilerce icra takibine konu edilmesi halinde dosyaya ödenecek paranın alacaklıya ödenmemesine, yapılacak yargılama neticesinden anılan çekten ötürü davalıya borçlu olmadığının tespitini ve 44.630,89 TL cari hesap alacağının ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili esas ve birleşen davaya cevaplarında; müvekkili şirketin kanun gereği ticari defter tutması zorunlu bir tüzel kişilik olup tutulan defterlerin yeminli mali müşavirce kontrol edildiğini, davacı yan tarafından cari hesaplara kaydedilmeyen bir ödeme olması iddiasının açıkça kötü niyet göstergesi olduğunu, cari hesaba kaydedilmeyen bir ödeme söz konusu olamayacağı gibi ticari defterler incelendiğinde haklılıklarının ortaya çıkacağını, yine davacının alacak iddiasının yerinde olmadığının müvekkilinin ticari kayıtları incelendiğinde ortaya çıkacağını, davacı tarafın müvekkilince malların teslim edilmediğine yönelik iddiasının da asılsız olduğunu, irsaliyeli faturaları incelendiğinde bu durumun ve malların tesliminin ortaya çıkacağını, çekin karşılığı olan malların da davacı yana teslim edildiğini beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuş ve davacı aleyhine %20 den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, davacının 2015-2016-2017 yılları ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiş, dosyamız talimat mahkemesine gönderilmekle, yaptırılan inceleme neticesinde bilirkişi tarafından; “Davacı Şirketin 2015,2016 ve 2017 yılı Yevmiye, Kebir ve Envanter defterlerinin açılış ve Yevmiye defterlerinin kapanış onaylarının T.T.K’nun GA/IlI ile 213 sayılı V.U.K/nun 220-222 maddelerinde öngörülen esaslara uygun olarak yaptırıldığı, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, Davacı Şirket’in 2015,2016 ve 2017 yılı Ticari defterlerinin kanuna uygun tutulduğu, davacı Şirket’in 2015,2016 ve 2017 Yılı Ticari Defter kayıtlarına göre, 11.12.2017 dava tarihi itibariyle davalı şirketten 84.630,89.-TL alacağının kayıtlı olduğu, davacının davalıya alacağı mallar karşılığında verdiğini iddia ettiği çek karşılığında; davalı şirketin bu tutarda malı davacı şirkete teslim edip etmediğine ilişkin yapılan incelemede; davacı ticari defter kayıtlarına göre 31.12.2016 vadeli … nolu 40.000,00.-TL çekin davalı şirkete 25.12.2016 tarihinde verilmiş olduğu, davacı şirketin 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerinde, davalı şirket tarafından 2016 ve 2017 yıllarında davacı şirket adına düzenlenen bir faturanın kayıtlarda mevcut almadığı” yönünde sonuç ve görüşe varıldığı 01.10.2018 tarihinde rapor edilmiştir.
Mahkememizce dosyanın Mali Müşavir Bilirkişi …’e tevdii ile ilk olarak davalının ticari defterlerinin incelenmesine, daha sonra dosya kapsamındaki tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ve davacı ve davalının ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olmakla, dosyamız bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından; ” borç alacak hususunda her iki tarafın kayıtları üsülüne uygun tutulduğundan kesin bir sonuca ulaşılabilmesi için davacının 2015 yılından önceki asıl ticari ilişkinin olduğu dönem 2013 ve 2014 kayıtlarının da incelenerek davalıda 2014 yılında görülen yukarıdaki kayıtların dışında davacının 2015 yılı açılışında farklılaşmasına sebep fatura veya ödeme ile ilgili hususta mutabık olmadıkları kayıtların tespitinin yapılması gerektiği, çünkü davaya konu taraflar arasındaki borç alacak hususundaki ticari ilişkinin 2015 yılı öncesine dair olduğu anlaşıldığı” 15/04/2019 tarihinde rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve dosyanın önceki bilirkişiye tevdii ile dava konusu alacak ile ilgili ek rapor alınmasına karar verilmekle, dosyamız bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından; ” davacı ve davalı kayıtlarında ilk incelemeye sunulan 2014- 2015 yılı kayıt farklarının önceki yıldan devrinden kaynaklı olan tutarları sebebiyle iş bu defa ek rapora konu 2013 taraf sunulanlarının karşılaştırması yapıldığında yine bir kısım farkların da 2012 yılından kaynaklandığı, 2012 yılı kayıtlarının da taraflarca sunulması istenerek incelendiğinde tüm farkların davacı firmanın yapmış olduğu kayıtlanmış ödemelerin davalı firma kayıtlarında yer almamasından kaynaklı olduğu nun belirlendiği, 2012 yılında da 6.120,74 TL 2011 yılından kaynaklanan fark olduğu 2011 yılı kayıtları da tamamlanmasının beklenmesi zaman alacağından 2012 yılı kayıtlarının dahi 7 yıl öncesine ilişkin defter ve belgelere ulaşılarak taraflarca tamamlanması rapor hazırlanana kadar sürdüğünden, mevcut kapsamında davacının sunmuş olduğu ödeme belgelerinin davalıya yapılmış ödeme olarak kabulü neticesine göre davacı davasında talep ettiği tutarlarda alacaklı olacağı hesaben belirlendiği, ancak tarafların 5 yıllık incelenen çalışma süresinde karşılıklı mutabakat yapmamış olmaları ilişkiye ara verildikten sonra herhangi bir mutabakat olmadan davacının da ilave ödeme yapmış olduğunun görüldüğünü, ihtilaf davacının ödemeleri kaynaklı olup, farkı yaratan önceki dönemlerdeki ödemelerin davalıda olmaması da bu ödeme belgeleri için davalıdan sadır olup olmayacağının davalı yetkilisine ait olup olmadığı hususlarının tespitinden sonra davacının sunulan ödeme belgelerinin kabulü neticesi sonucuna varılabileceğini, bu durumda talebe konu tutarların dava edilebileceği ve diğer hususların takdirinin mahkemeye ait olduğu sonucuna varıldığı” 01/11/2019 tarihinde rapor edilmiştir.
Alınan ek raporda taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraflara dava konusu edilen çek yönünden talebin istirdata dönüşüp dönüşmediği konusuda beyanda bulunması, istirdata dönüşmüş ise ödeme tarihi ve miktarını belirterek delillerini sunması ihtar edilmiş, davacı tarafa 2012 yılına ilişkin 6.120,00 TL’lik davalı borcu kaydını dair açıklama yapması ve alacağın nedenini belirterek alacaklı olduğunu gösterir delillerini sunmas ve ayrıca 2012 yılında yapılan 24.700,00 TL tutarındaki ödemeler ile 2013 yılında yapılan 155.000,00 TL tutarındaki ödemelere ilişkin her ödemenin tediye makbuzunu veya ödeme belgesini bütün ödemelerle ilişkilendirerek açıklaması ve tüm makbuzların, ödeme belgelerinin tablo halinde her yıl için hangi ödemeye dair olduğu konusunu somutlaştırması ve tüm ödeme belgelerini için süre verilmiş; sunulan beyanlara göre ödeme belgelerine konu çeklerin bankası, keşidecisi, vade tarihi ve bedel bilgileri de tespit edilerek çek muhatabı bankalara müzekkere yazılarak çeklerin önlü arkalı görüntüsü ile tahsil edilip edilmedikleri hususu sorulmuş, davacı taraflarca sunulmuş olan ödeme belgelerindeki imzalar inkar edildiğinden sunulan belgelerin aslının sunulması davacı vekiline ihtar edilmiş, ayrıca ödeme yaptıkları kişinin bilgilerinin bildirilmesinin istenilmiş; ara kararlar yerine geldikten sonra tarafların beyan ve itirazları, son incelemeden sonra dosyaya giren belgelerin tahsilat ve tevdi makbuzlarının, banka cevaplarının, çek görüntülerinin ve tüm dosyanın incelenerek alacak ve borç hususunda ek rapor tanzim edilmesi için dosyanın önceki bilirkişiye tevdiine karar verilmekle, dosyamız bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişi tarafından; ” davacının çek ödemelerinin banka yazıları ile incelenmesinin yapıldığı, gelen banka cevaplarında tespit edilen çekler sebebiyle davalıda mevcut olmayan davacının çek ödemelerinin belirlendiğini, bu sebeple davalıda görülen davacı borcundan düşümü ve davacı kayıtlarında davalı lehine 10.000 tutarında mevcut kaydın eklenmesi suretiyle 76.510,39 TL davacı alacağı hesaplandığı, asıl dava yönünden 40.000 TL tutarlı çekten borçlu olunmadığı; birleşen dava yönünden 36.510,39 TL davacının alacaklı olduğunun hesap edildiği ” 10/11/2021 tarihinde rapor edilmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Asıl dava; … A.Ş … şubesine ait, … numaralı, 31/12/2017 keşide tarihli, 40.000,00 TL bedelli çek yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Birleşen dava; taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle doğan 44.630,89 TL cari hesap alacağının davalıdan tahsili ile yine … A.Ş, … şubesine ait, … numaralı, 31/12/2017 keşide tarihli, 40.000,00 TL bedelli çek yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı taraf, asıl ve birleşen davaya konu menfi tespit istemi yönünden dava konusu çeki davalıya ticari ilişki kapsamında verdiğini ancak davalının çek karşılığında mal teslim etmediğini, çekin bedelsiz kaldığını beyan ederek çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitini ve cari hesap alacağının tahsilini talep etmiştir. Davalı taraf, davacıya borcunun bulunmadığını, malların teslim edildiğini beyan ederek asıl ve birleşen davanın reddini savunmuştur.
Yargılama sırasında talimat yoluyla … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla davacının ticari defterleri incelenmiştir. Talimat mahkemesince alınan bilirkişi raporunda; davacının dava tarihi itibariyle davalıdan 84.630,84 TL alacağının kayıtlı olduğu, 2016-2017 yılları defterlerinde davalı tarafından davacı adına düzenlenen bir faturanın kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir. Mahkememizce yapılan 15/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davalı kayıtlarında 2017 yılı sonunda davacının davalıya 48.189,61 TL borçlu olduğunun tespit edildiği ancak taraflar arasındaki borç-alacak hususundaki ticari ilişkinin 2015 yılı öncesine ait olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle 2015 yılı öncesine ilişkin ticari defterlerin incelenmesi suretiyle 01/11/2019 tarihli ek rapor alınmıştır. Ek raporda; 2012 yılı açılış kayıtlarında davacının defterlerinde 6.120,74 TL davalı borcu mevcutken, davalı kayıtlarında önceki dönemden devreden tutar olmadığı, davacının ve davalının 2012-2013 ve 2014 yılında tanzim ettiği faturaların her iki taraf kayıtlarında mevcut olduğu, davacının 2012 yılındaki 24.700,00 TL tutarındaki ödemelerine karşılık davalıda 3.000,00 TL ödeme kayıtlandığı, 2012 yılı ödemelerinde 21.700,00 TL fark olduğu, davacının 2013 yılında 155.000,00 TL ödeme kaydına karşılık davalıda 43.000,00 TL davacı ödemesinin kayıtlı olduğu ve 2013 yılında 112.000,00 TL ödemelerden kaynaklı fark olduğu, 2014 yılı davacı ödemelerinde fark olmadığı, 2014 yılında davacının davalı lehinde 10.000,00 TL tutarındaki cari kaydın davalıda olmadığı, taraflar arasındaki farklılıkların davacı firmada kayıtlı olan ödemelerin davalı kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığı tespit edilmiştir. Bilirkişi ek raporundaki tespitler üzerine 17/02/2020 tarihli celsede davacı tarafa 2012 yılına ilişkin 6.120,00 TL’lik davalı borcu kaydını dair açıklama yapması ve alacağın nedenini belirterek alacaklı olduğunu gösterir delillerini sunması için 2 haftalık kesin süre verilmiş ve yine davacı tarafa 2012 yılında yapılan 24.700,00 TL tutarındaki ödemeler ile 2013 yılında yapılan 155.000,00 TL tutarındaki ödemelere ilişkin her ödemenin tediye makbuzunu veya ödeme belgesini bütün ödemelerle ilişkilendirerek açıklaması ve tüm makbuzların, ödeme belgelerinin tablo halinde her yıl için hangi ödemeye dair olduğu konusunu somutlaştırması ve tüm ödeme belgelerini sunması için 2 haftalık kesin süre verilmiştir. Verilen süre içerisinde davacı vekili tarafından makbuzlar ve ödeme belgeleri sunulmuştur. Davalı vekili ödeme belgelerindeki imzalara itiraz ettiğini bildirmiştir. Davacı tarafından sunulan ödeme belgeleri ve makbuzların içeriğindeki çeklerin ilgili bankalara yazılarak ön ve arka kısmının görüntüsü ile tahsilat bilgileri celp edilmiş, makbuzlarda belirtilen çeklere ilişkin müzekkere yanıtları geldikten sonra 21/06/2021 tarihli duruşmanın 2 nolu ara kararı ile son incelemeden sonra dosyaya giren belgelerin, tahsilat ve tevdi makbuzlarının, banka cevaplarının, çek görüntülerinin ve tüm dosyanın incelenerek alacak ve borç hususunda ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi tarafından sunulan ikinci ek raporda; Davacının bildirdiği ve çek koçanın davacıya veren bankalar ve ibraz edilen bankalar tarafından gönderilen müzekkereye yazı cevapları aşağıda ayrıntıları ile tespitler yapılmış olup, kayıtlar ve gelen yazı cevaplarındaki çek no ve tutarları olarak eşleştirmeler yapılarak toplam 296.570,00 TL tutarındaki çeklerin davalı kayıtlarında davacı alacağı olarak kayıtlı olduğu, çeklere ilişkin herhangi bir iade kaydı olmadığı, banka cevapları uyarınca da çeklerin ödendiği tespit edildiği, yine davalı kayıtlarında 28.01.2013 tarihinde 30.11.2013 … açıklaması ile 10.000,00 TL davacıyı alacaklandırıcı çek giriş kaydı yapıldığı tespit edilmiş olup, davacının dosyaya sunmuş olduğu ödemeler tablosu içeriğinde söz konusu kayda ilişkin 305449 nolu çek olduğu, Alternatif ve … Bankası yazılarında çekin ödendiği bilgisi verildiği mevcut olduğu, bu tespitler kapsamında toplam 306.570,00TL tutarındaki çeklerin davacı alacağı olarak davalının kayıtlarında mevcut olduğu, alınan çeklerin tahsil edildiği, ayrıca yukarıda tespit edilen davalıda alacak olarak kaydedilen çekler dışında davacının dilekçesinde bildirmediği 10.000,00 TL tutarında 390238 nolu çekin de davacıyı alacaklandırıcı (davacı lehine) kayıt olarak kaydedildiğinin tespit edildiği, davacı tarafından bildirilen ancak davalıda kayıtlı olmayan çeklere ilişkin, gelen banka cevapları, çek görüntüleri doğrultusunda davacı tarafından davalıya keşide edildiği, ciranta edildiği ve bankalardan çeklerin ödendiği tespit edilen çek toplamının 131.700,00 TL olduğunun tespit edildiği, gelen banka yazı cevaplarında davalıya keşide / ciro edildiği ve ödendiği banka gelen cevaplarına göre bildirilen çeklerin davalı kayıtlarında yer almadığı, bu sebeple davalıda görülen davacı borcundan düşümü ve davacı kayıtlarında davalı lehine 10.000,00 TL tutarında mevcut kaydın eklenmesi suretiyle 76.510,39 TL davacı alacağı hesaplanmış olup, asıl dava yönünden 40.000,00 TL tutarlı çekten borçlu olunmadığı, birleşen dava yönünden 36.510,39 TL davacının alacaklı olduğu belirlenmiştir.
Asıl dava açısından yapılan değerlendirmede; bilirkişi raporunda davalının tanzim ettiği tüm faturaların davacıda kayıtlı olduğu, taraflar arasındaki ihtilafların davacı tarafından yapılan ödemelere ilişkin olduğu, davalı tarafından cevap dilekçesinde cari hesaplara kaydedilmeyen bir ödeme olmadığı ve ticari defterlerin incelenmesinde bu durumun ortaya çıkacağının beyan edildiği, ancak yargılama sırasında davacının 131.700,00 TL değerindeki ödemesini davalının kaydına almadığının tespit edildiği, yine bu ödemelere karşılık başka bir mal teslimi söz konusu olmadığı, bu hususta ticari defterlerine dayanan davalının ödemelere karşılık ticari kayıtlarında bir mal veya hizmet faturasına dayanan başka bir alacağı bulunmadığı, davalı taraf defterlerinde kayıtlı olmayan çeklerin teslim edilmesinin alacaklı olduğunu gösterdiğini beyan etse de davalı tarafın defterlerinde başka bir alacak kaydı bulunmadığı anlaşılmakla tarafların ticari defterlerindeki lehe olan kayıtların bağlayıcı olduğu gibi aleyhe olan kayıtların da bağlayıcı olduğu dikkate alınarak ödemeler sonucu davacının 76.510,39 TL alacaklı olduğu ve başka bir borç söz konusu olmadığından, dava konusu çekin bedelsiz kaldığı, karşılığında mal teslim edilmediği sonucuna varılmıştır. Davalı taraf makbuzlarda imzayı inkar etse de banka müzekkere yanıtlarından davalının bir kısım çekleri tahsil ettiği, bir kısım çekleri ise ciroladığı ve ödeme aracı olarak kullandığı, ayrıca çekleri teslim aldığını kabul ettiği dikkate alındığında imza inkarının hakkın kötüye kullanılması kapsamında olduğu sonucuna varılmış ve bu yönden inceleme yapılmamıştır. Açıklanan nedenlerle; mali incelemeler ve bilirkişi raporu doğrultusunda asıl davanın kabulü ile davacının … A.Ş … şubesine ait … numaralı 31/12/2017 keşide tarihli, 40.000,00 TL bedelli çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ve yargılama sırasında yapılan ödeme ile menfi tespit davası istirdada dönüştüğünden 02/01/2018 tarihinde ödenen 40.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadı ile davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen davada, … A.Ş … şubesine ait, … numaralı, 31/12/2017 keşide tarihli, 40.000,00 TL bedelli çek yönünden borçlu olmadığının tespitine ilişkin talep, asıl davada daha önce sürüldüğünden derdestlik teşkil etmektedir. HMK m.114/1-ı hükmünde aynı davanın daha önce açılmış ve halen görülmekte olmaması dava şartı olduğundan ve söz konusu talep daha önce asıl dava ile ileri sürülüp görülmekte olduğundan birleşen davadaki menfi tespit talebi yönünden derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Birleşen davadaki cari hesap alacağı yönünden yapılan değerlendirmede; davalının tanzim ettiği tüm faturaların davacıda kayıtlı olduğu, davalı tarafından cevap dilekçesinde cari hesaplara kaydedilmeyen bir ödeme olmadığı ve ticari defterlerin incelenmesinde bu durumun ortaya çıkacağının beyan edildiği, ancak yargılama sırasında davacının 131.700,00 TL değerindeki ödemesini davalının kaydına almadığının tespit edildiği, yine bu ödemelere karşılık başka bir mal teslimi söz konusu olmadığı, bu hususta ticari defterlerine dayanan davalının ödemelere karşılık ticari kayıtlarında bir mal veya hizmet faturasına dayanan başka bir alacağı bulunmadığı, davalı taraf defterlerinde kayıtlı olmayan çeklerin teslim edilmesinin alacaklı olduğunu gösterdiğini beyan etse de davalı tarafın defterlerinde başka bir alacak kaydı bulunmadığı anlaşılmakla tarafların ticari defterlerindeki lehe olan kayıtların bağlayıcı olduğu gibi aleyhe olan kayıtların da bağlayıcı olduğu, davacı tarafından davalıya verilen çeklerin bir kısmının davalı tarafından tahsil ediliği, bir kısmının davalı tarafından cirolandığı ve çeki devralan kişilerin tahsil ettiği, bu durumda davalının çekleri ödeme aracı olarak kullandığı, ödeme aracı olarak kullanılan kısım yönünden de davalının zenginleştiği, bu ödemelerin dikkate alınmamasının sebepsiz zenginleşme yaratacağı dikkate alınarak ödemeler sonucu davacının 76.510,39 TL alacaklı olduğu, bu alacaktan 40.000,00 TL tutarlı istirdadına hükmedilen dava konusu çekin mahsup edilmesi sonucunda davacının 36,510,39 TL bakiye cari hesap alacağı olduğu sonucuna varılmıştır.
Davacı tarafın bilirkişi raporuna yönelik itirazları açısından yapılan değerlendirmede; 6.120,74 TL tutarındaki davacı alacağının ispatlanmadığı, alacağın dayanağına ilişkin belge sunulmadığı, tarafların defter kayıtları ile bağlı olmasının sonucu olarak 10.000,00 TL davalıyı alacaklandırıcı kaydın düşülmesinin doğru olduğu, ispatlanmayan ödemeler açısından davalı kayıtlarının esas alınmasının doğru olduğu, nitekim davalının defterinde de davacı tarafından bildirilmeyen 10.000,00 TL tutarlı … nolu çekin de davacıyı alacaklandırıcı (davacı lehine) kayıt olarak kaydedildiğinin tespit edildiği, bilirkişi tarafından her iki tarafın kayıtlarının dikkate alındığı, tarafların defterlerindeki lehe olan durumlar ile bağlı olduğu gibi aleyhe olan durumlarda da bağlı olduğu, dolayısıyla davacının fazlaya ilişkin ödeme ve alacak iddiası ispatlanmadığı, kendi kayıtlarında davalı lehine yaptığı alacaklandırıcı kayıt ile bağlı olduğu ve bu kaydın aksinin kesin delille ispatlanmadığı anlaşılmakla itirazların somut dayanakları olmadığı sonucuna varılmış ve davacının bilirkişi raporuna yönelik itirazları yerinde görülmemiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; Asıl davanın kabulü ile davacının … A.Ş … şubesine ait … numaralı 31/12/2017 keşide tarihli, 40.000,00 TL bedelli çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile 02/01/2018 tarihinde ödenen 40.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadı ile davacıya ödenmesine, Birleşen davada; menfi tespit talebinin derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, cari hesap alacağı açısından davanın kısmen kabulü ile 36.510,39 TL’nin birleşen dava tarihi olan 15/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ / Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın KABULÜ ile davacının … A.Ş … şubesine ait … numaralı 31/12/2017 keşide tarihli, 40.000,00 TL bedelli çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile 02/01/2018 tarihinde ödenen 40.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadı ile davacıya ödenmesine,
-Harçlar Yasası uyarınca belirlenen 2.732,40 TL karar harcından peşin alınan 683,10 TL harcın mahsubu ile 2.049,30 TL bakiye ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Davacı tarafından yatırılan 683,10 TL peşin harç ile 31,40 TL başvurma harcı toplamı 714,50 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 6.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
2-Birleşen davada;
a) Menfi tespit talebinin derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
b) Cari hesap alacağı açısından davanın KISMEN KABULÜ ile 36.510,39 TL’nin birleşen dava tarihi olan 15/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
-Harçlar Yasası uyarınca belirlenen 2.494,02 TL karar harcından peşin alınan 1.445,29 TL harcın mahsubu ile 1.048,73 TL bakiye ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Davacı tarafından yatırılan 1.445,29 TL peşin harç ile 31,40 TL başvurma harcı toplamı 1.476,69 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 5.476,56 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden usulden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya verilmesine,
-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden esastan reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafça esas ve birleşen dava dosyası yönünden toplam 2.800,50 TL yargılama gideri yapıldığı anlaşılmakla;
Esas dava yönünden; 2.800,50 TL nın 1/2 sine denk gelen 1.400,25 TL sının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Birleşen dava yönünden: 2.800,50 TL nın 1/2 sine denk gelen 1.400,25 TL den davanın esas yönünden kabul ve reddolunan miktar gözetilerek 1.145,48 TL sının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça esas ve birleşen dava dosyası yönünden toplam 800,00 TL yargılama gideri yapıldığı anlaşılmakla;
Esas dava yönünden; 800,00 TL nın 1/2 sine denk gelen 400 TL nın davalı üzerinde bırakılmasına,
Birleşen dava yönünden: 800 TL nın 1/2 sine denk gelen 400 TL den davanın esas yönünden kabul ve reddolunan miktar gözetilerek 72,78 TL sının davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayacak olan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı 16/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”