Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1020 E. 2020/771 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1020 Esas
KARAR NO : 2020/771

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 16/11/2017
KARAR TARİHİ : 03/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 16/11/2017 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %30 oranında ortağı olduğunu, müvekkilinin davalı şirket ortaklığından çıkmak adına diğer ortaklar ile defalarca görüştüğünü, ancak bir sonuç elde edemediğini, şirketin diğer ortağı ve müdürü olan dava dışı …’ın davranışlarının ortaklığı çekinmez hale getirdiğini, şirketin mal varlığını kendi mal varlığıymış gibi şirketi yönettiğini, müvekkilinin haberi olmadan iş ve işlemler yapıldığını, yasal zorunluluklara rağmen fatura kesilmediğini, resmi ve gayri resmi hesaplarda farklılıklar olduğunu, bilançoların zararda gösterildiğini, şirketin değerinin düşürüldüğünü beyan ederek, müvekkil davacı …’un ortaklıktan ayrılmasına izin verilmesine, şirketin ayrılma payının tespiti ile payın gerçek değerinin tespiti yapılarak gerçek değerinin davalıdan alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 22/09/2020 havale tarihli dilekçe ile davalarını 19/08/2019 tarihli rapor uyarınca hesaplanan müvekkilinin davalı şirktten ayrılma payına istinaden davalıdan alınarak kendisine ödenmesi gereken bedeli 1.037.391,49 TL tutarına ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş olup, davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 08/01/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının şirket ortaklığından ayrılmak için geçerli ve haklı bir nedeninin bulunmadığını, şirketin işleyişi, muhasebe işlemleri davacının iddia ettiğinin tam aksine genel olarak davacı tarafından belirlendiğini, davacının çalışma ofisinin aynı zamanda yönetim odası olduğunu ve tüm ilgi ve belgelerin de bu odada bulunduğunu, yıllardır şirket muhasebesini davacının akrabası olan bir mali müşavir tarafından tutulduğunu, iddia edildiği gibi yapılan işlemlerde bir usulsüzlük var ise fatura kesilmeyerek şirketin zararda gösteriliyor ise bunun aynı zamanda şirket müdürü de olan davacının bilgisi haricinde olmayacağının açık olduğunu, davacının ortaklıktan ayrılma adına sebep yaratma çabalarının bu iddia ile amacını fazlasıyla aştığını, müvekkili şirketin sorunsuz bir şekilde ticari faaliyetine devam ettiğini, öz varlığının da mevcudiyetini devam ettirdiğini, herhangi bir cezai müeyyide ile karşılaşılmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyamız, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ile dosya incelenerek davacının şirketteki ortaklıktan ayrılma koşullarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise şirketten ayrılma payının tespiti ile payın gerçek değerinin tespit edilmesi konusunda rapor alınmak üzere resen tayin edilen Ticaret ve Borçlar Hukuku Öğretim Üyesi Dr. … ve Yeminli Mali Müşavir Muhasebe Finansman Öğretim Üyesi Prof. Dr. …’e tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti 23/10/2018 tarihinde; davacı tarafın ticari defter ve belgelerinin incelendiği, şirketin 2015 ve 2016 yılı yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, davalı şirketin 2017 yılı satış hasılatının en az 1.117.994,41 TL olması gerektiği, şirketin 2017 yılı Kurumlar Vergi Beyannamesinde yer alan gelir tablosundaki satış hasılatının 725.972,39 TL olduğu, şirketin 2017 yılında en az 392.021,71 TL satış hasılatını ticari defterlerine kaydetmediği, davacının dilekçesinde iddia ettiği şirket çalışanı …’ın Mayıs ve Haziran 2017 aylarına ait ücretlerinin kendisine değil, davalı şirket müdürü …’ın … Bankası … Şubesindeki hesabına yatırıldığı, davacının haklı nedenle şirketten çıkma şartlarının oluştuğu, davacının ayrılma payının esas sermaye payının gerçek değerine uygun olarak belirlenmesi gerektiği, bu değerin bilanço değerinden az olamayacağı, ayrılma payı belirlenirken ayrıca şirket öz varlığının hüküm tarihine en yakın tarihteki rayiç değeri üzerinden hesaplanması gerektiği, davalı şirketin gerçek değerinin tespit edilmesi için şirkete ait doktor kadrolarının değerinin Sağlık İşletmeciliği Uzmanı bir bilirkişi tarafından belirlenmesinin yerinde olacağı, doktor kadroları dışındaki şirketin 31/12/2017 tarihi itibariyle rayiç değerinin 588.260,48 TL olduğu, mevcut durumda davacı ortağın şirketten ayrılma talebinin kabul edilmesi halinde ortaklık yapısına göre davacı …’u şirketteki kadro değeri hariç 176.478,14 TL ayrılma payı olacağı hususlarını rapor etmişlerdir.
Mahkememizce aldırılan 23/10/2018 havale tarihli bilirkişi raporuna taraflar vekillerince itiraz edilmiş olup, dosyamız tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ile dosya ve taraf vekillerinin itirazları tek tek irdelenerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmak üzere resen tayin edilen Mali Müşavir Bilirkişi …, Sağlık İşletmeciliği Uzmanı Öğretim Görevlisi Bilirkişi… ve önceki bilirkişi Ticaret ve Borçlar Hukuku Öğretim Üyesi Dr. …’e tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti 19/08/2019 tarihinde; davalı … Limited Şirketi sahipliğinde bulunan… Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları hakkında yönetmeliği klavuzluğunda ve sektördeki arz ve talep değenleri gözetilerek yapılan değerlendirmede davalı tıp merkezinin faaliyetinin son bulması ve ruhsatının satış yoluyla devredilmesi halinde satış değerinin 2.500.000,00 TL olabileceğinin ön görüldüğü, bu fiyata tıbbi ekipman ve diğer donanım mefruşatın dahil olmadığı, şirketin 2018 yılı sonu itibariyle kayıtlı değerlere göre öz varlığının 28.740,82 TL olduğu, 2017-2018 yıllarına ait gelir farkı ve sektörel olarak belirlenen 2.500.000,00 TL işletme ruhsatı bedeli eklendiğinde rayiç değere göre özvarlığının 3.457.971,62 TL olarak belirlendiği, %30 davacı payının 1.037.391,49 TL olduğunun hesaben belirlendiği hususlarını rapor etmişlerdir.
Mahkememizce aldırılan ek bilirkişi raporuna taraf vekillerince itiraz edilmiş olup, dosyamız taraf vekillerinin itirazları gözetilerek ek rapor alınmak üzere resen tayin edilen Makine Mühendisi Bilirkişi …, Biyomedikal Mühendisi …, Yeminli Mali Müşavir Bilirkişi Prof. Dr. … ile önceki bilirkişiler Sağlık İşletmeciliği Uzmanı Bilirkişi …ve Ticaret ve Borçlar Hususu Öğretim Üyesi Dr. …’e tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti 14/08/2020 tarihinde; dava dosyası ile davalı şirketin mübrez ticari defter kayıt ve belgeleri üzeride yapılan incelemeler sonucunda davacı …’un çıkma payı ( ayrılma akçesi) 31/03/2020 tarihi itibariyle 595.792,19 TL olarak hesaplandığı hususlarını rapor etmişlerdir.
… Ticaret Sicil Memurluğuna 02/06/1999 tarihinde tescil edilmiş bulunan davalı … Ltd. Şti.’nde davacı …’un %30 oranında, dava dışı …’ın %70 oranında ortak oldukları, davalı şirketi şirket müdürü sıfatı ile …’ın münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğu, şirketin özel sağlık kurumları tarafından polikliniklerde sağlanan yatılı olmayan genel hekimlik uygulama faaliyetlerinde bulunmak üzere kurulduğu, davalı şirketin … kiracısı olduğu 01/01/2019-31/12/2019 dönemine ait ödenen toplam kira bedelinin 175.750,00 TL olduğu ticaret sicil memurluğundan gelen kayıtların yapılan incelemesinde anlaşılmıştır.
Davacı TTK’nun 638. maddesine dayalı olarak haklı nedenle ortaklıktan çıkmasına karar verilmesini talep etmektedir.
TTK’nun 638/2. Maddesinde “…Her ortağın haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabileceği, mahkemenin istem üzerine dava süresince davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebileceği…” düzenleme konusu yapılmıştır.
Limited şirketler ile ilgili olarak haklı sebeplerin neler olduğu kanunda açıkça sayılmamış olup, haklı sebep sürekli bir borç ilişkisine devam etmenin dürüstlük kuralı gereği çekilmez hale gelmesi durumu olarak nitelendirilebilir. TTK’nun 245. maddesinde kollektif ortaklıklar için; şirketin kuruluşuna yol açan fiili veya kişisel sebeplerin şirketin işletme konusunun elde edilmesinin imkansız kılacak veya güçlendirecek şekilde ortadan kalkmış olması durumu haklı sebep olarak tanımlanmıştır. Bu tanım limited ortaklıklar bakımından da niteliğine uygun düştükçe uygulanabilecektir.
Davalı şirketin incelenen ticari defter ve kayıtlarından; satış hasılatının ticari defterlere tam olarak kaydedilmediği, şirket çalışanı …’ın maaşının kendisine değil, davalı şirket müdürü …’ın banka hesabına yatırıldığı, iki ortak arasında uyuşmazlık bulunduğu, tarafların bir birlerine olan güvenlerini kaybettikleri yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda anlaşılmış olduğundan TTK’nun 638/2. maddesi gereğince haklı sebeplerin gerekleşmiş olduğu sonucuna varılmıştır.
TTK.’nun 641. maddesinde ortak şirketten ayrıldığı takdirde esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini isteyebileceği, limited şirketlerde de uygulanacak olan TTK.’nun 531. maddesi ayrılma akçesinin karar tarihine en yakın tarih itibariyle hesap edileceği düzenlenmiştir.
Mahkememizce aldırılan 16/10/2018 tarihli ilk raporda davalı şirketin ayrılma payı belirlenirken şirketin öz varlığının hüküm tarihine en yakın tarihteki rayiç değeri üzerinden hesaplanması gerektiği, gerçek değerinin tespit edilmesi için şirkete ait doktor kadrolarının değerinin sağlık işletmeciliği uzmanı bir bilirkişi tarafından belirlenmesinin yerinde olacağı bildirildiğinden, mahkememizce bilirkişi heyetine Sağlık İşletmecisi bilirkişi dahil edilerek davacının çıkma payının karar tarihine en yakın tarih itibari ile ne olacağının hesap edilmesi istenilmiş, ibraz edilen 19/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davalı tıp merkezinin faaliyetlerinin son bulması ve ruhsatının satış yolu ile durdurulması nedeniyle satış değerinin 2.500.000,00 TL olabileceği, bu fiyata tıbbi ekipman ve diğer donanım mefruşatın dahil olmadığı 2018 yıl sonu itibari ile kayıtlı değerlere göre öz varlığının 28.740,82 TL, 2017-2018 yıllarına ait gelir farkı ve sektörel olarak belirlenen 2.500.000,00 TL işletme ruhsat bedeli eklendiğinde rayiç değerlere göre öz varlığının 3.457.971,62 TL olduğu, davacının %30 payının da 1.037.391,49 TL olduğu bildirilmiştir.
Davacı tarafından ek raporda davalı şirketin gelirleri yönünden yapılan hesaplamalarda eksik hususlar bulunduğu ve ruhsat değerinin, gerçek değerinin çok altında hesaplandığı ileri sürülerek itirazda bulunulmuş, davalı da ek ve kök raporda yapılan hesaplamaların kesilen kasa fişleri ile örtüşmediği, geçmiş yıl zararlarının bilanço hesabında mevcut olmasına rağmen gerçek değer olarak belirlenen rakamdan düşülmediği, kullanılan ekipmanların 2. el satış değerlerinin tespiti için …mühendisi ile inceleme yapılması gerektiği, davalı şirketin faaliyetine son verildikten sonra ruhsat değerinin anlam ifade edebileceği ve satışa çıkarılabileceği, çalışanların ihbar ve kıdem tazminatlarının şirketin alacak borç farkından düşülmesi gerektiği ileri sürerek itirazda bulunmuştur.
Mahkememizce bilirkişi olarak Biomedical Mühendisi, Makine Mühendisi, Yeminli Mali Müşavir ataması yapılarak bilirkişilerden rapor alınmıştır. 27/07/2020 tarihli raporda; davalı şirketin karar tarihine en yakın 31/03/2020 tarihli kaydi bilançosuna göre ödenmiş sermayesinin (500.000,00 TL) tamamını 49.816,57 TL olmak üzere fazlası ile yitirmiş olduğu, TTK’nun 376. Maddesi yönünden borca batık durumda bulunduğu, davalının demirbaşlarının rayiç değerlerinin 52.000,00 TL olduğu, tesis makine ve cihazlarının değerinin 144.000,00 TL olduğu, şirket ruhsat değerinin de 2.500.000,00 TL bulunduğu, 31/03/2020 tarihi itibari ile 18 personel çalıştıran şirketin çalışmakta olan işçilerine 31/03/2020 tarihi itibari ile ödemesi gerekli olan kıdem ve ihbar tazminatı yükümlülüğünün 263.223,05 TL’ye isabet ettiği, davalı şirketin 31/03/2020 tarihi itibari ile rayiç bilançosundaki aktif toplamının 3.106.252,43 TL, pasif toplamının ise 1.120.278,47 TL olduğu, bu şekli ile öz varlık rayiç tutarının 1.985.973,96 TL olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce alınan son bilirkişi raporunda davalı şirketin karar tarihine en yakın rayiç değer bilançosu hesap edilmiş olduğundan son bilirkişi raporuna üstünlük tanınarak 31/03/2020 tarihi itibari ile davalı şirketin gerçek değerinin 1.985.973,96 TL olduğu, davalının %30 payına düşen kısmın 595.792,19 TL olduğu sonucuna varılarak davanın kısmen kabulüne, 595.792,19 TL’nin karar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 595.792,19 TL’nin karar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 40.698,56 TL nispi karar ve ilam harcın, başlangıçta yatırılan 31,40 TL peşin ve 17.717,00‬ TL ıslah harcı olmak üzere toplam 17.748,4‬0 TL harçtan mahsubu ile eksik harç olan 22.950,16‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 17.748,40 TL toplam harç ile yine davacı tarafından yapılan toplam 7.416,8‬0 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 4.259,47 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan toplam 110,00 TL yargılama giderinin davanın red edilen kısmına tekabül eden 46,83 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesap edilen 46.839.60 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın reddedilen kısmı yönünden hesaplanan 39.129,95 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/12/2020

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI

HARÇ BEYANI
40.698,56 TL K.H.
17.748,4‬0 TL P.H. VE ISLAH H.
22.950,16 TL EKSİK HARÇ

DAVACI YARGILAMA GİDERİ
7.093,1‬0 TL B.KİŞİ
323,7‬0 TL POSTA
7.416,8‬0 TL TOPLAM YARGILAMA

DAVALI YARGILAMA GİDERİ
110,00 TL POSTA
110,00 TL TOPLAM YARGILAMA GİDERİ

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E İMZA ile imzalanmıştır.