Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1015 E. 2019/649 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1015 Esas
KARAR NO : 2019/649

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/11/2017
KARAR TARİHİ : 20/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 14/11/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 24/01/2014 tarihli acentelik sözleşmesi akdedildiğini, iş bu acentelik sözleşmesi ile davalı acente tarafından hayat sigortası ürünleri ile bireysel emeklilik ürünlerinin satışının gerçekleştirilmesi ve mevcut bulunan müşterilerin tutundurulmalarının sağlanmasının amaçlandığını, davalının acentelik sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalı yanın 2015 yılı içerisinde hiç üretim gerçekleştirmediğini, bu sebeple müvekkili şirketin 1.573.994.00 TL değerinde fon kaybına uğramasına sebep olduğunu, davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve müvekkilinin fon kaybı yaşaması üzerine davalıya ihtarname keşide edilerek sözleşmenin feshedildiğinin ihtar edildiğini, müvekkili tarafından davalı aleyhine … 32 İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçtiklerini, davalının icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu bildirerek: davanın kabulü ile davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu 16/01/2018 tarihli cevap dilekçesinde; davacının müvekkilinden likit bir alacağının bulunmadığını, davacı ile müvekkili arasında akdedilen acentelik sözleşmesi ve protokoller gereği 05/06/2016 tarihine kadar likit bir alacağın mevcut bulunmaması sebebiyle davacının gerek icra takibine geçmesi ve gerekse iş bu davayı açmış olmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin davacı sigorta şirketinde acentelik sözleşmesinden kaynaklanan 5.000 TL nakdi teminat mektubu bulunduğunu, teminat mektubunun ihtarname, icra takibi, itirazın iptali davası alacak değerinden mahsup edilmediğini, davacı yanın 2015 yılı içerisinde tahakkuk ettirdiği 2013-2014 yıllarına ait cari hesap borcu hakkında açıklama yapması gerektiğini, davacı ile müvekkili arasında arasında akdedilen sözleşmenin haksız şekilde feshedildiğini, portal girişinin kapatılması sonrası başka sigorta şirketleri ile çalışılmak zorunda kalındığını, bu mecburiyetin davacının eylemlerinden ileri geldiğini, müşteri kayıplarının yaşanmasının portal girişinin kapatılmasından kaynaklandığını, acentelik sözleşmesi ve bu sözleşmeye ek olarak imzalanan protokoller ve komisyon uygulamaları yönergesi gereği müvekkillerinin aracılık yapmış olduğu müşterilerin 1.yıl düzenli katkı paylarından doğacak , ve 2.yıllarında hak edilen %2 muteakip komisyon hak ediş bedellerinin müvekkilinin carisinden düşülmesi sonucunda borç durumunun değiştiğini, BES satışlarının fon büyüklüklerinden alınması gereken gelir paylaşım sistemi hakedişlerinin müvekkilinin avans borcundan düşülmesi gerekirken yansıtılmadığını, protokollere binaen yapılan aracılık hizmetinden ötürü sözleşmenin feshedildiğini, 05/06/2015 tarihinden itibaren 1 yıl avans komisyon hakedişleri ve toplam fon üzerinden GPS hakedişlerinin müvekkillerine tahakkuk ettirilen haksız alacağın kapanmasını ve hatta müvekkilinin alacaklı konuma geçmesini sağlayacağını, müvekkilinin hakettiği komisyon uygulamalarını bireysel emeklilik sisteminde prefinansman desteği tüm sözleşmeler yönünden gelir paylaşımı sisteme, hayat sigortaları ve diğer sigorta poliçelerine ilişkin komisyon sistemi şeklinde olduğunu bildirerek; davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
… 32 İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası getirilmiş, yapılan incelemesinde; Davacı tarafından davalı aleyhine toplam 382.877,74 TL üzerinden ilamsız icra takibinin yapıldığı davalının yasal süresi içinde ödeme emrine itiraz ettiği takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, ibraz edilen 25/05/2018 tarihli raporda: davada uyuşmazlık konusunun davalı hakkında … 32 İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya ile başlatılan ilamsız takibin davalının itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin oldğuu, davacının ticari defterlerini açılış kapanış tasdiki süresinde yapıldığı, e defter beratlarının Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemine süresinde yüklendiği ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davacının ticari defter kayıtlarında davalından 382.877,74 TL alacağının gözüktüğü, davacı şirket lehine … 32 İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip tarihinden itibaren dava tarihine kadar avans faizi olan 2016 yılı için 31.603,37 , 2017 yılı için 32.871,65 TL ile birlikte toplam 447.352,76 TL alacak bakiyesinin hesap edildiği bildirilmiştir.
Davalı yanın bilirkişi raporuna itirazı üzerine Mahkememizce bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş, ibraz edilen 27/07/2018 tarihli raporda; kök raporlarındaki düşüncelerinde bir değişiklik bulunmadığı bildirilmiştir.
Mahkememize ibraz edilen kök ve ek raporun hüküm vermeye elverişli olmadığı anlaşıldığından yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak inceleme yapılmasına karar verilmiş olup, ibraz edilen 13/03/2019 tarihli raporda: davacı şirketin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerinin TTK ve HMK çerçevesinde usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırdığı, dolayısıyla ticari defterlerinin şirketin lehine delil olabilme niteliğini taşıdığını, sigorta şirketlerinin mevzuat gereğince her dönem gerek bağımsız denetim firmaları, aktüerler, Sigorta Denetleme Kurulu ve gerekse vergisel açıdan tam tasdiki inceleme ve denetime tabi tutulduğu dikkate alındığında acentelik sözleşmesi ve onun ayrılmaz eki olan protokol hükümlerine aykırı ve geçerli herhangi bir gerekçe olmasızın geriye dönük olarak acente hesabına borçlandırma işleminin yapılmasının sigorta muhasebesi tekniği açısından söz konusu olamayacağı, acentelik sözleşmesi ve protokol gereğince acenteye sağlanan prefinansman olarak nitelendirilen kaynağın protokolde belirlenen kriterler çerçevesinde hak edişlere mahsuben öngörülen bir avans niteliğinde olduğu, çok sayıda sistemden çıkış yaşanması, üretim yetersizliği ve belirlenen üretim hedeflerinin gerçekleşmemesi sebebiyle ancetelik sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiği ve davacı tarafından mahsuplaşma sonucu kalan avans tutarlarının davalının hesabına borç olarak yansıtıldığı, davacı sigorta şirketinin … 32 İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına ibraz ettiği listeye göre davalı acente portföyünden 2015 yılı içerisinde ihtarnamenin keşide edildiği 05/06/2015 tarihi itibariyle 69 adet sözleşmenin sistemden çıkış yaptığının görüldüğü, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen ticari defter kayıtları ve belgeleri göre 01/01/2014-26/02/2016 dönemleri arasında gerçekleşen hesap hareketleri sonucunda davalı acentenin takip tarihi itibariyle 382.877,74 TL borçlu bulunduğu, protokolün 5.maddesi gereğince acentelik teminatı olarak davacı şirkete verildiği belirtilen 5.000 TL tutarındaki nakit teminatın acentenin borcundan mahsup edilmesi gerektiği, davacı sigorta şirketinin takip tarihi 14/11/2017 itibariyle davalı acenteden 63.481,65 TL tutarında faiz talebinde bulunabileceği bildirilmiştir.
Davacı ile davalı arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin 7.maddesinde; acentanın bu sözleşmenin imzalanmasından itibaren doğrudan doğruya veya dolaylı olarak başka bir emeklilik şirketinin acenteliğinde veya vekilliğini yapamayacağı, 22.maddesinde; sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 1 yıl süre ile geçerli olduğu, bu sürenin bitmesinden bir ay önce noter aracılığıyla ihbar edilmedikçe 1 yıl süreyle uzatılacağı, sözleşmenin gerek acente gerekse acentanın çalıştırdığı bireysel emeklilik aracılarının mevzuata veya iş bu sözleşme hükümlerine veya … Emeklilik direktif ve genelgelerine aykırı davranmaları, yahut mutabık kalınan hedefleri gerçekleştirememeleri veya haklı bir sebebin ortaya çıkması halinde … Emeklilik tarafından süre verilmeksizin tek taraflı olarak her zaman feshedilebileceği, bu sözleşmenin sebep her ne olursa olsun feshi halinde fesih ihbarının sonuçları, fesih sonrası komisyon uygulanması vs. Düzenlemeler için varsa acenta ile … Emeklilik arasında akdedilmiş protokol hükümlerinin uygunalanacağı düzenleme konusu yapılmıştır.
Acentelik sözleşmesinin eki niteliğinde düzenlenen protokolün 2.maddesinde; protokolün acentanın aylık ve yıllık olarak hedeflerini gerçekleştirmesi durumunda hakedeceği komisyonları belirlemek üzere tanzim edildiği, 4.maddesinde; protokolün yürürlükte kalacağı 01/01/2014- 31/12/2014 tarihleri arasında acentenin tanzim edeceği bireysel emeklilik sözleşmeleri için ilk yıl %13 oranında avans komisyonu ödemesi yapacağı, her bir bireysel emeklilik sözleşmesinin 2.yılı ve müteakip yıllarında komisyon ödemesi yapılamayacağı, başlangıç kapitali için %1,5 oranında komisyon ödeneceği, komisyonların hakedişi geri alınmasına ilişkin şartların komisyon yönergesinde açıklandığı gibi olduğu, 7.maddesinde; acentenin şirket ile arasındaki acentelik sözleşmesinin fesih olması durumunda protokolün de fesih olacağını, feshin gerçekleştiği tarih itibariyle hiçbir ad ve nama altında şirketten hak alacak veya tazminat talebinde bulunulmayacağının düzenleme konusu yapıldığı görülmüştür.
Davacı tarafından keşide edilen … 47.Noterliğninin … yevmiye numaralı, … tarihli ihtarnamesi ile; davalı acentenin 2015 yılı içerisinde üretim gerçekleştirmemesi, üretim yapmaması ile birlikte mevcut müşterilerin bireysel emeklilik sisteminden yüksek oranda çıkış yapması, 2015 yılı içinde sistemden çıkış yapan 71 adet sözleşmenin 1.503.994,00 TL değerinde fon kaybına neden olması sebebiyle acentelik sözleşmesinin feshedildiği, sözleşmenin feshi ile birlikte doğan 298.132,00 TL komisyon borcu ve 39.753,00 TL cari hesap borcu olmak üzere 337.885,00 TL’lik borcun ödenmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı tarafından acentelik sözleşmesinin feshinin haklı olmadığı, sözleşmenin feshedilmesinden önce davacı şirket tarafından acente portalının kapatıldığı, sözleşme yapılmasının engellendiği, sözleşme ve protokole göre avans destek ödemesinin bulunmadığı, yapılan ödemelerin prefinansman hakediş ödemelerinde bulunduğu, ve yapılan satışlara binaen bir avans ödemesi niteliğinde değil hakettirme şeklinde cari hesaba işlendiği, GPS hakedişlerinin avans borcundan düşülmesi gerekirken hesaplara yansıtılmadığı, likit alacağın mevcut olmadığı, davacı tarafından cari hesabına geriye dönük borçlandırma yapıldığı ve borcunun bulunmadığı yönünde savunmada bulunulmuştur.
Sigorta şirketlerinin ticari defter kayıtları, mali tablolarının denetim firmaları, aktüer ve sigorta denetleme kurulu tarafından mevzuat gereğince inceleme ve denetimden geçmek zorunda olduğu, dönem sonlarında tam tasdik raporu ile mali tabloların teknik karşılıklı ve hesapların incelemesi sonucunda vergisel açıdan denetime tabi tutulduğu, acentelik sözleşmesi ve ayrılmaz eki olan protokol hükümlerine aykırı olarak geçerli herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin geriye dönük kayıt ve borçlandırma işleminin yapılmasının söz konusu olamayacağı, protokolün 4.maddesine göre acentenin tanzim edeceği bireysel emeklilik sözleşmeleri için ilk yıl %13 oranında avans komisyon ödemesi yapılacağı , 2.ve müteakip yıllarında komisyon ödemesi yapılmayacağı, başlangıç ödemeleri için yılda %1,5 oranında komisyon ödeneceği, hakediş ve geri alınması şartlarının komisyon yönergesinde açıklandığı şeklindeki düzenlemeye göre öngörülen hedefler ve komisyonun hakedilmesi için gerekli olan kriterlerin belirlendiği, davalının bir yıllık üretim hedeflerinin rakamsal olarak açık olduğu, acentelik sözleşmesi ve protokol gereğince acenteye sağlanılan prefinansman olarak nitelendirilen kaynağın protokolde belirtilen kriterler çerçevesinde hakedişlere mahsuben öngörülen avans niteliğinde olduğu, bu nedenle davalının bu yöne ilişkin savunmalarının yerinde olmadığı, acentelik sözleşmesinin feshedilmesinden önce acente portalının kapatılmasının dava konusu alacak miktarı yönünden etkisi bulunmadığı, portal kapama işleminin davalı acentanın hedeflerini yerine getirmemesi yönünde olumsuz bir sonuç doğurmadığı, davacı şirketin fon kaybını engellemek üzere portalı kapatmak durumunda kaldığı, çok sayıda sistem çıkışı yaşanması, üretim yetersizliği ve belirlenen üretim hedeflerinin gerçekleşmemesi sebebiyle acentelik sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiği ve davacı tarafından yapılan mahsuplaşma sonucunda kalan avans tutarlarının davalının hesabına borç olarak yansıtılmasında bir usulsüzlük olmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacının incelenen ticari defterlerinin HMK ve TTK hükümleri uyarınca usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil vasfında olduğu, davalının portföyünden 01/01/2015- 31/12/2005 tarihleri arasındaki toplamda 121 adet sözleşme çıkışının gerçekleştiği, 69 adedinin ihtarnamenin keşide edildiği tarih itibariyle , 52 adedinin ise ihtarnamenin keşide edildiği tarihten sonra yapıldığı, 29/02/2016 tarihi itibariyle hesap bakiyesinin 382.877,74 TL’ye ulaştığı, davacının davasını açarken 381.288,31 TL üzerinden talepte bulunduğu, bu talebi ile bağlı olduğu hüküm vermeye elverişli denetime açık bilirkişi raporu ile anlaşılmıştır.
Protokolün 5.maddesi uyarınca acentelik teminatı olarak 5.000 TL tutarındaki teminat mektubunun davalı tarafından davacı şirkete verildiği, teminat mektubunun halen nakde çevrilmemiş olduğu üzerinde tarafların mutabık olduğu, davalı tarafından her ne kadar 5.000 TL’lik teminat mektubunun borcundan düşülmesi talep edilmiş ise de; BK nun 139. Mad uyarınca iki kişi karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları taktirde her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcu ile takas edebilir. Davalının teminat mektubu tazmin edilmediğinden davalının davacıya olan borcundan BK nun 139. Maddesi uyarınca takas edilebilecek alacaklardan olmadığı,BK.nun 100.maddesinde de; borçlunun faiz ve giderleri ödemede gecikmemiş ise kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkında sahip olduğu, aksine anlaşmanın yapılamayacağı,alacaklının alacağın bir kısmı için kefalet, rehin veya başka bir güvence almış ise borçlu kısmen yaptığı ödemeyi güvence altına alınan veya güvencesi daha iyi olan kısma mahsup etme hakkına sahip olmadığının düzenleme konusu yapıldığı, davalının davacıya vermiş olduğu teminat mektubunun henüz nakde çevrilmediği, BK.100 maddesi uyarınca da davalının davacıdan olan alacağından mahsubunun mümkün olmadığı anlaşıldığından 5.000 TL’lik teminat mektubunun mahsup edilmesi talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirimesi sonucunda; davacı … davalı arasında akdedilen acentelik sözleşmesi ve protokolün haklı nedenle feshedildiği, davacının HMK ve TTK hükümlerine göre usulüne uygun şekilde tutulan ticari defterlerindeki kayıtların davalıdan 382.877,74 TL alacaklı olduğu, 381.288,31 TL’lik talebi ile bağlı bulunduğu hüküm vermeye elverişli denetime açık bilirkişi raporu ile anlaşıldığından Davanın kabulüne, takibin 381.288,31 TL üzerinden devamına, asıl alacak 381.288,31 TL’ye takip tarihinden itibaren davacının talebini aşmamak üzere avans faizi uygulanmasına, davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak taraflarca belirlenebilir mahiyette bulunan likit alacak miktarına kötü niyetli olarak itiraz edildiğinden, kabul edilen toplam alacak miktarı üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın kabulüne, takibin 381.288,31 TL üzerinden devamına, asıl alacak 381.288,31 TL’ye takip tarihinden itibaren davacının talebini aşmamak üzere avans faizi uygulanmasına,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 76.257,66 TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 26.045,80 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 4.563,57 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 21.482,23 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 4.563,57 TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 3.679,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 28.827,30 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde, taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/06/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Harç Beyanı
K.H: 26.045,80 TL
P.H: 4.563,57 TL
B.H: 21482,23 TL

Davacı gideri
Bilirkişi ücreti: 3400 TL
Tebligat gideri : 279,50 TL
Toplam: 3.679,50 TL