Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/989 E. 2019/609 K. 12.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/989 Esas
KARAR NO : 2019/609

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/07/2015
KARAR TARİHİ: 12/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davası Gaziosmanpaşa … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… E., … K. sayılı 02.06.2016 tarihli görevsizlik/yetkisizlik kararı üzerine tevdii edilen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …A.Ş.nin … İnşaatı şantiyesinin müvekkil şirket nezdinde sigortalı olduğunu, sigortalının müvekkil şirkete yapmış olduğu ihbar neticesinde 19/11/2014 tarihinde inşaat sahasına kilit kırılmak suretiyle girilerek 600mt uzunluğunda 1 adet makara kablonunun çalındığını, bu alanının davalı güvenlik şirketi tarafından korunmakla yükümlü olduğunu, bu hırsızlık neticesinde 2.153,07 TL hasarın oluştuğunu ve hasar bedelinin sigortalıya müvekkil şirket tarafından ödendiğini, dava konusunu oluşturan hasardan dolayı davalı …A.Ş.’nin sorumlu olduğunu belirterek her türlü fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.153,07-TLnin tazminatın ödeme tarihinden itibarden yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı bakma görevinin Ticaret Mahkemelerinin görevinde olduğunu bu nedenle öncelikle görevsizlik kararı verilmesini, müvekkil şirketin tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, dava konusu olayın müvekkil şirketin sorumluluk alanı dışında gerçekleştiğini, hırsızlığa konu olan depode depo sahibi olan ilgililerin gerekli güvenlik önlemlerini almadıklarını belirterek, öncelikle mahkemenin görevsiz olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesini, mümkün olmadığı takdirde davacı tarafından açılan haksız davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Ulaştırma ve Lojistik uzmanı …, İnşaat Mühendisi … Taneli ile Güvenlik Uzmanı …’a tevdii edilen dosyaya 10/09/2018 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; dava dosyası kapsamında yer alan iddia ve savunmalar, kolluk tarafından düzenlenen belgeler, ekspertiz raporu üzerinde yapılan incelemeler sonucunda; hırsızlık olayının oluş biçimi irdelendiğinde; Davacı … A.Ş. Dava dışı sigortalıları …A.Ş.’nin “…İnşaatı Gaziosmanpaşa Şantiyesi, … A.Ş. nezdinde … nolu Ali Risk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, sigorta teminat kapsamı içinde yer alan şantiye sahasında 19.11.2014 günü saat 21:00 sıralarında hırsızlık sonucu 1 adet makaraya sarılı 600 mt uzunluğunda 1x250mm2 0,6 kv (NYY) model kablonun çalındığı anlaşılmıştır.
… İnşaat Şantiyesinin olay tarihinde davalı … A.Ş. güvenlik elemanlarınca korunduğu anlaşılmaktadır. Zira taraflar arasında akdedilen ve imza altına alınan “ Özel Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi ek protokolüne göre, sözleşmenin süresi 29.06.2014 tarihinden itibaren 29.06.2015 tarihine kadar uzatılmış ve 18 güvenlik personel kadro sayısı da 40 kişiye çıkarılmışta’. 19.11.2014 günü saat 21:00 sıralarında …şantiyesinde hırsızlık sonucu davacı yanın dava dışı sigortalısına ait depodan 1 makara bakır kablo çalındığı tarihte güvenlik personel sayısının 40 kişi olduğu tespit edilmiştir.
Davalı güvenlik şirketi tarafından dosya kapsamına sunulu İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi … E. sayılı dosyası üzerinden verilen 2018/326 numaralı gerekçeli karar incelendiğinde; … İnşaat Şantiyesinin 617.395 m2lik bir alan olduğu, dosya kapsamı incelendiğinde ise, şantiye sahasında çok sayıda alt taşeron şirketlerine ait depoların bulunduğu saptanmış, yine dosyadaki bilgilerden anlaşılacağı üzere şantiye alanında alt taşeron firmalarının depolarında yeterli ve gerekli güvenlik tedbir ve önlemlerini alınmadığı, zira depoların kapılarının mukavemetli kilitler ile kilitlendikten sonra, harekete bağlı sensörlerle çalışan hırsızlık alarm ve ihbar sisteminin olmadığı, oysaki böyle bir sisteminin kurdurularak gerek alarm haber alma merkezi tarafından gerekse davalı güvenlik şirketi elemanlarınca sabit noktadan monitörlerden izlenmediği, şantiye sahasında kameraların çoğunun işlevsizdir. Olay yerinde (şantiye sahası) taşeron firmaların çokluğu, araç ve yaya trafiğinin oldukça yoğun biçimde hareketliliğin devam ettiği, günlük olarak 1400-1500 personelin sahada çalıştığı, kapı giriş çıkış sirkülasyonunun yoğunluğu nedeniyle tüm araçların ve personelin birer birer aranmasının giriş/çıkışı tıkayacağından böyle bir uygulamanın hayatın olağan akışıyla örtüşmediği. Ayrıca davalı güvenlik şirketinin olay tarihindeki personelinin dikkati sayesinde şüpheli şahıs ve aracın fark edildiği andan itibaren kendi aralarında telsiz çevirisiyle (anons) yapılarak kapıların uyarıldığı, ancak profesyonel olan hırsızların ani manevrasıyla A. Kapısının uç kısmına çarparak olay yerinden kaçtıkları saptanmıştır.
5188 sayılı özel güvenlik hizmetlerinin yürütüldüğü inşaat şantiyesindeki güvenlik görevlilerinin silahlı güvenlik personeli olmadığı, olayın oluş biçimi irdelendiğinde hırsızlara karşı mukavemet gösterebilecekleri başkaca bir önlem olmadığı, zira 5188 sayılı kanun ve uygulanmasına ilişkin yönetmelik incelendiğinde bahse konu güvenlik personelinin 5188 sayılı yasanın 7. Maddesinde sayılan yetkilerini kullandığı, şüpheli aracın fark edilmesinden itibaren derhal harekete geçerek hırsızlık olayım önlemeye matuf harekette bulunulduğu, önleme imkân ve kabiliyeti gerçekleşemediğinden itibaren 155 polis unsurları ve depo sorumlusuna derhal ihbar yapıldığı, bahse konu olayın gerçekleşmemesine yönelik görev ihmali ve görev kusurunun bulunmadığı değerlendirilmiştir.
…Şantiyesi toplam alanı 617.395 m2, lik büyüklükte olup, bahse konu alanda çeşitli hizmet üreten taşeron firmaların depolarında bulunan taşınabilir ve kıymetli ürünlerinin daha etkin bir biçimde basiretli bir tacir gibi muhafaza ve korunmaları amacıyla özenle korunması ve muhafazası için bireysel olarak bir takım güvenlik önlemleri alması gerektiği, zira bu tür büyüklükteki şantiye alanlarında hırsızlık olayları yaygın bir biçimde görülmekle birlikte yazılı ve görsel basında da sık sık yer aldığı, hırsızlık eylemini gerçekleştiren profesyonel suç örgütlerinin çalışma prensibi irdelendiğinde; hedefin seçilmesi, hedef ile ilgili bilgi toplanması, plan yapılması, olayın gerçekleştirilmesi, olay yerinden kaçış, şeklinde hırsızlık olayını gerçekleştirmiş oldukları bilinmektedir.
Yine, bu tür eylemleri yapan kişiler önceden keşif yaptıkları özellikle kolay girilebilecek, yeterli şekilde kilitli, kamera sistemli, hırsızlık alarm ve ihbar sistemli ve pencere sistemlerinin demir kafesle korunaklı olmayan yerleri zorlamak veya kırmak (kanırtmak) suretiyle açtıkları, karanlık noktalardan sızma yaptıkları, yeterli güvenlik personelinin bulunmadığı veya güvenlik personelinin farklı alanlarda yoğun olduğu saatlerde (nöbet değişimi sırasında) ve riskin en az olduğu alanlarda ve zamanlarda hırsızlık yaptıkları istatiksel ve bilimsel olarak bilinmektedir.
Günümüzde özellikle yazılı ve görsel medyanın zaman zaman haber bültenlerinde, bu ve benzeri hırsızlık olaylarının gösterildiği ve haber yapıldığı halde dava dışı sigortalı … A.Ş. yetkililerinin şantiye sahasında kendilerine tahsis edilen depoda otomatik kepenk, güvenlik noktasıyla irtibatlı hırsızlık alarm ve ihbar sistemi, ayrıca alarm haber alma merkezleriyle irtibatlı ve 24 saat takipli sistemi yaptırmadıklarından hırsızların eylemini kolaylaştırdığı değerlendirilmiştir.
Ayrıca, gerekçeli kararda da belirtildiği üzere; şantiye alanından dışarıya çıkacak işçilerin araçlarla çıkacakları da göz önüne alındığında, her çıkan aracın durdurulup içerisinin aranmasının mümkün olamayacağı, güvenlik personelinin taşeron firma çalışanlarının hangi malzemeyi nerede kullandığı, kaç metresini ve kaç adedini nereye taktığı gibi iş takip yetki ve sorumluluklannm olmadığı, yukarıda da bahsedildiği Üzere güvenlik personelinin yetki sınırının 5188 sayılı yasanın 7. Maddesi ile sınırlı olduğu dikkate alındığında güvenlik şirketine atfedilebilecek har hangi bir kusur ve kusur oranı izafe edilememiştir.
Davacı, inşaat-tüm riskler sigortası kapsamında sigortacı sıfatı ile yaptığı ödemeyi davalı güvenlik şirketine rücu etmekte ise de; davalı güvenlik şirketinin yürüttüğü faaliyette üstüne düşen yükümlülükleri gereği gibi yerine getirdiği değerlendirilmekle, davacının hırsızdan başkaca rücu edebileceği hasar sorumlusu bulunmadığı tespit edilmektedir. Davalıya kusur izafe edilmediği için, davalının sorumluluk sigortacısı ihbar olunanın da sorumluluğunu gerektiren tazminat gündeme gelmeyecektir.
Sonuç olarak; davacı… A.Ş. sigortalısı dava dışı … A.Ş.’nin Gaziosmanpaşa…Şantiye sahası dahilinde bulunan deposundan 600 mt uzunluğunda 1×240 mm2 0,6/lkw (…) model 1 adet makara kablonun çalındığı anlaşılmış, olayın akabinde eksper tarafından düzenlenen ekspertiz raporunda çalman kablo bedeli muafiyet sonucu 21.530,70 TL olarak tespit edilmiştir. Yapılan inceleme ve araştırma sonucunda eksper tarafından tespit edilen hasar tutarının kadri marufunda olduğu, müşterek sigorta gözetilerek davacının 2.153,07 TL sigorta tazminatını sigortalıya Ödemekle; bu miktarı sorumlu olduğundan bahisle davalı güvenlik şirketine rücu ettiği, olayın oluş biçimi irdelendiğinde, olayın meydana gelmesinde davalı güvenlik şirketine atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı, zira olay günü ve saatinde hırsızlık eyleminin gerçekleştirildiği tarihte dava dışı sigortalının kendi sorumluluğu ve kontrolü altındaki depoda bireysel olarak alması gereken güvenlik önlemlerini almadığı, basiretli bir tacir gibi davranmaması (otomatik kepenk sistemi, hırsızlık alarm ve ihbar sistemi kurdurmadığı, güvenlik sabit noktalarıyla irtibatlı hale getirilmediği, ayrıca alarm haber alma merkezleri ile de irtibatlı bir alarm sistemi kurdurmadığı) nedenleri ile hırsızlık eylemin gerçekleştirilmesinde eylemi gerçekleştirenlerin işinin kolaylaştırıldığı değerlendirilmiş ve davalı güvenlik şirketine her hangi bir kusur atfedilemediği, davacının rücu edebileceği kişi, hırsızlık eylemine karışan fail veya failleri olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında değerlendirilmesi neticesinde kök raporu hazırlayan bilirkişiye tevdii edilmesi neticesinde 16/01/2019 tarihinde tanzim olunan bilirkişi ek raporunda özetle; davacı … A.Ş. sigortalısı dava dışı “…ortaklığı …A.Ş.” …İnşaat Şantiyesinde taşeron firma olarak görev almıştır. … Şantiyesinde 19.11.2014 günü saat 21:00 sıralarında tünel yolundan … plakalı …gri renkli aracın hızlıca kapıya doğru geldiği davalı güvenlik şirketi elemanı tarafından görülmüş, telsiz kanalından şantiye içinde şüpheli bir aracın dolaştığının A kapıstndaki güvenlik görevlisine anons edilmesi üzerine A kapısında görevli şahıs hemen kapıyı kapatmaya çalışılmış, ancak şüpheli aracın hızlanarak A kapısının uç tarafına çarparak kaçtığı tespit edilmiştir.
Kök belirtildiği üzere; olayın oluş biçiminin irdelenmesi son derecede önem arz etmektedir. Dava konusu hırsızlık olayının yaşandığı…İnşaat Şantiyesinin 617.395 nf’lik son derecede geniş bir açık alan olduğu, dosya kapsamı İncelendiğinde ise, şantiye sahasında çok sayıda alt taşeron şirketlerine ait depoların bulunduğu, şantiye alanında alt taşeron firmalarının depolarında yeterli ve gerekli güvenlik tedbir ve önlemlerini alınmadığı, zira depoların kapılarının mukavemetti kilitler ile kilitlendikten sonra, harekete bağlı sensörlerle çalışan hırsızlık alarm ve ihbar sisteminin olmadığı, bahse konu sisteminin kurdurularak gerek alarm haber alma merkezi tarafından gerekse davalı güvenlik şirketi elemanlarınca sabit noktadan monitörlerden izlenmediği, şantiye sahasında kameraların çoğunun işlevsiz olduğu, keza 10.08.2018 tarihli kök raporumuzda; … İnşaat Şantiyesinin dahilinde farklı fırına ve farklı İş kollarında çok sayıda taşeron firmaların çalışma yaptığı, bu firmalara ait araç ve yaya trafiğinin şantiye dahilinde oldukça yoğun biçimde gün içinde hareketliliğin devam ettiği, şantiye alanında günlük ortalama olarak 1400-1500 kişinin sahada çalıştığı, kapı giriş çıkış sirkülasyonunun yoğunluğu nedeniyle tüm araçların ve personelin birer birer aranmasının girİş/çıkışı tıkayacağından böyle bir uygulamanın hayatın olağan akışıyla örtüşmediği. Ayrıca davalı güvenlik şirketinin olay tarihindeki personelinin dikkati sayesinde şüpheli şahıs ve aracın fark edildiği andan itibaren kendi aralarında telsiz çevirisiyle (anons) yapılarak kapıların uyarıldığı, ancak profesyonel olan hırsızların ani manevrasıyla hızlanarak A. Kapısının uç kısmına çarparak olay yerinden kaçtıktan şeklinde bilgiler paylaşıldığı, bu bilgiler ışığında düzenlenen kök raporda güvenlik görevlilerinin üzerlerinde sadece haberleşme cihazı ve/veya jop/kelepçe türü pasif savunma aracı dışında kendilerinin ve başkalarının mal ve can güvenliğini sağlayabilecek ateşli bir silah bulunmadığından, eylemi gerçekleştiren şahısların profesyonel hırsız olmaları, hırsızların her türlü riski göz önüne atarak eylemlerini gerçekleştirdikleri dikkate alındığında, davalı güvenlik şirketi çalışanının aracın Önünü kesmesi durumunda kendi can güvenliğini riske ve tehlikeye düşüreceğinden başkaca bir önlem alabilmesinin bu aşamada mümkün olmadığı değerlendirildiğinden kusur verilmediği, zira davalı şirket çalışanları (güvenlik görevlileri) görevini savsaklamamış, görev yerini terk etmemiş, şantiye içinde şüpheli gördükleri aracı takibe almış ve A kapısında bulunan diğer görevliyi telsiz yardımıyla ikaz ederek kapıyı kapatmasını istemiş, A kapısındaki nöbetçinin kapıyı kapatmaya çalıştığı anda eylemi gerçekleştiren şahısların hareket halindeki aracı hızla A kapısına doğru yönelterek ve kapanmakta olan kapının uç kısmına çarparak kaçtıkları anlaşılmış, güvenlik görevlileri aracın plakasını tespit ederek gerekli kolluk ve diğer yetkililere bildirimde bulunmuş, bunun dışında olay yerinde yapabilecekleri her hangi bir iş ve işlem mümkün olamamıştır.
Her ne kadar davacı vekili itiraz dilekçesinde; “güvenlik görevlisi …’nin A giriş kapısını kapatamacian hırsızlık mahalIinilen kaçtığının tespit edildiğini, aracın mahalden kaçmasının güvenlik görevlilerince engellenemediğini, ancak sorulması gerekenjp hırsızların şantiyeye nasıl girdiği ile ilgili olduğunu, şantiyenin 2 kapısının bulunduğunu ve bu 2 kapının da sürekli olarak güvenlik görevlileri ile korunduğunu, bilirkişi raporunda ifade edildiği üzere, güvenlik personel sayısının 29.06,2014 tarihinde 18’den 40 ’a çıkarıldığını. Davalı şirketin güvenlik zaafıyeti nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu olmadığının anlaşılamadığını, itirazları doğrultusunda dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdii ile yeni bir rapor alınmasına karar verilmesini arz ve talep ettikleri ” şeklinde beyanda bulunmuş iseler de; Bilirkişi Heyetimize sorulan bu sorunun tevabi esasen kök raporda detaylı bir şekilde açıklandığı, şantiye sahasında çok sayıda alt taşeron firma yer almakta ve günlük ortalama 1400-1500 çalışan personel yanında hafriyat taştyan yüksek tonajlı araçlar, şantiye sahasına inşaat malzemesi taşıyan onlarca aracın her birisini durdurularak kimlik sorulması, araç içinde fiziki arama yapılması hayatın olağan akışı ile örtüşmemektedir. İşte o zaman şantiye giriş çıkışlarında tıkanma ve izdiham yaşanacak, trafik akışı felce uğrayacağı, bu durumda dava dışı sigortalının şantiye sahasındaki kıymetlerini özenle koruması için asgari ve azami alması gereken tedbirler kök raporda sıralandığı, sıralanan bu tedbirler alınmadığından hırsızlık eyleminin gerçekleşmesini kolaylaştırdığı değerlendirilerek davalı yana kusur atfedilmediği, yine dosya kapsamına davalı yanca sunulu 30.10.2013 tarihli…Şantiye Risk Bildirimi incelendiğinde; Risk analizinin davalı güvenlik şirketi çalışanı (güvenlik Amiri) …, İdari Amiri … İşyeri Güvenlik Amiri … tarafından imzalandığı,
Risk analiz raporunda; Mezarlık bölgesinde bulunan İstihdam duvarı üzerine jiletli tel örülerek bölgeye girişin önlenmesi, B ve O kapısı istikametinde bulunan yol güzergâhının aydınlatmaların yanmadığı ve bölgenin çok karanlık olması, Kule vinçlere çıkarak intihar girişimlerine fırsat verilmemesi için vinç noktasına kilitli kafes kapı yapılması, Mahalde ve Metris güzergâhında bulunan reklam panolarının bir kat daha yükseltilerek içeri girişlerin önlenmesi, Mezarlık servis yolu ve açık olan … koleji ve araç yıkama bölgelerine bakan kamera konulması, kamera otomasyonu güvenlik noktasına konulması ve güvenlik tarafından kontrollü bir şekilde gözetleme yapılması, dış bölgelerde çalışma yapan elektrikçilerin artık kablolarını toplamaları aksi halde hurdacı ve hırsızlan cezp ederek içeriye kadar girmelerine sebep olması, otopark bölgesinde şiddetli bir rüzgârda üst katlardan taşların düşmesi ile araçlara zarar vennesi, açıkta bulunan makara kablolarının kilitli kafes içerisinde muhafaza edilmesi, çalışan tüm personellerin haftalık güncellenerek isim listesinin güvenliğe verilmesi şeklinde uyarıldığı anlaşılmıştır.
Yine Davalı Şirket Güvenlik Proje Amiri… tarafından e-mail ortamında 14.02.2014 saat 1l:34’te tüm taşeron firma yetkililerine hitaben yapılan yazışmalarda; “…Şantiyesi, Sayın firma yetkilileri, Şantiyemiz geniş bir arazi içerisinde büyük bir yapılandırma olması ve çalışan personellerin çokluğu sebebi ile. Şantiyemiz içerisinde bulunan malzeme depolarınızdı yaşanabilecek üzücü hadiselere karşılık tedbir amaçlı kendi imkanlarınızea kamera, alarm, yangın tüpü, aydınlatma sistemi ve sağlam kapı kilit sistemi gibi önleyici etkenlerin konuşlandırılması, özellikle gece görüşlü kameraların olay sonrasındaki süreci daha sağlıklı bir araştırma ve olay ile ilgili bilgi edinme, bilgilendirme konusunda bu konuyu sizinle paylaşmak isterim. Saygılarımla Securitas Güvenlik Proje Amiri…” şeklinde taşeron firma yetkililerinin bilgilendirdiği (uyarıldığı) saptanmıştır.
Dosyada mübrez belgeler incelendiğinde; davalı şirket Şube Müdür Yard. … ve … Ortaklığı’na ait…Şantiyesi İş ortağı temsilcisi Şantiye Şefi … tarafından imzalı “… Şantiye Görev Yeri Özel Talimatına Ek Talimatname.” 10. Madde, Özellikle görev bölseleri olan şantiye siris kapıları ve şantiye sahası yol güzergâhları dışında bulunan taşeron firmaların malzeme depolarının eüvenlieituien Securitas sorumlu destidir. Firmalar kendi malzeme kayıplarına ilişkin Securitas Güvenlik Şirketini her ne sebep olursa olsun mesul ve sorumlu tutamaz. ” yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; 6102 sayılı Türk Ticaret Yasası’nın 6. kitabında yer alan “Sigorta Hukuku” başlıklı 1401. ve devamı maddelerinde (sigortacının borç ve yükümlülüklerine ilişkin 1421 ve devamı, tazminat ödeme borcuna ilişkin 1427. ve devamı maddeleri) düzenlenen ve 6102 sayılı Türk Ticaret Yasası’nın 1472. (mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Yasasının 1301.) maddesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin davadır.
Davacı … A.Ş. Sigortalısı dava dışı …A.Ş.’nin Gaziosmanpaşa…Şantiye sahası dahilinde bulunan deposundan 19.11.2014 tarihinde saat 20:30 sıralarında faili meçhul kişiler tarafından 600 mt uzunluğunda 1×240 mm 20,6/lkw (NYY) model 1 adet makara kablonun çalındığı, davalı yanca dava dışı sigortalı …Adi Ortaklığı firması yetkilileriyle birlikte…İnşaat Şantiyesinde iş gören tüm alt taşeron firma yetkililerinin davalı yanca hırsızlık olaylarına karşı özellikle depolarında bireysel önlemler alınması yönünde çok sayıda e-mail yoluyla bilgilendirme (uyarı) yapılmasına rağmen yeterli tedbir alınmadığı, olay yerinin fiziki konumu, çalışanların sayısı ve alt taşeronlara ait araçların ardışık olarak şantiye sahasına giriş ve çıkış yapmaları nedeniyle davacı sigorta şirketi sigortalısının davaya konu olayda mahkememizce yapılan değerlendirme neticesinde hükme elverişli 14/01/2019 tarihli bilirkişi heyet raporundaki tespitler ışığında ortak kusurunun bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yine her ne kadar 14/01/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda “olayın oluştuğu tarih ve saatte güvenlik personellerinin şüpheli aracı tespit ederek hırsızlık olayın önlenmesi maksadıyla azami gayret ve çabayı göstermelerine rağmen daha fazla caydırıcı bir unsurun (ateşli silah vb.) ellerinde olmadığı, kendi can emniyetlerini tehlikeye atarak kapının kapatılması aşamasında aracı engellemeye çalıştıkları, ancak aracın hızlanarak demir kapının ucuna çarpmak suretiyle olay yerini terk ettiği, araca ait tüm bilgileri alan güvenlik personelinin olayı kolluk kuvvetlerine ve şantiye yetkililerine ihbar ettiği belirlendiğinden, kök rapordaki görüşte her hangi bir değişikliğe gidilmediği” yönünde değerlendirmede bulunulmuş ise de mahkememizce dosyamız kapsamında sunulan bilgi ve belgeler incelendiğinde olay günü hırsızların büyük bir alan olan şantiye sahasında B kapısından A kapısına doğru araçları ile yönelmeleri sırasında görevlilerce bu hususun A kapısındaki güvenlik görevlilerine bildirilmesine rağmen yeterli ve gerekli önemlerin A kapısında bulunan davalı güvenlik şirketi görevlilerince yeterli zaman bulunmasına rağmen alınmayarak hırsızların kaçması olayında davalı güvenlik şirketi görevlilerinde ortak kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Ekspertiz raporu, bilirkişi kök ve ek raporu, ve dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler gözetilerek mahkememizce yukarıda belirtilen değerlendirmeler neticesinde dava dışı sigortalı ile davalı güvenlik şirketinin % 50 şer oranda ortak kusurlu oldukları anlaşılarak davanın kısmen kabulü ile 1.076,50 TL’nin dava şirketten ödeme tarihi olan 24/03/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 1.076,50 TL’nin dava şirketten ödeme tarihi olan 24/03/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 73,54 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 36,77 TL harçtan mahsubu ile bakiye 36,77 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 36,77 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.776,50 TL posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretlerinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 1.388,25 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 1.076,50 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 1.076,50 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
7-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”