Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/943 E. 2020/508 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/943 Esas
KARAR NO : 2020/508

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/06/2016
KARAR TARİHİ : 02/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davası Gaziosmanpaşa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/337 esas 2016/335 karar sayılı 13/07/2016 tarihli görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi edilmekle yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflarınca … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile 53.966,61TL alacak için davalı tarafa yönelik icra takibi başlatıldığını ve karşı tarafça bu takibe süresi içinde yetki itirazında bulunulmasından dolayı dosyanın … İcra Dairesine gönderildiğini, davalı tarafça hiçbir dayanak gösterilmeksizin itiraz edildiğini, müvekkilinin mağdur olduğunu ve daha fazla mağdur olmaması için dava açmak zorunda kaldıklarını izah edilen nedenlerle itirazın iptali ve takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatı ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının daha önce aynı konuda … Cumhuriyet savcılığına müracaat ederek (2016-216 haz no) malı …’a götürdüğünü ancak malı, kimsenin almadığını, malı ardiyeye boşalttığını, günlüğü 100 USD bedelle ardiye kiraladığını, malları alan olmadığı için müvekkilin malları kaçak yollardan Türkiye’ye getirilmesini istediğini, mallar için depo masraf, ve nakliye masraf, ödediklerini, 2 adet nakliye faturası gönderdiklerini malların şu an için …’da depoda olduğunu maddi ve manevi zararının bulunduğu ve dolandırıldığını, iddia ederek şikâyetçi olduğunu, Şikâyetinde naklettiği malların İran’da teslim alınmadığını belirterek şikâyetçi olduğunu, müvekkilinin malı …’da satmasını ve bu şekilde parasını almasını istediğini iddia ettiğini, bu olayda mağdur olan ve dolandırılanın müvekkili olduğunu, Zira …’da bir şirketle yapmış olduğu anlaşma kapsamında buradan malı yüklediğini ancak parasını halen alamadığını, Diğer yandan davacı ile nakliye konusunda anlaşanın da müvekkili değil, malların alıcısı olan … ünvanlı şirket olduğunu, Müvekkili şirket bu şirket ile alım satım konusunda anlaştıklarını, Bu şirketin malların davacı nakliye firmasına teslim edilmesini ve nakliyenin davacı aracılığı ile yapılacağını belirttiği için müvekkilinin malları davacıya teslim ettiğini, malların davacıya teslim edilmesi hususunda ihtilaf olmadığını, nakliye ücretinin müvekkili tarafından değil malın alıcısı tarafından ödeneceğini, esasen müvekkili ile davacı şirket arasında da zaten nakliye ücretine ilişkin bir sözleşme olmadığını, nakliye ücretinden müvekkilin sorumlu olması da ticari icaplar gereği mümkün olmadığını, Akabinde müvekkilinin malları davacı şirkete nakliye için teslim ettiğini İranlı şirkete bildirdiğini, ancak İranlı şirket malları teslim almadığını iddia edip müvekkiline ödeme yapmadığını, üzerine müvekkilin, anlaşma yaptığı …, müvekkili tarafından azledildiğini, … yetkilendirildiğini, Bu şahsın İran’da malın akıbetini araştırdığını ancak muhatap bulamadığını, gerçekte davacının İranlı şirket tarafından görevlendirildiğini, müvekkilinin malını teslim alıp İran’a götürdüğünü ve sonrasında malı teslim edemediğini iddia ettiğini, Müvekkilinin malı geri getirmesini talep ettiğinde müvekkilden 30.000,00 USD nakliye ücreti talep ettiğini, Müvekkilinin bu parayı ödemeyince davacının önce itirazın iptaline konu haksız icra takibini yaptığını, somut olayda davacının müvekkili için fatura konusu nakliye hizmetini görmediğini, faturanın da müvekkiline teslim veya tebliğ edilmediğini, davacı parasını İran’daki şirketten alamadığından bahisle müvekkilinden talep ettiğini, ancak henüz nakliye konusu malın nerede olduğu belli olmadığını, söz konusu olayda müvekkilinin davacıya nakliye bedeli ödeme sorumluluğu olmadığını, malını satıp parasını alamayan ve İranlı şirket tarafından dolandırılanın müvekkili olduğunu savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizce dava konusu celp edilen … 5. Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı hakkında cari hesap alacağının tahsili amacıyla 66.767,90 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının borca, faize ve ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, süresinde de huzurdaki davanın açıldığı tespit edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Endüstri Mühendisi ile Mali Müşavir bilirkişilere tevdii edilen dosyaya 26/03/2019 tarihinde tanzim olunan raporda özetle; dava ve icra takip dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, açıklanan gerekçelerle yüce mahkemenin kabulü halinde, davacının ibraz olunan dava konusu, 2015 yılına ait Ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve eksiksiz yaptırıldığı, ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfının olduğu, ancak aleyhe olan kayıtların da diğerlerinden ayrılamayacağı, davalının defter ibrazında bulunmadığı, davacının ticari defterlerine göre davacının takip tarihi itibariyle davacının davalıdan borç/alacağı olmadığı, davacının takibe konu alacağının dayanağı faturanın davalı aleyhine borç doğurduğu, ancak davacının defterlerinde peşin ödenmiş şekilde kayda alındığı, bu itibarla davacının ticari defterlerindeki kaydî verilere göre davacının takip ve dava konusu alacak iddiasının ispata muhtaç olduğu, takipten önce temerrüt oluşmadığından işlemiş faiz talebinin yersiz olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla kök raporu hazırlayan Endüstri Mühendisi ile Mali Müşavir bilirkişilere yeniden tevdii edilen dosyaya 26/03/2019 tarihinde tanzim olunan ek raporda özetle; kök rapordaki görüşün özünün muhafaza edildiği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporlarının usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla Taşıma ve Sigorta uzmanı ile Mali Müşavirden oluşan yeni bilirkişi heyetine tevdii edilerek 03/06/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle;
İhtilafın Özü:
Davacı yanca, … taşıması yapıldığı, söz konusu taşıma sebebi ile masraf ve navlun alacağı tahsil edilmediğinden bahisle düzenlenen faturanın ödenmesi talep edildiği; davalı yan ise soyut borç bulunmadığı itirazı sonrasında taşıma sözleşmesinin tarafı olunmadığı ve fatura konusu işin kendisi için görülmediği şeklinde itirazlarla talebe karşı çıkmaktadır.
Davacının, gerek kambiyo ve gerekse ticari defter kayıt tutma esaslarına göre fatura bedelini tahsil etmiş şeklinde defter kaydı tutması, her halde tahsil ettiği şeklinde kayden değerlendirilerek hazırlanan kök ve ek raporlar hazırlanmıştır. Buna karşın bu ödemenin gerçekliği, maddi gerçeklik olarak davalının ödeme yapıp yapmadığının irdelenmesi gerekir. Ödeme aktif bir hareket olup, iddia eden ispat etmek durumundadır. Kaldı ki, davalı yan ödeme yönünde bir iddia da ileri sürmemektedir.
Kaldı ki, davacı yan ticari defterlerinde 02.01.2018 tarihi itibarı ile DÜZELTME YAPMIŞ, artık dayanak fatura borcu ödenmemiş gözükmektedir.
Bu yönü ile, öncelikle davacının kiminle akdi ilişki içinde taşıma sürecini yürüttüğü, gördüğünü iddia ettiği iş dolaysı ile alacaklı olup olmadığı, bu alacağın muhatabının kim olduğu, alacak miktarı konuları irdelenecek; bilahare davalının veya başkaca bir kişinin bu bedeller için ödeme yapıp yapmadığı hususu irdelenecektir. Ayrıca, ticari defterlerde DÜZELTME ve sonucu da değerlendirilecektir.
Dış Ticaret ve Lojistik Süreci Bakımından İnceleme ve Tespitler:
… Yalıtım firması tarafından 30.06.2015 tarihli, … numaralı satış faturasına istinaden, İran-Bazargan Serbest Bölgesine PVC Su yalıtım levhası ve örtüsü ihraç edildiği, …182.700 USD bedelli, … 185.200 USD fiyatla satış yapıldığı, gümrük beyanına göre CFR teslim şeklinin tercih edildiği görülmektedir.
CFR teslim şekline göre 2.500 USD navlun-varma yerine kadar masrafların da satıcı-ihracatçı tarafından üstlenildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, varma yerine kadar masraflar ve navlun sorumluluğu ihracatçı-davalı .. firmasına ait olduğu, kendi düzenlediği fatura ve gümrük beyanı ile teyit edilmektedir.
Öte yandan dosyaya sunulan 01.06.2015 tarihli “Distribütor Sözleşmesi” gereği malın Bazargan ithalatçısı, davalının oradaki yetkili satıcısı olarak tespit edilmiştir. Sözleşme davalı tarafından İran firması yetkili satıcının haksız davranışları sebebi ile fesih edilmiştir. Bu fesih bildirimi 15.10.2015 tarihli olup; 01.06.2015-15.10.2015 tarihleri arasında yükümlülüklerini davalının yerine getirmesine karşın, muhatap – gönderilen -alıcının yükümlülüklerini ihlal ettiği davalı yanca teyit edilmektedir.
Somut olaya konu ihracatta gerek CFR teslim yönünde fatura kaydı, gerekse gümrük beyanı ve yine dosyaya sunulan iki (2) ayrı CMR taşıma senedi incelendiğinde, 00133 numaralı CMR Taşıma Senedi: Gönderen davalı … Gönderilen – alıcı … Marku …, Yükleme yeri Doğubeyazıt, Yükleme tarihi 01.07.2015, Taşıt …, Müteakip taşıyıcı …, YÜK 18 KAP, 23.820 KG SU YALITIM levhaları, Taşıyıcı … -davacı, Yük teslimi … mevcut ama kim olduğu anlaşılmamaktadır.
… Numaralı CMR Taşıma Senedi: Gönderen davalı … Yalıtım , Gönderilen – alıcı … Marku Freezone-İran, Yükleme yeri …, Yükleme tarihi 01.07.2015, Taşıt …, Müteakip taşıyıcı …, YÜK 18 KAP, 23.820 KG PLASTİK levhaları, Taşıyıcı … -davacı, Yük teslimi YAPILIP YAPILMADIĞI anlaşılmamaktadır.
Aynı yük ve taşıma süreci için düzenlenen her iki (2) CMR taşıma senedinde de her hangi bir şekilde CFR veya FOB şeklinde bir teslim şekline atıf yoktur. Ayrıca, gönderen davalı gözükmektedir. Satış teslim şekli bu yönü ile davacı ve davalı arasında taşıma bakımından yükümlülükleri etkilemeyecektir. Senet bilgileri incelendiğinde esasen aynı yük için iki ayrı senet düzenlendiği anlaşılmaktadır. İhraç edilen ve taşınan yük esasen bir taşıtlık ve bir taşıma sözleşmesi konusu olup; sadece olası ihtimallere göre alıcısı farklılaştırılmış, birinci alıcı olmazsa, ikinci alıcıya teslim şeklinde organizasyon yapılmıştır.
Davalının İstanbul’dan satışını yaptığı emtiayı Doğubeyazıt’a kadar gönderdiği, oradan da … taşıması için davalı ile anlaştığı, malları CFR teslim şekli ile sattığı da gözetilerek varma yerine kadar yani …’a kadar sorumlu olmasına karşın, orada artık emir ve talimat verme yetkisini alıcıya terk ettiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda taşıma CMR hükümlerine tabi olduğu için ve CMR m.14 gereği, Bazargan’da müteakip taşıyıcıya teslimi gerektiği için, böyle bir teslim imkanı olmadığında artık muhatabı alıcı-gönderilendir. Gönderilen-alıcı ortaya çıkmaz ve talimat vererek süreci yönetmezse bu kez gönderene emir ve talimat için başvurması gerekir. Bu da CMR m.12 gereği belirlenecektir. Davacı varma yerine alıcı ortaya çıkmadığından ve müteakip taşımaya yük verilemediğinden bahisle, bekleme, ardiye ve sair masrafları davalıya yansıtabilmek için ondan emir ve talimat alma süreci işletmiş olmalıdır. Davacının takip konusu yaptığı alacak kalemleri incelendiğinde;01.07.2015, 6.688,25 TL bedelli navlun alacağı, 01.07.2015 17.655,00 TL bedelli Bekleme ücreti alacağı, 16.08.2015 29.623,36 TL depo-ardiye alacağı ileri sürülmektedir.
CMR taşıma senetleri gereği davacının 6.688,25 TL navlun alacağı bakımından davalıya talepte bulunma hakkı kabul edilecek bile olsa; diğer alacak kalemleri için bu şekilde hareket edilmesi için davalının emir ve talimatının ortaya konulması gerekir. Aksi takdirde, varma yerinde oluşan bu masraflardan ve beklemelerden davacı ancak alıcısına müracaat edebilir.
Nitekim davacının düzenlediği fatura da 2.500 USD tutarlı olup; fatura tarihi kurlarında karşılığı 6.688,25 TL şeklinde 01.07.2015 tarihli faturada … -… plakalı taşıtla yapılan taşımaya ilişkin olarak belirtilmiştir. Bu durumda, ihtilaf yukarıda detayları verilen CMR taşıma senedine dayandığı anlaşılmaktadır. Navlun CFR satış faturasında yer alan navlun ile de örtüşmektedir.
Bu durumda davalı; CFR satış teslim şekline dair ihracat faturası, Düzenlenen 00158 numaralı CMR taşıma senedi,
Davacının davalıya düzenlediği … tarihli … numaralı navlun faturası gereği navlundan sorumlu olacaktır.
Taşıma sürecinde aracın beklemesi sebebi ile bekleme ücreti talepleri bakımından ise CMR Konvansiyonunda bekleme ücretine yer verilmemiştir. Ancak, yük ilgilisinin sorumluluk alanında riskler dolaysı ile bekleme olursa, makul süreleri aşan beklemelerden dolayı taşıyıcı yük ilgilisinde talepte bulunabilir. Somut olayda beklemenin muhatabı gönderilen-alıcı olacaktır. Zira CFR satan davacı taşıma süreci riskleri bakımından nefi ve hasarı da alıcısına devir etmiştir. Kaldı ki emir ve talimat verme yetkisi de alıcıya ait olup, alıcı ortaya çıkmazsa gönderene başvurulması gerekirken bu süreç gereği gibi işletildiği davacı tarafından ortaya konulmuş değildir. Gönderenin sorumluluğu sabit değildir.
Taşıyıcı teslim engeli veya taşıma engelinde, gerekli talimatı alamadığında malı depoya koyabilir, sattırabilir veya gerekli önlemleri sair şekilde alabilir. Ancak bunun için önce emir ve talimat alma süreci işletmelidir. Muhatabı yine varma yerine ulaştıktan sonra alıcıdır. Katlandığını iddia ettiği depo – ardiye ücreti için önce malın satılarak içinde bu bedellerin ödenme ihtimali de vardır. Bu aşamadan sonra davacının alıcı veya malın tasfiyesi ile makul olan saklama giderlerini elde etmesi gerekir. Gönderen sorumlu tutulamaz.
Bu çerçevede, davacı tarafından her ne kadar 6.050 USD varma yeri masrafı ileri sürülmekte ise de; bu aşamada esasen gönderilenden emir ve talimat alarak süreci işletmesi ve bu miktarları orada ileri sürmesi gerekir. Hatta, mal tasfiyeye girmiş ise tasfiye bedelinden öncelikle tazmin edilmelidir.
Sonuç olarak davacının 2.500 USD karşılığı 6.688,25 TL navlundan davalıyı sorumlu tutabileceği CMR taşıma senedi ve düzenlenen fatura ile uyumlu ve takibe konu edilmiştir. Diğer alacak kalemlerinden ise davalı sorumluluğu bakımından, davalının talimatı veya yüke ilişkin tasarruf hakkını kullanmaya İran’da da devam ettiğini davacının ortaya koyması gerekir.
Hesap İncelemesi:
Davacı tarafından 24.11.2015 tarihli takip talebiyle 53.966,61 TL asıl alacak ve 1.593,49 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 55.560,10 TL alacak miktarı üzerinden takibe giriştiği görülmektedir. Dayanak olarak ise, 01.07.2015, 6.688,25 TL bedelli navlun alacağı, 01.07.2015 17.655,00 TL bedelli Bekleme ücreti alacağı, 16.08.2015 29.623,36 TL depo-ardiye alacağı ileri sürülmüş; ancak sadece 2.500 USD bedelli 01.07.2015 tarihli A-006077 numaralı navlun faturası alacak mesnedi gösterilmiştir.
Dayanak 2.500,00 USD bedelli fatura incelendiğinde, görülen işi ispata elverişli, Karayolu Taşıma Yönetmeliği “taşıma senedi” tanımına uygun bir faturadır. Ayrıca, dosyaya sunulan CMR taşıma senedi ile de örtüşmektedir.
Davacı yan ticari defterleri “lehine delil vasfında” olup; söz konusu fatura bakımından 02.01.2018 tarihli kayıt düzeltmesi de lehine delil vasfı kapsamındadır. 10.07.2015 tarihli kasa hesabından ödeme kaydı düzeltilerek, 6.688,25 TL hesap bakiyesi verecek şekilde fatura alacağı kaydı düzeltilmiş durumdadır. 24.08.2015 tarihli, hesap mutabakatında da davacının 6.688,25 TL alacaklı olduğu dava dışı Murat Akkaya tarafından belirtilmiş olmakla; ticari defter kayıt düzeltmesi dosya kapsamına uygundur.
Davalı yan hiçbir aşamada bu faturayı ödediğini ileri sürmediği gibi, akdi ilişkiyi de inkar etmektedir. Somut olayda, tahsil edildiği yönünde bir makbuz, havale dekontu, cari hesap ekstresi veya sair şekilde belge de sunulmamıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı şirket tarafından, İstanbul-Bazargan/İran taşıması yapıldığı, bu taşıma sebebi ile masraf ve navlun alacağı tahsil edilmediğinden bahisle düzenlenen faturanın ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine, davalı tarafın borca, faize ve ferilerine itirazı sonrasında açılan itirazın iptali davasıdır.
Mali ve taşıma uzmanı tarafından dosyaya sunulan kök bilirkişi heyet raporunda, dava konusu taşıma işlemine konu … tarihli … nolu gümrük beyannamesinin teslim şekli “CFR” ibaresinin yer aldığı ve tutar olarak da 185.200,00 USD olarak belirtildiği, davalı şirket tarafından … nolu faturada da 185.200,00 USD karşılığı CFR teslim şekli olduğu, dolayısı ile davalı adına açılan gümrük beyannamesine göre CFR teslim öngörüldüğünden davalı şirketin söz konusu teslim şekline göre navlun ücretinden sorumlu olduğu ancak yükleme yapılıp mallar taşıyıcıya teslim edildikten sonraki hiçbir masraftan davalının sorumlu olmadığı, yüklemeden sonraki sorumluluğun malın alıcısına ait olduğu, davacının ibraz olunan dava konusu 2015 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve eksiksiz yaptırıldığı, ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfının olduğu, ancak aleyhe olan kayıtların da diğerlerinden ayrılamayacağı, davalının defter ibrazında bulunmadığı, davacının ticari defterlerine göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan borç/alacağı olmadığı, davacının takibe konu alacağının dayanağı faturanın davalı aleyhine borç doğurduğu, ancak davacının defterlerinde peşin ödenmiş şekilde kayda alındığı, bu itibarla davacının ticari defterlerindeki kaydî verilere göre davacının takip ve dava konusu alacak iddiasının ispata muhtaç olduğu görüşü beyan edilmiştir.
Aynı heyetten alınan ek bilirkişi heyet raporunda, davacı vekilinin 04.06.2018 tarihli dilekçesinde her ne kadar davalıdan ödeme alınmadığına dair banka kayıtlarını sunmuş ise de kök raporda arz edilen görüşe mesnet olan kayıtlarda davalı ödemesinin nakit olarak yapıldığı, eğer kök rapora esas alınan davacı ticari defterlerindeki kayıtlarda banka yolu ile tahsilat olduğu şeklinde bir kayda dayanılmış olsa idi bu durumda dilekçe ekindeki banka kayıtları esas alınmak suretiyle düzeltme yoluna gidilebileceğinden davacının ek rapor aşamasında sunduğu banka kayıtlarının kök rapora esas alınan kasa kayıtları ile ilgisi olmayan belgeler olduğundan bahisle kök rapordaki görüşün özünün muhafaza edildiği görüşü beyan edilmiştir.
Mali müşavir ve taşıma uzmanından oluşan hükme elverişli, ayrıntılı ve irdeleyici son bilirkişi heyet raporuna göre, davacının davalı ile olan uluslararası karayolu taşıması sebebi ile 2.500 USD karşılığı 6.688,25 TL alacak takibi bakımından TL olarak takip yapmayı tercih ettiği ve bu miktar kadar alacaklı olduğu, ticari defterlerde kapalı olmasına karşın davalının ödeme veya sair şekilde bu navlun borcunu üstlendiği ve ödediği yönünde savunması bulunmadığı gözetilerek navlun bedelinin ödenmediği, davacının 02.01.2018 tarihinde kasa hesabında düzeltme yapılarak lehine ticari defter kayıtlarında da alacaklı olduğunu ispatladığı, davacının takibe konu diğer alacak kalemleri bakımından 6.050,00 USD İran masrafını fatura sureti ile ortaya koymasına karşın, bu miktar bakımından davalının bir talimat veya emri olmaksızın ve yine İran’da davalının mala ilişkin bir tasarruf hakkı kullanımı bulunmaksızın davalının sorumluluğundan söz edilemeyeceği, navlun bedeli dışındaki alacakları takip ve dava konusu edemeyeceği, davalının ihracat faturasında yer verilen FOB-CFR fiyat farkının 2.500 USD olduğu dikkate alındığında davalının navlun miktarında kabulünün olduğu, davacı takip talebinde %9 yıllık yasal temerrüt faizi talep ettiğinden takip tarihinden itibaren bu oranda faiz uygulanmasının gerekeceği, takipten önce temerrüt oluşmadığından işlemiş faiz talebinin talebinin yerinde olmadığı, navlun alacağı 6.688,25 TL bakımından takip tarihinde alacağın likit ve muaccel olduğu, davalının mal bedelini alamaması veya satış-ihracat işleminin boşa çıkması savunması ile navlun bedelini ödemekten kaçınamayacağı anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile takibin 6.688,25 TL üzerinden devamına, asıl alacak 6.688,25 TL ye takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak miktarı üzerinden hesaplanan % 20 oranındaki 1.337,65 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Kök ve ek raporda davacı ticari kayıtlarındaki usulüne uygun düzeltme dikkate alınmadığından ve davalı tarafça da ödemeye ilişkin bir belge sunulmadığından bu raporlardaki mali tespitlere mahkememizce itibar edilmemiştir. Yine hem kök raporda hem de son raporda taşıma uzmanı sektörel bilirkişiler tarafından teslim şekline göre navlun bedelinden davalının yukarıda belirtilen hükme elverişli gerekçelerle sorumlu olacağı, diğer masraflardan davalının sorumlu olmayacağı tespit edildiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile takibin 6.688,25 TL üzerinden devamına, asıl alacak 6.688,25 TL ye takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, % 20 oranındaki 1.337,65 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 456,87 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 921,62 TL harçtan mahsubu ile bakiye 464,75 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 456,87 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 2.223,35 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan yargılama neticesinde 275,55 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 3.400 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 3.400 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”